Türkiye’de ve dünyada güneş enerjisi
Her sene bir önceki senenin ısı rekorlarının kırıldığı bir dönemdeyiz. İklim krizi hayatımızın bir gerçeği. Yer küredeki tüm canlıların yaşamını sürdürülebilir kılmak istiyorsak tüm enerji ihtiyacımızı yenilenebilir enerjiden ve özellikle güneş enerjisinden elde etmemiz gerekiyor. Bu yazımda güneş enerjisinin an itibariyle ülkemizde ve tüm dünyadaki durumunu işleyeceğim.
Norveç’te bu sene haziran ayında kaydedilen 32 derecelik sıcaklık Kuzey Kutup Dairesi’nde görülen en yüksek sıcaklık oldu. Avrupa ve Kuzey Afrika ülkelerinde de bu ay sıcaklık tepe yaptı. Fransa'dan Avusturya'ya, Norveç'ten Tunus'a, Haziran ayında Avrupa ve Kuzey Afrika'da yeni sıcaklık rekorları kırıldı. Fransa’da sıcaklık 42 dereceye, Tunus’ta 49 dereceye, Polonya’da 35 dereceye ve Almanya’da 37 dereceye ulaştı. İspanya son 20 yılın rekorunu bu ayki 44 derece ile kırarken İtalya son 200 yılın en büyük kuraklığını yaşamaya başladı. Uzmanlar, aşırı hava olaylarının bu ay da görülmeye devam edeceğini belirterek, orman yangını, sel ve fırtına gibi afetlere karşı hazırlıklı olunmasını istedi. Detaylı haberi okumak için https://www.ntv.com.tr/galeri/dunya/avrupada-haziran-ayinin-sicaklik-rekorlari-kirildi,1dnj9FZv60OodF6Xa6s0pA?utm_source=newsletter&utm_medium=email&utm_campaign=%F0%9F%92%8A+Harca+harca+bitmez linkine girebilirsiniz.
Türkiye’de de durum farksız. Geçen sene temmuz ayında Türkiye’deki sıcaklık rekoru Cizre’de ölçülen 49,1 dereceyle kırıldı. İşte ilgili haber: https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/turkiyenin-sicaklik-rekoru-kirilmisti-sokaklar-bos-kaldi-6549623/?gclid=CjwKCAjw_ISWBhBkEiwAdqxb9plJBf81xCrodiZvkgEeqH0Po5GxDXNo5BeRWfDkceEa_Hx8YT0EPxoC4AQQAvD_BwE
Korkarım bu rekor önümüzdeki yıllarda daha da artarak 50 dereceyi geçecek. Yani Türkiye gibi dünyada sıcaklık anlamında orta kıvam bir ülke bile 50 derece sıcaklıkları görecek. Bu da suların hızla buharlaşmasından tutun da orman yangını gibi afetlere sebebiyet veren bir dizi felaketi yanında getirecek, yaşam güçleşecek.
İklim krizine karşı çaresiz değiliz
İklimle ilgili çıkmaz bir döngüye girmiş görünüyoruz, peki insanlık olarak gerçekten çaresiz miyiz?
Hayır değiliz. Çare hâlâ var. Yavaş yavaş etkisini gösterse de bu iklim krizini ortadan kaldırmak için hiç vakit kaybetmeden yapmamız gerekenler var. Bu mücadele belki nesiller boyu sürecek ancak bizim yapmamız gerekenleri gerçekleştirmeye bir an önce başlamamız gerekiyor.
Bu konuyla ilgili ilk kapsamlı yazıyı bundan tam 10 sene önce, 2012’de “İnsanoğlu doğadaki dengeyi yeniden nasıl sağlayıp geleceğini teminat altına alabilir?” başlığıyla kaleme almıştım: https://www.serhansuzer.com/tr/insanoglu-dogadaki-dengeyi-yeniden-nasil-saglayip-gelecegini-teminat-altina-alabilir
Buradaki en önemli maddelerden birini de “Enerji ihtiyacının %100 yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması” başlığıyla ele almıştım. Güneş her şeyin kaynağı olduğuna göre (rüzgarın da kaynağı güneştir. Rüzgar ısı değişikliğinden oluşur, ısı değişimini de güneş sağlar), ilk olarak güneş enerjisine bakalım.
