2024 Paris Olimpiyatları
Eğrisiyle doğrusuyla, çok konuşulan olaylarıyla, 2024 Paris Olimpiyatları iz bıraktı. Bu yazımda kendi perspektifimden 24 Temmuz’da başlayıp 11 Ağustos’ta son bulan Paris Olimpiyatlarını ele alacağım.
Paris, 13 Eylül 2017'de Peru'nun Lima şehrinde gerçekleştirilen 131. IOC Oturumu'nda oyunlara ev sahipliği yapma hakkını kazandı. Başlangıçta adaylığını koyan birçok şehrin sonradan çekilmesiyle Paris ve Los Angeles arasında geçen yarışta, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) her iki şehrin de yüksek teknik planlarını ve mevcut tesisleri yenilikçi kullanımlarını değerlendirerek 2024 ve 2028 yaz olimpiyatlarını sırasıyla bu iki şehre vermeyi kararlaştırdı. 1900 ve 1924 yıllarında da ev sahipliği yapmış olan Paris, Londra'dan sonra (1908, 1948 ve 2012) Yaz Olimpiyatları'na üç kez ev sahipliği yapan ikinci şehir oldu. Aynı zamanda Paris 1924 ve Chamonix 1924 oyunlarının yüzüncü yıl dönümüne denk gelen Paris 2024, üçü yaz ve üçü kış olimpiyatları olmak üzere Fransa'da düzenlenen altıncı olimpiyat oyunları olma özelliğine sahip (https://tr.wikipedia.org/wiki/2024_Yaz_Olimpiyatlar%C4%B1). Bundan tam yüz yıl önce Paris’te düzenlenen ilk olimpiyat ile en son düzenlenen olimpiyatın kıyaslamasına da şu linkten bakabilirsiniz:
https://www.instagram.com/reel/C-LPnRnJQAI/?igsh=NzJvMHhqcHdqeWww
2024 Paris Yaz Olimpiyatları, resmî adıyla Games of the XXXIII Olympiad, markalaştırılmış adıyla Paris 2024, 24 Temmuz - 11 Ağustos 2024 tarihleri arasında gerçekleşti. 26 Temmuz'da düzenlenen görkemli açılış törenine ve müsabakaların büyük bölümüne başkent Paris ev sahipliği yaptı. Etkinlikler, Fransız Polinezyası'ndaki Tahiti de dâhil olmak üzere Fransa'nın farklı bölgelerinde bulunan toplam 16 şehirde düzenlendi.
Olimpiyat başarısının ayrıcalıklı önemi
Biliyorsunuz, olimpiyatların spor camiasında ayrı bir yeri vardır. Olimpiyatlar sporcular için adeta bir şölen havasında geçer ve sporcuların kendilerini ispatlamak istedikleri en önemli organizasyondur. Bu yüzden olimpiyatlar, özellikle kazanılan madalyalarla ülkelerin kendi güçlerini gösterdikleri ve tüm dünyaya kendilerini kanıtladıkları bir arenadır. Kazanılan madalyalar da adeta ülkelerin başarı ve güç belgesi gibidir. Tarih boyu olimpiyatların büyük çoğunluğunda açık ara ABD’nin üstünlüğüne tanık olurken son dönemde Çin’in açık ara en güçlü ikinci olarak konumlandığını görüyoruz. Hatta öyle ki Paris’te son güne kadar önde giderken ABD’nin son gün yaptığı ataklarla altın madalya sayısı eşitlendi. Bir başka deyişle altın madalya sayısının birinci kriter olarak alındığını varsayarsak Çin ABD’yi Paris Olimpiyatlarında az daha geçiyordu. ABD ve Çin’in büyük ekonomik üstünlüklerinin olimpiyatlarda açık ara kazandıkları birinci ve ikincilikle paralellik gösterdiğini söyleyebiliriz. İlk 10’a giren ülkelerin hepsi de gelişmiş ve kendini ispatlamış ülkeler. Buradan yapacağımız çıkarımla, olimpiyatlarda elde edilen sonuçların bir ülkenin zenginliğini ve refahını gösterdiğini saptayabiliriz. Konuyu daha iyi kavramak açısından Paris’te kazanılan madalyaların nasıl her gün değiştiğini https://www.tiktok.com/@pubity/video/7401963716146695456?lang=tr-TR linkinde izleyebilir ve madalya tablosunda ilk 10’u ve Türkiye’nin yerini aşağıda görebilirsiniz:
