Mersin Maratonu kalbime girdi
Zaman zaman katıldığım koşuları ve deneyimlerimi sizlerle paylaşıyorum. Bu yazımda bu senenin son koşusu olan ve ilk defa katıldığım 5. Uluslararası Mersin Maratonu’nu kaleme alacağım. İşlerimle ilgili Mersin’deki görüşmelerimin güzel geçmesi, sevdiğim bir yer olan Mersin’e uzun bir süre sonra dönmüş olmam ve baldırımın çekmesine rağmen yarışı iyi bir dereceyle bitirmem genel olarak güzel bir deneyim yaşamamı sağladı. Detayları paylaşıyorum.
7 Aralık Perşembe günü Adana’ya uçtuk, oradan da Mersin’e geçtik. Tabii amacımız işlerimizi hallederken haftanın son günü şehir koşusuna katılmaktı. Yani Perşembe ve Cuma günü o bölgede işlerimizi bitirdikten sonra, hafta sonu koşu için son hazırlıkları yapıp Pazar günü koşuya katılmayı planladım.
Harfiyen de bu planı uyguladık. Perşembe ve Cuma günü bütün gün çalıştık, Perşembe akşamı Tantunici Göksel’de kendimize tantuni ziyafeti çektik. Akabinde Künefeci Emin Usta’da künefe ve Mersin’e özel kerebiç tatlısı (bkz: https://www.lezzet.com.tr/yemek-tarifleri/tatli-tarifleri/diger-tatli-tarifleri/kerebic) yedik. Cuma akşamı yine yoğun bir günden sonra Karaduvar’da bulunan Erol Balık’ta harika bir deniz ürünleri ziyafeti çektik.
Cumartesi günü koşu kitlerini (çantalar, çip ve numaralarımız vb.) almanın vakti geldi. Özgecan Aslan Barış Meydanı’nın yakınında bulunan Bizden Cafe’ye gittik. Bu koşu organizasyonunu belediye bizzat kendisi düzenlediği için tüm belediye çalışanlarının bu işe odaklandığını, iyi niyetle hepsinin işi bir yerinden tuttuğunu, ancak yine de tam bir kaos yaşandığını gözlemledim. Gözünüzde canlandırabilmeniz için 9 Aralık Cumartesi günü koşu kitlerinin dağıtıldığı yerin videosunu aşağıdaki linkte paylaşıyorum. Ayrıca bu videoda 10K, maraton ve halk koşusunun güzergâhlarını da görebilirsiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=NIKajTy93Ok&t=9s
“Mersin de Mersinliler de Maratona Hazır”
Bir de bu koşu organizasyonuyla ilgili, koşudan bir gün önce Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin yayınladığı “Mersin de Mersinliler de Maratona Hazır” başlıklı haberin detaylarını alttaki linkte, özetini de aşağıda okuyabilirsiniz:
(https://www.mersin.bel.tr/haber/mersin-de-mersinliler-de-maratona-hazir-1702120613)
Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından 10 Aralık’ta bu yıl ‘Herkes Koşar Mersin’e sloganıyla 5.’si yapılan Uluslararası Mersin Maratonu, Dünya Atletizm Birliği tarafından ’Elite Label’ kategorisine alınan ve Türkiye’de bu kategoride yapılan tek maraton olma özelliği taşıyor.
2024 Paris Yaz Olimpiyatları’na katılım için kota almak isteyen sporcuların büyük önem verdiği maratona Türkiye dahil 25 ülkeden 111’i yabancı sporcu olmak üzere toplam 1696 sporcu katılacak. 42 K’da 22 ülkeden 55’i yabancı sporcu olmak üzere toplam 348, 10 K’da 16 ülkeden 52 yabancı sporcu olmak üzere toplam 1281 sporcu, paten yarışında ise 3 ülkeden 4’ü yabancı olmak üzere toplam 67 sporcu yarışacak.
10 Aralık Pazar günü Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda ilk heyecan 08.50’de Paten Yarışı ile başlayacak. 42 K yarışları 09.00’da, 10 K 09.15’te, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in de koşacağı Halk Koşusu ise 11.30’da başlayacak.
Baldırımdan çektiğim...
Kendi açımdan koşu öncesini değerlendirmem gerekirse, işlerle ilgili ciddi bir koşuşturmanın içindeydim. Ancak koşudan 2 gün öncesinde, yani Cuma günü sağ bacağımın baldırının çektiğini fark ettim. Herhalde önemli bir şey değildir dedim. Koşu kitlerini almadan önce Cumartesi sabahı yarım saat jog attım (koşu terimlerini bilmeyen okuyucularım için ‘jog atma’ demek kendi seviyenize göre çok düşük tempoda koşmak demek. Genelde koşuya başlamadan önce ısınmak için veya koşudan sonra vücutta birikmiş laktik asidi biraz olsun atabilmek için jog atarız. Benim için jog atmak, 6-7 pace’le koşmak demek oluyor. Yani koşu bandında 9-10 km/saat ile koşmak anlamına geliyor).