Öncelikle güzel bir haberle başlayalım. Solar Power Europe’un yaptığı çalışmaya göre güneş enerjisi kurulu gücü tüm dünyada ‘teravat’ (TW) düzeyine ulaştı. Yani bir başka deyişle, güneş enerjisi santrallerinin toplam kurulu kapasitesi 1 teravatı yani 1 milyon MW’ı geçti. Bu harika bir haber ama asla yeterli değil. Kurulu gücün 10 milyonlarca MW’a ulaşması gerekiyor ki ihtiyacımız olan tüm enerjiyi güneşten sağlayalım, fazla enerjiyi de depolayıp güneşin olmadığı saatlerde kullanalım. Tabii rüzgar, jeotermal, biyoenerjiler, dalga, akıntı vb. diğer yenilenebilir enerji türlerini unutmayalım. Ancak güneş enerjisi her zaman başı çekecektir.
Peki Türkiye’de güneş enerjisi sektörünün durumu nedir diye sorarsanız, ilerleme olduğunu ancak hâlâ geride olduğumuzu söyleyebilirim.
Üretimimiz henüz dünyanın %1’inden az
Türkiye’de şu an 8,3 gigavat (GW) yani 8,300 MW olan güneş enerjisi kurulu kapasitesinin 2030’a kadar çatı ve saha tipi projelerle 30 gigavatı aşacağı hesaplanıyor. Ortalama günlük güneşlenme süresi 7,5 saat olan Türkiye'de, çatı üstü güneş santrali potansiyelinin 20 gigavat seviyesinde olduğu tahmin ediliyor. GÜNDER ve SolarPower Europe raporlarından derlenen bilgilere göre, mayıs ayında küresel güneş enerjisi kurulu gücünün 1 teravata ulaşmasıyla güneşte "teravat çağı" başlamış oldu.
Dünyanın ulaştığı kapasite olan 1.000 GW’a (1 teravat) oranla ülkemizdeki 8,3 GW (yani toplam kurulu kapasitenin %0,83’ü) az olsa da (düşünebiliyor musunuz, %1 bile değil) Türkiye’nin kapasitesini hızla artırarak dünyada hak ettiği yeri alacağını düşünüyorum. Bir kere Türkiye’nin 8,3 GW’lık kurulu kapasitesinin rahatlıkla 100 GW’a çıkarılabileceğini düşünüyorum. Yani şu andaki kurulu kapasitenin 10-15 katı daha kurulum yapabiliriz.
Halihazırdaki durumdan bahsetmişken GÜNDER (Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu – Türkiye Bölümü) destekli SolarPower Europe’un güneş enerjisi için hazırladığı 2022-26 yılları arasındaki Global Piyasa Raporu’nun satır başlarını size aktarayım:
Süregelen Covid-19 dalgaları ve ekonomik toparlanma programlarının yanı sıra enerji krizi nedeniyle tüm dünyada elektrik fiyatlarında rekorların görüldüğü son yıl içerisinde pek çok kesim enerji ihtiyacı için güneşe dayalı çözümlere yöneldi. 2021’de küresel şebekeye 167,8 GW yeni güneş enerji kapasitesi bağlanırken, bir yıl önce eklenen 139,2 GW kapasiteye oranla elde edilen %21’lik büyüme de sektördeki bir başka yıllık küresel rekor niteliği taşıyordu. Bu gelişmeler, 2021 sonunda toplam aktif güneş enerji ağının 940 GW’a ulaşmasını sağladığı gibi, bu raporun yayınlanacağı 2022 Mayıs ayından çok önce küresel olarak ‘teravat’ eşiğinin de aşılmış olacağı anlamına geliyordu.
1) Küresel kapasite ‘teravat’ düzeyine ulaştı
Küresel güneş enerji kapasitesi 2018 itibarıyla 3 yılda iki misline çıkarak 2022 Nisan ayında teravat düzeyine ulaştı. Yani küresel güneş enerji pazarı katlanarak büyüyor. 2012’deki 100 GW toplam kapasitenin 1 TW düzeyine çıkması yaklaşık 10 yıl alırken, SolarPower Europe’un öngörüsüne göre yalnızca 3 yıl içinde bu oran iki mislinden fazlaya katlanarak 2025’te 2,3 TW’a ulaşacak.
