Burası Türkiye: Özlem Türeci potansiyelleri itinayla yok edilir!

GeçtiÄŸimiz hafta Ä°stanbul SözleÅŸmesi’nin iptal edilmesi tüm yurtta bomba etkisi yarattı. Kadınlar ayaklandı, protestolar baÅŸladı, davalar açıldı, hükümet tarafındansa bu iptalin eÅŸcinsellere yönelik bir hamle olduÄŸu bilgisi aktarıldı. Herkes konuyu kendi perspektifinden yorumladı, bazıları aksiyon aldı. Ben de bu yazımda kadına ÅŸiddeti tetikleyen iptal sorunsalını niÅŸ bir pencereden deÄŸerlendireceÄŸim: DeÄŸerli beyinlerin göçü.

“Türkiye, tarihinde ilk defa bir insan hakları sözleÅŸmesinden ayrıldı!” baÅŸlığıyla Ä°stanbul SözleÅŸmesi’nin iptal edildiÄŸi haberini https://serbestiyet.com/featured/analiz-turkiye-tarihinde-ilk-defa-bir-insan-haklari-sozlesmesinden-ayrildi-54524/?utm_source=Gazete&utm_campaign=0bbb63495c-EMAIL_CAMPAIGN_2021_03_21_06_54&utm_medium=email&utm_term=0_c6ffa0ef47-0bbb63495c-203076100 linkinde ilk kez okuduktan hemen sonra bu kez içimizi ısıtan bir baÅŸka haber okudum: Koronavirüse karşı ilk aşıyı bulan BioNTech'in Türk kurucuları Prof. UÄŸur Åžahin ve eÅŸi Dr. Özlem Türeci'ye Almanya'nın en üst düzey devlet madalyası olan Liyakat NiÅŸanı verildi. Bu haberi https://www.hurriyet.com.tr/dunya/sahin-ve-tureciye-buyuk-onur-nisani-41767380 linkinde bulabilirsiniz. Bellevue Sarayı'nda düzenlenen törende çifte ödüllerini Almanya CumhurbaÅŸkanı Frank-Walter Steinmeier verdi. Törende Almanya BaÅŸbakanı Angela Merkel de hazır bulundu. Steinmeier törende Ä°rlandalı yazar Oscar Wilde'ın sözüne atıfta bulunarak "Gelecek, mümkünü görünür hale gelmeden önce fark edenlerindir" dedi ve ekledi: "Aşının milliyeti yoktur. Ne Alman’dır ne de Türk’tür.”

Ä°ki haberi arka arkaya okuduktan sonra aklıma direkt beyin göçü problemi geldi. Daha önce “Aşıyı bulan çift Türkiye ÅŸartlarında çalışsa neler olurdu?” baÅŸlıklı bir yazı kaleme almıştım. Bu yazıyı https://www.serhansuzer.com/tr/asiyi-bulan-cift-turkiye-sartlarinda-calissa-neler-olurdu linkinde okuyabilirsiniz.

Åžiddet, zor olanı imkânsız hale getiriyor

Almanya’daki ortam, saÄŸlanan olanaklardan dolayı çiftin önünün her türlü açıldığını aynı baÅŸarıyı Türkiye’de kalsalar göstermelerinin çok düÅŸük bir ihtimal olduÄŸunu anlatıyorum bu yazıda. DüÅŸük bir ihtimal diyorum, imkânsız demiyorum. Tüm zorluklara raÄŸmen Türkiye’de bilim adına çok güzel geliÅŸmelerin olabileceÄŸini düÅŸünüyorum.

Ancak ÅŸiddet olayları, zor olan bir konuyu imkânsız hale getiriyor. Sizce yüksek potansiyeli olan genç bilim kadınları her gün binlerce kadına ÅŸiddet olayının olduÄŸu hatta kadınların sürekli öldürüldüÄŸü güvensiz bir ortamda kalmak isterler mi?

Her ÅŸeye raÄŸmen ülkesini çok seven, tüm zorluklara ve imkânsızlıklara raÄŸmen Türkiye’de bilime katkı sunmak için didinen kadınlarımız bir süre sonra “Yeter artık, kendimi güvende hissetmediÄŸim ülkemde kalmak istemiyorum, çok daha iyi imkânlarla baÅŸka bir ülkede mesleÄŸimi devam ettirmekten baÅŸka çarem kalmadı” demezler mi?

Derler.

DoÄŸal sonuç: Beyin göçünde artış

Beyin göçü son yıllarda ciddi artışta. Memleketten birçok deÄŸerli insanımız baÅŸka ülkelere taşınıyor. Bu durum çok üzücü. Onları geri getirebilmenin tek yolu da memlekette güven ortamını tesis etmek, hukuk devletini eksiksiz oluÅŸturmak, çalışmalarını rahat devam ettirebilmeleri için imkân saÄŸlamaktır.

