Hayatın anlamı

Türkiye’de yaşanan malum olaylardan dolayı yazmaya bir süre ara vermeye karar verdim. Senede en az 50 yazı kaleme aldığım için senenin geri kalan kısmında daha seri aralıklarla yazılarımı paylaşacağım. Hayatın anlamını sorgulayacağım bu yazımı kısa ve öz tutmaya özen gösterdim. Amacım siz okuyucularımı bu derin konuda düşünmeye sevk etmek.

Bana hayatın anlamı nedir diye sorduklarında bu sorunun cevabını kısa ve öz bir şekilde yeryüzündeki diğer canlılar (insanlar, hayvanlar, bitkiler, eko sistem vb.) için bir şeyler yapıp onların yaşamlarında pozitif anlamda bir etki bırakabilmek veya fark yaratabilmek, bunu yaparken de hayatın keyfini çıkarmak ve mutlu olmak diye yanıtlarım.

Her insanın hayatında bu minvalde bir misyonu ve bu misyonunu gerçekleştirmek için de vizyonu olması gerekir. İnsanlar yaşam süreleri boyunca bu hayallerini gerçekleştirmek için ellerinden geleni yapmalılar.

Başlangıçla bitiş arasındaki fark

Her insanın hayata gözlerini açtığında başladığı bir yer var. Örnek vermek gerekirse, kimileri fakir, kimileri zengin doğar. Kimileri gelişmiş bir ülkede, kimileri de kaosun eksik olmadığı bir ülkede doğar. Kimileri parçalanmış ve son derece sıkıntılı bir aile ortamında (hatta öksüz) doğar. Kimileri de sağlam bir ailenin içine doğar. Hayata nereden başladığımız bizim elimizde değildir. Ancak önemli olan da nereden başladığınız değil, nerede bitirdiğinizdir. Bir başka deyişle başlama noktasıyla bitirme noktası arasındaki farktır. Bu fark ne kadar pozitifse siz o kadar güzel ve anlamlı bir hayat yaşamışsınızdır. Bunları yaparken de mutlu olabilmişseniz, işte yaşamınızın hakkını vermiş sayılırsınız.

Aradaki farkı açmak ise illa finansal anlamda olmak zorunda değildir. Yani ne kadar zenginleşirseniz o kadar iyi yaşam yaşamış olursunuz diyemeyiz. Zengin olup da mutsuz bir yaşam süren çok insan var. İnsanlık veya diğer canlılar adına ne kadar fark yarattığınıza bakmak gerekir. Belki hiç çalışmamışsınızdır ancak gerçekten vatana, millete ve insanlığa hayırlı 2 evlat yetiştirmişsinizdir, o zaman pozitif yaşam yaşamış olursunuz. Ya da bir STK adına yıllarca çalışıp binlerce insanın yardımına koşmuşsunuzdur, onların yaşam standartlarını yükseltmişsinizdir, o zaman da pozitif bir yaşam sürdürmüşsünüzdür. Ya da gerçekten zenginsinizdir. Zenginliğinizi sürekli artırırken insanlığın faydasına önemli teknolojiler geliştirmişsinizdir, sürdürülebilirlik adına önemli işlere imza atmışsınızdır, o zaman da pozitif bir yaşam yaşamış sayılırsınız.

En iyiyi yapma gayreti

Hayatınızın belli bölümlerinde bocalayabilirsiniz. Anlamını yitirdiğinizi düşünebilirsiniz. Hayatta herkesin inişleri çıkışları olabilir. Ya da bazı şeyler için geciktiğinizi düşünebilirsiniz. Ancak herkesin bu hayatta yaşadıkları, zamanlaması ve çekilen zorluklar, bu zorluklardan nasıl çıkıp büyük bir başarı hikayesi yazması gibi konular hep kişiye özeldir. Herkesin kendine ait farklı dertleri ve hikayesi vardır. Önemli olan bu kadar karmaşanın olduğu ve sıkıntı yaşanan bir dünyada elinden gelenin en iyisini yapma gayreti içinde olmaktır.