Ülkemiz açısından başarısız bir tablo
Sıralama |
Ülke |
Altın |
Gümüş |
Bronz |
Toplam |
1. |
ABD |
40 |
44 |
42 |
126 |
2. |
Çin |
40 |
27 |
24 |
91 |
3. |
Japonya |
20 |
12 |
13 |
45 |
4. |
Avustralya |
18 |
19 |
16 |
53 |
5. |
Fransa |
16 |
26 |
22 |
64 |
6. |
Hollanda |
15 |
7 |
12 |
34 |
7. |
B. Britanya |
14 |
22 |
29 |
65 |
8. |
Güney Kore |
13 |
9 |
10 |
32 |
9. |
İtalya |
23 |
13 |
15 |
51 |
10. |
Almanya |
12 |
13 |
8 |
33 |
64. |
Türkiye |
0 |
3 |
5 |
8 |
Gördüğünüz gibi bu tabloda Türkiye’nin büyük başarısızlığı söz konusu. Bırakın ilk 10’a girmeyi, Türkiye hiçbir altın madalya kazanamayarak en başarısız olimpiyat sonucuna imza attı. Bu olay beni o kadar rahatsız ediyor ki, 70.000 kişilik nüfusu olan bir Karayip Adası Dominica’nın bile 3 adım uzun atlamada altın madalya kazanarak Türkiye’nin önüne geçtiğini söyleyebilirim: https://www.instagram.com/reel/C-QSAXPM2De/?igsh=MXY0ZnNpdnBtODNxdw==
Türkiye’de her alanda olduğu gibi sporun da liyakati olmayan kadroların elinde çok başarısız bir şekilde yönetildiği bir gerçek. Bu başarısızlıkları değiştirmek için ne yapabiliriz konusunu detaylı yazmak isterim. Bunu bir başka blog yazısına bırakıyorum. Şimdilik size Banu Yelkovan’ın kaleme aldığı “Tarihin en kötü olimpiyatı mı?” başlıklı yazısını (https://www.hurriyet.com.tr/sporarena/yazarlar/banu-yelkovan/tarihin-en-kotu-olimpiyati-mi-42502063 ) ve Rahmi Turan’ın “Spor tarihimizin en kara yılı” başlıklı yazısını (https://www.sozcu.com.tr/spor-tarihimizin-en-kara-yili-p74950) okumayı tavsiye ederim. Bir de Fayn Studio’nun haberini paylaşalım: https://www.instagram.com/p/C-nCpGzoaCF/?igsh=cWg2dHV0ODVhczd4&img_index=1
Madalyalı sporcularımız
Tüm bunları söylemişken tüm olumsuzluklara rağmen ülkemize madalya getiren sporcularımızı hatırlayalım ve onlara teşekkürlerimizi sunalım.
Olimpiyatlarda madalya getiren sporcularımız:
https://www.instagram.com/reel/C-kKnvPvOMg/?igsh=MWY2bHM4Z3BwYTEydg==
Bu da olimpiyatta mücadele veren havalı Türk sporcularını gösteren bir post:
https://www.instagram.com/secularturkey/reel/C-kQkAioAMD/?igsh=MXRvcmJvaWlkOWE5aQ==
Paris 2024’e damga vuranlar
Şimdi gelelim olimpiyatlara damga vuran sporculara. Önce rekorlara bakalım. Olimpiyatlarda rekorların birçoğu yüzme branşında kırıldı. 100, 200, 400 ve 800 metrede hem erkek hem de kadın sporcular yeni dünya ve olimpiyat rekorları kırdılar. Erkeklerde Çinli Pan Zhanle, Fransız Leon Marchand, İrlandalı Daniel Wiffen ve ABD’li Bobby Finke, yüzmede yeni olimpiyat ve dünya rekortmenleri oldular.
Kadınlarda ise Avustralyalı yüzücüler Summer McIntosh, Kaylee McKeown ve Mollie O'Callaghan kırdıkları rekorlarla olimpiyatlara damga vurdular.
Atletizm de birçok yeni rekor kırıldı. İsveçli atlet Armand Duplantis, erkekler sırıkla atlama finallerinde 6,25 metrelik atlayışıyla kendisine ait dünya rekorunu geliştirerek olimpiyat rekorunu kırdı ve altın madalyaya ulaştı. Erkekler disk atmada ise Jamaikalı Roje Stona, 70 metrelik derecesiyle olimpiyat rekoru kırarak altın madalyaya uzandı. Kadınlar 400 metre engellide ABD’li Sydney McLaughlin-Levrone da dünya rekoru kırmayı başardı (Bkz: https://www.gazeteduvar.com.tr/paris-2024-olimpiyatlarinin-ilkleri-ve-rekorlari-video-1713270)
Şimdi rekor kırmamasına rağmen olimpiyata damga vuran diğer atletlere bir bakalım.
