McGill ünlüleri ve ‘yer altından’ notlar

Geçen hafta kaleme aldığım yazıda McGill Üniversitesi’ne nasıl girdiÄŸimi ve orada edindiklerimin yaÅŸamıma ne tür önemli katkıları olduÄŸunu paylaÅŸmıştım (http://www.serhansuzer.com/tr/ufuk-acan-bir-deneyim-mcgill-yillarim). Bu hafta sosyal yaÅŸamının önemli kısmı yer altında kurulmuÅŸ olan Montreal ÅŸehri ve dünyaya pek çok deÄŸerli bilim ve sanat insanı kazandırmış üniversitem hakkında daha detaylı ve özel bazı bilgileri sizlerle paylaÅŸmak istiyorum.

 

Öncelikle kısa bir bilgilendirmeyi paylaÅŸmak isterim (kaynak Vikipedi). 1821 yılında kurulan McGill Üniversitesi, Kanada'nın Montreal ÅŸehrinde bulunan ve Kanada'nın en eski üniversitesi olan bir devlet kuruluÅŸudur. Adını kurucusu James McGill'den alan üniversite dünyanın en saygın üniversiteleri arasındadır. McGill kampüsü 32 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Üniversitenin toplamda iki kampüsü bulunmaktadır. Åžehir merkezinde olan kampüsü, "Mount Royal" adındaki dağın eteklerindedir. Bu kampüsünde "Redpath Museum" adında bir müze de bulunmaktadır. İkinci kampüsü ise "MacDonald Kampüsü"dür. 34 bin öÄŸrenci kapasitesine sahip üniversitede toplam 21 fakülte bulunmaktadır. Dil olarak İngilizce ve Fransızca eÄŸitim verilmektedir.

Okul, farklı kültürlerden ve farklı ülkelerden öÄŸrencileri bünyesinde barındırdığından, oldukça kozmopolittir. Kanada'nın "Harvard"ı olarak tanımlanan McGill'in, özellikle Fransız liselerinden veya Amerikan liselerinden gelen Türk öÄŸrencilere kabul verdiÄŸi gözlemlenmektedir. Özellikle Fransız liselerinden mezun olan öÄŸrenciler için Fransa dışındaki en iyi seçeneklerden biri olma özelliÄŸini korumaktadır. Bunun sebebi, McGill Üniversitesi'nin yüksek saygınlığının yanı sıra, bulunduÄŸu Montreal ÅŸehrinin Quebec eyaletine baÄŸlı olması nedeniyle Fransızca'nın günlük hayatta çok kullanılmasıdır. McGill Üniversitesi’nin en önemli özelliklerinden biri de bir araÅŸtırma üniversitesi olmasıdır. McGill Üniversitesi’nde okuyanlar ve öÄŸretim görevlileri birçok buluÅŸa imza atmışlardır.

Geçen haftaki yazımda McGill’de okumuÅŸ ve okuyacak olanların İstanbul’da Temmuz ayı sonunda bir araya geldiÄŸi bir etkinlikten söz etmiÅŸtim. "Welcome to McGill" ismiyle İstanbul KuruçeÅŸme’de gayet keyifli bir ortamda gerçekleÅŸen bu etkinliÄŸe yaklaşık 50 kiÅŸi katıldı.

 

 

 

McGill Mezunlar BirliÄŸi (McGill Alumni Association - MAA), McGill mezunlarını kapsayan Alumni Online Community e-mail grubunda bizim bölgemizden kayıtlı olan mezunları ve öÄŸrencileri bilgilendirdi.
 

Organizasyonu ve ev sahipliÄŸini UÄŸurgül ve Melike Tunç kız kardeÅŸler yaptılar. Yeni öÄŸrencilere ulaşılması konusunda okula yeni baÅŸlayacak Murat Polat destekçi oldu. ÖÄŸrencilerden Elif Ezgi Aksulu, Yasemin Biçer ve ÅŸu anki Turkish Students’ Society of McGill University (TSSMU) baÅŸkanı İlayda AbacıoÄŸlu gönüllü olarak destek verdiler ve etkinlikte sunumu yaptılar. Benim gibi mezun kontenjanından katılan deÄŸer verdiÄŸim arkadaÅŸlarımdan Zeynep MeydanoÄŸlu yaka kartlarını bastırdı ve Zeynep Çiçeker brownies ve cookies yaptı.

