Türkiye’deki seçimlerde şafak vakti
14 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde hiçbir aday %50 barajını geçemediği için cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kaldı. Seçim sonrası Millet İttifakı’na oy veren kitlede ciddi bir karamsarlık oluştu ve seçimin kaybedildiği havası yaratıldı. Şahsi fikrim tam tersi yönünde. Bence 2. turda Kılıçdaroğlu’nun 13. Cumhurbaşkanı seçilme olasılığı Erdoğan’dan daha yüksek. Oy kullanma oranı ne kadar yükselirse Kılıçdaroğlu’nun şansı da o kadar yükselir.
Ne seçimdi ama! İlk turda ortalık toz duman. Herkes kendi perspektifinden seçmenlerini ikna etmek için uğraştı. Erdoğan yine kampanyasının yükünü tek başına üstlendi. Arada çok da etkili olmayan bakanları parti yöneticileri konuşuyorlar ve yerelde çok çalışıyorlar ama hiçbirinin etkisi Erdoğan’ın kendi seçmeni üzerindeki etkiyi yaratmıyor. Sağlık sorunları olduğu açıkça dışarıdan gözlemleniyor ama Erdoğan her zamanki gibi asılmaya devam ediyor.
Diğer taraftan Kılıçdaroğlu da elinden geleni yapıyor. 6’lı masayı kurdu, liderleri topladı, herkesi birleştirerek seçimi kazanma stratejisini güdüyor. Tüm eleştirilere rağmen bence üstün bir performans gösteriyor. Kılıçdaroğlu’nun en büyük şansı da masanın etrafında topladığı liderlerin hep bir ağızdan kendisini seçtirmek için kampanyalar düzenliyor olmaları. Bu liderler içinde dışarıdan gözlemlediğim kadarıyla en etkisiz olanları (etkisizlik sıralamasına göre) Ahmet Davutoğlu (Gelecek Partisi), Gültekin Uysal (Demokrat Parti) ve Ali Babacan (Demokrasi ve Atılım Partisi – DEVA). Oy oranları oldukça düşük olsa da ellerinden geleni yapıyorlar.
Karamollaoğlu ve Akşener’in rolleri
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun ise kendi kitlesi üzerindeki etkisi nispeten daha yüksek ama o da elinden geleni yapmasına rağmen etkisi sınırlı. Çünkü Cumhur İttifakı’nda kendi partisinin kurucusu Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan var. Karamollaoğlu, Erdoğan’ın liderliğinden memnun olmayan İslami kesimin oylarını topluyor diyebiliriz.
Merkez sağda Millet İttifakı’na en fazla oy kazandıran parti de İyi Parti. Masayı devirme talihsizliğinden sonra kendilerini hızlıca toparladılar ve anketlere göre %5-6 düşen oy oranlarını Meral Akşener liderliğinde eski seviyelere getirdiler.
İmamoğlu’nun gayreti
Kılıçdaroğlu’nun en büyük şansı ise kendi alanlarında oldukça başarılı addedilen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu. Kılıçdaroğlu adına ciddi çalışıyorlar ve Kılıçdaroğlu adına oy toplamaya devam ediyorlar. Dışarıdan gözlemlediğim kadarıyla özellikle Ekrem İmamoğlu büyük bir savaşa liderlik ediyormuşçasına kendini ortaya attı ve tüm gücüyle savaşıyor.
Yüksek Seçim Kurulu'nun, 14 Mayıs'ta yapılan cumhurbaşkanı seçiminin kesin sonuçlarına ilişkin kararı, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı. YSK'nın kesin sonuçlarına göre Erdoğan geçerli oyların yüzde 49,52'sini, Kılıçdaroğlu yüzde 44,88'ini, Oğan yüzde 5,17'sini, İnce yüzde 0,43'ünü aldı. Erdoğan’a 27.133.849 seçmen, Kılıçdaroğlu’na 24.595.178 seçmen ve Oğan ile İnce’ye de sırasıyla 2.831.239 ile 235.783 seçmen oy verdi.