Türk Fenomen
Atıcılık alanında tarzı ve başarısıyla bir fenomen haline dönüşen Yusuf Dikeç’ten de bahsetmeden olmaz. Eli cebinde oldukça sakin bir şekilde atışını gerçekleştiren Yusuf Dikeç diğer sporcuların aksine koruyucu, kulaklık ve görüş avantajı sağlayabilecek lensler kullanmadan sadece numaralı düz gözlüğü ile atış yaptı ve gümüş madalya kazandı. Dikeç öyle bir konuşuldu ki, ne partneri (çiftler alanında birlikte madalya kazandığı) Şevval İlayda Tarhan’ın ne de kendisini geçen Sırp atıcı Damir Mikec’in esamesi okundu. Hatta altın madalya kazanan Damir Mikec, Olimpiyattan iki gün sonra Yusuf Dikeç’e mesaj atmış ve “Dikeç, altın madalyayı biz mi aldık, siz mi aldınız, anlayamadım. Benim ülkemde de sen bir numarasın.” ifadelerini kullanmış. Sporun güzelliği işte budur.
Nişancılıkta ordumuzun Avrupa başarısı
Yusuf Dikeç’in profesyonel asker olduğunun altını çizelim. Dikeç şu anda Jandarma Genel Komutanlığında Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş rütbesinde bir asker. Türklerin genlerinde doğal olarak keskin nişancılık yattığını söylememe gerek yok. Zaten Almanya’da düzenlenen 19 NATO müttefiki ülkeden 36 takımın katıldığı en iyi Avrupa keskin nişancıları yarışmasında da dünyadaki ordular arasında başarılarıyla adından söz ettiren Türk askerini temsil eden Türk Kara Kuvvetleri ve Türk Özel Kuvvetleri birincilik ve ikincilik kazandılar: https://www.instagram.com/p/C-kMIZgAMF4/?igsh=NWxpZTBkM2VheGdl
Olimpiyat başarısının arka planında ise Yusuf Dikeç’in tetiği kırılan silahını sabaha kadar çalışıp tamir eden tornacı arkadaşı Levent’in de büyük katkısı var. Ona da buradan saygılarımızı iletelim. İşte Dikeç’in anlatımıyla tamir edilen silahının hikayesi: https://www.instagram.com/reel/C-acZaIIzBL/?igsh=MXc5NWVnYThtaW9pZw==
Teknolojiye rağmen insanların duyularının da müthiş çalıştığını göstermesi ve eli cebinde rahat tavırları Yusuf Dikeç’i aniden bir fenomen yaptı ve ortaya bir anda ‘Yusuf Dikeç selamı’ diye bir şey çıktı. İşte Yusuf Dikeç selamını yapan sporcular:
İki Sırp yıldız: Djokovic ve Jokic
Olimpiyata damga vuran bir başka sporcu da Djokovic. Djokovic kazandığı başta grand slam’ler olmak üzere tüm turnuvalarda bir numaraya yerleşmiş bir tenisçi. Tek eksikliği olimpiyat şampiyonluğuydu. Bu açığını da bu son olimpiyatta kapatmış oldu. Hem de bu olimpiyat altınına kendisini son karşılaşmalarında hep mağlup eden Alcaraz’ı yenerek ulaşmış oldu (Bkz: https://www.instagram.com/tennistv/p/C-QKE2as4zZ/?igsh=MXJlN202dmRnaHp1cg==) Bir sonraki blog yazımı Djokovic’e ayıracağım.
Bu arada Djokovic’ten bahsetmişken bir başka süperstar Sırp sporcu Jokic’ten de söz edelim. Basketbolun tartışmasız en iyi ligi NBA’in en iyi oyuncularından biri olan ve takımı Denver Nuggets’ın şampiyonluk kazanmasında en büyük katkıyı sunan Nikola Jokic’in başrolde olduğu Sırbistan takımı çok başarılı bir performans gösterdi. Yarı finalde ABD’ye kıl payı kaybedip üçüncülük maçında Almanya’yı yenen Sırbistan’ın süperstarı Jokic, bu olimpiyat üçüncülüğünü NBA şampiyonluğundan çok daha heyecanlı bir şekilde kutladı:
https://www.instagram.com/cbssports/reel/C-ftYjaszw1/?igsh=NWRqdGVrNnhrNnph
Hassan’ın üçleme rekoru
Son olarak Sifan Hassan’dan bahsetmek istiyorum. Art arda 3 yarışa katılan Sifan Hassan kadınlar 5.000 metrede 3.’lük, 10.000 metrede yine 3.’lük ve son olarak maratonda birincilik elde etti (Bkz: https://www.instagram.com/running_peak/p/C-iFINgNvIm/?igsh=MXdjcTl5dWI4anR0eg%3D%3D&img_index=1). Oldukça yıpratıcı olan koşu yarışlarında çok kısa dinlenme sürelerinin ardından arka arkaya 3 madalyaya ulaşması ve atletizmin en gözde branşlarından biri olan maratonu da kazanması gerçekten takdire şayan. Maraton alanında kazandığı altın madalya ile maraton, 5.000 m ve 10.000 m olimpiyat altını kazanan ilk kadın oldu (Tokyo 2020’de 5.000 ve 10.000 m altınlarını kazanmıştı).
