Türk sporunun yüzümüzü güldüren şahsiyetleri
Spor da dahil hayatımızın her alanında içimizi karartan olaylara sürekli tanık oluyoruz. Bugün ise hem Türk sporunda ciddi başarılar elde etmiş hem de karakterleriyle etraflarına ışık saçan spor insanlarını kaleme alacağım: 35. Galatasaray SK başkanı ve maalesef dün kaybettiğimiz Duygun Yarsuvat, paralimpik yüzücü Sümeyye Boyacı, Avrupa üçüncüsü kadın voleybol takımımız, kadın boksunda olimpiyatlarda ilk madalyaları kazandıran Busenaz Sürmeneli ile Buse Naz Çakıroğlu ve okçulukta ilk altın madalyayı kazanan Mete Gazoz.
Bazı insanlar vardır yüzüne baktığınızda içiniz açılır. Böyle etrafa ışık saçan biri bir de sporda ciddi başarılar elde edip etraftaki tüm olumsuzluklara rağmen büyük kitlelerin desteğini alarak ulusunu gururlandırırsa o kişi bana göre özel bir insandır. İşte bu yazımda Türk sporunun özel insanlarını kaleme alacağım.
Duygun Yarsuvat
Galatasaray’ımızın 35. başkanı olan, nam-ı diğer Duygun Hoca’yla şahsen tanışmışlığım var. Özellikle 7 ay gibi kısa bir süre için gerçekleştirdikleriyle Galatasaray başkanlığında iz bırakan bu önemli şahsiyetin döneminde Galatasaray Spor Kulübü’nün üyesi olarak kabul edilmem benim için büyük bir onur oldu. Kendisiyle sohbet etmişliğim de var. Son derece sempatik, hoşsohbet, pozitif enerji saçan bir kişiliğe sahip Duygun Başkan bana göre kısa bir süre için de olsa Galatasaray Spor Kulübü’nün gelmiş geçmiş en iyi başkanıydı.
77 yaşında başkan seçilen Duygun Yarsuvat, eski başkanlardan Alp Yalman’la yarıştığı çetin bir oylama sonucunda başkanlığı devraldıktan sonra (bakınız: https://www.aa.com.tr/tr/spor/galatasarayda-yarsuvat-donemi/107613) hep yerinde hamlelerde bulundu. Finansal ve sportif başarı olarak çökmek üzere olan bir sistemi yeniden diriltti diyebiliriz. Birincisi çok zor bir zamanda spor kulübünü devraldı ve geçmiş senelere göre zayıf bir takım ve Hamza Hamzaoğlu gibi tecrübesiz bir teknik direktöre rağmen doğru yönetişimle 6 ay içinde ekibiyle yaptığı çalışmalar Galatasaray’a 3 kupa kazandırdı. 15 Ekim 2014’te olağanüstü seçimle gelen Duygun Yarsuvat 4. yıldızın mimarı oldu. Yarsuvat 23 Mayıs 2015’e kadar koltukta kalırken şampiyonluk başkan olarak Dursun Özbek’e nasip olacaktı. 4. yıldız ve 20. şampiyonluk iki başkanı da tarihte unutulmazlar arasında konumlandırdı. 20. Şampiyonluktan sonra Türkiye Kupası ve Süper Kupa da kazanıldı.
Gerçi Galatasaraylı olduğum için övünmüyorum ama Ali Tanrıyar döneminden itibaren her Galatasaray başkanı şampiyonluk sevincini tatmıştı (Bkz: https://www.sporx.com/futbol/ekstra/galatasarayda-34-yildir-her-baskan-sampiyon-oluyorSXGLQ46697SXQ?sira=2).
