Futbolda devrim

Fransa’nın yetiştirmiş olduğu gelmiş geçmiş en iyi oyunculardan biri olan Thierry Henry başarılarla dolu futbol yaşamından sonra İngiltere’de CBS kanalında yorumcu olarak kariyerini sürdürüyor. Geçenlerde bir programda kendisine göre futbola getirilmesi gereken 5 kuralı sıraladı. Bu yazımda Henry’nin genel konsept olarak katıldığım önerilerine bazı değişiklik önerilerim ve eklemelerim olacak.

Monaco’da başlayan başarılı futbol kariyeri sırasıyla Juventus, Arsenal, Barcelona ve New York Red Bulls’ta devam etti. Forvet ve kanat oyuncusu olarak ileri uçta oynayabilen Thierry Henry yer aldığı tüm takımlarda iz bıraktı. Özellikle 1999-2007 yılları arasında oynadığı ve efsaneleştiği Arsenal’de çıktığı 254 karşılaşmada 174 gol kaydederek adını Londra kulübünün efsaneleri arasına yazdırdı. İsmi de önce Monaco’da sonra da Arsenal’de hocası olan Arsene Wenger ile özdeşleşti. Toplamda çıktığı 581 karşılaşmada 284 gol kaydetti. Thierry Henry sadece kulüp takımlarında değil, milli takımda da büyük başarılara imza attı. 1998 yılında yer aldığı Fransa Milli Takımı, tarihindeki ilk Dünya Kupası’nı kazandı. Bunun yanı sıra 2000 yılında Avrupa Futbol Şampiyonası’nı, 2003 yılında da FIFA Konfederasyonlar Kupası’nı kazandı. İşte Thierry Henry’nin kariyerinde kazandığı başarılar ve ödüller:

Monaco

• Ligue 1: 1996-97
• Trophée des champions: 1997

Arsenal

• Premier League: 2001-02, 2003-04
• Federasyon Kupası: 2002, 2003, 2005
• Community Shield: 2002, 2004
• UEFA Kupası: finali 1999-2000

Barcelona

• La Liga (2): 2008-09, 2009-10
• Copa del Rey: 2008-09
• Supercopa de España: 2009
• UEFA Şampiyonlar Ligi: 2008-09
• UEFA Süper Kupası: 2009
• FIFA Kulüpler Dünya Kupası: 2009

New York Red Bulls

• Major League Soccer Doğu Konferansı: 2010, 2013
• Supporters' Shield: 2013

Fransa Milli Futbol Takımı

• FIFA Dünya Kupası: 1998
• Avrupa Futbol Şampiyonası: 2000
• FIFA Konfederasyonlar Kupası: 2003

Bireysel

Emirates Stadyumu'nun dış tarafında bulunan Thierry Henry heykeli

• UEFA Euro 2000 All-Star Takımı: 2000
• Konfederasyonlar Kupası gol kralı: 2003
• Konfederasyonlar Kupası Altın Top: 2003
• FIFA Dünya Kupası All-Star Takımı: 2006
• Ligue 1, Yılın genç futbolcusu: 1996-97
• İngiltere'de Yılın Futbolcusu Ödülü: 2002-03, 2003-04
• Avrupa Altın Ayakkabı Ödülü: 2004, 2005
• Premier League'in en golcü oyuncusu: 2001-02, 2003-04, 2004-05, 2005-06
• Onze d'Or: 2003, 2006
• İngiltere'de Yılın Takımı: 2001, 2002, 2003, 2004, 2005, 2006
• FYD Yılın Futbolcusu Ödülü: 2002-03, 2003-04, 2005-06
• FIFPro World XI Forvet: 2006
• UEFA Yılın Takımı: 2001, 2002, 2003, 2004, 2006
• Fransa'da Yılın Futbolcusu: 2000, 2003, 2004, 2005, 2006
• English Football Hall of Fame: 2008
• Premier League Ayın Futbolcusu: Nisan 2000, Eylül 2002, Ocak 2004, Nisan 2004
• FIFA 100
• Time 100: 2007

Nişanlar

• Légion d'Honneur: 1998

Detayları Wikipedia’da okuyabilirsiniz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Thierry_Henry

Size neden Thierry Henry’nin kariyerini detaylı anlattığımı da belirteyim. Henry’nin karakterine sahip biri boş konuşmaz. Konuşuyorsa saha içinde ve dışında ciddi bilgiye sahip biri olarak bir bildiği vardır ve onu futbola bu kadar katkıda bulunmuş biri olarak can kulağıyla dinlemek gerekir.