Zeynep Çiçeker TSSMU kurucu baÅŸkanıdır. O akÅŸam TSSMU ile ilgili de ÅŸakalaÅŸmalar oldu. AkÅŸamın sonunda aramızda sohbet ederken bir yanımda Zeynep Çiçeker TSSMU’nun ilk baÅŸkanı, ben de ondan sonra görevi devralan ikinci baÅŸkan ve diÄŸer yanımda ÅŸimdiki baÅŸkan İlayda AbacıoÄŸlu olunca “3 baÅŸkan yan yana, ne güzel” muhabbeti döndü.

 

EtkinliÄŸin sonunda hep beraber çektirdiÄŸimiz fotoÄŸraf

 

Önce iptal, ardından harika bir buluÅŸma

Etkinlik aslında İTÜ Mimarlık Fakültesi'nde yapılacaktı fakat darbe giriÅŸiminden sonra iptal edildi. O süreçte UÄŸurgül benimle temasa geçti ve fikrimi sordu. Ben de kendisine iptal etmenin çok yanlış bir karar olduÄŸunu ve ne olursa olsun hayatın devam ettiÄŸini, yurt dışı medyanın da olayları abartarak Türkiye hakkında yanlış bir imaj çizdiklerini söyledim. Özetle yurtdışından kimsenin telkinlerini dinlememesi ve organizasyonu ne olursa olsun gerçekleÅŸtirmesi gerektiÄŸini, çünkü bu ülkede yaÅŸayanların bizler olduÄŸumuzu ve görüldüÄŸü gibi Türkiye’de durumun hızlıca normale döndüÄŸünü, etkinlik iptal ettirecek bir durum olmadığını söyledim. UÄŸurgül de her zamanki gibi ani bir aksiyon alarak etkinliÄŸi yeniden organize etti. Üstelik bu sefer bence daha güzel bir lokasyonda, KuruçeÅŸme sahilde, güzel bir evin bahçesinde samimi bir ortamda gerçekleÅŸtirdi. Sonuç olarak, buluÅŸmadan herkes keyif aldığı ve pozitif geri bildirimlerde bulunduÄŸu için etkinliÄŸin önümüzdeki senelerde de devamı planlanıyor.   

Etkinlik sırasında ben ve mezun olan diÄŸer arkadaÅŸlarım McGill’e yeni baÅŸlayacak öÄŸrencilerle ve anne babalarıyla sohbet etme fırsatını bulduk. Bize okulla ilgili bir sürü ayrıntı sordular. Tabii bir Türkiye klasiÄŸi; okuyacak öÄŸrencilerden çok anne babalar soru sordular ve öylesine iÅŸin içindeydiler ki, okumaya gidenin çocukları deÄŸil de kendileri olduÄŸunu sanırdınız. Bu anlamda evde sürekli koruma altında yaÅŸayan çocukların yurtdışına çıkıp bütün iÅŸlerini kendilerinin görmeye baÅŸlamalarını, gerçek hayatı tanımaları ve kendi ayaklarının üzerinde durmayı öÄŸrenmeleri açısından olumlu buluyorum.

Bir ara sohbet ettiÄŸin annelerden biri bana “sen kaçıncı sınıfta okuyorsun?” diye sordu. Gülerek “mezun olalı 17 sene oldu” deyince yüzündeki ÅŸaÅŸkınlık ifadesini görmeniz lazımdı.

Kanada Üniversiteleri’nin tanıtımına katkıda bulunmak için Kanada BaÅŸkonsolosluÄŸu benden yaÅŸadığım deneyimle ilgili kotasyon istedi. Sonunda da tanıtım materyallerinde aÅŸağıdaki görsel yer aldı:

 

 

Bütün mezunlar da “çocuklarınız doÄŸru adreste, buradan mezun olanların önü açık.” deyip Montreal, McGill Üniversitesi hakkında bilgilendirmeler yaptılar. Hakikaten de öyle. Mezun olan bütün arkadaÅŸlarım iyi yerlere geldiler.