Upuzun bir sahil şeridi
Bu arada Mersin’in 321 km sahil şeridi ile Türkiye'nin önemli bir sahil kenti olduğunu biliyor musunuz? Mersin kıyılarının yaklaşık 108 km'lik bölümünü doğal kumsallar oluşturuyor. Sadece şehir merkezinin bile yaklaşık 30 km’nin üzerinde sahil bandında boylu boyuna uzanan parkları, kafeleri, koşu/yürüyüş ve bisiklet parkurları var. Mersin sahilinde diğer hiçbir ilde göremeyeceğiniz bir özellik daha var. Şehir merkezinin sahil şeridinde Mersin İdman Yurdu, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş meydanları var. Bu dört meydanı kıyasladığımda bana en görkemli ve alan olarak en büyük görünenlerin Mersin İdman Yurdu ve Galatasaray meydanları olduğunu gözlemledim. En sönük olanı da Beşiktaş’ın meydanı olmuş.
Konumuza dönersek, 9 Aralık Cumartesi sabahı jog’uma Galatasaray Meydanı’nın gerisinden başlayıp Mersin İdman Yurdu meydanının ilerisine kadar sürdürdüm ve oradan geri döndüm. Tabii düşük tempoda koşunun bir başka iyi tarafı koşarken etrafı büyük bir farkındalıkla gözlemleyebiliyor olmanız. Meydanların dışında Mersin Marina’yı ve sahil bendindeki tüm restoran-kafeleri görmüş olduk. Koşu çok keyifli geçti, ama canımı sıkan şey yine sağ bacağımın baldırı oldu. Çekmeye devam ediyordu, hatta bir ara ‘jog’u erken bitireyim mi’ diye düşünmeye başladım. Sonra kendi kendime ‘Saçmalama Serhan, yarın yarışın var, jog’u bile erken kesersen yarınki koşuda nasıl yarışacaksın?” deyip, kendimi gaza getirmenin sonucunda planladığım gibi 30-35 dakika düşük tempoda koşmuş oldum.
Kebaba evet, maç izlemeye hayır
Kitleri aldıktan sonra çalışma arkadaşım Şenol Bey’le Adana’ya gittik ve geri döndük. Sonrasında Mersinli bir arkadaşının yanına uğradıktan sonra, Hatay Sofrası’ndaki akşam yemeğinde Hatay usulü leziz meze ve kebapları nispeten erken bir saatte yemeye koyulduk.
Yemekten sonra bir ara Beşiktaş – Fenerbahçe maçını seyredelim mi diye niyetlendik ama bir Galatasaraylı olarak çok da ilgimi çekmediği için ve bir de Türk futbolunun son dönemde seyir zevkinin çok azaldığını hesaplayarak (hep kavga dövüş oluyor) seyretmekten kendi adıma vazgeçtim. Otelime dönüp odamda hem çalıştım hem de film seyrederek akşamı kapatmış oldum. Ertesi sabah Şenol Bey’le koşu alanına gittik, son hazırlıklardan sonra (ısınma, esneme vb.) son kez başlama noktasına yakın bir kafede tuvalete gidip, 9.15’te başlayacak olan start noktasında yerimi aldım. Bu arada Mersin Belediyesi’nin bu tuvalet işine de bir el atması gerekiyor. Yakınlarda doğru düzgün bir tuvalet bulamadık, bir kafede çok uzun bir sıra ve bekleme süresi vardı, biraz daha gecikseydik, starta geç kalacaktım. Tabii ben göremedim ama Şenol Bey’in aktardığına göre yolun karşı tarafında birçok restoranın tuvaletleri müsait durumdaymış.
Baldırım performansımı düşürdü
Sonuç olarak 9.15’te start verildi. Çok kalabalıktı. Yaklaşık 1000 kişinin balık istifi gibi üst üste start aldığını düşünün. O sıkışık ortam nihayet yarışın başlamasıyla rahatladı. Ben de başladım ama yarışın daha ilk kilometresinde baldırımın yine ciddi çektiğini hissettim. Acı içindeydim. Bacağımın arkası zaten gergindi ama baldırım ciddi anlamda ağrıyordu. Bu yüzden tempomu bir türlü doğru düzgün artıramadım. Hedefim 4 pace’in altında koşup yarışı 40 dakikadan daha az bir zamanda tamamlamaktı. Ancak koşu sırasında bir türlü bu hıza ulaşamadım. Ortalama 4:30 pace’lerde koşabildiğimi söyleyebilirim. Bazen hızlanıyordum ama hiçbir zaman 4 pace’in altına inemedim (normalde antrenmanlarda rahatlıkla inebiliyorum).
