Macera dolu bir yardım konseri

Nisan ayının ilk haftasında Temel İhtiyaç Derneği (Tider) yararına düzenlediğimiz Harun Kolçak konseri, gerek sanatçının harika performansı, gerekse konuk yıldızların kattığı renk ve coşkuyla muhteşem geçti. Ancak o noktaya gelene dek yaşadığımız Türkiye’ye özgü inişli çıkışlı süreç yürek hoplatır cinstendi.

Geçen hafta bir röportaj sırasında “sizin içinde bulunduğunuz dernek çalışmalarında sosyetiklerin yaptığı gibi balolar, konserler falan düzenliyor musunuz?” sorusu soruldu.

Tabii bu sorudaki ‘sosyetik’ kelimesi çok manidar. Dağarcığımızdan bir türlü atamadığımız ‘zenginlere gıcık olma’ halinin bir anlamda dışa vurumu. ‘Sosyetik’, yaşam biçimlerine kıl olduğumuz kişiler hakkında “bu kapasitesiz insanlar neden zenginler ve bu paraları böyle çarçur ediyorlar, ne kadar gereksiz işlerle uğraşıyorlar” düşüncesini pekiştiren bir kelimedir. Sosyetikte olduğu gibi olumsuz anlam yüklenen başka kelimeler de var. Örneğin, esasen kabiliyetsiz ve babasının sayesinde bir yerlere gelebilen, çoğu zaman parayı kötü kullanan şımarık çocuklara atfen de ‘veliaht’ kelimesi kullanılır. Ben de ne yaparsam yapayım bu veliaht kelimesinin röportajlarda kullanılmasına engel olamıyorum. Yazılı basında, televizyondaki röportajlarda hatta geçen hafta katıldığım bir konferansta yine benden veliaht diye söz edildi. Bu kelimeler kullanılınca elbette dikkat çekiliyor ve rating artıyor. Ancak benim 5,5 senedir aile şirketinden bağımsız olarak kendi girişimlerimi yürüttüğüm ve ekip arkadaşlarımla birlikte ciddi değerler ürettiğimiz düşünüldüğünde, bana ‘veliaht’ denmesi hem bilgi olarak yanlış hem de ayıp oluyor. Benim düşünce sistematiğimle taban tabana zıt olan ‘veliaht’ ve ‘sosyetik’ gibi önyargılı ve gerçek dışı sıfatları duyduğumda tüylerim diken diken oluyor.

Biraz hatırlatma yapmak adına geçmişte yazmış olduğum iki makaleyi sizlerle tekrar paylaşmak isterim:

http://www.serhansuzer.com/tr/turkiyede-vizyoner-girisimci-olmanin-agir-bedeli

http://www.serhansuzer.com/tr/15-yillik-is-hayatim-ve-gelecege-notlar

Veliaht kelimesine en güzel cevap, geçtiğimiz gün Ekonomist Dergisinde çıkan bir röportajımda verildi. Bunu da paylaşmak isterim:

 

Bu röportajda “veliaht değil, kendi işimde kurucuyum” dediğim yazıyor. Şirketler kısmında bazı detayları birbirine karıştırmış olsalar da genel hatlarıyla başarılı bir röportaj. Yazanın emeğine sağlık.

Geçen hafta yapılan röportaja dönecek olursak, röportajı yapan tatlı üsluplu arkadaşın iyi niyetinden şüphe duymadığım için sorusunu gülümseyerek cevapladım:

“Biz böyle etkinlikler pek düzenlemiyoruz. Sadece Nisan ayının başında Harun Kolçak konseri gerçekleştirdik. O konserde de herkes çok eğlendi, ancak organizasyon işinde acemi olduğumuzdan bazı şeyler tam istediğimiz gibi gitmedi. Bir dahaki sefere daha iyi bir sonuç elde edeceğimizi düşünüyorum.” dedim.
 