 

Dünyaya mal olan ünlü mezunlar

İyi yerlere gelmenin ötesinde McGill’den mezun olup dünya tarihine geçmiÅŸ çok önemli ÅŸahıslar var. McGill Üniversitesi'nin mezunları arasında sekiz Nobel Ödülü sahibi, üç astronot, iki de Kanada BaÅŸbakanı bulunuyor. En son 2015 Kanada seçimlerinde, yine McGill mezunu olan Justin Trudeau Kanada BaÅŸbakanı seçilmiÅŸtir. Bundan sonra da “özel insan” diye nitelendirebileceÄŸimiz bir kısım McGill mezunları tarihte en iyi ÅŸekilde yerlerini almaya devam edeceklerdir. Bazı örnekleri kısaca paylaÅŸmak isterim (bilgiler Wikipedia’dan özetlenmiÅŸtir):

 

William Shatner  (Oyuncu, Yapımcı)

William Shatner, 22 Mart 1931 tarihinde Kanada, Quebec, Montreal’de doÄŸdu. McGill Üniversitesi’nde ekonomi eÄŸitimi aldı. 1952’de üniversiteden mezun oldu.

Üniversite sonrası bir süre yöneticilik yapan Shatner, daha sonra Ottowa’daki Kanada ulusal tiyatrosuna katıldı. Burada bir takım irili ufaklı rollerde oynayan Shatner, ilk Broadway gösterisini ise 1956’da gerçekleÅŸtirdi. William Shatner’in sinema kariyeri resmi olarak 1951’de baÅŸlamış olsa da, gerçek anlamdaki ilk sinema filmi 1958 yılında Yul Brynner ile birlikte rol aldığı ‘Karamazov KardeÅŸler’ oldu. O tarihten sonra Shatner, bir Hitchcock filmi olan ‘Cam Göz’deki baÅŸrol de dahil birçok filmde rol aldı. Ancak büyük çıkışını Türkiye’de 17 Ekim 1972’de yayımlanmaya baÅŸlayan “Uzay Yolu” adlı dizide Yıldız Gemisi Atılgan’ın kumandanı Kaptan Kirk rolü ile yaptı.

Shatner’i özel yapan bir diÄŸer olay ise ABD’nin üç büyük TV kuruluÅŸu olan NBC, CBS ve ABC’de dizilerde oynayan ilk Kanadalı oyuncu olmasıdır. Shatner, 2005 yılında ‘Boston Legal’ adlı dizide oynadığı ‘Danny Crane’ rolü ile hem Emmy hem de Golden Globe ödüllerinin sahibi oldu. 

 

Justin Trudeau (Siyasetçi, Kanada BaÅŸbakanı)

25 Aralık 1971 doÄŸumlu Kanadalı siyasetçi, Kanada'nın 23. BaÅŸbakanı ve Kanada Liberal Partisi Genel BaÅŸkanı. Joe Clark'tan sonra Kanada'nın ikinci en genç baÅŸbakanıdır. Ayrıca Trudeau, Kanada’nın efsaneleÅŸmiÅŸ eski baÅŸbakanı Pierre Trudeau'nun da en büyük oÄŸludur. Babasının soyadı zamanında Montreal’deki havalimanına verilmiÅŸtir.

Justin, 1994 yılında McGill Üniversitesi’nden mezun olmuÅŸtur. Babasının ölümünden sonra siyasette daha fazla yer almaya baÅŸlamış ve 2008 federal seçimlerinde baÅŸarı göstererek, Papineau'dan Avam Kamarası'na girmiÅŸtir. Partide farklı iÅŸkollarında görev yaptıktan sonra 14 Nisan 2013'te partinin başına geçti.