Duygun Başkanımızla ilgili daha fazla detay vermem gerekirse 18 Ağustos 1937 tarihinde doğmuş ve 10 Eylül 2021’de (dün) hayatını kaybetmiştir. Türk akademisyen, hukukçu ve spor yöneticisidir. 35. Galatasaray SK başkanı, 3. Galatasaray Üniversitesi rektörü ve 3. Galatasaray Divan Kurulu başkanıdır. Detayları Vikipedi’de okuyabilirsiniz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Duygun_Yarsuvat
Maalesef dün kaybetmiş olduğumuz büyük başkan ve önemli hukuk adamı Duygun Yarsuvat’a Allah’tan rahmet, tüm sevenlerine sabır diliyorum. Nur içinde yat başkanım. Umarım senden sonra gelenler Galatasaray ve Atatürk Türkiye’sinde ışığını devam ettirebilirler.
Sümeyye Boyacı
Yüzünde sürekli gülücükler olan, güzel bakışlı ve sürekli motive görünen bu harika kızımızın da hayranlarındanım. Paralimpik alanında kazandığı madalyaların yanı sıra pozitif enerjisiyle engelli birçok gence ilham oluyor.
Sümeyye’nin bu azmi ve saçtığı ışık herkes tarafından o kadar takdir ediliyor ki, kız çocuklarının popüler oyuncağı Barbie bebeklerin üreticisi tarafında Sümeyye’nin Barbie bebeği dahi yapıldı. Sümeyye’nin her haliyle rol model olma durumu böylelikle uluslararası düzeye ulaşmış oldu.
Resim
Bu aşamada Sümeyye’yi daha fazla tanıyalım. Sümeyye Boyacı (d. 5 Şubat 2003, Eskişehir), Türk yüzücüdür. S5 engelli sınıfında; serbest, sırtüstü ve kelebek dallarında yarışmaktadır. 2016 Yaz Paralimpik Oyunları'nda yarışan Boyacı; 2019 Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası'ndaki 50 m sırtüstü S5 kategorisinde gümüş, 2018 Avrupa Paralimpik Yüzme Şampiyonası'nda ise aynı kategoride altın madalya kazanmıştır. Sümeyye Boyacı; 5 Şubat 2003 tarihinde, annesi Semra Boyacı ile babası İsmail Boyacı'nın ilk çocuğu olarak Eskişehir'de doğdu. Doğumundan itibaren iki kolu olmayan Boyacı, aynı zamanda kalça çıkıklığına sahip bir şekilde dünyaya gelmişti. Detayları Vikipedi’den okuyabilirsiniz: https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCmeyye_Boyac%C4%B1
Tüm engellerine rağmen şampiyon ruhlu iyi karakterli harika kızımızı azminden dolayı kutluyorum. Hep böyle devam et, Sümeyye.
Kadın Voleybol Milli Takımı
Türkiye kadın milli voleybol takımı, Türkiye Voleybol Federasyonu tarafından yönetilen ve Türkiye’yi uluslararası kadın voleybol karşılaşmalarında temsil eden takımdır. 16 Temmuz 2021 tarihi itibarıyla FIVB dünya sıralamasında 4. sırada bulunmaktadır. İkinci oldukları 2003 Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’ndan bu yana Türkiye'de "Filenin Sultanları" unvanı ile tanınmaktadır. Bu unvan, o yıl karşılaşmaları anlatan TRT Spikerleri tarafından takımın maçlarda gösterdiği efsanevi performans sonrasında verilmiştir. Ülkenin milli takım düzeyinde takım sporlarındaki en başarılı derecelerini elde etmiştir. (Bkz. Vikipedi: https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye_kad%C4%B1n_mill%C3%AE_voleybol_tak%C4%B1m%C4%B1)
Voleybola senelerdir kurumsal olarak büyük yatırım yapan Vakıfbank ve Eczacıbaşı sayesinde Türk voleybolu diğer takım sporlarının ötesinde her sene uluslararası başarılara bizleri alıştırdı. 2003 yılından bu yana devam eden ve süreklilik arz eden bu başarılar, oyuncular değiştikçe hatta nesil yenilendikçe kendini daha da geliştiren ve özgüvenleri yüksek bir çizgide devam ediyor. Darısı tüm spor dallarının başına.
