Atatürk kırmızı çizgimizdir
COP 28 etkinliğiyle ilgili bir yazı kaleme almaya hazırlanırken dün akşam Süper Kupa’da yaşanan ve Türk futboluna kara leke gibi çöken ancak ülke onuru açısından gereken tepkilerin gösterildiği olaylar yüzünden her şeyi bir kenara bırakıp bu yazıyı yazmak istedim. Bu mesaj kime gidecekse gitsin ve herkes bilsin: Atatürk kırmızı çizgimizdir.
Dün akşam 2022-23 sezonu lig şampiyonu Galatasaray ile Türkiye Kupası’nı kazanan Fenerbahçe arasında Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da tek maç usulü oynanacak final karşılaşması Suudi yetkililerin Atatürk pankartlarına ve tişörtlerine izin vermemesi yüzünden hem Galatasaray’ın hem de Fenerbahçe’nin stada gitmeyip durumu protesto etmesi nedeniyle iptal oldu.
Suudi yetkililerin terbiyesizliği ülkenin kurucusu Atatürk’ün resmini stada sokmamakla da kalmadı. Ayrıca statta bu durumu protesto etmek için İstiklal Marşı’nı okuyan seyircilerin seslerini kesmek için hoparlörden müziğin sesini açmakla da devam etti.
Bu konuda fazla söze gerek yok.
Atatürk’ün ültimatomu
Suudi Araplarla ilgili söylenecek çok şey var. Bu yazıda lafı fazla uzatmayacağım. Sadece şunu belirtmek isterim: Onların bu davranış bozukluklarının Osmanlı İmparatorluğu’ndan itibaren süregeldiğini hepimiz biliyoruz. Bu problemli kitlenin davranış bozuklukları ve kültür eksikliği Osmanlı İmparatorluğu yıkılıp yerine modern ve laik Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra da devam etti. Atatürk’ün bile zamanında Peygamber Hz. Muhammed’in mezarının yerinin keyfi bir şekilde değiştirilmesiyle ilgili kayıtsız kalamayıp bunu yapmamaları konusunda Suudileri uyardığını, hatta uyarının ötesine geçip “Böyle bir şey yaparsanız orduları toplar oraya gelirim” diye sert ültimatomda bulunduğunu biliriz.
Her ne hikmetse Suudilerin laik ve modern Türkiye Cumhuriyeti’ni örnek alıp kendilerini geliştirmesi gerekirken, biz onları örnek almaya çalışıyoruz. Ellerinde petrol zenginliği dışında hiçbir şey olmayan, tüm imkânlarına rağmen kendilerini bir türlü geliştirememiş bu geri kalmış toplumun liderlerinin tarih boyu bize karşı birçok yalanları, ihanetleri ve saygısızlıkları olduğunu gayet iyi biliyoruz. En sonuncusu 2018 yılında İstanbul’da şehrin göbeği diye nitelendirebileceğimiz bir yerde, Levent semtinde bir gazeteciyi öldürüp parçalara ayırmaları oldu. Bu katliamın emrini veren Suudi prensi para musluklarını açıp her alanda yaptıklarını aklamaya çalışıyor. Ruhunu satan birçok farklı ülkeden devlet yetkilileri ve özel sektör temsilcileri de bu düzene boyun eğiyorlar.
Suudiler bam telimize bastı
Suudi prensine işlediği cinayetten dolayı Türk kanunlarına göre yargılanması ve gereken cezanın verilmesi gerekirken bizim yetkililerimiz Türk kamuoyu için popülerliği en yüksek olan bir etkinliği, Türkiye’de en fazla taraftarı olan Galatasaray ve Fenerbahçe’nin süper kupa maçını Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da, üstelik Cumhuriyetin 100. Yılı’nda düzenliyorlar.
Ve son raunt dün akşam yaşanıyor. Suudi yetkililer, zaten 100. Yılda böyle bir etkinliğin Suudi Arabistan’da düzenlenmesi Türk kamuoyunda ciddi şekilde eleştirilmişken ve bu konuda hassasiyet gösterilmişken bir de üzerine bam telimize basıyorlar.
Her iki takımımıza da helal olsun!
Neymiş efendim? Atatürk resmi statta açılmazmış. Isınmaya Atatürk tişörtleriyle çıkmak isteyen ve maçı Atatürk’ün imzasını taşıyan 100. Yıl formalarıyla oynamak isteyen Galatasaray ve üzerinde Atatürk resimli formayla maça çıkmak isteyen Fenerbahçe’ye izin çıkmamış.
Suudilere buradan sesleniyorum: Siz kimsiniz de ülkemizin kurucusunun resmini stada almıyorsunuz?
Her iki takım da haklı olarak tepkilerini gösterip stada gitmediler. Dik durdukları için de hem Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’e hem de Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a ve onlarla birlikte hareket eden yönetimlerine teşekkürlerimi sunuyor ve tebrik ediyorum. Helal olsun!
Her şeyin parayla satın alınamayacağını tüm dünyaya göstermiş olduk. Tekrar ediyorum, Atatürk kırmızı çizgimizdir.
Bu ülkenin dinamikleriyle kimse oynayamaz
Bu olayı da bence en iyi Güney Koreli gezeteci Hanshin Lee özetledi:
“Suudiler, hiç yenilmeyen bir adamı yenebileceklerini zannettiler. Atatürk’ün mirası halkında yaşamaya devam ediyor.
Türk değilim ama bugün herkesle gurur duydum.
Bu durum, Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinin ötesine geçiyor.”
Bundan sonra neler olacağını hep beraber göreceğiz. Tüm kredibilitesini bu olayla kaybetmiş bir federasyon nasıl hareket eder, hükümet süreci nasıl yönlendirir hep beraber göreceğiz.
Ama bildiğim bir şey var, bu ülkenin dinamikleriyle oynamaya kalkanlar eninde sonunda bunun altında kalırlar. Buna sadece içimizdeki hainler değil, dış mihraklar da dâhil.