Sonuç olarak acı içerisinde yarışı 42 dakika 28 saniyede bitirdim. Bitirdiğime mutlu oldum.
Finişi kebap ve kadayıfla yaptık
Şenol Bey ve Mersinli akrabaları beni finiş çizgisinde karşıladılar. Karşılıklı iyi niyet temennilerinden sonra aracımızı park ettiğimiz yere gittik, üzerimi değiştirdim ve otele döndük. Otelde son hazırlıklarımı tamamladıktan sonra çıkış yaptık ve ardından Mersin’den Adana’ya döndük. Adana’da bir başka klasik olan Adana Emniyet Müdürlüğü’nün yakınındaki Eyvan Kebap’ta lezzetli Adana kebabı yedikten sonra Kadayıfçı Olcay’da şöbiyet ve baklavalarla akşam yemeğini tamamladık. Yemek sonrası artık İstanbul’a geri dönüşe hazırdık. Kebapçıdan yaklaşık 5 dakika sonra havalimanına vardık.
Havalimanında yarışla ilgili bilgileri okurken yine Belediye’nin yayınladığı haber gözüme çarptı. “5. Uluslararası Mersin Maratonu koşuldu” başlıklı haberi https://www.mersin.bel.tr/haber/5-uluslararasi-mersin-maratonu-kosuldu-1702217842 linkinden okuyabilirsiniz. Bu haberin özetini aşağıda paylaşıyorum:
Dünya Atletizm Birliği tarafından ‘Elite Label’ kategorisine alınan maratonda Türkiye dahil 25 ülkeden 1696 sporcu yarıştı. 42K koşusunda kadınlarda birinci Bahreyn’den katılan ve yarışı 2 saat 23 dakika 8 salisede tamamlayan Ruth Jebet oldu. Jebet Mersin’de hem parkur rekoru kırdı hem de olimpiyat barajını aşarak 2024 Paris Yaz Olimpiyatları’na katılmak için kota hakkı elde etti. Etiyopya’dan Yeneabeba Maru Ejigu 2 saat 28 saniye 24 salise ile ikinci, yine Etiyopya’dan Feyne Gudeto Gemeda ise 2 saat 28 saniye 25 saliselik derecesi ile üçüncü oldu. Erkekler kategorisinde birinciliği 2 saat 9 dakika 33 salise ile Kenya’dan Benard Kipkorir elde etti. Kipkorir, Mersin’de parkur rekorunu kırarken Türkiye’de en iyi 2. dereceyi elde etmiş oldu. İkinciliği 2 saat 9 dakika 46 salise ile yine Kenya’dan Asbel Kiprop Rutto, üçüncülüğü ise yine Kenya’dan Hillary Kipchumba 2 saat 10 dakika 11 salise ile elde etti.
Kadınlar 10K birincisi 37 dakika 40 saniye ile Remziye Erman oldu. İkinciliği 39 dakika 26 saniye ile Zuhal Ulaş elde ederken üçüncü ise 41 dakika 7 saniye ile Anastasia Nikolaeva oldu. 10K erkeklerde Murat Emektar 30 dakika 15 saniye ile birinciliği elde ederken, 30 dakika 22 saniye ile Stanislav Ageliarov ikinci oldu. Üçüncü ise 31 dakika 2 saniye ile Serkan Kaya oldu.
Tüm koşu derecelerini https://mersin.depar.hr/2023/#10 linkinde görebilirsiniz.
Paten Yarışı’nın Kadınlar kategorisinde birinci Niloufar Mardani olurken, ikinci Berat Kızmaz, üçüncü ise Özge Norman oldu. Erkekler kategorisinde ise Christos Sarantis birinciliği, Aldülkerim Yıldız ikinciliği, Abolfazl Majidi Abajlou ise üçüncülüğü elde etti.
Yenişehir ilçesine bağlı Adnan Menderes Bulvarı’nda başlayan maratona Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de Halk Koşusu kategorisinde katıldı. Seçer, Halk Koşusu kategorisinde “0033” yazılı göğüs numarasıyla binlerce vatandaş ile birlikte koştu. Seçer; Paten Yarışı, 42K ve 10K’nın startını verdi. Start esnasında Başkan Seçer’e; Türkiye Atletizm Federasyonu Başkan Vekili Nihat Bağcı, gönüllüler ve uluslararası rekortmenler eşlik etti.
