Trabzonspor’un Türk futboluna örnek altyapısı

Geçtiğimiz haftalarda Trabzonspor’un U19 (19 yaş altı) futbol takımı UEFA Gençlik Ligi’nde Avrupa’nın en iyi takımlarını dize getirip finalde Barcelona’ya kaybetti. Çoğunluğu aslen Trabzonlu olan ve geri kalanının da başta Karadeniz Bölgesi olmak üzere Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen gençlerden oluşan takımın yakaladığı bu muhteşem başarının tüm Türkiye’ye örnek olması gerekiyor. Hazıra konma zihniyetini bırakıp altyapıya yatırım yaparsak Türk futbolunda sürdürülebilir başarıyı yakalarız.

Geçtiğimiz sezonun U19 Elit A Ligi şampiyonu olarak yerel şampiyonlar yolundan UEFA Gençlik Ligi'ne katılan temsilcimiz Trabzonspor, 2. turda Karadağ ekibi Budućnost Podgorica'yı 3-1 ve 5-2'lik skorlarla eledi. 3. turda Bosna Hersek'ten Sarajevo ile eşleşen bordo-mavili temsilcimiz, deplasmanda 2-2 berabere kaldığı rakibini Trabzon'da 6-1 ile geçerek yoluna devam etti. Son 32 turunda İtalya'dan Juventus'u evinde konuk eden temsilcimiz Trabzonspor rakibini 1-0 mağlup ederek son 16 takım arasında yer buldu. Bir sonraki turda bir başka İtalyan ekibi Atalanta ile eşleşen bordo-mavili temsilcimiz, Şenol Güneş Spor Kompleksi'ndeki mücadelede penaltı vuruşlarıyla rakibine üstünlük sağladı. Çeyrek finalde temsilcimiz Trabzonspor'un karşısında yine bir İtalyan takımı vardı. Inter'i evinde ağırlayan temsilcimiz Trabzonspor maçı 1-0 kazanarak adını yarı finale yazdırdı. 40 bin 368 futbolseverin izlediği bu karşılaşmada UEFA Gençlik Ligi seyirci rekoru kırıldı. Temsilcimiz Trabzonspor, yarı finalde de Salzburg'u 2-1 eleyerek bir ilki başararak finale çıktı (Bkz: https://www.tff.org/default.aspx?pageID=267&ftxtID=47396). Finalde ise maalesef Barcelona’ya 4-1’lik skorla yenilerek turnuvanın ikincisi oldu. Finalde kaybetseler de başta İtalya’nın dev takımlarını dize getirmesiyle Trabzonspor büyük beğeni topladı.

Peki bu başarı rastlantı mı?

Tabii ki değil. Trabzonspor’un kuruluşundan itibaren Türk futboluna büyük katkıları oldu. Her dönem milli oyuncu çıkarmayı başaran Trabzon özellikle 70’li yılların ikinci yarısında ve 80’li yılların ilk yarısındaki 10 senelik dönemde 6 şampiyonluk 3 ikincilik elde ederek Türk futboluna damga vurdu. Ama tarihinde hep iddialı olmayı başardı. Türkiye Kupası ve Süper Kupa gibi farklı kupalar kazandı, 2021-22 sezonunda tekrar şampiyon olmayı başardı ve 1985 yılından sonra da 5 kez Türkiye Ligi’nde ikincilik elde etti (ki bunların ikisini şaibeli bir şekilde kaybettiklerini söylüyorlar, bence de haklılar).

Sonuçta Trabzonspor Türkiye Ligi’nin İstanbul’un 3 büyüklerinden (Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş) sonraki en iyi takımı. Türkiye’de 3 büyüklere her dönemde kafa tutabilen tek takım. Adeta bir direnişin ve inatla kafa tutmanın sembolü.

Anne tarafı Trabzonlu biri olarak Trabzonspor’un bu özellikleri çok hoşuma gidiyor. Galatasaray’dan sonra her zaman destekliyorum.

Mütevazı bütçeyle elde edilen başarının sırrı

Peki Trabzonspor 3 büyüklere göre oldukça mütevazi bütçelerle tüm bunları nasıl başarabiliyor?

Gayet basit. Altyapısıyla. Trabzonspor’un altyapısı bana göre Türkiye’nin en iyisi. Her dönem as takıma genç takımından, altyapısının farklı birimlerinden futbolcu çıkarmayı başarabiliyor. Bazen de Avrupa dahil farklı takımlar Trabzon altyapısından oyuncuları transfer edebiliyor.

Neden Trabzonspor altyapıdan sürekli oyuncu yetiştirebiliyor da Türkiye’deki diğer takımlar bunu başaramıyor?

Öne çıkan etkenler

Bunun birkaç sebebi var:

1) Trabzon şehir olarak kendini başta futbol olmak üzere spora adamış bir şehir.

2) Trabzonlular ve genel olarak Karadenizliler genetik olarak güçlü insanlar. Zor bir coğrafyada atalarından kalma yöntemlerle binlerce yıl yaşamış, göğüs gerdikleri bu zorluklar da genetik olarak insanlarının güçlü ve spora yatkın olmasını sağlamış. O yüzden Trabzon’un spor alanında zengin bir insan kaynağı var.

3) Trabzon bu insan kaynağını yıllarca başarılı yönetebildiği için farklı spor alanlarında birçok başarılar elde etti. Bu başarıları sayesinde başta Karadeniz Bölgesi olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinden yetenekli ve fiziksel durumu üst düzeyde olan gençleri çekmeyi başarıyor.