2) Güneş enerjisi: En hızlı büyüyen enerji teknolojisi
Güneş enerjisi halen en hızlı büyüyen yenilenebilir enerji konumunda ve 2021’de tüm dünyada kurulumu gerçekleşen toplam 302 GW yenilenebilir enerji kapasitesinin yarısından fazlasına karşılık geliyor. Yıl içindeki 168 GW’lık artışla güneş enerjisi, en yakın takipçisi rüzgar enerjisinin 70 GW üzerinde ve güneş dışı tüm yenilenebilir enerjilerin toplamından daha fazla kurulum gerçekleştirdi.
3) Güneş enerjisinde küresel üretim payları
Çin, %14’lük senelik büyüme ve ülke bazında tüm zamanların en yüksek oranı olan 54,9 GW’lık yeni üretimiyle 2021 yılında pazar liderliğini korurken, en yakın takipçisi ABD’nin iki misli güneş enerji kapasitesi üretmiş oldu. Buna karşılık ABD de 2020’ye oranla 2021 yılında sergilediği %42’lik artışla etkileyici bir gelişim gösterdi. Hindistan ise 14,2 GW’lık kurulumla üçüncü sırada yer aldı.
4) Avrupa’nın güneş enerji rotası
Avrupa bölgesi* 31,8 GW ek güneş enerji kapasitesiyle %33’lük büyüme göstererek olumlu çizgisini sürdürdü ve yayınladığımız 2021 Küresel Pazar Raporu tahminlerinden yalnızca 0,1 GW şaşmış oldu. Rusya’nın Ukrayna’yla savaşı ve buna bağlı enerji güvenliği meselelerinin yanı sıra AB’nin iklim hedefleri, kıtanın yenilenebilir enerjiye geçiş hedeflerinde etkili oldu ve 25 ile 27 AB üyesi ülke 2022 yılında 2021’den daha fazla kurulum için kolları sıvadı.
*Avrupa bölgesi: AB (27) + Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Belarus, Bosna Hersek, Gürcistan, İzlanda, Kosova, Karadağ, Kuzey Makedonya, Norveç, Rusya, Sırbistan, İsviçre, Türkiye, Ukrayna ve Birleşik Krallık
Türkiye’deki gelişmeler
Aynı raporda Türkiye’deki gelişmeleri de özetle şu şekilde kaleme almışlar:
Türkiye dünyadaki en hızlı büyüyen enerji pazarlarından biri ve toplam enerji talebi ivmelenerek artıyor. İklim değişikliği, hava kirliliğinin sağlığa etkileri, enerji güvenliği, oynak petrol fiyatları gibi pek çok sorunla baş edebilmek için ülke yenilenebilir enerji teknolojilerine yöneliyor ve güneş enerjisi, gelecekteki enerji çözümleri karmasının önde gelen kaynaklarından biri konumunda. 2021 sonunda Türkiye yaklaşık 100 GW’lık kurulu elektrik üretim kapasitesine ulaştı ve güneş enerjisi üretimi 7.816 MW düzeyinde gerçekleşti. Bu, 2020 yılına oranla 1.148 MW’lık bir artış anlamına geliyor ve ülkenin toplam üretim kapasitesinin %7,8’ine tekabül ediyor. Diğer enerji kaynaklarının dağılımı ise şöyle: %48,3 fosil yakıtlar (doğalgaz, kömür, sıvı yakıtlar vb.), %31,5 hidrolik enerji, %10,6 rüzgar enerjisi ve %1,6 jeotermal enerji. Kurulu yenilenebilir güç kaynaklarındaki en belirgin artış rüzgar ve güneş enerjisinde yaşanırken, doğalgazın neredeyse tümü ve kömürün yaklaşık %40’ı ithal ediliyor. Dolayısıyla Türkiye’nin zengin yenilenebilir enerji potansiyelini açığa çıkararak enerjide öz yeterliliğini geliştirmesi gerekiyor.
