Jose Sancho Sergisi: Bir sanat ve dostluk öyküsü

Geçen hafta Kosta Rika Fahri Konsolosluğu görevimde ‘tamam mı devam mı’ sorusunun geldiği
son noktayı sizlerle paylaşmış ve ‘Pura Vida’ kültürüyle harmanlanmış bu güzel ülkeyle bağımın hiç kopmayacağını vurgulamıştım. Bu hafta ise bu coşkulu, barışçı ve pozitif kültürün en önemli temsilcilerinden olan heykeltıraş Jose Sancho’yu ülkemiz sanatseverleriyle buluşturma maceramızı paylaşacağım.

Nasıl Kosta Rika Fahri Konsolosu olduğum bana hep sorulur. Ben de aşağıdaki hikâyeyi blogumdaki Sık Sorulan Sorular (SSS - 10. Soru) bölümünde yer aldığı gibi her seferinde anlatırım:

“Kosta Rika’ya ilişkin herhangi bir ilgim veya bağlantım yoktu. Fahri konsolos oluşum ise tamamen bir rastlantı sonucu. Babam sayesinde oldu diyebilirim. Kosta Rika serüvenim ilk olarak babamın Houston’da kanser tedavisi görürken tanıştığı Kosta Rikalı üst düzey bir bürokratın bizi İstanbul’da ziyaret edişiyle başladı. Kendisiyle tanıştıktan sonra beni yakın çevresi ve buna bağlı ilişki ağındaki kişilerle tanıştırmaya başladı. Sonrasında ise, önceleri tam olarak kavrayamadığım, Kosta Rika Devlet Başkanı’nın baş danışmanı olduğunu ancak zaman içerisinde öğrendiğim hanımefendi beni ülkelerine davet etti. Ben de bir Amerika seyahatim sırasında, merak ettiğim için 2-3 gün Kosta Rika’ya uğrar ve ülkeyi görürüm diye düşündüm. Bunu gerçekleştirip Kosta Rika’ya gittiğim ilk akşam Devlet Başkanı’nın evindeki bir etkinliğe katıldım. O akşam Devlet Başkanı bana “Türkiye’de bizi aktif olarak temsil edecek birisine ihtiyacımız var, bunu bizim için yapar mısın?” diye sorunca “Benim için bir onur olur” diyerek kabul ettim. Bunun üzerine, Latin Amerika’da önemli bir şahsiyet olan ve Orta Amerika’daki gerillalara silah bıraktırdığı için Nobel Barış Ödülü alan Devlet Başkanı Oscar Arias o dönemki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e benim atanmamla ilgili resmi yazıyı gönderip süreci başlattı.” 
 

Tanışmayla doğan sergi fikri

Yukarıda belirttiğim eski Devlet Başkanı Oscar Arias’ın baş danışmanı; Ana Maria Herrera. Kendisi Oscar Arias ile tanıştığım o ilk ziyaretimde beni aynı zamanda Jose Sancho ile de tanıştırmıştı. Bundan tam 10 sene önce, 2007 senesiydi. Sohbetimiz sırasında Ana Maria “Serhan, seni önemli bir Kosta Rikalı sanatçıyla da tanıştıracağım” dedi. Ben de memnuniyetle dedim. İki gün sonra Jose Sancho’nun evine ailecek gittik. Ailecek diyorum, çünkü yanımızda İsveç kökenli eşi ve kızı da vardı. Jose Sancho’nun başkent San Jose’nin komşu şehri Escazu’da ormanlık bir alanda bulunan evine gittiğimizde hayranlık içerisinde kaldım. Çok keyifli sohbetlere ev sahipliği yapan doğayla bütünleşmiş atölyesinin içinde aynı zamanda sanat eserlerini yapıyor ve sergiliyordu. İnsanın gerçekten ilham alacağı bir mekândı. O akşam evinde güzel bir akşam yemeği yedik. Jose Sancho, çok sakin ve pozitif enerji veren biri. Esasında içine dönük bir kişiliği var, ancak sizi severse kalbini açıyor ve olanca hoşsohbetiyle size bilgi ve birikimlerini aktarıyor. O ilk tanıştığımız akşam Ana Herrera ve ailesi, Jose Sancho ve ben neşeli sohbetimize tüm akşam devam ettik. O dönemde İspanyolca konuşmuyordum. Jose Sancho da aslında İngilizce anlıyordu ve konuşuyordu, ara sıra İngilizce bir şeyler söylüyordu fakat tercih etmiyordu. Tercümeyle kendisine şunu söyledim: “Sizin bu atölyenizde Pura Vida kültürünüzü hissediyorum ve şahsen bana iyi geldi. Aynı pozitif kültürün ülkemde de olmasını dilerim. Sizin gibi birini Türkiye’ye getirmek isterim. Türkiye’de bir sergiye nasıl bakarsınız?”