Türk milli takımının en fazla katıldığı şampiyona Avrupa Şampiyonası’dır. Türkiye Avrupa şampiyonalarına dokuz defa katılmış ve 2003 yılında Ankara’da düzenlenen şampiyonada final oynamıştır. Bu Türk voleybol tarihinin en büyük başarısıdır.
İlk maçında bir önceki Olimpiyat Şampiyonu Çin’i 3-0 yenerek büyük sükseyle başladığı 2020 Olimpiyat Oyunları'nda 3 galibiyetle gruptan çıkma başarısı gösteren milli takım, çeyrek finalde eşleştiği Güney Kore'ye şanssız bir şekilde 3-2 yenilerek elendi.
Hemen ardından katıldığı Avrupa Şampiyonası’nda tüm maçlarını kazanarak yarı finale çıkan takımımız, yarı finalde Sırbistan’a yenilerek 3.’lük maçı oynamaya hak kazandı. Bu maçta Hollanda’yı 3-0 yenerek ülkemize uluslararası arenada bir önemli başarı daha getirmiş oldu. Bu başarı Hollanda’dan Avrupa Kupası elemelerinde 6-1’lik skorla fark yiyen Türk Milli Erkek Futbol takımına örnek olsun.
Şimdiki kadın voleybol milli takımının bana göre en önemli özelliği rengârenk kişilerden oluşması, kadın cinayetlerinin artarak devam ettiği bir ortamda Türk Kadınlarına ilham olmaları ve insanlara umut vermeleri, zor maçlarda mücadele ederken o hırsı ve azmi en üst düzeyde göstermeleri ve tüm bunları yaparken de çok eğlenmeleridir. İşte bu harika kadınlar hakkındaki mevki ve kulüp bilgileri:
4]No |
Adı-Soyadı |
Pozisyon |
Kulübü |
2 |
Libero |
||
3 |
Pasör |
||
4 |
Smaçör |
||
7 |
Smaçör |
||
8 |
Orta |
||
9 |
Smaçör |
||
10 |
Libero |
||
12 |
Pasör |
||
13 |
Pasör Çaprazı |
||
14 |
Orta |
||
18 |
Orta |
||
22 |
Smaçör |
||
95 |
Orta |
||
99 |
Pasör Çaprazı |
Takımın İtalyan antrenörü Giovanni Guidetti’yi de unutmayalım. Bu İtalyan adeta bizden biri olmuştur. Senelerdir Türk Voleyboluna büyük hizmetler vermiştir. Kendisine bu harika takımı bir araya getirip yönettiği ve gerek kulüp seviyesinde gerekse milli takım müsabakalarında bize sürekli madalya kazandırdığı için can-ı gönülden teşekkür ederim. Bu teşekkür, emeği geçen tüm teknik ekip için de geçerli.
Bu harika genç kadınlardan Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonluğunu da bekliyoruz. Hadi kızlar, size güvenimiz tam.
Video: https://www.instagram.com/reel/CTagmZpnooN/?utm_medium=share_sheet
Busenaz Sürmeneli ve Buse Naz Çakıroğlu
Anne tarafım Trabzonlu olduğu için Trabzon’un bu iki yaman kızına karşı büyük sempatim var. Her ikisinin de isminin aynı olması ve Trabzonlu olmaları, her ikisinin de Türkiye tarihinde kadın boksunda ülkeye gelmiş geçmiş en büyük başarıları kazandırması çok güzel bir tesadüf. Türk sporuna sürekli önemli sporcular yetiştiren (sadece futbol değil), annemin memleketine de buradan selam olsun. Şimdi karakterleriyle örnek olan bu harika kadınları kısaca tanıyalım:
Busenaz Sürmeneli (25 Haziran 1998), dünya ve olimpiyat şampiyonu Türk boksördür. Trabzonlu olan milli boksör, aynı zamanda Trabzonspor Kulübü sporcusudur. Türkiye’nin kadın boksunda gelmiş geçmiş en büyük başarısını elde eden Busenaz, çalışma temposunu devam ettirirse daha uzun bir süre madalyalara ambargo koyacak gibi görünüyor. Maçlarını seyrettim o yüzden bu tahmini yapabiliyorum. Detayları Vikipedi’de okuyabilirsiniz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Busenaz_S%C3%BCrmeneli