Geçenlerde CBS’teki programda özellikle bu sezon Newcastle ve Brentford gibi takımların ustalaştığı maçta boş zaman geçirme gibi çirkin taktiklerden kurtulmak istediğini söyledi ve goller için ekstra puanlar da dahil olmak üzere futbolda devrim yapmak için 5 yeni kuralını açıkladı (detayları https://www.hurriyet.com.tr/sporarena/fransiz-futbolunun-efsane-ismi-thierry-henryden-5-cilgin-oneri-hakem-mac-sonu-konussun-sahada-da-mikrofon-taksin-42266846 linkinde okuyabilirsiniz):

1) Zaman geçirme

Bir takım zaman geçirmeye çalışırsa ragbide olduğu gibi rakip takıma kaleden 20-25 metre uzaktan bir serbest vuruş verilmeli. “Sadece futbol oynayın, işte benim kuralım...”

Yorumum: Bu kurala katılıyorum. Alternatif olarak vakti geçirmeye çalışan oyuncunun 5 dakika süre ile dışarıya çıkması istenebilir. Böylelikle vakit geçirmeden adil şekilde oynayan takım 5 dakika boyunca vakit geçirmeye çalışan takımdan 1 kişi fazla oynama avantajına sahip olur.

2) Her 3 gole 1 ek puan

Bir maçta 3 gol atan takımlar sonuçtan bağımsız olarak ekstra 1 puan almalı. Örneğin 5-3 biten Fulham Leicester maçında Fulham 4, Leicester 1 puan alacaktı.

Yorumum: Güzel bir teklif. Ben de hep futbolun güzelliği olan golleri nasıl artırırız diye düşünürüm. Gerçekten bazı 0-0 veya 1-0 gibi kısır skorların geçtiği maçlarda çok sıkılıyoruz. Gol atmak kadar yememek de önemli. Bence futbolda defans oyuncuları hak ettikleri saygıyı forvetler kadar görmüyorlar. O yüzden bu teklife alternatif olarak atılan her farkın puan olarak yazılması da düşünülebilinir. Örneğin 5-3 biten Fulham Leicester maçında Fulham’ın hanesine 2 fark attığı için +2 puan yazılabilir. Böylece Fulham 5 puan kazanır, Leicester de puan kazanamaz.

3) Hakemlere mikrofon

Hakemler maçtan sonra basına konuşmalı ve sahadayken mikrofon takmalılar. Ne dediklerini duymak istiyorum çünkü bazen o kadar kibar değiller, ben de bazen kibar değildim. Lütfen hatalarınızı veya ne kadar harika olduğunuzu açıklayabilir misiniz? Biz size bazen ne kadar harika olduğunuzu veya insanların bize söylediği gibi ne kadar kötü olduğunuzu söylemek istiyoruz.

Yorumum: %100 katılıyorum. Çok sahtekâr ve egosu yüksek hakemler var. Hakemlerin ne dediğini tüm stadyum duysa hakemlerin eminim futbolcular üzerindeki negatif etkileri törpülenir, yanlış veya taraflı kararlar konusunda da çok daha dikkatli olurlar. Bu öneriye ek olarak teknik direktörlerle maç sonu yapılan röportajlar gibi hakemleri de maç sonu röportaja almak gerekiyor. Hatta pozisyonları sıcağı sıcağına maçtan sonra tartışmak gerekiyor.

Thierry Henry’nin bu önerisi özellikle stüdyodaki diğer yorumcular Jamie Carragher ve Micah Richards’tan büyük bir destek aldı. Carragher bu öneriye şu soruyla karşılık verdi; “O zaman onlara daha fazla saygı duyar mısın?” Henry’nin cevabı oldukça netti: “Evet. ‘Çünkü gördüğüm şey buydu. Bir hata yaptım’ diyen birini anlayabilirim. Ve yoluma devam ederim. Beni rahatsız eden şey, hiçbir açıklama yapmayıp, gidip saklanmaları.”

4) Sakatlık

Maç içinde yaşanacak bir sakatlık durumunda oyuncu saha dışında tedavisini gördüğü sırada yerine bir oyuncu dahil edilmeli. Bu sayede hem takımlar 10 kişi kalmaktan kurtulur hem de doktorlar acele değerlendirmelerde bulunmamış olur.

Yorumum: Bu öneriye de %100 katılıyorum. Gerçekten sakatlanan bir oyuncuyla vakit geçirmek yerine hem adil olmayan 1 kişi eksik oynamanın önüne geçilir, hem oyunun hızı kesilmez hem de doktorların alelacele yanlış karar vermeleri engellenmiş olur. Bu yorumu daha da geliştirmek anlamında eğer teknik direktör sahaya giren oyuncunun oyunundan memnunsa devam edebilmesini sağlamak gerekiyor. Son olarak oyuncu değiştirme hakkına da bir sınır getirmemek lazım diye düşünüyorum. Bu kadar yüksek efor sarf eden oyuncuların buz hokeyindeki gibi performanslarının hep yukarıda olmasını sağlamak için oyuncu değişikliğini sınırsız hale getirmek gerekiyor.