Resmi sonuçlara göre Erdoğan’la Kılıçdaroğlu arasındaki fark %4,64 yani 2.538.671 seçmen. Tüm bu sonuçlara baktığımda Kılıçdaroğlu’nun ikinci turda seçilme şansının Erdoğan’dan daha yüksek olduğunu görebiliyorum. Nedenlerini önem sırasına göre açıklayayım:
1) Oy kullanma oranının yükselmesi: YSK'nın kararına göre, cumhurbaşkanı seçiminde birinci turda yurt içinde 60 milyon 721 bin 745 kayıtlı seçmenden 53 milyon 993 bin 683'ü oy kullandı. Oyların 52 milyon 972 bin 934'ü geçerli, 1 milyon 20 bin 749'u geçersiz sayıldı. Seçime katılma oranı %88,92 oldu. Bunun ne anlama geldiğini size söyleyeyim. 6.728.062 seçmen sandığa dahi gitmedi. Buna geçersiz oyları da kattığımızda 7.748.811 seçmen oy kullanamadı. Sandığa hiç gitmeyenler veya gidip de dalga geçer gibi oy kullananların ikinci turda daha ciddi olacaklarını tahmin ediyorum. Oy kullanma oranı %90’ların üzerine çıkarsa işin şekli Kılıçdaroğlu lehine değişir. Çünkü oy kullanmayanların büyük çoğunluğu ‘Erdoğan’a asla oy vermem’ deyip Kılıçdaroğlu’nu içine sindiremeyenler. Birçoğu böyle kritik bir seçimde ikinci turda kendi tabirleriyle kötünün iyisini seçme zorunluluğunu hissedecekler.
2) Sinan Oğan faktörü: Sinan Oğan destekleyeceği adayla ilgili 5 şart öne sürdü. Buna göre;
a) Anayasanın ilk dört maddesinin değişmezliği: Erdoğan yeni anayasa istediklerini dillendirirken, Kılıçdaroğlu ise Anayasa’nın ilk dört maddesine kimsenin dokunamayacağını söylüyor.
b) Madde 66’da yer alan Türklüğün Anayasa’dan çıkarılma girişiminin karşısında set kurulması: Erdoğan yeni çıkaracakları anayasada Türklüğe farklı bir kavram vereceklerini belirtirken Kılıçdaroğlu da Türk Milleti kavramını savunduklarını dillendiriyor.
c) 13 milyon sığınmacının gönderilmesi: Erdoğan ülkemizde ikamet eden 13 milyon sığınmacıyı asla göndermeyeceklerini söylerken, Kılıçdaroğlu da 2 yıl içinde bu sığınmacıları ülkelerine ırkçılık yapmadan göndereceklerini söylüyor.
d) Ekonomik krizin temel sebepleri olan ‘faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ sarmalından kurtulunması: Erdoğan faizi asla yükseltmeyeceklerini ve enflasyonun da faizle birlikte düşeceğini öne sürerken Kılıçdaroğlu da faiz artırmanın yabancı yatırımcı ve döviz akışı sağlamanın ve kuru stabil hale getirmenin yolu olduğunu savunuyor.
e) "Terör örgütleri" ve onların siyasi yapıları ile araya mesafe konulması: Erdoğan Hüdapar’ın terör örgütüyle alakası olmadığını savunup onları kendi kontenjanlarından meclise soktu. Kılıçdaroğlu ise PKK’yla mücadelede sertleşme sözü verdi.
Sinan Oğan’ın şartlarıyla ilgili Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun söylemlerini Aposto’nun sayfasında bulabilirsiniz: https://www.instagram.com/p/CsY-VRztg73/?igshid=NjZiM2M3MzIxNA%3D%3D
Tüm bunları yazdıktan sonra sizce Sinan Oğan’ın şartlarına kim daha yakın? Tabii ki Kılıçdaroğlu.
3) İlk turda yapılan hataların ikinci turda tekrar edilmemesi: Seçim sonuçlarına baktığımızda iki tablo beni çok şaşırttı. Birincisi deprem bölgesinde Cumhur İttifakı’nın oy oranlarının yükselmiş olması, ikincisi ise MHP’nin oy oranının beklenenin en az 2-3 katı çıkmış olması. İktidar partisinin de oy oranları beklediğimden yüksek çıktı ama özellikle Şubat ayında deprem yaşamış 10 ilimizde Cumhur İttifakı’nın birinci çıkmasını, hele bazı illerde açık ara fark atmasını aklım almıyor. CHP’nin sisteminin çökmesiyle gerçek tutanaklarla sistem arasındaki farkların ispatlanma olayı da maalesef mümkün olamadı. CHP ikinci turda yapılan usulsüzlükleri tespit edip üzerine giderse ve bu usulsüzlüklerin tekrarını engellerse burada ciddi bir fark yaratabileceklerini düşünüyorum.
4) İkinci turda vites artırılması: İlk turda Cumhur İttifakı CHP’nin PKK ile işbirliği yaptığını öne sürerek ağır bir suçlama dili kullandı. Karşısındaki Millet İttifakı ise “Sana söz” diye pek de suya sabuna dokunmayan pozitif dilli bir kampanya seçti. Millet İttifakı iki tur arasında vites artırıp Cumhur İttifakı’nın yanlışlarını ve hatalarını etkili bir şekilde vurgularsa iki arada bir derede kalan seçmenleri kendi tarafına çekebilir. Cumhur İttifakı ise suçlamalarının dozajını artırarak devam edecektir.