Trudeau, 19 Ekim 2015 tarihinde yapılan seçimlerde çoÄŸunluÄŸu kazanarak Kanada'nın yeni dönem BaÅŸbakanı olarak tayin edildi. 4 Kasım 2015 tarihinde ise resmen 23. Kanada BaÅŸbakanı olarak göreve baÅŸladı.

 

Leonard Cohen (Åžair, Müzisyen)

21 Eylül 1934’te Montreal, Quebec’te doÄŸmuÅŸ Kanadalı yazar, ÅŸair, söz yazarı ve müzisyendir. 1951'de McGill Üniversitesi'ne giren Cohen orada McGill Müzakere Grubu'nun baÅŸkanlığını da yaptı. Mezuniyetten sonra bir yılını McGill'in hukuk fakültesinde geçirdi.

İlk ÅŸiir kitabı olan Let Us Compare Mythologies 1956 yılında Cohen hâlâ öÄŸrenciyken çıktı. 1961'de yayınladığı The Spice-Box of Earth onu ÅŸiir dünyasında özellikle de kendi ülkesi Kanada'da bilinen bir isim haline getirdi. 70'lerde pop, kabare ve dünya müziÄŸi üzerine çalışmalar yapan Cohen'in, 80'lerden itibaren tipik olarak bas bariton tonda söylediÄŸi ÅŸarkılarına kadın vokalistler ve elektronik bireÅŸtiriciler eÅŸlik etmiÅŸ, çalışmalarında genellikle din, yalnızlık, cinsellik ve kiÅŸiler arası karışık iliÅŸkileri konu edinmiÅŸtir. Eserleri binden fazla baÅŸka sanatçı tarafından yorumlandı ve kaydedildi. "Canadian Music Hall of Fame" ve "Canadian Songwriters Hall of Fame"e kabul edilen Cohen, ayrıca ülkenin en büyük sivil ÅŸeref madalyası olan "Companion of the Order of Canada" ile ödüllendirildi.

 

Brenda Milner (Nörofizyolojist)

15 Temmuz 1918 doÄŸumlu Kanadalı bir nörofizyolojist olan Milner klinik nöropsikoloji alanında deÄŸerli araÅŸtırmalar yaparak literatüre önemli katkılarda bulunmuÅŸtur. ‘Nöropsikoloji kurucusu" olarak da anılmaktadır. Milner, McGill Üniversitesi Nöroloji ve NöroÅŸirurji Bölümü'nde profesör olarak görev yapmaktadır. 20'den fazla fahri dereceye sahip olan Milner, 90’lı yaÅŸlarında çalışmalarına devam etmekte, ÅŸimdilerde beynin saÄŸ ve sol lobları arasındaki etkileÅŸimi araÅŸtırmaktadır. Milner nörobilim ve alt branÅŸları ile psikolojiye olan katkılarından dolayı Londra Royal Society, Kanada Royal Society ve Ulusal Bilimler Akademisi gibi çok sayıda ödül almıştır.

 

Jack Szostak (Biyolog)

9 Kasım 1952 doÄŸumlu ABD'li biyolog, Harvard Tıp Fakültesi Genetik Profesörü ve Boston’daki Massachusetts General Hospital’da araÅŸtırmacı. Jack Szostak, 1970 yılında henüz 19 yaşında iken McGill Üniversitesi Fen Fakültesi’nden mezun oldu. Elizabeth Blackburn ve Carol W. Greider ile birlikte kromozomların telomerler tarafından nasıl korunduklarına iliÅŸkin keÅŸifleri sebebiyle 2009 yılında ‘Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’nü, almaya hak kazanmıştır.

 

James Naismith (Antrenör)

James Naismith (1861-1939) Kanadalı spor antrenörü ve mucittir. Basketbol sporunu ve Amerikan Futbolu kaskını icat etmiÅŸtir. Naismith McGill Üniversitesi Beden EÄŸitimi Bölümü mezunudur. Uzun yıllar Amerika’da spor eÄŸitmenliÄŸi yapan Dr. James Naismith, Springfield ÅŸehrinde görev yaparken uzun yıllardır hayalinde yaÅŸattığı basketbol oyununun atasına son ÅŸeklini verdi. Spor salonunun karşılıklı duvarlarına asılan tahtadan yapılma sepetlere topu sokma esasına dayalı olan bu oyun, ilk olarak atlet ve beyzbolculara iyi bir kış antrenmanı olarak tasarlanmıştır. Duvara asılı sepetlere topu atma hedefinden dolayı da Naismith oyununa “sepet topu” anlamına gelen "basketbol"u seçti.