Güneş enerjisi, en az 500 GW’lık potansiyeli ile Türkiye’nin en değerli enerji kaynağı olmasına karşın henüz atıl durumda. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2019-2023 stratejik planında ülkenin yerel ve yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam kurulu güce oranını %59’dan %65’e yükseltmek hedefleniyor. Bu, 2023 yılında 10 GW’ı güneş, 11,9 GW’ı rüzgar, 32 GW’ı hidroelektrik, 2,9 GW’ı jeotermal ve biokütle olmak üzere toplam 56,8 GW yenilenebilir enerji kaynağının hayata geçirilmesi anlamına geliyor.
GÜNDER (Güneş Enerjisi Derneği) olarak, daha 2022 yılında 10-11 GW güneş enerjisi kapasitesine ulaşılacağını öngörüyoruz. 2023’te bu oran en az 13 GW’a ve 2030 yılında da 30 GW’a yükselerek ilerleyecektir. Bu durumda, sektöre yönelik istihdam ve nitelikli işgücünde artış olacak, yerel modül teknolojileri ve üretim sanayi kapasitesi gelişecek ve tüm bunlar Türkiye’yi bölgesel güneş enerjisi lideri haline getirecektir. Daha ötesi, güneş enerji kapasitesindeki bu artış, Türkiye’deki depolama sistemlerinin gelişimiyle de desteklenecektir.
Ülkemizde sektörün önündeki engeller
Türkiye’nin güneş enerjisi sektörünün önündeki en büyük engelleri ise şu şekilde sıralamışlar:
Sektörde aşılması gereken en büyük mesele, güneş panellerinin konuşlandırılma ve imalatına yönelik finans desteğine ulaşım konusudur. Yenilenebilir enerji projeleri teknoloji ağırlıklı yatırımlardır ve geliştirilmeleri öncelikle uygun mevzuat ve teknolojilere bağlıdır. Petrol, doğalgaz ve kömür fiyatlarındaki ani yükselişler elektrik üretiminde ciddi maliyet artışlarına yol açmaktadır. Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelini göz önünde bulundurarak, güneş enerjisi sektörünün ve ilgili yatırımların gelişimini hızlandırmamız gerekmektedir. Rüzgar, güneş ve hibrit enerji üretim tesislerine yönelik yeni yatırım olanakları bu sürece güç katacaktır.
Teknolojiye yatırımın önemi
Aynı raporda güneş enerji santrallerindeki yatırımın artmasının teknolojiye yatırımın artışıyla paralel gittiğine değinilmiş:
Güneş enerjisi yatırımlarındaki bu artış, doğal olarak fotovoltaik hücre ve panellerin (PV modülleri) üretimini beraberinde getirmiştir. 2021 yılında 22 firma toplam yıllık üretimi 6.500 MW’a ulaşan PV modülleri üretmiş ve bunun yaklaşık 800 MW’lık bölümü yerel olarak üretilen hücrelerle elde edilmiştir. Bugün Türkiye mono-kristal ingot, wafer, hücre ve panel üretiminde Avrupa’nın tek dikey entegrasyonla imalat yapan ülkesidir. Gerçekleşecek yeni yatırımlarla bu özelliğin hızla gelişeceği öngörülmektedir. Türk PV üreticileri henüz çoğunlukla yerel pazara odaklanmış olsalar da, firmalar ihracatlarını artırmakta, ülke ve bölge bazında portfolyolarını genişletmektedir.
Darısı bizim güneş hücresi ve paneli yatırımımıza. Bu konuda sizlere yakın bir zaman içerisinde iyi haberleri duyurabilmeyi umuyorum.
Bu arada bilmeyenler için söyleyeyim, en uzun gün olan 21 Haziran aynı zamanda Dünya Güneş Günü olarak kutlanıyor. Bu vesileyle tüm okuyucularımın Dünya Güneş Günü’nü kutlarım!
Not: Bu yazının temelini oluşturan SolarPower Europe Raporu’nun tamamına (Türkiye bölümü dâhil) https://www.solarpowereurope.org/insights/market-outlooks/global-market-outlook-for-solar-power-2022 linkinden ulaşabilirsiniz.