5) Son 2 yıl içerisinde dünyada ikinci tura kalan seçimlerin çoğunluğunu ikinci sıradaki aday kazandı: Kasım 2021’de Şili’de Gabriel Boric, Şubat 2021’de Ekvador’da Guillerme Lasso ve Mart 2023’de Karadağ’da Jakov Milatovic, ilk turda ikinci olup ikinci turda seçimi kazandılar. Türkiye’de karakter olarak Latin Amerika ve Balkanlar’daki ülkelere benziyor. Tarih tekerrür edecek mi, hep birlikte göreceğiz.
Bu konuyla ilgili Aposto’nun haberini de paylaşmak isterim:
https://www.instagram.com/p/CsYnHQ_NLXo/?igshid=NjZiM2M3MzIxNA%3D%3D
Neler yapabilirsiniz?
Bu arada ikinci tur seçimde sizler de sorumluluk almak istiyorsanız yapabileceğiniz iki şey var:
1) Katılım ve teşvik: Mutlaka oy kullanın ve çevrenizi de oy kullanmaya teşvik edin.
2) Görev alma: Seçimlerde sandık görevlisi veya müşahit (gözlemci) olarak görev alabilirsiniz. Eğer herhangi bir partide görev almıyorsanız alternatif olarak Oy ve Ötesi ve Türkiye Gönüllüleri sistemi üzerinden kaydolup görev alabilirsiniz. Her ikisinin de web sitelerini aşağıda paylaşıyorum:
a) Oy ve Ötesi: https://oyveotesi.org/
b) Türkiye Gönüllüleri: https://turkiyegonulluleri.org/
Son olarak bu yazıya “Türkiye’deki seçimlerde şafak vakti” başlığını koydum. Çünkü şafak vakti yani gün doğumu olmadan önceki saatin en karanlık saat olduğunu ancak şafak vaktiyle bu karanlığın aydınlığa dönüştüğünü hepimiz biliyoruz. O yüzden şu anda karamsar olmanın vakti değil, aksine ilk tur seçimini bir değişimin başlangıcı olarak algılayabilirsiniz.
Bu vesileyle herkesi bir vatandaşlık görevi olarak oy kullanmaya davet ediyor, 28 Mayıs’ta çıkan sonucun vatanımız ve milletimiz için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Not:
Ne seçimdi ama! İlk turda ortalık toz duman. Herkes kendi perspektifinden seçmenlerini ikna etmek için uğraştı. Erdoğan yine kampanyasının yükünü tek başına üstlendi. Arada çok da etkili olmayan bakanları parti yöneticileri konuşuyorlar ve yerelde çok çalışıyorlar ama hiçbirinin etkisi Erdoğan’ın kendi seçmeni üzerindeki etkiyi yaratmıyor. Sağlık sorunları olduğu açıkça dışarıdan gözlemleniyor ama Erdoğan her zamanki gibi asılmaya devam ediyor.
Diğer taraftan Kılıçdaroğlu da elinden geleni yapıyor. 6’lı masayı kurdu, liderleri topladı, herkesi birleştirerek seçimi kazanma stratejisini güdüyor. Tüm eleştirilere rağmen bence üstün bir performans gösteriyor. Kılıçdaroğlu’nun en büyük şansı da masanın etrafında topladığı liderlerin hep bir ağızdan kendisini seçtirmek için kampanyalar düzenliyor olmaları. Bu liderler içinde dışarıdan gözlemlediğim kadarıyla en etkisiz olanları (etkisizlik sıralamasına göre) Ahmet Davutoğlu (Gelecek Partisi), Gültekin Uysal (Demokrat Parti) ve Ali Babacan (Demokrasi ve Atılım Partisi – DEVA). Oy oranları oldukça düşük olsa da ellerinden geleni yapıyorlar.
Karamollaoğlu ve Akşener’in rolleri
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun ise kendi kitlesi üzerindeki etkisi nispeten daha yüksek ama o da elinden geleni yapmasına rağmen etkisi sınırlı. Çünkü Cumhur İttifakı’nda kendi partisinin kurucusu Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan var. Karamollaoğlu, Erdoğan’ın liderliğinden memnun olmayan İslami kesimin oylarını topluyor diyebiliriz.