Yani özetle, futboldan sonra dünyanın en popüler ikinci oyunu basketbol, bizim üniversiteden mezun James Naismith tarafından icat edilmiÅŸtir.

 

Montreal hakkında yerel bilgiler

Okulumuzun mezunlarından bahsetmiÅŸken hepimizin ortak paydası olan bazı yaÅŸanmışlıkları ve deneyimleri aktarmak isterim. Åžimdi sizinle sadece McGill’de okuyanların veya Montreal’de yaÅŸayanların bilebileceÄŸi bazı ÅŸeyleri paylaÅŸacağım:

- Yer altında yaÅŸam: Ağır kış koÅŸullarından dolayı Montreal ÅŸehrinin altında baÅŸka bir dünya var diyebilirim. Montrealliler kışın dışarı çıkmaktansa yerin altındaki alışveriÅŸ merkezlerinde, dükkânlarda, restoranlarda vakit geçirmeyi yeÄŸliyorlar. Yine aynı ÅŸekilde bizim üniversitede bazı binalar yer altından birbirlerine baÄŸlıdır. Dışarıdaki kara kış koÅŸullarıyla hiç muhatap olmadan bütün günü kapalı sosyal ortamlarda geçirebilirsiniz. 

- Yer üstünde yaÅŸam: Ben genelde soÄŸuk da olsa dışarıda takılmayı severdim. Çünkü Montreal’de hava buz gibi olduÄŸunda dahi gökyüzü genelde günlük güneÅŸliktir. Hatta ilk gittiÄŸimde tam olarak idrak edememiÅŸtim. İçeriden dışarıya bakınca dışarıda bir yaz günü yaÅŸanıyor gibi gelirdi. Dışarıya bir çıkarsınız; hava -20°C! Bu yüzden yolda buzlanmalar olurdu. ÇoÄŸunlukla tuzlayıp sorunu çözdükleri halde bazen buzlanmalarla karşılaÅŸmak kaçınılmaz oluyor. Kaldırımdan bile yürüseniz buzla mücadeleyi öÄŸrenmiÅŸ olmanız gerekiyor. Yolda yürürken kayıp düÅŸen çok insan görürsünüz. Ama her ÅŸeye raÄŸmen bana göre dışarısı çok daha keyiflidir.

- Ulaşım: Metroyla ÅŸehrin her yerine ulaşılabiliyor olması büyük avantajdır ve bu nedenle ulaşımda hiçbir sıkıntı yoktur. GeniÅŸ ağının dışında Montreal’in metrosu çok da rahattır.

- Çift dilli okulumuz: McGill Üniversitesi bulunduÄŸu ÅŸehrin de tipik bir özelliÄŸini barındırıyor. Okulda iki dil geçerli; İngilizce ve Fransızca. Esasında dersler İngilizce veriliyor ancak sınavları isterseniz Fransızca da verebiliyorsunuz. Ayrıca gerek bizim okulda gerekse bulunduÄŸumuz Quebec eyaletinde ve baÅŸta baÅŸkent Ottawa olmak üzere Kanada’nın birçok yerinde bütün konuÅŸmalar çift dillidir. Yani bir yemekte veya konferansta ÅŸöyle konuÅŸmalara tanık olabiliyorsunuz. KonuÅŸma İngilizce baÅŸlıyor, Fransızca devam ediyor, tekrar İngilizce’ye dönülüyor ve Fransızca’yla kapatılıyor. Bunu gördüÄŸümde ne yalan söyleyeyim, ilk baÅŸta ÅŸaşırmıştım, sonra hoÅŸuma gitmeye baÅŸladı.