Paris’te yaşanan ilkler
Şimdi gelelim olimpiyatlardaki ilklere. Olimpiyat oyunlarında ilk kez yer alan break dans kategorisi büyük heyecana sahne oldu. Olimpiyat şampiyonu ilk b-boy Kanadalı Phil Wizard, ilk b-girl ise Japon Ami Yuasa oldu.
26 Temmuz günü yapılan açılış seremonisi de olimpiyat tarihine geçti. Paris’teki Seine Nehri üzerinde yapılan geçit töreni ve şehrin farklı yerlerindeki şovlarla, ilk kez bir olimpiyat açılışı stadyum dışında yapıldı.
Kapanış seremonisinde de Tom Cruise vardı. İşte Tom Cruise’un adeta meşhur film serisi Mission Impossible sahnelerini aratmayan, Paris’in kapanışını ve Los Angeles’ın açılışını simgeleyen olimpiyat bayrağını taşıma videosu: https://www.instagram.com/reel/C-jDJx-Nh4N/?igsh=MTNuaThxZWh2cmQ0Mw==
Tartışmaya yol açan konular
Paris’teki olimpiyatlarda birtakım tartışmalar da eksik olmadı. İlk tartışma açılış töreninde çıktı. 'Drag queen' (Kadın kıyafeti giyip makyaj yapan erkek) performansı, Hz. İsa'yı konu alan 'Son Akşam Yemeği' tablosunun tasvir edildiği ve dini inanca saygısızlık yapıldığı gerekçesiyle tartışma yarattı.
İkinci tartışma, Uluslararası Boks Birliği'nin 2023 Dünya Kupası'nda "Kadınlar müsabakasına katılmak için uygunluk kriterlerini karşılamadığı" gerekçesiyle diskalifiye ettiği Imane Khelif’in, olimpiyatta kendi sikleti olan 66 kg’de altın madalya kazanması üzerine çıktı. Imane ile mücadele eden kadınlar da bir kadınla değil, erkekle boks yaptıklarını savundular.
Son olarak 100 yıldır yüzmenin yasak olduğu Sen Nehri'nde yüzme yarışlarının yapılması tartışıldı. Yarışlara katılan yüzücüler suyun kirliliğinden şikayet etti. Belçika Olimpiyat Komitesi, Claire Michel'e triatlon yarışında E.Coli bakterisi bulaşması nedeniyle yarışlardan çekildi. Portekizli triatlon sporcusu Vasco Vilaca da yarış sonrası mide-bağırsak enfeksiyonuyla uyumlu semptomlar geliştiği bildirildi. Milli yüzücü Kuzey Tunçelli de nehrin kirliliğine ilişkin "Su çok pisti. Kokusu, tadı çok kötüydü. Akıntıdan dolayı gidemediğimi hissettim. Kötü bir yarış deneyimi oldu" dedi.
4 sene sonra Los Angeles’ta organize edilecek bir sonraki olimpiyatta bu problemlerin hiçbirinin olmamasını temenni ediyorum. İyi karakterin ön planda olduğu, dünya problemlerine duyarlı, kadın erkek eşitliğinin sağlandığı (Kadınların olimpiyatlarda yer alma yüzdesi için bakınız: https://www.instagram.com/reel/C-B9d6gp6E9/?igsh=NjA2NTFpd3Y5Y2c2) ve en fazla sayıda olimpiyat rekoru kırıldığına tanık olacağımız bir organizasyon izlememiz dileğiyle.
Bonus:
Paris Olimpiyatlarında eskrim müsabakaları muhteşem Grand Palais’de yer aldı. İşte uzak bir perspektifle eskrim sporunun ve mekânın güzelliğini ortaya koyan bir görüntü:
https://www.instagram.com/reel/C-PhXRDtN7E/?igsh=bGdoem1wMm80Njhv