Maceralı bir organizasyonun arka planı

Söz ettiğim etkinliğin gelişim sürecini burada biraz daha açmak isterim:

Dernekteki profesyonellerimizle kaynak geliştirmenin detaylarını konuştuğumuz bütün toplantılarda hep ‘bir etkinlik düzenleyelim ve biletlerini şöyle satalım, böyle satalım, gelir elde edelim’ diye konuşuldu. Ben de her seferinde konser gibi etkinliklerin kafama yatmadığını ve bizim bunun gibi herkesin yaptığı ‘old school’ işlerden uzak durmamız gerektiğini söylüyordum. Sonunda bir girişimcinin gösterdiği refleksle “Hadi bir deneyelim de görelim” dedim. Arkadaşlarımız hemen aksiyona geçip farklı kanallardan işe koyuldular. Yönetim kurulu üyelerimizden biri profesyonel olarak organizasyon işinde olduğu için kolları sıvadı ve birkaç gün sonra bize dönüp sanatçı olarak Yaşar ve lokasyon olarak da Bostancı Gösteri Merkezi’ni ayarlayabileceğini iletti. Biz de bunu onayladık.

Yaşar’ın menajerinin istediği meblağın yarısı gönderildi. Bostancı Gösteri Merkezi’ne de talep edilen meblağın yarısı verildi. Kasım sonu gibi işlemleri tamamladık. Aralık başında ise her ne hikmetse Yaşar’ın menajeri organizasyonun başarısından şüphe duyduğunu belirterek bizimkilere “Yaşar bu işte olmaz” dedi.

Açıkçası Türkiye’de kendi kategorisinde en beğendiğim 4 erkek şarkıcıdan biridir Yaşar. Diğerleri, Tarkan, Kenan Doğulu ve Nev. Yaşar’ın Tider için konser veriyor olmasına ilk başta çok sevinmiştim. Ancak konserin başlamasına 3 hafta kala bu şekilde iptal edilmesi beni şahsen üzdü. Dernek olduğumuz için paramızı geri istedik, o hafta geri gönderdiler.
 

Konsere sanatçı bulmak

Biz de konser düzenlemek herhalde kaderimizde değilmiş dedik. Resmi duyuruları yapmadığımız için bu girişimden vazgeçmek istedik. Bostancı Gösteri Merkezi’ni yolladığımız parayı geri almak için aradık. O da ne? “Geri vermeyiz” dediler. Biz de onlara bir dernek olduğumuzu, derneğin parasının bu şekilde üzerine yatmanın doğru olmadığını anlatmaya çalıştık ama dinletemedik. Tam tersine bizim arkadaşlarla son derece ters konuşuldu, bu organizasyonu ilk olarak yapan yönetim kurulu üyemiz suçlandı, imzaladığımız kontratın tersi taleplerde bulunuldu vs. vs.

Sonuçta aramızda ciddi bir ihtilaf doğmak üzereyken konser tarihini erteleme fikri ortaya çıktı. Tarih olarak da Nisan ayının ilk pazarını seçtik. Bu sorun bu şekilde bertaraf edildi. Ancak ortada daha ciddi bir sorun vardı. Konseri kimin vereceği belli değildi.

Birçok sanatçının ismi geçti, bazılarıyla konuşuldu fakat onlarda da benzer sorunlar çıktı. Verilen sözler tutulmadı. Kimse bizim hayır için bu işe kalkıştığımızı düşünmedi, önce onaylanan konser organizasyonu sonra iptal edildi veya her nedense indirim yapıyoruz diye yaklaşıldı, ancak indirimli talep edilen rakamlar da oldukça yüksek çıktı. Böylelikle sanatçı camiasını tanımış olduk.

 

Ve Harun Kolçak’la yıldızlar geçidi...