- Kat kat giyim sistemi: Kanada’nın birçok yerinde “kat kat giyim sistemini” uyguluyorlar. Hızlı ısı deÄŸiÅŸikliÄŸine karşı efektif bir yöntem olan bu sistemi ben de senelerce uyguladım. ÖrneÄŸin tipik bir günde tiÅŸört, üzerine sweatshirt, üzerine kazak ve üzerine mont giyiyorsunuz. Isı artış ve azalışlarına göre bunları çıkarıp giyebiliyorsunuz.  

- Tabelaların dili:  Quebec, Fransız kökenlilerin imtiyaz sahibi oldukları bir eyalettir. Bu nedenle ÅŸehirdeki bütün tabelalar Fransızcadır.

- Fransız Kanadalılarla Fransızların iliÅŸkisi: Quebec eyaletinde enteresan kiÅŸilikler vardır. Fransız Kanadalılar birçok açıdan orijinal insanlardır. ÖrneÄŸin konuÅŸtukları Fransızca çok ağır bir Fransız aksanı içerir. Hatta birçok Fransız arkadaşımın ‘ne dediklerini anlamıyorum’ diye söylendiÄŸini bilirim. Fransız Kanadalılar da Fransızları pek çok açıdan snop bulurlar. İşin ilginci Fransız Kanadalılar Fransızları kendi ana dillerinde konuÅŸtukları için çok iyi anlarlar ancak Fransızlar, Fransız Kanadalıları anlamakta güçlük çekerler.

- Fransız Kanadalı Kadınlar: Fransız Kanadalılar, kadınıyla erkeÄŸiyle fiziksel olarak güzel insanlardır. Özgür ruhludurlar ve farklı bir kültürleri vardır.  Sokakta yürürken Fransız Kanadalı kadınlardan bana laf atıldığını deneyimlediÄŸim bile olmuÅŸtur. Normalde erkeÄŸin kadına laf atmasına aÅŸina olduÄŸun bir yerden gelince ve kadınlar sana laf atınca ne yapacağını ÅŸaşırıyorsun. Bir de Fransız Kanadalı kadınlar arasında evlenmeden çocuk yapma alışkanlığı çok yaygındır.

- Åžehrin en hareketli yerleri: Montreal çok hareketli bir ÅŸehirdir. Åžehrin birçok yerinde farklı etkinlikler, restoran, kafe ve eÄŸlence merkezleri vardır. En hareketli caddeleri St. Laurent, St. Denis, Crescent caddeleri ve onları paralel kesen St. Catherine’dir. Ayrıca eski limanın bulunduÄŸu Old Port bölgesi de popülerliÄŸi sürekli artan hip bir yerdir.

- Yemekler: Yemek konusunda hiç sıkıntı çekmedim. Her kültürün, yörenin yemeklerini Montreal’de bulabilirsiniz. Latin Amerika, Uzak DoÄŸu, Kuzey Amerika, Fransız, İtalyan mutfağının en güzel örnekleri mevcuttur. Benim dönemimde tek bir Türk restoranı vardı; “Au vieuil Istanbul” yani “Eski İstanbul’da” restoranını bir karı-koca iÅŸletiyordu. Mezeleri lezzetliydi. Ayrıca Lübnan ve Yunan restoranları ile onlara ait marketlerde bizim Türk damak tadına çok yakın tatlara ulaÅŸabiliyorduk.

- Eyaletin mottosu: Amerika’da ve Kanada’da bütün eyaletlerin kendi mottoları var. Bu sloganlar araç plakalarının üzerine yazılır. ÖrneÄŸin Florida’da “Sunshine State” yani “GüneÅŸ Işığı Eyaleti” mottosu kullanılır. Montreal ÅŸehrinin bulunduÄŸu Quebec eyaletinde ise her ne hikmetse,  “Je me souviens” yani Fransızca “Hatırlıyorum” yazar. Bunu ilk gördüÄŸümde arkadaÅŸlarıma “neyi hatırlıyorlar?” diye sormuÅŸtum. Onlar da bana “tarihe atıfta bulunuyorlar. Zamanında İngilizlerle ciddi egemenlik savaÅŸları yapmışlar, bunu kastediyorlar” dediler. Tabii bu pek hoÅŸuma gitmedi. Harika bir ülke kurulmuÅŸ, sen bunun önemli bir parçasısın ve hala geçmiÅŸteki hezeyanlarını bir slogan haline getirip plakaların üzerinde sergiliyorsun. Quebec eyaleti ve dolayısıyla Montreal ile ilgili tek hoÅŸuma gitmeyen ÅŸey buydu diyebilirim.