Ertelenmiş bir uçuşu beklemek gibi

Bu noktada hayatlarında bocalayan insanlara tavsiye niteliğinde verebileceğim, söylemek istediklerimi özetleyen 2 instagram postunu sizlerle paylaşmak isterim:

Birincisi postlarını ilgiyle takip ettiğim Taner Özdeş’in paylaştığı bir yaşam tavsiyesi postu. https://www.instagram.com/reel/DIek_veAy1h/?igsh=ZGpjMjdrZ2syN2Fh linkinde izleyebileceğiniz faydalı videoda hayat için “ertelenmiş bir uçuş için havalimanında beklemek gibi bir süreç” tanımını yapmış ve insanların sürekli duygusal olarak rahatsız hissettiklerinde kendilerini oyalamak ve zaman geçirmek için yaptıkları işleri anlatırken “kendini duygusal olarak yönetebildiğinde ise gerçekten önemli olan işlere odaklanabilir, kalıcı mutluluk için çalışabilirsin” öğüdünü veriyor. Bu postun altında ise Taner Bey bu verilen öğüdü şu sözlerle tamamlamış:

Anlam yaratmanın değeri

Anlamlı yaşam; hepimiz bunu isteriz ama ne yaparız?
Haz her şeyi yener! Haz nasıl sağlanır? Alışveriş, yemek, sosyal medyada gezinmeler, WhatsApp grubunda gereksiz zaman geçirmek, boş geyik sohbetler...

Ne yapabiliriz?

- Tutkunuzu bulmak
- Yeteneğimiz olan bir konuda bir uğraş edinmek
- Hobi edinmek ve bu konuda iyi bir seviyeye gelmek
- Aileyle zaman geçirmek
- Okumak
- Sanatla uğraşmak
- Dünyayı gezmek
- Felsefe ve tarihle uğraşmak
- Dil öğrenmek
- Müzik aleti çalmak
- Vs. Vs.

Anlam, hazda değil; hazzın dışında, hatta zaman zaman acı çekerek elde ediliyor!

Seçim sizin!

"Hayat, anlam aramakla değil, anlam yaratmakla değer kazanır."

— Friedrich Nietzsche


Freud’a karşılık Adler

Sizinle paylaşmak istediğim ikinci instagram postu da mindvibrations adlı kişisel gelişim sayfasından:
https://www.instagram.com/reel/DIhSEaCy2Me/?igsh=MWt4aG1xOTFwcjF3Zw%3D%3D

Özellikle ülkemizde ve dünyanın bir çok ülkesinde yaşanan mental sağlık krizlerine yönelik saptama ve çözüm önermiş. Burada Freud ile Adler’i kıyaslamış. Post’un altında şu satırlara yer vermiş:

Peki ya zihinsel sağlık krizi sadece zihnin krizi değilse... aynı zamanda bir yön kriziyse?

Tüm endüstriyi Freud etrafında kurduk... geçmişi araştırarak, yaraları analiz ederek, takılıp kalarak.

Ancak Adler bize başka bir yol gösterdi.

Sorumlulukta kök salmış bir yol. Anlamda. Amaçta.

Geriye değil. İleriye.

Aynı şekilde videoda da modern psikolojide iki ana ses olduğunu belirtip psikologların genelde Freud’un öğretileriyle hareket ettiklerini, buna göre hayatınızda olan her şeyi geçmişinize, çocukluğunuza, ailenize ve geçmiş travmalarınıza bağlayan bir görüşü benimsediklerini belirtmiş.

Kalıcı mutluluk için…

Ancak Adler hayatınızın anlamını aradığınızda ve mutlu olmaya çalıştığınızda geçmişi göz ardı etmeden, geçmişin en önemli şey olmadığını, en önemlisinin inançlarınızın, amaçlarınızın ve  anlam arayışlarınızın olduğunu belirtiyor. Adler ayrıca Freud gibi sürekli geçmiş travmalara odaklanmak yerine şifanın sorumluluktan, bağ kurmaktan ve ‘an’da amaç oluşturmaktan geldiğine inanıyor. Yani ‘an’ı hayat amacınıza uygun bir şekilde yaşamaktan bahsediyor.

Sizi bilmem ama ben Adlerciyim. Orası kesin. Geçmişi değiştiremeyeceğimizi biliyorum, geleceğimizi şekillendirmek için de şu an yapacaklarıma odaklanıp buna göre aksiyon almak gerektiğini de biliyorum.

Bu arada bazen bu söylediklerimi bilseniz bile uygulamanın çok zor olduğunu da biliyorum. Duygusal kopuşlarınızı bir şekilde giderip ya da kendi iç dünyanızda stabiliteyi sağlayıp hayat amacınıza odaklanabilirseniz ve alınması gereken aksiyonları alabilirseniz, hem hayatınızı anlamlandırma yolunda mesafe kat edersiniz hem de uzun vadede kalıcı mutluluğu yakalarsınız.

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için