Savaşa hayır!

Haftalık yazımı kaleme almak için oturduğumda içimden başka bir konuyla ilgili yazmak gelmedi. Türkiye’de herkesin aklı İstanbul’a 1 saat uçuş uzaklığındaki sevdiğimiz komşumuz Ukrayna’da. Bu yazımda komşumuzda yaşanan bu anlamsız savaş hakkında içimden geçenleri paylaşacağım. Hemen başından belirteyim: Savaşa kesinlikle hayır!

2022 senesinde böyle bir savaşa tanık olmak insana acı veriyor. Türkiye’nin ülke genelinde en sevdiği komşularından biri olan Ukrayna gibi bir ülkeye bu şekilde acımasızca saldırılması ve kimsenin bu konuda caydırıcı adımlar atamamış olması ben dâhil birçok Türkiye vatandaşını üzmüş ve tedirgin etmiştir. Ülkemizin milli güvenlik meselesini de yeniden düşünmemizi sağlamıştır. Özellikle bu çıkan savaşla birlikte tarafsızlığımızı tescil eden ve Boğazların anahtarını bize veren Montrö anlaşmasının da ne denli önemli olduğunu bir kez daha anlamış olduk.

Ukrayna gibi zararsız ve herkesin sempatiyle baktığı bir ülkeye “Batıya çok yaklaştın” diye savaş açmak neyin nesi? NATO ülkeleriyle Rusya arasındaki bu restleşmenin sonucunda savaş açılan ülke Ukrayna. Adeta filler tepişir, çimenler ezilir misali.

Değerler üzerine bir dünya inşa etmek

Artık yeter. Hayatımız süresince yeterince savaş ve acılar gördük. Irak savaşları, Afganistan, Suriye, Libya ve şimdi de Ukrayna aklıma ilk gelenler. Bu savaşlarda milyonlarca masum insan hayatını kaybetmiş veya yaralanmıştır. İnsanın en çok içini acıtan da çocukların yaralanması veya hayatını kaybetmesi. Geçen yüzyılda iki dünya savaşı yaşamış insanlık tarihinde artık geçmişten ders alınmalı ve silahlanma yarışına son verilip değerler üzerine bir dünya inşa edilmelidir.

Hele nükleerin mutlaka yeryüzünden kaldırılması gerekiyor. Bırakın nükleer silahları, bence nükleer enerji tesislerinin dahi kapatılması ve kaldırılması lazım. Nükleere dair çalışmaların da dünya dışına, belki aya veya diğer gezegenlere taşınması gerekiyor. Nükleer enerji kaynağının ihtiyaç olduğu tek yer bana göre uzay yolculuğuna veya araştırmalara yönelik uzay araçlarıdır. Bunun dışında nükleer enerjiye ihtiyacımız yoktur. Dünya için yenilenebilir enerji yeterlidir. Çernobil gibi nükleer enerji santrallerinde yaşanacak kazalar da milyonlarca insanın hasar görmesine hatta hayatlarını kaybetmesine sebep olur. Çıkacak bir nükleer savaş ise insanlığın sonunu getirir.

Bu Ukrayna üzerinden yaşanan saha hâkimiyeti mücadelesi ne zaman sona erer bilemiyoruz. Bir an önce tarafların ateşkes anlaşmasıyla masaya oturup sorunu diplomasi yoluyla çözmelerini umuyoruz.

Zorbalık insanlığı geriye götürür

Artık dünyadaki tüm ülkelerin iktidarda bulunan hükümetlerinin başka bir çağa girdiğimizi kabul etmeleri ve insanlığa zarar verecek adımlardan kaçınması, halklarının refahı ve mutluluğuna odaklanmaları gerekiyor.

Birinci ve İkinci Dünya savaşlarından dersini alamamış ülke liderlerinin geçmişin hınçlarını taşıyarak üçüncü dünya savaşını tahrik edecek adımlardan uzak durmaları gerekiyor. Günümüz dünyasında “benim nükleer silahlarım var, ordum çok güçlü” diye uluslararası hukuku hiçe sayarak diğer ülkeleri tehdit etmek ve sonrasında saldırmak zorbalıktır, insanlığı geri götürür. Bu eylemler insanlığın gelişmesi adına atılması gereken adımlara ciddi darbe vurur.

Sınırların kalktığı bir gelecek

Bunu biz göremeyeceğiz ama ileride sınırların kalktığı, herkesin kardeşçe birlikte yaşadığı ve insanların dağıtık sistemlerin oluşturduğu ağlarla birbirine bağlandığı ve organize oldukları bir dünya düzenine doğru gideceğiz.

Rusların da büyük çoğunluğunun bu savaşın uzatılmamasını istediklerini umuyorum. Bu vesileyle Ukrayna halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, bu manasız savaşın bir an önce sonlandırılmasını temenni ediyorum.

 

Not: Bu savaş için Ukrayna'da yaşayan onlarca Türk'ün savaş muhabirliği yaptığına tanık oluyoruz. Ukrayna'da bu binlerce Türk'ün yaşadığını bilmiyordum, öğrenmiş olduk. 

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için