5) Transfer

Oyuncular transfer olmadan önce takımlarda mutlaka denenebilmeli. Gezmeden ev almıyorsunuz. Sabah gidiyorsunuz, akşam gidiyorsunuz, gürültü duyuyorsunuz. Oraya uyum sağlayıp sağlayamayacaklarını bilmeden getirilen çok sayıda oyuncu gördüm. Onun hakkında ne biliyorsun ya da geçmişini biliyor musun? Menajerler ve sportif direktörler transferlerde doğru değerlendirmelerde bulunmalı.

Yorumum: Bu öneriye de katılıyorum. Hatta 5 resmi karşılaşmaya çıkma hakkı tanınmalıdır. Oyuncu beğenilmezse geldiği takıma geri gönderilebilmelidir. Beğenilirse de önceden konuşulan koşullarla bir kontrat imzalayıp yeni takımında yer alabilmelidir. Bu arada bu seçim hakkının çift taraflı olması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin yeni transfer olacağı takım oyuncuyu beğendi fakat oyuncu transfer olacağı takımı beğenmedi ve eski takımına dönmek istedi, bu hak da oyuncuya tanınmalı ve oyuncu istediği gibi eski takımına geri dönebilmelidir.

Ek önerilerim

Arsenal ile unutulmaz başarılara imza atan Henry’nin futbola getirmek istediği bu yeni düzenlemeler sosyal medyada da bolca övgü aldı. Özellikle hakemlerin maç sonu medyaya konuşması ve saha içinde mikrofon takmaları fikri en çok desteklenen konular oldu. Bu beğenilen fikirlere futbolun dinamizmini artırmak anlamında benim ekleyeceğim başka fikirlerim var. Hemen bunları da aktarayım:

1) Ofsaytın kaldırılması

En çok üzerinde durduğum kural bu. Futbol karşılaşmalarında kesinlikle ofsaytın kaldırılması gerekiyor. Ofsayt kuralıyla oynanan karşılaşmalar el freni çekili bir şekilde araba kullanmaya benziyor. Temponun düşmesine, futbolun güzelliği olan gollerin ciddi oranda azalmasına sebep oluyor. Hiçbir şekilde de ‘ofsayttan atılan goller haksız avantaj sağlıyor’ yorumlarına katılmıyorum. Takım sporlarının hepsinde avantaj sağlama üzerine stratejiler geliştirilerek karşılaşmalara çıkılıyor. Herkes karşı tarafın zayıf yönlerini tespit edip onun üzerine gidiyor. Ofsayt kuralı çıkarsa da taktikler ofsaytsız oyuna göre rahatlıkla ayarlanabilir.

2) 20 veya 25 dakikadan oynanan 4 çeyrek

Futbolun hızlanması, temponun ve skorun artması için basketbola yaklaşması gerektiğini düşünenlerdenim. O yüzden 45’er dakikadan oynanan iki devre yerine 20 veya 25’er dakikadan 4 çeyrek oynanması gerektiğini düşünüyorum. Daha fazla ara verip soluklanan futbolcular bir sonraki çeyreğe hızlı tempoyla başlayabilirler.

3) Penaltı ayarı

Çoğu zaman verilen dandik penaltılar bir takımın bir başka takım üzerinde ciddi haksız üstünlük sağlamasına yol açıyor. Penaltıların kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Bunun yerine eğer faul varsa veya elle top oynanmışsa bu kural ihlalinin olduğu yerden serbest vuruş verilmesi bu haksızlıkların önüne geçecektir.

4) Maçların berabere bitirilmemesi

Çoğu zaman berabere biten karşılaşmalar can sıkıcı oluyor. Ne şiş yanıyor, ne de kebap. Bunun yerine eğer bir karşılaşma berabere bittiyse maç sonunda her iki takımda 5’er kez kaleciyle karşı karşıya oyununu oynayıp (orta sahadan oyuncu topu alıp kaleye gol atmaya, kaleci de golü engellemeye çalışacak. Oyuncunun kaleye tek bir vuruş hakkı olacak) kaleciye gol atmaya çalışmaları seyir zevkini maç sonunda doruğa çıkartır. Berabere biten bir karşılaşma sonunda kaleciyle karşı karşıya oyununu kazanan takım 2 puan, kaybeden takım da 1 puan kazanacak. Böylelikle her iki takım da maç boyunca ve sonrasında verdikleri emeğin karşılığını alacaklar.

