Büyük Britanya’nın farklı liderler yelpazesi
İçinde bulunduğumuz dönemde Birleşik Krallık’ta görev yapan 4 başbakandan 3’ü göçmen kökenli. İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Hindistan; İskoçya Başbakanı Hamza Yusuf, Pakistan; Galler Başbakanı Gething ise Zambiya kökenli. Ayrıca Büyük Britanya’nın 4. üyesi Kuzey İrlanda’nın Başbakanı ise İrlanda Cumhuriyet Ordusu'nun (IRA) eski siyasi kanadı olarak görülen Sinn Féin’in başkan yardımcısı Michelle O’Neill. Büyük Britanya'nın üyesi olmayan İrlanda'nın yeni istifa etmiş Başbakanı Leo Varadkar ise Hindistan kökenli ve daha evvel escinsel olduğunu ilan etti. Tarihte yaşanan bu ilkler yelpazesini kendi perspektifimden yorumlayacağım.
Evet yanlış okumadınız, Büyük Britanya’yı oluşturan İngiltere, İskoçya ve Galler’in başbakanlarının hepsi göçmen kökenli. Büyük Britanya’nın dördüncü ülkesi Kuzey İrlanda’nın başbakanı göçmen kökenli değil ama o da yine tipik beyaz erkek profilinin dışında biri, üstelik IRA’nın siyasi kanadının temsilcisi bir kadın.
Bence göçmen lider profili Amerika’nın ilk siyahi başkanı Barack Obama’nın 2 dönem ABD’ye liderlik yapmasıyla pekişti. Obama kimilerine göre iyi bir iş çıkardı kimilerine göre de büyük hatalar yapıp ülkeyi geriye götürdü ama su götürmez bir gerçek var ki, o da Obama’nın her zaman çok popüler bir başkanlık profili çizmiş olmasıdır. Başlangıçta Amerikalılar Obama’yla ilgili “büyük kurtarıcı” veya “Superman” gibi abartılı profiller çıkararak beklentileri aşırı yükseltmiş olsa da, Obama elinden geleni yaptı. Bana göre bazı hatalar yapıp beklentileri tam olarak karşılayamadığı için başkanlıktaki ikinci ve son döneminin sonunda popülerliği azalmış olsa da Obama her zaman tüm dünyaca tanınan çok popüler biri olarak hayatımızda bir döneme damga vurdu.
Obama’dan sonra bence diğer Batılı ülkelerde ve özellikle Britanya’da “Neden göçmen lider olmasın?” denmeye başlandı. Bunun Britanya Adası’ndaki belki de ilk denemesi 2016 senesinde Londra Belediye Başkanı olarak seçilen Sadıq Han’dı. Londra Belediye Başkanı, Sadıq Han 9 Mayıs 2016 tarihinde göreve başladı. Genel olarak o tarihten bu yana iyi bir iş çıkarmış olması belki de algıyı pozitif yönde değiştirdi, diğer göçmen liderlerin önünü açtı. Tüm bunları söylemişken Büyük Britanya’nın hâlihazırdaki 3 göçmen liderini kısaca tanıyalım:
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak
Rishi Sunak (D: 12 Mayıs 1980), 24 Ekim 2022 tarihinde Birleşik Krallığın ilk Hint kökenli ve Asyalı başbakanı olmuştur. Aynı zamanda ülkenin modern tarihteki en genç başbakanıdır. Britanya'nın Asyalı ilk başbakanı, daha önce Boris Johnson başkanlığında iki kabine pozisyonunda bulunmuştu ve son olarak 2020'den 2022'ye kadar Maliye Şansölyesi olarak görev yaptı. Sunak, 2015'ten bu yana Richmond (Yorks) Parlamento Üyesi (MP) olarak görev yapıyor.
Sunak, 2001 ile 2004 yılları arasında Goldman Sachs'ta çalıştı.2015 genel seçimlerinde Kuzey Yorkshire'daki Richmond Avam Kamarası'na seçildi. 2016 yılında başarıya ulaşmış Avrupa Birliği üyeliğinden çıkış için yapılan referandumda Brexit kampanyasını destekledi.