O da gözlerinin içi gülerek “Muhteşem olur, Türkiye’ye gelmeyi çok isterim” dedi. Sonrasında bana Afyon mermeriyle yaptığı sanat eserlerini gösterdi. O unutulmaz akşam sonrasında, önümüzdeki sene geldiğimde tekrar görüşürüz diye sözleştik.

Sanat dolu o akşamın sonunda aşağıdaki eserini de satın aldım. Bu eser yaklaşık 10 senedir evimin salonunda yer alıyor:

 

O dönemde hamile kadın figürünü hangi psikolojiyle aldığım tartışılır tabii :) Beni en çok cezbeden de heykeldeki mükemmel hatlardı.

 

İstanbul Modern deneyimi

Bir sonraki sene 2008’de Kosta Rika’ya tekrar gittiğimde bu kez Jose Sancho, Ana Maria Herrera ve ailesi hep beraber Kosta Rika’nın bana göre en muhteşem yerlerinden biri olan Guanacaste’nin bakir koylarından birinde yer alan Punta Islita oteline pır pır uçakla gittik. İspanyolca konuşmaya başlamama çok sevindi. 2008’den sonra benimle sadece İspanyolca konuştu. Sonrasında da Kosta Rika’ya gittiğimde zaman zaman kendisine ziyaretlerde bulundum. Ara sıra hatırlatıyordum, “inşallah Türkiye’de görüşeceğiz” diye.

Bundan yaklaşık 2,5 sene önce Ana Maria’dan bir e-mail aldım. “Müjde; Jose Sancho ve ailesi Türkiye’ye geliyorlar. Yardımcı olur musun?” diyordu. Ben de “Tabii büyük bir keyifle” dedim.

Jose Sancho ve ailesi geldi. Ailesi derken, kızı, oğlu, gelini, torunları hep beraber İstanbul’a geldiler. Ben de önceden planladığım gibi Pera Müzesi ve İstanbul Modern’den randevu aldım. Önce İstanbul Modern’e Jose Sancho ve ailesiyle gittik. Halihazırda İstanbul Modern’in destekçilerinden olduğum için ve daha önce Kosta Rikalı yönetmen Hilda Hidalgo’nun “Del Amor y Otros Demonios” filminin gösterimi sebebiyle İstanbul Modern’de bir hafta sonu etkinliği organize ettiğimiz için rahatlıkla randevuyu ayarlayabilmiştim. Ancak güzel geçen bir sohbetin ardından “Eee şimdi beraber ne yapabiliriz?” sorusunu sorunca bir anda atmosfer değişti, topu taça atmaya başladılar. Ben de ısrarla “Pura Vida” kültürünün Türkiye’nin ihtiyacı olduğunu, Latin Amerika’nın önemli sanatçısı Jose Sancho’nun bir sergisinin yer almasının o coğrafyayla köprüler kuracağını anlatmaya çalıştım. Negatif bir geribildirimle “Aslında bu bizim tarzımız değil” dendi. Ben de düşüncesini saklamayan biri olarak “Peki sizin tarzınız nedir?” diye sordum. Tatmin edici bir cevap alamadım. Söylenenler saçma geldi. Daha fazla üstelememek için konuyu kapattım ve görüşmeyi sonlandırdık.

Doğrusunu söylemek gerekirse, her sektörde ve meslek grubunda olduğu gibi Türkiye’de küratör olarak adlandırılan bireyler de kişisel önceliklerini ön planda tutuyorlar. Tamamen sübjektif hareket edebiliyorlar. Önemli değil.
 

Pera Müzesi ve Özalp Birol farkı

Bence bizim için daha iyi bir alternatif olan Pera Müzesi’ne sıra gelmişti. Pera Müzesi’nin Genel Müdürü Özalp Bey ile önceden tanışıklığımız vardı. Randevuyu aldım ve Jose Sanho ve ailesiyle onu ziyaret ettik. Özalp Bey, her zamanki kibarlığıyla bizi karşıladı. Güzel bir görüşmenin ardından, bize geri döneceklerini söyledi. Görüşmeler devam etti, detaylar aktarıldı. Birkaç ay sonra olumlu cevabı aldık.

 

Pera Müzesi

 

Bu olumlu cevaptan sonra hummalı hazırlık devam etti. Bir analiz sürecinin ardından Pera Müzesi’nden Begüm Akkoyunlu Kosta Rika’ya ziyarete geldi. Jose Sancho’yu yerinde ziyaret etti ve konsepti, birçok detayı birlikte oluşturdular. Sergiye “Erotik Doğa” adı verildi.