5) Sahanın küçültülmesi

Ofsaytın kaldırılması, maçların 4 çeyrek oynanması sayesinde tempoyu artırmayı hedefliyoruz. Hızlı oynanan bu yeni oyunda oyuncuların tam randıman verebilmesi için bana göre 100-110 metrelik uzunluk 80-90 metreye düşürülmelidir. 64-75 metrelik genişliğe de dokunulmamalıdır. Böylece sürekli hareketli ve dolu dolu karşılaşmalara tanık olabiliriz.

6) Hakemlerin yerini yapay zekânın alması

Daha evvelki yazılarımda VAR sistemini tarif etmiştim. Basketboldaki gibi maçın durdurulup pozisyona bakılması gerektiğini yazmıştım. VAR sisteminin tüm dünyada uygulanmaya başlanmasına şahsen çok sevinmiştim. Ancak gördük ki özellikle Türkiye futbol liginde VAR bile yozlaştırılıyor. Taraf tutmak isteyen hakemler istedikleri zaman VAR’a gidiyorlar istemedikleri zaman VAR’ı yok sayıyorlar. Bazen de VAR hakemi taraflı çıkabiliyor. Sistemi canı istediği gibi kullanabiliyor. Bu tip insan zaaflarından oluşan sahtekârlıkların önüne geçebilmek için yapay zekânın futbola tam olarak uyarlanması gerektiğini düşünüyorum. Yani maçı yapay zekâ yönetecek. Pozisyonu anında tespit edip sahada koordinasyonu yapan hakeme aktaracak ve o hakem de bu uyarıyı anında değerlendirip kararı uygulattıracak. Yapay zekânın verdiği ve uygulattırdığı kararlar hiç tartışılmayacak. Anında ve tavizsiz uygulanacak. Bunu yapmayan hakemler önce bir uyarı alacaklar. Aynı hatayı ikinci bir maçta yaparlarsa hakemlikleri bitirilecek. Yani sahada koordinasyon görevi gören hakemler yapay zekânın verdiği tüm kararları tavizsiz uygulamak zorunda olacaklar. Böylece hatalar oyunu diye adlandırılan futbolda haksızlıkların önüne geçilebilecek. Her maçtan sonra uzun uzun yapılan hakem kararları tartışmalarına da bir son vermiş olacağız. Zaten hakem kararı tartışmaları da bence toplumumuzda gereksiz bir enerji kaybı.

7) Irkçı tezahüratlar ve küfürlere alınacak önlemler

Futbol sahalarında kesinlikle görmek istemediğimiz ırkçı tezahüratlar gerçekleştiği takdirde hakem bir uyarı anonsu yaptırır. Tezahüratlar devam ederse maçı anında bitirme ve tezahürata maruz kalan takımın 3-0’lık galibiyetini tescilleme hakkına sahip olmalıdır. Bu da benim oluşturduğum puan skalasında galip takıma 6 puan vermek, mağlup takıma da hiç puan vermemek anlamına geliyor. Aynı prensip küfürler için de uygulanmadır. Bir uyarı anonsu, devamında maçı anında bitirme yetkisi. Bu kural konduktan sonra sıkıyorsa ırkçılık yapılsın veya küfür edilsin. Maçlarda aile ortamının olmasını ve taraftarların takımlarını güzel ve pozitif tezahüratlarla desteklemelerini arzu ediyoruz.

Bunlar da benim önerilerim. İleride gerek Thierry Henry’nin gerekse benim önerilerimden bazıları hayata geçirilir. O zaman seyir zevki çok daha yüksek karşılaşmalara tanık oluruz. Sonuçta futbol dünyanın açık ara en popüler sporu. Düşünebiliyor musunuz, bir dünya kupası maçını 4-5 milyar insan seyredebiliyor. Futbol adeta tüm dünyanın ortak kültürü haline gelmiş durumda. Bunu beslemek ve ilerlemesini sağlamamız gerekiyor.

Açıkça söyleyeyim, bu değişiklikleri FIFA’nın yapabileceği konusunda ciddi kuşkularım var. Daha önce de FIFA’yı eleştiren bir yazı kaleme almıştım: https://www.serhansuzer.com/tr/ikiyuzluluk-ve-yasaklar-futbola-ne-katar

FIFA’nın demode yapısı ve oradaki yolsuzluklar bu tür radikal kararları alıp oyunu ilerletme isteğinin önüne geçebilir. Belki FIFA’nın yerine “ileri futbol” fikrini geliştirecek ve yayacak bir başka kuruluş (bu kuruluş sıfırdan da kurulabilir) bu misyonu üstlenebilir. Bu futbol ve insanlık adına çok faydalı bir gelişme olur.

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için