Komşudan ödül töreninde evlilik teklifi
Bu arada ödül töreninde konuşma yapan Mersin Büyükşehir Belediye başkanı Vahap Seçer, “Geçtiğimiz aylarda Tarsus Yarı Maratonu’nu yaptık. Orada da Halk Koşusu’nda bulundum. Haziran ayında da ikincisini yaptığımız Uluslararası Kilikya Maratonu vardı. Yine Haziran ayında Kızkalesi’nde ProBeach’i yaptık. Geçtiğimiz Ekim ayında ise Tarsus’ta Kleopatra Bisiklet Festivali’ni yaptık. Bu ve bunun gibi birçok turnuva ve yarışmalar çok daha zengin içerikle, daha da güçlenerek ve zenginleşerek önümüzdeki yıllarda da devam edecek” diye konuştu (Mersin gibi bir yerde bu güzel organizasyonları yürekten destekliyorum).
Bu arada Yunanistan’dan gelen ve Paten Yarışı’nın erkekler kategorisinde birinci olan Christos Sarantis, ödülünü aldığı esnada kız arkadaşına da evlilik teklifi etti. Sarantis, “Çok güzel fikirlerim ve hislerim var. Çünkü Yunanız ve kültür olarak Türklere çok yakınız. Çok da iyi ağırlandık. Mersinliler arkadaş canlısı insanlar ve bu bizim için çok mühim. Harika bir parkur, yollar çok güzel. Elbette tekrar Uluslararası Mersin Maratonu’na katılmak istiyorum” dedi. Sarantis, “Çifte kazananım ben, hem şampiyon oldum hem de evlilik teklifi ettim. Çok mutluyum” diye belirtti. Kız arkadaşı Alexandra Noti ise aldığı evlilik teklifi karşısında şaşırdığını ifade ederek, “Ben aslında onu desteklemeye geldim. Ama beni çok hoş bir sürprizle şaşırttı. Hiç böyle bir teklifi beklemiyordum” dedi.
LÖSEV adına Halk Koşusu’na katılan Sebiha Ersoy ise “Koşu oldukça keyifliydi. Bu yıl ilk kez katıldım. Çok koşmamama rağmen iyi tamamladım. Okulumuzun Değerler Kulübü öğrencileriyle beraber LÖSEV adına koştuk. Aynı zamanda Mersin Bisikletli Kadınlar üyesiyim. Lösemili çocuklar için farkındalık oluşturmak adına kendimize böyle bir misyon edindik. Okulumuzda bir bağış kampanyası düzenledik. Umarım bir fayda sağlamış oluruz” dedi.
5. Uluslararası Mersin Maratonu’nun güzel görüntülerini de https://www.youtube.com/watch?v=x8LAWgQmLTo linkinde izleyebilirsiniz.
Güzel kültürüyle insanları harmanlayan can Mersin!
Bu arada ben de pisti ve koşulları çok iyi buldum. Şu ana kadar yaptığım koşular arasında en düz koşu yoluna sahip şehir Mersin oldu. Tam rekor kırmalık bir parkuru var. Hava da sabahın erken saatlerinde biraz soğuktu ama güneş kendini belli etmeye başlayınca koşu için mükemmel hava şartlarında koştuk diyebilirim. Açıkçası tüm bu koşullar içinde kendi rekorumu kırıp 40 dakikanın altına rahat inebilirdim, sakatlık yüzünden bu seferlik başaramadım. Gerekli dersleri çıkardım. Bir gün mutlaka istediğim dereceleri elde edeceğimi biliyorum.
Sonuç olarak Mersin’i zaten hep severdim. Küçük yaşlarda halamın Mersin’deki yazlığına gelirdik. O yazlık muhabbetini ve oradaki arkadaşlıkları çok severdim. Mersin hep kalbimdeydi ve uzun süredir gidememiştim. Mersinlilerle ilgili en çok dikkatimi çeken şey eskiden beri Mersin’e kim giderse gitsin (Mersin’de her halktan insan var: Türk, Kürt, Arap, Rus vb.) mutlaka şehrin ritmine uyuyor, aşırılıklardan kaçınıp güzel insan olma moduna giriyorlar. Bu şehrin insanları harmanlayan kültürü eskiden beri hep çok hoşuma gitmiştir.
İş ve koşu vesilesiyle uzun bir süre sonra Mersin’e yine yolum düşmüş oldu. Harika bir sahildeki düz koşu yoluyla, kış ikliminin ılımanlığıyla, insanlarının sıcakkanlılığı ve gayretkeşliğiyle ve lezzetli yemekleriyle Mersin Maratonu kalbime girdi. Önümüzdeki sene de kesin katılacağım.