Merkez sağda Millet İttifakı’na en fazla oy kazandıran parti de İyi Parti. Masayı devirme talihsizliğinden sonra kendilerini hızlıca toparladılar ve anketlere göre %5-6 düşen oy oranlarını Meral Akşener liderliğinde eski seviyelere getirdiler.
İmamoğlu’nun gayreti
Kılıçdaroğlu’nun en büyük şansı ise kendi alanlarında oldukça başarılı addedilen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu. Kılıçdaroğlu adına ciddi çalışıyorlar ve Kılıçdaroğlu adına oy toplamaya devam ediyorlar. Dışarıdan gözlemlediğim kadarıyla özellikle Ekrem İmamoğlu büyük bir savaşa liderlik ediyormuşçasına kendini ortaya attı ve tüm gücüyle savaşıyor.
Yüksek Seçim Kurulu'nun, 14 Mayıs'ta yapılan cumhurbaşkanı seçiminin kesin sonuçlarına ilişkin kararı, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı. YSK'nın kesin sonuçlarına göre Erdoğan geçerli oyların yüzde 49,52'sini, Kılıçdaroğlu yüzde 44,88'ini, Oğan yüzde 5,17'sini, İnce yüzde 0,43'ünü aldı. Erdoğan’a 27.133.849 seçmen, Kılıçdaroğlu’na 24.595.178 seçmen ve Oğan ile İnce’ye de sırasıyla 2.831.239 ile 235.783 seçmen oy verdi.
Resmi sonuçlara göre Erdoğan’la Kılıçdaroğlu arasındaki fark %4,64 yani 2.538.671 seçmen. Tüm bu sonuçlara baktığımda Kılıçdaroğlu’nun ikinci turda seçilme şansının Erdoğan’dan daha yüksek olduğunu görebiliyorum. Nedenlerini önem sırasına göre açıklayayım:
1) Oy kullanma oranının yükselmesi: YSK'nın kararına göre, cumhurbaşkanı seçiminde birinci turda yurt içinde 60 milyon 721 bin 745 kayıtlı seçmenden 53 milyon 993 bin 683'ü oy kullandı. Oyların 52 milyon 972 bin 934'ü geçerli, 1 milyon 20 bin 749'u geçersiz sayıldı. Seçime katılma oranı %88,92 oldu. Bunun ne anlama geldiğini size söyleyeyim. 6.728.062 seçmen sandığa dahi gitmedi. Buna geçersiz oyları da kattığımızda 7.748.811 seçmen oy kullanamadı. Sandığa hiç gitmeyenler veya gidip de dalga geçer gibi oy kullananların ikinci turda daha ciddi olacaklarını tahmin ediyorum. Oy kullanma oranı %90’ların üzerine çıkarsa işin şekli Kılıçdaroğlu lehine değişir. Çünkü oy kullanmayanların büyük çoğunluğu ‘Erdoğan’a asla oy vermem’ deyip Kılıçdaroğlu’nu içine sindiremeyenler. Birçoğu böyle kritik bir seçimde ikinci turda kendi tabirleriyle kötünün iyisini seçme zorunluluğunu hissedecekler.
2) Sinan Oğan faktörü: Sinan Oğan destekleyeceği adayla ilgili 5 şart öne sürdü. Buna göre;
a) Anayasanın ilk dört maddesinin değişmezliği: Erdoğan yeni anayasa istediklerini dillendirirken, Kılıçdaroğlu ise Anayasa’nın ilk dört maddesine kimsenin dokunamayacağını söylüyor.
b) Madde 66’da yer alan Türklüğün Anayasa’dan çıkarılma girişiminin karşısında set kurulması: Erdoğan yeni çıkaracakları anayasada Türklüğe farklı bir kavram vereceklerini belirtirken Kılıçdaroğlu da Türk Milleti kavramını savunduklarını dillendiriyor.
c) 13 milyon sığınmacının gönderilmesi: Erdoğan ülkemizde ikamet eden 13 milyon sığınmacıyı asla göndermeyeceklerini söylerken, Kılıçdaroğlu da 2 yıl içinde bu sığınmacıları ülkelerine ırkçılık yapmadan göndereceklerini söylüyor.
d) Ekonomik krizin temel sebepleri olan ‘faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ sarmalından kurtulunması: Erdoğan faizi asla yükseltmeyeceklerini ve enflasyonun da faizle birlikte düşeceğini öne sürerken Kılıçdaroğlu da faiz artırmanın yabancı yatırımcı ve döviz akışı sağlamanın ve kuru stabil hale getirmenin yolu olduğunu savunuyor.
e) "Terör örgütleri" ve onların siyasi yapıları ile araya mesafe konulması: Erdoğan Hüdapar’ın terör örgütüyle alakası olmadığını savunup onları kendi kontenjanlarından meclise soktu. Kılıçdaroğlu ise PKK’yla mücadelede sertleşme sözü verdi.