Lojistik konusunu da açıkçası hiç dışarıda sponsor aramakla vakit kaybetmeden bizim yenilenebilir enerji firmamız EkoRE’yi kanalize ettik. Sonuçta iklim değişikliğiyle ilgili verilen savaşta en önemli unsur olan yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılmasını misyon edinmiş EkoRE’nin doğa ile ilgili olan bu sergide nakliye sponsoru olarak yer alması da uygun düştü. EkoRE, sanat eserlerinin nakliyesi konusunda uzman Bergen Nakliye firmasıyla anlaşıp bu sürecin de pürüzsüz sonuçlandırılmasını sağladı.

En baştaki olumlu hava artarak devam etti. İletişim planlaması yapıldı. Bütün yazılı ve dijital malzemeler ile basın bülteni hazırlandı.

İşte hazırlanmış olan sergi kataloğunun kapağı ve içindeki sunuş yazım:

 

 

 

 

Hazırlanan katalogda yer verilen Jose Sancho’nun biyografisini de paylaşmak isterim:
 

Jose Sancho Biyografisi

“Kosta Rika’nın en önemli heykeltıraşlarından José Sancho, eserlerinde çok geniş bir yelpazeye yayılan temalar izler ama doğa vazgeçilmez çıkış noktasıdır. Kendine has kavramsal üslubuyla ürettiği eserleri yerel ve küresel, tikel ve evrensel arasında kurulabilecek diyaloğa iyi bir örnektir.

Picasso, Brancusi gibi sanatçılardan ilham almışsa da soyuta daha az yönelir, doğadan esinlendiği betimlemeleri yerleştirildiği mekânlar ile sürekli bir diyalog halindedir. Çoğu eseri bulunduğu çevreye kök salar ve bu sayede evreni hatırlatan zamansız bir mekâna yedirilerek bireyselle evrensel arasındaki bağlantıyı yakalar.

Doğduğu topraklardaki Hispanik ve Kolomb öncesi sanattan da etkilenen ve bu etkiyi yeni bir okumayla sunan sanatçı farklı malzemeleri ustalıkla kullanır; ahşap, granit, mermer, bronz, demir levhalar ve buluntu nesneler, sanatçının ele aldığı hayvan formları ve sayısız dişilik temsilini yeniden yaratmasını sağlar.

José Sancho 18 Nisan 1935’te, Kosta Rika, Puntaneras’da dünyaya geldi. Kosta Rika Üniversitesi İktisadi Bilimler Okulu iktisat bölümünden mezun oldu. 1962 yılından başlayarak Orta Amerika, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde ekonomi ve kamu yönetimi üzerine önde gelen kuruluşlarda görev alan Sancho’nun resim ve heykele olan ilgisi 1970’lerin başında profesyonel bir ilgiye dönüştü. 1974’te heykeli seçti ve aralarında ayrılmaz bir bağ kuruldu. Tekniğini geliştirmek üzere İtalya, Romanya, Meksika, Arjantin ve İspanya’da heykel atölyelerinde çalışmalar yaptı. Amerika, Avrupa ve Orta Doğu’da eserlerini sergiledi ve pek çok ödül kazandı. Anıtsal heykelleri Kosta Rika’nın kamusal alanlarında sergilenen sanatçı, Escazú şehrindeki aynı zamanda evi olan atölyesinde durmaksızın üretmeye devam ediyor.”
 

“Erotik Doğa”yı 6 Ağustos’a dek deneyimleyebilirsiniz

Sergiden bir gece önce 24 Mayıs akşamında Jose Sancho’yu ailesini ve yanında gelen herkesi yemeğe çıkardım. Fahri Konsoloslukta birlikte çalıştığım Ninoska ve eşi Ercan da bize eşlik ettiler. Toplamda 15 kişi Duble Meze’de çok keyifli bir akşam yemeği yedik. Eskilerden konuştuk. Bir sonraki günkü büyük günle ilgili beklentilerimizi paylaştık. Geceyi çok keyifli sonlandırdık.

 

Akşam yemeğinden çekilmiş bir kare. Kosta Rikalıların ve onları ağırlayan bizlerin keyfi yerinde.

 

Derken açılış günü geldi çattı. Sabah 09:30’da Pera Cafe’deki ikram faslından sonra 10’da Pera Müzesi Oditoryumu’nda sergilerin basın toplantısı başladı.

 

İkram faslında çekilmiş resim

 

Önce ben sonra da Kosta Rika büyükelçisi kürsüye Özalp Bey tarafından davet edilerek kısa birer konuşma yaptık. Sonrasında sırasıyla Jose Sancho, Jose Sancho Vakfı Genel Müdürü Leonardo Sancho, küratörü Mária Enriqueta Guardia Yglesias ve diğer serginin (Çiftdüşün: Çiftgörü Sergisi) küratörü konuşma yaptılar.