Sunak, Johnson'ın Muhafazakâr Parti lideri ve başbakan olarak Theresa May'in yerine geçme hedefini destekledi ve ardından Johnson, Sunak'ı Temmuz 2019'da Hazine'nin baş sekreteri olarak atadı.
2019 genel seçimlerinin ardından Johnson, Sajid Javid'in istifasının ardından 2020 kabine değişikliğinde Sunak'ı Maliye Şansölyesi olarak terfi ettirdi. Sunak, bu görevde bulunduğu süre boyunca, hükümetin COVID-19 salgınına karşı mali müdahalesinde ve bunun, Coronavirüs İşte Tutma ve Dışarıda Yeme Yardım programları da dahil olmak üzere ekonomik etkisinde öne çıkan isimlerden biriydi. Aynı zamanda hükümetin yaşam maliyeti krizine, Birleşik Krallık'taki enerji tedarik krizine ve küresel enerji krizine verdiği tepkide de yer aldı. Sunak, Johnson'ın istifasıyla sonuçlanan hükümet krizinin ortasında Temmuz 2022'de şansölyelikten istifa etti.
Sunak, Johnson'ın yerini almak için Temmuz-Eylül Muhafazakâr Parti liderlik seçimlerinde yer aldı. Milletvekili oylarının her birinde en fazla oyu aldı ancak üyelerin oylarını Dışişleri Bakanı Liz Truss'a kaptırdı. Truss'un başbakanlık süresini arka sıralarda geçirdikten sonra Sunak, Ekim 2022 Muhafazakâr Parti liderlik seçimlerinde başka bir hükümet krizinin ortasında istifa eden Truss'un yerine rakipsiz seçildi; 42 yaşındayken, 1812'de Liverpool'un 2. Kontu Robert Jenkinson'dan bu yana en genç başbakan oldu. Sunak, şansölyeliği sırasında başlayan yaşam maliyeti krizi ve enerji arzı krizinin yanı sıra endüstriyel anlaşmazlıklar ve grevlerin ortasında göreve başladı. Rusya'nın ülkeyi işgaline yanıt olarak Ukrayna'ya dış yardım ve silah sevkiyatına izin verdi (Bkz: https://en.wikipedia.org/wiki/Rishi_Sunak).
İskoçya Başbakanı Hamza Yusuf
Hamza Harun Yusuf (D: 7 Nisan 1985), İskoçya Başbakanı ve İskoç Ulusal Partisi (SNP) lideri olarak görev yapan bir siyasetçidir. Yusuf, Glasgow'da Pakistanlı bir göçmen ailesinde doğmuş ve siyaset bilimi eğitimi almıştır.
Yusuf daha önce Nicola Sturgeon hükümetinde 2018'den 2021'e kadar adalet bakanı ve ardından 2021'den 2023'e kadar sağlık bakanı olarak görev yapmıştır. 2016 yılından beri Glasgow Pollok seçim bölgesini temsil eden İskoç Parlamentosu Üyesidir. 2011-2016 yılları arasında Glasgow bölgesini temsil etmiştir. 2023'teki İskoç Ulusal Partisi liderlik seçimini kazanarak İskoçya'nın en genç, ilk Asyalı ve Müslüman İskoç Başbakanı olmuştur (Bkz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Hamza_Yusuf).
Galler Başbakanı Humphrey Vaughan ap David Gething
Humphrey Vaughan ap David Gething (D: 1974), 2024'ten beri Galler Birinci Bakanı ve Galler İşçi Partisi'nin lideri olarak görev yapan bir Galli Çalışma ve Kooperatif politikacısıydı. Daha önce 2016'dan 2021'e kadar Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanı olarak görev yaptı ve 2021'den 2024'e kadar Ekonomi Bakanlığı yaptı. 2011'den beri Cardiff South ve Penarth Senedd Üyeliği bulunuyor (Bkz: https://en.wikipedia.org/wiki/Vaughan_Gething).
Galler’de Başbakan Mark Drakeford’un 5 yıllık görev süresinin dolmasıyla görevden çekilmesinin ardından parlamentoda yeni başbakan seçilmesi için oylama yapıldı. Oylama sonucu 60 sandalyeli parlamentodan 27 oy alan 50 yaşındaki Galler İşçi Partisi Lideri Vaughan Gething, ülkenin yeni başbakanı oldu.