Buse Naz Çakıroğlu (26 Mayıs 1996), 2019 yılında Avrupa şampiyonu oldu. 2021 yılında Tokyo Olimpiyatları'na katılma kotası elde etti. Trabzonlu olan Buse Naz Çakıroğlu, Fenerbahçe Spor Kulübü sporcusudur. Türkiye'nin olimpiyatlara kota kazanan ilk kadın boksörüdür. 2020 Yaz Olimpiyatları'nda sinek sıklette gümüş madalya kazanmıştır. Bu madalya Türkiye tarihinde Olimpiyatlarda kazanılan ilk madalya olarak kayda geçmiştir. Detayları Vikipedi’de okuyabilirsiniz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Buse_Naz_%C3%87ak%C4%B1ro%C4%9Flu
Mete Gazoz
Mete daha ilk müsabakalara başladığı dönemde gülen yüzü, konsantrasyonu ve sempatik konuşma tarzıyla dikkatimi çekmişti. O çocuk gibi görünen ve okçulukta büyük gelecek vadeden bu başarılı genç, hayatını adadığı okçuluk sporunda Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük başarısını elde etti. Aynı zamanda 2020 Yaz Olimpiyatları’nın ilk altın madalyasını da kazanarak adını Türk sporuna altın harflerle yazdırdı.
Mete, işine olan saygısı ve disiplini sayesinde daha uzun bir süre en üst düzeyde rekabet edip başarısını sürekli tekrarlayacak gibi duruyor. Kim bilir, eğer bu adanmışlığını ve konsantrasyonu devam ettirebilirse, olimpiyatlarda altın madalya kazanma rekorunu bile kırabilir. Daha yaşı çok genç ve okçuluk sporunun diğer spor dallarına göre daha az eforla sürdürülebileceği düşünülürse bu tahminim doğru çıkabilir.
Tabii en önemlisi Mete’nin gülen yüzünün ve karakter yapısının hiç bozulmadan devam etmesi. İşte o zaman Türkiye’ye uluslararası arenada daha birçok başarı kazandırır. Şimdi Mete’yi de tanıyalım.
Mete Gazoz (d. 8 Haziran 1999, İstanbul), Türk olimpik okçudur. İstanbul Okçuluk Gençlik ve Spor Kulübü sporcusudur. Uluslararası spor kariyerine 2013 yılında başlayan sporcu, 10 Mayıs 2021 tarihinde dünya sıralamasında olimpik yay erkekler kategorisinde 2. sıraya ulaşmıştır. Tokyo 2020 Olimpiyatları’nda Erkekler Bireysel Okçuluk kategorisinde İtalyan rakibi Mauro Nespoli'yi 6-4 yenerek Türk okçuluk tarihinin ilk olimpiyat altın madalyasının sahibi olmuştur. Detayları Vikipedi’de okuyabilirsiniz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Mete_Gazoz
Senden de daha nice rekorlar bekliyoruz, Mete. Hiç konsantrasyonunu ve gülen yüzünü bozma, aynen devam.
Tüm bu harika kişilikleri sizinle bugün paylaşıp gönlünüzü açmak istedim. Umarım Duygun Yarsuvat, Sümeyye Boyacı, Türk Kadın Voleybol Milli Takımı’nın oyuncuları, Busenaz Sürmeneli ve Buse Naz Çakıroğlu ile Mete Gazoz gibi kişilikler Türk sporuna daha fazla kazandırılır.
Böylelikle hem başarılarıyla gururlarınız hem de yozlaşmış bir ortamda bu insanlar ışık saçmaya ve kendilerini rol model olarak alan gençleri yönlendirmeye devam ederler. Spor esasında sadece spordan ibaret değildir. Orası bir sahne ve sahnede bizim toplumun faydasına en doğru kişiliklere ihtiyacımız var. Atatürk’ün söylediği gibi “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim”. Bugün bu tanımda olan sporculara Türk toplumunun her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.