4) Trabzonlular tüm sporculara şehir olarak sahip çıkıyor. Gençliklerinden başlayarak sporcular şehirde adeta birer süperstar muamelesi görüyor ve sevgi seline maruz kalıyorlar. Bu sevgi başta futbolcular olmak üzere tüm sporculara ekstra motivasyon sağlıyor.

5) Trabzonspor’un altyapısında oynayan oyuncular kendi A takımlarında yer bulamasalar bile Türkiye’de ve hatta Avrupa’da birçok takımda oynayabileceklerini biliyorlar. Bunun öz güveniyle çalışmalarını aralıksız devam ettiriyorlar.

6) Trabzonspor’un tarihi geleceğine ışık tutuyor. Trabzon’un gençliğinden sayısız başarılı sporcunun çıkması, bu gençlerin Türkiye’de ve uluslararası arenada birçok başarıya imza atması gençlerin önünde birçok rol model olmasını sağlıyor, bu da öz güvenlerini artırıyor ve gençler önlerine rahatlıkla hedef koyabiliyorlar.

7) Her şeyden önemlisi, geçmişte bu başarıları elde etmelerini sağlayan sistemi ligde en başarısız oldukları dönemlerde dahi aksatmadan devam ettiriyorlar.

Sistematik olarak yapılması gerekenler

Şimdi sistem demişken, işte tam bu noktada tüm Türkiye’deki spor kulüplerinin örnek alması gereken bir anlayış öne çıkıyor. Bu konuda yapılması gerekenleri de sıralıyorum:

1) Öncelikle spora yatkın, yetenekli ve fiziği güçlü gençleri tespit edip altyapıya kazandırmak çok önemli. Bunun için tamamen objektif çalışacak profesyonel bir ‘scout’ (yetenek avcısı) ekibi kurmak gerekiyor. Bu ekibin de tamamen liyakat prensipleriyle hareket etmesi lazım. Yani ‘onun çocuğu, bunun akrabası’ gibi yaklaşımlardan uzak durup, tamamen o pozisyonda oynamayı hak eden çocukların altyapıya kazandırılıp yetiştirilmesi gerekiyor.

2) Yetenekli gençleri altyapıya kazandırdıktan sonra onları doğru bir şekilde yetiştirmek de kritik önem taşıyor. Bunun için:

a) Bilgi ve beceri olarak çocuklara güçlü bir futbol altyapısı aşılamak gerekiyor. Pozisyon bilgisi, taktikler, vuruş teknikleri (orta yapma, şut atma vb.) gibi futbolun en temel unsurlarını onlara kazandırmak şart. Bunların defalarca tekrarlanıp kafalara kazınması, genç çocuklar için artık bazı oyun kurgularının, vuruşların ve pozisyon almanın otomatikleşmesi gerekiyor.

b) Fiziksel olarak bu çocukların güçlenmesi de çok önemli. Bunun için doğru şekilde antrenman, beslenme, uyku düzeni gibi, performanslarını yukarı çekecek, sağlıklı büyümelerini sağlayacak her şeyin profesyoneller eşliğinde uygulanması gerekiyor.

c) Bu çocuklara sadece futbol eğitimi değil, doğru düzgün eğitim ve öğretim olanakları da sağlanması lazım. Bir başka deyişle tüm bu çocukların düzgün okullara gitmeleri, farklı alanlarda eğitilmeleri, mümkünse üniversite bitirmeleri gerekiyor. Tüm çocuklar en az bir yabancı dil konuşabilmeli. Uluslararası açıdan önceliğin İngilizcede olduğu da açık.

d) Eğer çocukların ebeveynleri de sürece dahil oluyorsa, anne babaları da eğitmek ve çocuklarına daha doğru katkıda bulunmalarını sağlamak gerekiyor.

3) Son olarak tesisleşme çok önemli. Bu çocuklara doğru düzgün antrenman yapabilecekleri, vakit geçirebilecekleri, fiziksel ve zihinsel olarak kendilerini geliştirebilecekleri tesislerde her türlü olanağı sağlamak gerekiyor. Bu elbette sadece fiziksel tesis (futbol sahası, soyunma odası, fitness salonu vb.) meselesi değil, aynı zamanda buralarda görev alan profesyonellerin de alanındaki en iyilerden oluşması lazım. Teknik direktör, antrenör, fizik kondisyon uzmanı, psikolog gibi tüm uzmanların büyük bir uyum içerisinde bu çocukları olabilecek en üst düzeye taşıma hedefiyle çalışmaları gerekiyor.

Sporda başarı ülkeyi de yüceltir

Almanya’da 3,5 milyon Türk’ten her sene uluslararası başarılara imza atacak onlarca futbolcu yetiştiriliyor. Türkiye’de ise bu sayı oldukça düşük. Bir tek Trabzonspor ve geçmişteki Altınordu gibi takımlar genç oyuncu yetiştirme konusunda bir şeyler yapıyorlar, ancak yetiştirilen genç oyuncuların da belli bir yaştan sonra gelişimleri duruyor, oldukları yerde saymaya başlıyorlar.

Bu makus kaderimizi değiştirmek ve başta futbol olmak üzere tüm spor dallarında başarılara imza atmak için yukarıdaki tavsiyelerimin uygulanması gerekiyor. Unutmayalım, spor sadece spor değil, aynı zamanda bir ülkenin gelişmişlik göstergesi ve statü simgesidir. Sporda büyük başarılara imza atanlar büyük çoğunlukla ekonomileri ve refah düzeyi yüksek ülkelerden geliyorlar. Sporda başarı aynı zamanda ülke çapında morali ve öz güveni de artırır.

Temennim, yukarıda vurguladığım gerekliliklerin hayata geçirilerek, Türkiye’nin sporda en başarılı 10 ülke arasına girmesinin sağlanmasıdır.

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için