Oyum değişime
Yarın hayati öneme sahip bir seçim olacak. Benim oyum başından beri belli. Cennet vatanımızın sürekli ekonomik krizli ortamının, olabilecek en sorunlu mültecilerle dolup taşmasının, kavga gürültünün eksik olmamasının, insan ve hayvan haklarının sürekli çiğnenmesinin, özgürlüklerin kısıtlanmasının, doğamızın katledilmesinin, hukuk devleti ilkelerinden uzaklaşmış olmamızın, eğitimin yerlerde olmasının ve bir vatansever olarak canımı sıkan bir sürü şeyin artık değişmesini istiyorum. O yüzden oyum değişime. Oyum Kılıçdaroğlu’na.
Memlekette o kadar çok sorun yaşıyoruz ki yaşadığımız sorunları kaleme almaya başlasam ve her hafta farklı bir sorunu ele alan yazılar yazsam herhalde sene sonuna kadar bu yazı dizisini bitiremem. Bu yazıyı elimden geldiğince kısa ve öz tutmak istediğim için kısa notlar halinde size aklımdakileri aktarmaya çalışacağım. Gelelim Türkiye’nin yaşadığı beni en çok rahatsız eden sorunlara (bana göre ilk 10):
1) Ekonomi: Ekonomik krizlerden dolayı belimizi doğrultamıyoruz, hiçbir sektörde ekonomik bağımsızlığımız yok, bu çok üzücü.
2) Güven: Yabancı yatırımcıların dilinde hep Cumhurbaşkanı ve onun iktidarı var. Açık açık ‘güvenmiyoruz o yüzden yatırım yapmıyoruz’ diyorlar. Özellikle Batı sermayesi.
3) Devletin mal varlığı: Bütün değerli devlet iştirakleri haraç mezat satıldı. Devletin mal varlığı ciddi boşaltıldı. Bunlara stratejik olanlar da dâhil.
4) Hukuk: Hukuk devleti sisteminden çok uzaklaştık. Mahkemelere sürekli el atan bir iktidarla karşı karşıyayız. Hukuksuzluğun olduğu bir ortamda da özgürlüklerin sürekli kısıtlandığına tanık oluyoruz.
5) Eğitim: Eğitim sistemi yerlerde. Her sene bir değişiklik yapılıyor, dibin dibini görüyoruz. Üniversitelere el atılıyor, özgür ortamdan uzaklaştırılıyor.
6) Şiddet: Şiddetsiz bir günümüz geçmiyor. Ya bomba patlıyor, ya kadınlar katlediliyor, ya teröristler askerlerimize saldırıyor vs. vs.
7) İnsan ve hayvan hakları: Her gün insan ve hayvan haklarının farklı şekilde çiğnendiğine tanık oluyoruz. Memlekette artık ne insana ne de hayvana değer veriliyor. Katlediliyor, işkence ediliyor veya hakları çiğneniyor.
8) Doğa: Her gün bir başka doğa katline tanık oluyoruz. Ormanlarımız yanıyor, kesilip betonarme binalarla dolduruluyor, biyoçeşitlilik yok ediliyor. Güzelim Karadeniz ve memleketin bir çok cennet köşesi çarpık yapılaşmadan dolayı içler acısı bir durumda.
9) Mülteciler: Ülkemizde 10 milyonun üzerinde mülteci var. Bize maalesef bazı istisnalar dışında kendi ülkelerinde en fakir, cahil ve sorunlu kişiler geliyor.
10) Liyakat: Liyakat diye bir şey kalmadı. Hem kamuda hem özel sektörde hem de STK dünyasında liyakatten öte, kimin adamı olduğunuzla ilgili her şey.
Yazıyı daha fazla uzatmamak adına burada duruyorum. Ancak memleketin sorunları bu 10 maddeden çok daha fazla. Bu listeyi 100 hatta 1000 maddeye çıkarabilirim. Yukarıdakiler beni en çok rahatsız edenler.
Bu ortamın değişmesi için Erdoğan’ın rakibi kimse ona oy vermek gerekiyor. Çünkü memleketi 21 senedir yöneten Cumhurbaşkanı Erdoğan bu ortamın en büyük sorumlusudur. Sırf bu sebepten dolayı Kılıçdaroğlu’ndan hazzetmeyen vatandaşlarımızın da bu seçimi bir referandum gibi görüp değişimin başlaması için Kılıçdaroğlu’na oy vermeleri gerekiyor.