Gething, oylamanın ardından yaptığı konuşmada, Drakeford’a Galler için yaptıklarından dolayı teşekkür ederek, "Bugün iç karartıcı derecede tanıdık bir modelin ortaya çıkmasını da bekleyebiliriz: sosyal medyada tacizler ve kibar bir dille gizlenmiş ırkçı mecazlar... İnsanlar gerekçelerimi sorguluyor ve evet, hâlâ milliyetimi sorgulayacak ya da inkar edecekler, diğerleri ise neden ’ırk kartını oynadığımı’ sorguluyor. Bu insanlara bir kez daha söylüyorum, kendi kimliğiniz bir kez bile sorgulanmadığında veya sizin geride kalmanıza neden olmadığında kimliğinizi umursamamak çok kolaydır” dedi.
Kuzey İrlanda Başbakanı Michelle O'Neill
Michelle O'Neill (D: 10 Ocak 1977) Şubat 2024'ten bu yana Kuzey İrlanda Birinci Bakanı ve 2018'den bu yana Sinn Féin'in başkan yardımcısı olarak görev yapan İrlandalı bir politikacıdır. Aynı zamanda 2007'den beri Kuzey İrlanda Meclisi'nde Mid Ulster'in MLA'sıdır. O'Neill daha önce 2020'den 2022'ye kadar Kuzey İrlanda Birinci Bakan Yardımcısı olarak görev yapmıştı. 3 Şubat 2024 tarihinde Kuzey İrlanda'da milletvekilleri tarihi bir adım atarak, ilk kez milliyetçi bir siyasetçi isim olan Michelle O'Neill'i başbakanlık makamına denk gelen Birinci Bakan görevine seçti.
İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu'nun (IRA) eski siyasi kanadı olarak görülen Sinn Féin, "Birleşik İrlanda" hayalinin artık "dokunulabilir mesafede" olduğu inancında. Ancak parti her ne kadar popüler olsa da İrlanda Cumhuriyeti ile "birlik" için referandum yapılması İngiliz hükümetinin takdirine bağlı.
(Bkz: https://en.wikipedia.org/wiki/Michelle_O%27Neill ve https://tr.euronews.com/2024/02/03/kuzey-irlandada-tarihi-adim-milliyetci-isim-michelle-oneill-basbakan-secildi)
İrlanda Başbakanı Leo Varadkar
Ada’daki Büyük Britanya üyesi olmayan 5. ülke İrlanda’nın başbakanı da oldukça renkli bir profil. Bir doktor olan İrlanda Başbakanı Leo Varadkar 2017 senesinde başbakan seçildiğinde 38 yaşındaydı ve İrlanda'nın en genç başbakanı unvanına da sahip oldu. Siyasete atılmadan önce aile hekimliği yapan Varadkar, İrlandalı bir hemşirenin ve Hint bir doktorun çocuğu. Bir özelliği de ülkenin ilk eşcinsel olduğunu açıklayan başbakanı oluşu. Varadkar, İrlanda'da 2015 yılında yapılan referandumla eşcinsel evliliğe onay verilmesinin ardından eşcinsel olduğunu açıkladı. İrlanda bir zamanlar Avrupa'nın en muhafazakâr ülkelerinden biri olarak görülüyordu ve eşcinsellik 1993 yılına kadar suç sayılıyordu. (Bkz: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-40135175).
Gerçi Varadkar bu ay içinde istifa ettiğini açıkladı ama onun da tarihe geçtiği bir gerçek (Bkz: https://www.sozcu.com.tr/irlanda-nin-ilk-escinsel-basbakani-istifa-etti-p30842). Varadkar, "Görevi bırakma kararımın hem kişisel hem de siyasi nedenleri var. Bu hükümetin tekrar seçilebileceğine inanıyorum" dedi.