Sonunda bir başka yönetim kurulu üyemiz, Hande Tibuk’un Kral TV’deki bağlantısından Harun Kolçak’a ulaştı. Harun Kolçak küçüklüğümden beri çok sevdiğim, şarkıları çalınca keyif aldığım bir sanatçı olduğu için bizimkiler “Harun Kolçak nasıl olur?” diye bana sorduklarında hiç düşünmeden “Harika olur” dedim. Menajerleriyle konuşuldu. Geçen sene Türkiye’nin en çok satan albümünü çıkarmış olmasına rağmen o ana kadar konuştuğumuz en mütevazı rakamı talep etti. Üstelik “albümde birlikte düet yapmış diğer sanatçılardan bazıları da benimle birlikte bu konsere çıkacaklar” diyordu. Menajerleri de daha önce görüştüğümüz meslektaşlarının aksine son derece düzgün bir üslupla bizimle iletişim kurdular. Verdikleri sözleri de tuttular.

Bu arada sivil toplum sektörünün duayenlerinden yakın arkadaşım Uygar Özesmi de son birkaç aydır Tider’e yarı zamanlı destek veriyor. Uygar’ın Harun Kolçak’ı yakinen tanıması da bu süreçte bize ciddi katkıda bulundu. Bu vesileyle bugün (bu yazıyı kaleme aldığım tarihte) Uygar’ın doğum gününü de kutlarım. Nice senelere…

Bu arada Harun Kolçak konserden evvel bizi Destek Market’e ziyarete geldi. Ben Avrupa yakasında önemli bir finansman toplantısında olduğum için üzülerek katılamadım. Uygar sağolsun, ekiple kendisini karşıladılar. Ortaya böyle harika bir kare çıktı:

 

 

Bu vesileyle yukarıdaki resimde görebileceğiniz Selen, Duygu ve Selin’e (sırasıyla üstte sağdan ikinci, üçüncü ve dördüncü kişi) konserin organizasyonunda büyük çaba gösterdikleri için ayrıca teşekkür ederim. Büyük iş çıkardılar.

Tüm doğrular yan yana gelince konser işinde her şey yolunda gitmeye başladı. Hepimiz rahat bir nefes almıştık. Harun Kolçak ve beraberinde getirdiği yıldız sanatçılarla derneğimize yakışır bir organizasyona imza atacaktık.  Konserin afişini de sizlerle paylaşmak isterim.

 

 

Son atakla dolan salon

Tek sorun biletleri satmaktı. Arkadaşlarımız bütün kanallardan duyurmuş olmasına rağmen bir türlü istediğimiz talebi yakalayamadık. Bu işteki deneyimli kişiler “merak etmeyin, bizim millet son hafta karar verir, çok daha fazla satarsınız” dediler. Biz de bu olasılığı güçlendirmek için elimizden geleni yaptık. Örneğin Kral TV’de röportajımız çıktı. Yazılı basının birçok magazin sayfasında Harun Kolçak konserinin duyurusu yer aldı. Son olarak Grupanya ile anlaştık. Konserin düzenleneceği haftaya sadece 300 bilet satarak girmemize rağmen büyük bir atakla konsere 950 kişi toplamayı ve diğer destekçilerimizle birlikte, kapatılan ek bölümleri hariç 1000 kişilik kapasitesi olan salonu doldurmayı başardık. İşte bizimle ilgili medyada çıkan bazı haberler:

 

 

Kral TV de sağolsun, bizim konsere genişçe yer verdi. İşte TV’den bazı kareler:

 

 

 

Başlarda klasik bazı aksiliklerle karşılaştık. Örneğin sesi test eden sanatçılar gecikince salona 18.00’de alınması gereken seyirciler 18.15’te alındılar. Millet 15 dakika gecikince alkışlamaya ve protesto etmeye başladı. Hatta derneği suçlayanlar bile oldu. Bazılarıyla tek tek bizzat konuştum. Herkes yerleştikten sonra (ki yarım saat sürdü), 18.45 ile 19.00 arası yine alkışlamaya başladılar. Ama sonunda 19.00’da müzik şöleni başlayınca herkes protestoyu bırakıp müziğe eşlik etmeye başladı. Sabırsız ve enteresan bir milletiz gerçekten. Ne yapalım, biz de böyle güzeliz. :)

Konser öncesi Türkiye’ye has başka problemlerle de uğraştık. Örneğin belediyecilerin para koparmak için bizi ziyaret etmeleri (onlara dernek olduğumuzu ve bunun bir yardım konseri olduğunu hatırlattık) ve klimaların geç açılmasından dolayı (herhalde mekanın işletmecisi kendi aklınca tasarruf yapıyordu) salonun ilk 45 dakika çok sıcak olması. Bu konuda da şikayet aldık ve sorunu çözmek için gereken herşeyi yaptık.