Ä°stanbul SözleÅŸmesi bu ortamı kısmen saÄŸlıyordu. Bence mükemmel deÄŸildi ama kadınların kendilerini güvende hissedebilecekleri toplumu oluÅŸturma anlamında önemli bir adımdı. Ä°stanbul SözleÅŸmesi’nin tamamını https://rm.coe.int/1680462545 linkinde bulabilirsiniz. Ayrıca Ä°stanbul SözleÅŸmesi’yle ilgili yazdığım blog yazısını https://www.serhansuzer.com/tr/kadinlarin-haykirisi-challengeaccepted linkinde bulabilirsiniz.

Bu yazımda ÅŸiddetin önüne geçebilmek için bazı ÅŸeyleri sadece devletten beklememek gerektiÄŸini, bazı konularda sivil toplum kuruluÅŸlarına, özel sektöre ve bireylere de önemli iÅŸler düÅŸtüÄŸünü belirtip aÅŸağıda konu baÅŸlıklarında yapılacakları sıralamıştım:

1) EÄŸitim

2) Ceza

3) Teknoloji

4) Medya

5) Ekonomik geliÅŸme

6) Ä°nsanlarımızın üretime katılması

7) Pozitif kültürün aşılanması

8) Proaktif yaklaşım

9) Kötü çocuk merakı

10) Kadınların hemcinslerini ve erkekleri doÄŸru yönde eÄŸitmeye baÅŸlaması

Ayrıca kadın ve şiddet konularında kaleme aldığım diğer yazıları da okuyabilirsiniz:

https://www.serhansuzer.com/tr/birlesik-hosgoru-toplumundan-siddetistana

https://www.serhansuzer.com/tr/bayandan-kadina-esitlik-mucadelesinde-laftan-otesi-

https://www.serhansuzer.com/tr/istismara-dair-yasa-teklifinin-dusundurdukleri

https://www.serhansuzer.com/tr/turkiyede-kadina-siddetin-neden-onune-gecilemiyor

https://www.serhansuzer.com/tr/toplumda-kadinin-yeri

Biz bunları söylerken tam adı ‘Kadınlara Yönelik Åžiddet ve Aile Ä°çi Åžiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Ä°liÅŸkin Avrupa Konseyi SözleÅŸmesi’ olan ve 1 AÄŸustos 2014 tarihinde yürürlüÄŸe giren Ä°stanbul SözleÅŸmesi’nin iptali için iktidar partisinden gelen cevapları paylaÅŸalım:

Ak Parti’nin genel baÅŸkan yardımcılarından Fatma Betül Sayan, Ä°stanbul SözleÅŸmesi yerine “Ankara mutabakatı” adını verdiÄŸi yeni bir çalışmayı planladıklarını ve çalışmaya baÅŸladıklarını söyledi. CumhurbaÅŸkanlığı Ä°letiÅŸim BaÅŸkanı Fahrettin Altun, “Hükümetimiz kadına karşı ÅŸiddeti sona erdirmek için var gücüyle çalışacak” dedi. Ä°stanbul SözleÅŸmesi yeniden yaÅŸayacak" diye konuÅŸtu. Ä°çiÅŸleri Bakanı Süleyman Soylu "Bizi topluma karşı sorumlu kılan Ä°stanbul SözleÅŸmesi'nin varlığı deÄŸildir" savunması yaptı. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül yetkinin yürütmede olduÄŸunu savundu. Ak Parti Genel BaÅŸkan Danışmanı Yasin Aktay ise kendisinin Ä°stanbul SözleÅŸmesine karşı olmadığını söyledi ve ekledi: “SözleÅŸmenin eÅŸcinselleri koruduÄŸuna iliÅŸkin bir algı oluÅŸtu, o yüzden çıkıldı.”

Ä°lk imzalayan ve öncülük eden ülkeydik

Halbuki bugüne kadar Avrupa Konseyi'ne üye 47 devletten 34'ü tarafından onaylanıp yürürlüÄŸe giren sözleÅŸmeyi ilk imzalayan ülke Türkiye. Ä°lk çıkan da Türkiye. Tarihinde ilk kez bir insan hakları sözleÅŸmesinden ayrılan da Türkiye. Bu sebeple AB Komisyonu BaÅŸkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa BirliÄŸi DışiÅŸleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Türkiye’nin Ä°stanbul SözleÅŸmesi’nden çekilmesine tepki gösterdi. Von der Leyen mesajında doÄŸrudan Türkiye’yi eleÅŸtirmezken, Borrell karar için “akıl almaz” dedi ve Ankara’yı bu kararından vazgeçmeye çağırdı. Detayları bu linkte okuyabilirsiniz:

https://serbestiyet.com/featured/avrupadan-istanbul-sozlesmesi-karari-icin-en-ust-duzey-tepki-akil-almaz-54596/

