Nükleer santralle ilgili sorulacak sorular
Geçtiğimiz gün Mersin Akkuyu’daki nükleer santralin açılışı yapıldı. Türkiye’nin elektriğinin %10’unu karşılayacağı belirtilen bu santralle ilgili hep olumlu açıklama ve beyanatlar dinledik. Enerji sektöründe uzun süredir faaliyette olan bir uzman ve vatansever olarak aklıma takılan bazı soruları paylaşmak isterim.
Önce en kritik sorulardan başlayalım:
● Nükleer Atık
Nükleer santrallerin olduğu ülkelerde ciddi radyasyon yayan nükleer atıklar, yerin metrelerce altına her tarafı izole edilmiş bir şekilde gömülür. Mersin Akkuyu’nun nükleer atığı ne yapılacak?
● Atık Isı
Nükleer santrallerden ciddi bir atık ısı çıkışı olur. Bu atık ısı deniz kenarında konumlanan nükleer santrallerden denize aktarılır ve operasyon sürekli bir ısı aktarımı şeklinde devam eder. Bu yüzden o denizdeki flora ciddi hasar görür. Ciddi oranda ısınan denizde canlılar yaşamlarını sürdürmekte güçlük çekerler. Hatta ABD’de sırf bu yüzden kapatılan nükleer santraller olduğunu biliyorum. Atık ısının kalıcı zararlarını asgariye indirmek için ne gibi önlemler düşünülüyor?
● Milli Güvenlik
Akdeniz’deki güzide illerimizden Mersin’de yapılacak nükleer santrali bir başka ülkenin işletmesine bırakıyoruz. Üstelik bir süper güç olan bu komşu ülkeyle zaman zaman menfaat çatışması yaşayabileceğimiz aşikâr. Böyle bir santralin onların yönetiminde olması ekonomik ve stratejik açıdan bizi zor durumda bırakır mı?
● Kaza Riski
Benim anne tarafım Karadenizli. Özellikle Karadenizliler Çernobil faciasından dolayı çok sıkıntı yaşadılar. Kanserden ölenlerin sayısında patlama oldu. Bu acı deneyimi hepimiz yaşadık. Mükemmeliyetçi bir karaktere sahip Japonlar bile Fukushima’daki kazada Tsunami riskini hesaplayamadılar. Bir nükleer santralde oluşan kaza aynı uçak kazası gibi yok edici bir etkiye sahip. Kurtulma şansı çok düşük. Kurtulunsa dahi insan vücudunda ciddi kalıcı hasarlar bırakabiliyor. Mersin’de devreye alınacak nükleer santralde kaza riski çok çok düşük olarak görülse de böyle bir sıkıntı baş gösterdiği takdirde ortaya çıkacak acı tablo hesaplandı mı?
Şimdi aklımda olan diğer soruları dillendirmek isterim:
● Maliyet
Bu nükleer santralin maliyeti nedir? Bu yapılacak yatırımla kaç MW gücünde yenilenebilir enerji (güneş, rüzgar, biyoenerji -biyogaz, biyokütle, biyoyakıt- jeotermal, dalga, akıntı vb.) santrali kurulabilir?
● Ödenecek teşvikli fiyat
Devletin garanti verdiği teşvikli fiyat nedir? Bu fiyat şu anda yenilenebilir enerjiye uygulanan teşvikli fiyatın üzerinde olması durumunda yenilenebilir enerjinin öncelikler arasında nükleerden sonra geldiğini mi anlayalım?
● Santralin güvenliği
Allah korusun, komşu ülkelerden atılacak bir füze için kalkan sistemimiz var mı? Nükleer santralin dışarıdan gelecek müdahalelere karşı ne gibi önlemleri var?
Hepimizin hedefi gelecek nesillere daha yaşanır ve güzel bir dünya bırakabilmek. Bazen iyi niyetle yapılan işler olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. O yüzden bu soruları sormakla mükellefiz.
Tabii şunun da altını çizmek isterim: Aradığımız enerji fazlasıyla doğada var. Sadece doğru teknolojileri kullanılıp ihtiyacımız olan enerjiyi en verimli şekilde üretebilir ve kullabiliriz. Hem ekonomik, hem de ekolojik çözüm ortaya koyan yenilenebilir enerji, bu makaledeki gibi endişelere yer vermez. O yüzden nacizane tavsiyem yenilenebilir enerjiden hiç şaşmayalım.
Sağlıcakla kalın.
Keşke herkes bu gerçeği görebilse...