 

Açılışta yapılan basın toplantısında çekilmiş bir kare.

 

Ayrıca Jose Sancho Vakfı’nın Genel Müdürü Leonardo Sancho ve benim yaptığım konuşmaları paylaşmak isterim:

https://www.facebook.com/fundacion.josesancho/videos/1347973625287772/?autoplay_reason=gatekeeper&video_container_type=1&video_creator_product_type=0&app_id=2392950137&live_video_guests=0

 


 

Konuşmalardan sonra da saat 12.00’ye kadar sergi gezildi. Akşamında da saat 18.30 itibariyla ziyaretçiler için açılış günü organize edildi. Sergiler davetliler tarafından gezildi. Akşam 20.30’da da sergilere emek veren herkes İstiklal Caddesi’ndeki Divan Brasserie’de hep birlikte akşam yemeği yedik. 

Ertesi gün saat 18.30’da Jose Sancho, sanat danışmanı ve küratörü Mária Enriqueta Guardia Yglesias tekrar detaylara inerek bir konuşma yaptılar. Jose Sancho’nun sanatından öte Latin Amerika’daki sanatla ilgili güzel bir oturum oldu. Genelde üniversitelerin sanat bölümlerinden öğretim görevlileri ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleşen bu etkinlik saat 19:30’a kadar sürdü.

Bu etkinlikten sonra da herkes kucaklaşıp vedalaştı. Pera Müzesi’ndeki profesyonellerin de bu işleri içselleştirmeleri, Jose Sancho ve beraberindekilerle kucaklaşmaları beni çok mutlu etti.

Bu arada Pera Müzesi’nin Genel Müdürü Özalp Birol’un karakteri, bilgi ve birikimleri Pera Müzesi’nin bütün çalışanlarına yansımış diyebilirim. Müzenin tüm ekibiyle oldukça uyumlu bir çalışma içerisinde yapılması gerekenleri tamamladık. Her biri son derece profesyonel ve bizim açımızdan zahmetsiz bir çalışmaya imza attı.

Bu vesileyle başta Özalp Birol olmak üzere Begüm Akkoyunlu, Tania Bahar, Fatma Çolakoğlu, Buşra Mutlu, Irmak Wöber, Zeynep Ögel ve burada ismini sayamadığım tüm Pera Müzesi ekibine emeklerinden dolayı can-ı gönülden teşekkür ederim.

Herkesin yoğun emekleriyle hazırlanmış bu harika sergiden bazı resimleri de paylaşmak isterim. Sanat Eserleri:

 

 

 

 

 

 

Hep birlikte çektiğimiz resim:

 

 

25 Mayıs’ta açılan bu sergiyi ziyaret etmek için 6 Ağustos’a kadar vaktiniz var. Serginin basında da birçok olumlu yansıması oldu. Sergiden önceki haftasonu Kosta Rika’nın Hürriyet Gazetesi olarak tanımlayabileceğimiz La Nacion gazetesinde tam sayfa Türkiye’deki sergiye yer verildi. Memleketteki bazı yansımaları da paylaşmak isterim:

Pera Müzesi Websitesi: http://peramuzesi.org.tr/Sergi/Jos%C3%A9-Sancho/207

Hürriyet Daily News:

 

 

İstanbulArtNews:

 

 

Çıkan haberlerin link’leri:

https://www.artsy.net/show/pera-museum-jose-sancho-erotic-nature

https://indigodergisi.com/2017/05/erotik-doga-sergisi-jose-sancho/

https://www.haberler.com/pera-muzesi-nden-jose-sancho-erotik-doga-9653957-haberi/

https://kulturlimited.com/2017/05/29/pera-muzesinden-jose-sancho-erotik-doga/

https://www.aydinlik.com.tr/kultur-sanat/2017-mayis/pera-muzesi-nden-kosta-rika-ormanlarina-jose-sancho-erotik-doga

http://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/kosta-rikali-unlu-heykeltiras-jose-sancho-istanbulda/

http://www.hurriyet.com.tr/sanchonun-erotik-dogasi-40470351

http://www.milliyet.com.tr/pera-muzesi-nde-iki-yeni-sergi-pembenar-yazardetay-yasam-2457237/

http://arsizsanat.com/pera-muzesinde-sanatci-konusmasi-jose-sancho/

http://www.artkolik.biz/haberler/pera-muzesinde-iki-yeni-sergi

Keyiflenmek ve ilham almak istiyorsanız gitmenizi tavsiye ederim.

Pura Vida!

 

Jose Sancho’yla sergide çektiğimiz hatıra resmi

 

 

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için