 

Duygu dolu bir müzik şöleni

Konser de ayrıca çok keyifli geçti. Çelik, Işın Karaca, Gökhan Türkmen, Tan Taşçı, Umut Kuzey ve Gülçin Ergül, birbirinden güzel şarkılarla Harun Kolçak’a eşlik ettiler. Hatta hiç hesapta olmayan Deniz Arcak ve Ümit Sayın da sürpriz yapıp katılarak konsere daha da enerji kattılar. Tam bir müzik şöleni ortaya çıktı. Harun Kolçak’ın son albümünü dinlediniz mi bilemiyorum, ama çoğu parçada birbirinden sağlam sanatçılarla düet yapan Harun Kolçak’ın eski şarkılarının derlendiği bu harika albüm geçen yıl ülkemizde en yüksek satış rakamına ulaşmış.

Albümde neler olduğuna bakmak isterseniz ilgili link’i paylaşmak isterim: https://www.youtube.com/watch?v=kkU42GTM1S0

Çeyrek Asır ismiyle piyasaya sürülen bu albümü satın almanızı tavsiye ederim: http://www.dr.com.tr/Muzik/Ceyrek-Asir/Yerli-Albumler/Turkce-Pop/urunno=0000000711776?gclid=CMWK-770utMCFYVAGwod-mcCbw

Albümün performansı konsere de yansıdı. Konser sonu patlama noktasıydı. Herkes ayakta dans ediyordu. İşte konserdeki bazı performanslar:

 

 

 

 

 

Konser sırasında özellikle Harun Kolçak’ı bizi davet edip bana Tider ile ilgili bilgilendirme yapmam için mikrofonu vermesi ve Gökhan Türkmen’in Tider’den bahsetmesi şahsen ayrıca hoşuma gitti.

Ben de o gazla aklıma gelenleri sıraladım. İşte o anlar:

 

 

Hakikaten özel bir sanatçı olan Harun Kolçak, kendi deyimiyle müzisyen kalabilmenin büyük bir onur olduğunu anlatıyordu. Ağır bir hastalık ve tedavi sürecinden sonra bizleri kırmayıp bu konseri vermesi ve beraberinde de birçok sanatçıyı getirmiş olması, onun iyi bir müzisyen olmasının dışında aynı zamanda çok iyi bir insan olduğunu gösteriyor. İnsanlığın ciddi bir sınavdan geçtiği şu günlerde Harun Kolçak gibi kalbi büyük kişilere daha fazla ihtiyacımız var.

Sağlıcakla kalın.

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 1 )
  1. Elif Soyvural
    2017-04-24 09:46:20

    Konserin hazırlık sürecinde yaşananlara bakılırsa \"her işte bir hayır vardır\" sözünün tam da karşılığı olmuş. İyiliğe hizmet etmenin bedeli, karşılığı olmaz, olamaz da zaten..sanatın, gerçek duyarlı sanatçının büyülü dokunuşu her şeyi daha anlamlı kılar ki 09 Nisan akşamı hafızalardan silinmeyen bir örnek oldu. Sanatın, sanatçının toplumla ve toplumun değerleriyle buluştuğu noktada kattığı değerler kalıcılığı da beraberinde getirir. Tider ve diğer derneklerin gerçekleştirmekte olduğu, planladığı projelere destek vermek bilinçli her vatandaşın kaygısı olmalı diye düşünüyorum. Ancak bu şekilde ileride hayalini kurduğumuz ve çocuklarımıza miras bırakmak istediğimiz bir ülke olabilir diye düşünüyorum.. Emeğinize, yüreğinize sağlık..

Yorumlarınız için