Acar: “Bu geldiÄŸimiz noktaya inanamıyorum”

Hatta Türkiye’nin CumhurbaÅŸkanlığı kararnamesiyle imzasını çektiÄŸi Ä°stanbul SözleÅŸmesi’ni yazan ekipte yer alan Prof. Feride Acar “Bu geldiÄŸimiz noktaya inanamıyorum. 2011 bizim için bayram günüydü. Türkiye çekincesi olan ülkeleri bile ikna etmiÅŸti" dedi. Detayları https://tr.sputniknews.com/aksam_postasi/202103221044089534-istanbul-sozlesmesinin-mimarlarindan-prof-acar-geldigimiz-noktaya-inanamiyorum-evrende-baska-bir/ linkinde okuyabilirsiniz.

Ä°stanbul SözleÅŸmesi iptal olduktan sonra bu karar birçok ilde protesto edildi ve edilmeye devam ediyor. Geçen sene temmuz ayında yapılan MetroPOLL anketine göre, Türkiye’nin yüzde 64’ü sözleÅŸmeden çıkılmasını onaylamıyor. Yüzde 17'ye göre ise sözleÅŸmeden çıkılmalı.

Bu sonuçlara göre Türkiye’nin büyük çoÄŸunluÄŸu neden Ä°stanbul SözleÅŸmesi’nin kalmasını talep ediyor? Sebebi basit. Ä°çeriÄŸine bakmak gerekiyor: SözleÅŸme, ‘toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸi’ ilkesine dayanıyor. Ä°stanbul SözleÅŸmesi ile kadınların her türlü ÅŸiddet ve ayrımcılıktan korunması, cinsiyet eÅŸitliÄŸinin yaygınlaÅŸtırılması, bu amaçlar için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlanması ve uluslararası iÅŸbirliÄŸinin yaygınlaÅŸtırılması hedefleniyor.

SözleÅŸmedeki bazı tanımlar

SözleÅŸmede, ‘kadına karşı ÅŸiddet’ tanımı, ‘ister kamu ister özel yaÅŸamda’ meydana gelsin, her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik ÅŸiddeti, ÅŸiddet tehdidini ve ayrımcılığı içeriyor.

Ä°stanbul SözleÅŸmesi, ‘aile içi ÅŸiddeti’ ise ‘maÄŸdurla aynı ikametgahı paylaÅŸmakta olsun veya olmasın veya daha önce paylaÅŸmış olsun veya olmasın, aile içinde veya aile biriminde veya mevcut veya daha önceki eÅŸler veya birlikte yaÅŸayan bireyler arasında’ diyerek tanımlıyor.

SözleÅŸmenin 18 yaşından küçük kız çocuklarını kapsayabileceÄŸi belirtiliyor.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun temsilcisi Gülsüm Kav, sözleÅŸmeyi dört maddede anlatıyor:

1) Önleme (Prevention

2) Koruma (Protection)

3) KovuÅŸturma (Prosecution)

4) Politika (Policy)

Detayları aşağıdaki linklerden okuyabilirsiniz:

https://twitter.com/kapsul_news/status/1373258080151085058

http://esitlikadaletkadin.org/gulsum-kavdan-dort-maddede-istanbul-sozlesmesi/

Kadının geliÅŸimi ülkenin geliÅŸimi demektir

Türkiye’de kadınların eÄŸitim seviyesi yükselirse, onlara güven ortamı saÄŸlanırsa ve imkânları olursa inanılmaz iÅŸlere imza atarlar. Buna kuÅŸkum yok. Çocukları yetiÅŸtirenlerin de genelde anneler olduÄŸu varsayıldığında, kadının geliÅŸimi ülkenin geliÅŸimi anlamına gelir. Bunu unutmayalım. O yüzden yapılması gerekenler bir an önce gerçekleÅŸtirilmeli, kadınların rahat edeceÄŸi ortam saÄŸlanmalıdır.

Bu yapıldıktan sonra da imkânlar saÄŸlanıp memlekette Özlem Türeci skalasında bilim kadınlarının çıkmasını ve artmasını diliyorum. Sadece bilim alanında deÄŸil, sanat, spor gibi her alanda bunu diliyorum. 

Cumhuriyetin kurulduÄŸu ilk yıllarda kadınlara verilen haklarla güven ortamı yaratılıp geliÅŸmeleri saÄŸlanırken Türkiye de her alanda geliÅŸmiÅŸtir. Bugün itibariyle neredeyse 100 yıl sonra neden bu yoldan geriye gidelim?

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için