Sinan Oğan’ın şartlarıyla ilgili Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun söylemlerini Aposto’nun sayfasında bulabilirsiniz: https://www.instagram.com/p/CsY-VRztg73/?igshid=NjZiM2M3MzIxNA%3D%3D
Tüm bunları yazdıktan sonra sizce Sinan Oğan’ın şartlarına kim daha yakın? Tabii ki Kılıçdaroğlu.
3) İlk turda yapılan hataların ikinci turda tekrar edilmemesi: Seçim sonuçlarına baktığımızda iki tablo beni çok şaşırttı. Birincisi deprem bölgesinde Cumhur İttifakı’nın oy oranlarının yükselmiş olması, ikincisi ise MHP’nin oy oranının beklenenin en az 2-3 katı çıkmış olması. İktidar partisinin de oy oranları beklediğimden yüksek çıktı ama özellikle Şubat ayında deprem yaşamış 10 ilimizde Cumhur İttifakı’nın birinci çıkmasını, hele bazı illerde açık ara fark atmasını aklım almıyor. CHP’nin sisteminin çökmesiyle gerçek tutanaklarla sistem arasındaki farkların ispatlanma olayı da maalesef mümkün olamadı. CHP ikinci turda yapılan usulsüzlükleri tespit edip üzerine giderse ve bu usulsüzlüklerin tekrarını engellerse burada ciddi bir fark yaratabileceklerini düşünüyorum.
4) İkinci turda vites artırılması: İlk turda Cumhur İttifakı CHP’nin PKK ile işbirliği yaptığını öne sürerek ağır bir suçlama dili kullandı. Karşısındaki Millet İttifakı ise “Sana söz” diye pek de suya sabuna dokunmayan pozitif dilli bir kampanya seçti. Millet İttifakı iki tur arasında vites artırıp Cumhur İttifakı’nın yanlışlarını ve hatalarını etkili bir şekilde vurgularsa iki arada bir derede kalan seçmenleri kendi tarafına çekebilir. Cumhur İttifakı ise suçlamalarının dozajını artırarak devam edecektir.
5) Son 2 yıl içerisinde dünyada ikinci tura kalan seçimlerin çoğunluğunu ikinci sıradaki aday kazandı: Kasım 2021’de Şili’de Gabriel Boric, Şubat 2021’de Ekvador’da Guillerme Lasso ve Mart 2023’de Karadağ’da Jakov Milatovic, ilk turda ikinci olup ikinci turda seçimi kazandılar. Türkiye’de karakter olarak Latin Amerika ve Balkanlar’daki ülkelere benziyor. Tarih tekerrür edecek mi, hep birlikte göreceğiz.
Bu konuyla ilgili Aposto’nun haberini de paylaşmak isterim:
https://www.instagram.com/p/CsYnHQ_NLXo/?igshid=NjZiM2M3MzIxNA%3D%3D
Neler yapabilirsiniz?
Bu arada ikinci tur seçimde sizler de sorumluluk almak istiyorsanız yapabileceğiniz iki şey var:
1) Katılım ve teşvik: Mutlaka oy kullanın ve çevrenizi de oy kullanmaya teşvik edin.
2) Görev alma: Seçimlerde sandık görevlisi veya müşahit (gözlemci) olarak görev alabilirsiniz. Bununla ilgili Oy ve Ötesi ve Türkiye Gönüllüleri sistemi üzerinden kaydolup görev alabilirsiniz. Her ikisinin de web sitelerini aşağıda paylaşıyorum:
a) Oy ve Ötesi: https://oyveotesi.org/
b) Türkiye Gönüllüleri: https://turkiyegonulluleri.org/
Son olarak bu yazıya “Türkiye’deki seçimlerde şafak vakti” başlığını koydum. Çünkü şafak vakti yani gün doğumu olmadan önceki saatin en karanlık saat olduğunu ancak şafak vaktiyle bu karanlığın aydınlığa dönüştüğünü hepimiz biliyoruz. O yüzden şu anda karamsar olmanın vakti değil, aksine ilk tur seçimini bir değişimin başlangıcı olarak algılayabilirsiniz.
Bu vesileyle herkesi bir vatandaşlık görevi olarak oy kullanmaya davet ediyor, 28 Mayıs’ta çıkan sonucun vatanımız ve milletimiz için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Ayrıca 19 Mayıs Atatürk'ü anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı da kutluyorum.
Etiqueta: eğitim