Kılıçdaroğlu’nun 10 artısı
Diğer taraftan Kılıçdaroğlu’ndan hazzetmeyen kardeşlerimiz için, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a oranla üstün olan şu özelliklerini hatırlatmak isterim (en hoşuma giden 10 özelliğini aşağıda paylaşıyorum):
1) Dürüst: Ülkenin her yerinde yolsuzluk varken Kılıçdaroğlu gibi dürüst birini bulmak çok zor. Hele politikada, imkânsıza yakın. Dürüstlüğünü anlayabilmeniz için ailesine ve nasıl yaşadıklarına bakmanız yeterli. Temiz bir geçmişe sahip.
2) Çalışkan: Bu seçimlerdeki performansından da görebileceğimiz gibi çok çalışkan biri. Elinden geleni yapıyor.
3) İyi karakterli: Gerçekten iyi ve samimi karakterli biri. İnsanlara tepeden bakmıyor ama her ne hikmetse onun bu iyi karakteri ülkemizde zaaf olarak algılanabiliyor. Bence tam tersi. İyi karakterli olması onun güçlü yanı.
4) İnsanları iyi idare ediyor: Yüksek egolular dâhil, herkesi iyi idare ediyor. 6’lı masayı toparlaması, CHP’yi yıllarca yönetebilmesi insanları iyi idare ettiğini net bir şekilde gösteriyor. Bir kere her şeyden önemlisi insanlara kulak veriyor, onları dinliyor ve sağlıklı bir diyaloğa girebiliyor.
5) Sakin ve sabırlı: Çok sakin ve sabırlı, o yüzden de insanları iyi idare edebiliyor. En son Babala TV’deki performansı inanılmazdı. Ben şahsen bazı gençlerin yanlı, kasıtlı ve hakarete yakın soruları karşısında ciddi gerildim, o ise her zamanki sakin ve sabırlı üslubuyla son derece güzel cevaplar verdi.
6) Stratejik düşünebiliyor: Stratejik düşünebildiği için şu anda Erdoğan’ın karşısındaki tek aday oldu. Herkesi birleştirebilen bir kişiliğe ve zekâya sahip olduğu için bu hareketin liderliğini kendisi üstlendi. Stratejik düşünebildiği için de CHP’yi kangren eden kişileri ayıklamayı başardı.
7) Liyakate önem veriyor: Her konuyu bilmesine imkân yok ancak etrafındakilerde liyakate önem veriyor. Gerçekten bilgi birikimi yüksek, işlerini iyi yapan bir ekiple çalışıyor.
8) Her şeye rağmen vazgeçmiyor: Siyasette her türlü rezaleti yaşadı. Organize bir şekilde saldırıya uğradı, yumruk bile yedi. O her şeye rağmen vazgeçmedi ve Erdoğan’ın karşısında dimdik duruyor.
9) Herkesin kabul edebileceği bir karaktere sahip: Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan gibi kendi görüşlerine taban tabana zıt olan kişiler onu lider olarak kabul ettiler. Çünkü evrensel değerlerde birleştiler. Saygı duyuluyor, birleştirici karakterinden dolayı kabul görüyor.
10) İyi bir aile babası ve gençlere önem veriyor: Gerçekten iyi bir aile babası. Gazetelerde çocukları ve torunlarıyla mutlu resimlerini görüyoruz. Şahsen en son Anıtkabir’de torunuyla birlikte yürümesi gerçekten hoşuma gitti. Gençleri seviyor, önem veriyor ve bunu her haliyle gösteriyor. Onların geleceklerini düşünüyor.
Sizleri daha fazla bilgilendirmek için Kemal Kılıçdaroğlu’nun hayatının özetini paylaşmak isterim: https://www.instagram.com/reel/CqxdAUdocbQ/?igshid=MDJmNzVkMjY%3D
Referandum gibi bir seçim
Tüm bu sebeplerden dolayı seçimi bir referandum olarak gördüğüm için Recep Tayyip Erdoğan’ın 21 senelik iktidarını kesinlikle onaylamıyorum ve karşısındaki adaya oy veriyorum.
Ayrıca karşısındaki aday olan Kemal Kılıçdaroğlu’na da yukarıdaki özelliklerinden dolayı severek ve saygı duyarak oy veriyorum.
Tüm okurlarımı da bu vesileyle oy kullanmaya davet etmek istiyorum. Hatta yapabiliyorlarsa sandıklarda görev alsınlar. Ben de şahsen bu seçimde görev alıyorum.
103 yaşındaki siyaset ve iletişim bilimci ve “hocaların hocası” Nermin Abadan Unat’ın tüm seçmenleri oy vermeye çağırdığı videoyu da bu vesileyle paylaşıyorum: https://www.instagram.com/reel/CsnuSd0qDkK/?igshid=NzJjY2FjNWJiZg%3D%3D
Hafta başı yeni ve umut dolu bir Türkiye’ye uyanmamız dileğiyle…