Benzer durumu Türkiye için hayal edelim
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının empati kurabilmeleri açısından Büyük Britanya’daki bu göçmen liderlik modasının nasıl bir şey olduğunu kendimize uyarlayarak yorumlayayım. Gelecekte ülkenin başına Suriye veya Afganistan kökenli birinin seçilmesi gibi veya Kuzey İrlanda’ya benzer bir durum olursa şimdilerde tekrar adı değişmiş olan, Kürtlerin çoğunlukta olduğu DEM Partisi (önceki adıyla HDP) liderini Türkiye’nin başbakanı seçmek gibi bir şey olurdu. Bu konuda nasıl hissettiğinizi tahmin edebiliyorum. Ancak hemen reaksiyon vermeyin. Büyük Britanya’da hiç akla gelmeyecek şekilde bu değişim gerçekleşti, şimdiki göç politikalarıyla Türkiye’de bu da ileride mümkün. Bunda bence sorun yok. Esas sorun ülkenin bekası tehdit edildiğinde ortaya çıkar. Yani Suriyeli göçmenler örneğin Kilis veya Hatay gibi Türk nüfusunu geçtikleri yerlerde bir oylama yapıp o il veya ilçeleri Türkiye’den ayırmaya kalkarlarsa esas sıkıntı baş gösterir. Benzer şekilde ayrılıkçı Kürtler ülkeyi bölme emellerinde ilerleme kaydederlerse bu ciddi sıkıntı olur. Bunun olmasına kesinlikle izin verilmemesi gerekiyor. Bunun için de göçmenlerin dengeli bir şekilde ülke içinde dağıtılması sağlanabilir ve onlara insan onuruna yakışır şekilde bu ülkenin kanunlarına saygı duyarak yaşamaları yönünde bir planlama sunulabilir.
Bu arada geçmişte Türkiye’nin başına Kürt kökenli başbakan seçildi. Turgut Özal bunun en iyi örneğidir. Özal bırakın ülkeyi bölme gibi bir refleksle hareket etmeyi tam tersine birleştirici bir rol oynadı. İki elini havada birleştirerek yapılan ve “biz hep birlikteyiz, birlikte başaracağız” anlamları yüklenen meşhur ANAP selamı da bu düşünce yapısının en önemli sembollerinden biri oldu.
Konunun özü göçmen politikasında
Bir ülkede farklılıkların olmasının ve bu renkliliğin güzel bir şey olduğunu belirteyim. Alışılmışın dışında farklı profiller genelde ülkelere dinamizm katar ve kapsayıcılık anlamında son derece olumludurlar. Ancak daha önce altını çizdiğim gibi göçmenlerin iyi bir eğitimden geçip bulundukları ülkeye katkıda bulunacak hale getirilmeleri gerekiyor. Bulundukları ülkenin ana dinamiklerine karşı hareket eden, örneğin Türkiye’de ülkeyi bölmeye, laikliği kaldırmaya, Atatürk’ü itibarsızlaştırmaya ve demokrasimizin içini boşaltmaya çalışan her hareketi ve atılımı anında ezmek ve bitirmek gerekiyor.
Şimdi aslında burada konuyu göçmen liderlerden göçmenlik meselesine getirmek istiyorum. Çünkü konunun özü göç kabul eden ülkelerin göçmen politikasında ve göçmen veren ülkelerin genel tavrında.
Yazımı Pakistan kökenli birinin (statüsünü bilmediğim için yorum yapamıyorum) Danimarkalılara söyledikleriyle bitirmek istiyorum. Öncelikle videoyu bu linkten izleyebilirsiniz:
Bu videonun özeti şu sözlerde saklı. İşte Pakistanlının Danimarkalılara haykırışı: "Hayatımızın sonuna kadar ülkenizde yaşayacağız. Siz 1 çocuk yaparken biz 5 çocuk yapıyoruz. 10-15 yıl içinde ülkenizde Danimarkalıdan çok Pakistanlı olacak!"
Aynı sözleri Suriyeli ve Afgan göçmenlerin Türkiye’de söylediklerini de varsayabiliriz. Çünkü benzer tartışmalar bizim ülkede de oluyor.
Göçmen politikaları konusunu bir sonraki yazımda ele alacağım. Şimdilik Pakistanlının sözlerini unutmayın.