- Referandum: Ben ilk sene bu “je me souviens” mottosunu sorgularken, bu ayrımcı yaklaşım beni daha somut ve sert bir ÅŸekilde etkiledi. Okula girdiÄŸim ilk sene Quebec eyaletinde referandum düzenlendi. Yani Montreal’in bulunduÄŸu Quebec eyaleti Kanada’dan ayrılıp ayrılmamayı oyladı. DüÅŸünebiliyor musunuz? Ben Kanada gibi çok rahat bir ülkeye geldiÄŸimi düÅŸünürken bir anda daha ilk senemde “evet ayrılalım” veya “hayır ayrılmayalım” taraftarları ÅŸehrin sokaklarında her gün yürüyüÅŸler ve etkinlikler düzenliyorlar. Bir de McGill Üniversitesi’nin en önemli 25 hocası ortak bir deklarasyon yayınlayıp “eÄŸer Quebec Eyaleti Kanada’dan ayrılmayı seçerse biz de bir Kanada Üniversitesi olduÄŸunu kabul ederek eÄŸitim verdiÄŸimiz McGill Üniversitesi’nden ayrılacağız” deyince her ÅŸeyin üzerine tuz biber ekilmiÅŸ oldu. Kendi kendime ‘rahat ve güzel bir ortamda harika bir üniversitede okumaya geldim, ÅŸu içine düÅŸtüÄŸümüz duruma bak’ demiÅŸtim.  Hatta naçizane kendi çapımda ayrılıkçı düÅŸüncelere sahip bazı arkadaÅŸları düÅŸüncelerinden vazgeçirmek için “rahatlık size batıyor, sizi OrtadoÄŸu’da kaosun hâkim olduÄŸu bir ülkeye belli bir süreliÄŸine yollamak lazım. O zaman ülkenizin sizin için saÄŸladığı imkânları çok daha fazla takdir edersiniz. Kanada yaÅŸamak için çok güzel bir ülke, bunu neden bozmak istiyorsunuz?” diye telkinlerde bulunduÄŸumu hatırlıyorum. Sonuçta referandum %51-49 gibi birbirine çok yakın bir yüzdeyle ucu ucuna, “hayır ayrılmayalım” diyenlerin zaferiyle sonuçlandı. Hepimiz rahat bir nefes aldık.

Tersine göç ihtiyacı

Referandumdan bahsetmiÅŸken ÅŸunu da vurgulamak istiyorum. Bana göre o dönemde uçurumun kenarından dönen Kanada bugün dünyanın en refah ve yaÅŸanabilir ülkelerinden biri olmaya devam ediyor.

Zor günler yaÅŸadığımız kendi ülkemizde ise bu kez biz geçen ay farklı bir ÅŸekilde uçurumun kenarında döndük. Bundan sonra ivmemizi hep yukarı doÄŸru çevirerek birlik ve beraberlik içerisinde ülkemizin eskisinden çok daha iyi bir hale gelmesi için çalışmamız gerekiyor.

İçlerinden biri olduÄŸum için bunu baÅŸta McGill mezunları tüm kardeÅŸlerime söylüyorum. Sonra da iyi okullardan mezun, ülkesine katkıda bulunabilecek gençlere ve kariyer yapmış, önemli birikim sahibi Türklere sesleniyorum. Ülkemizin kalkınması için deÄŸerli beyinlere her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. O yüzden beyin göçünü tersine çevirip ülkemize sahip çıkalım.


 

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için