Şampiyonluklarla taçlanan 2019 yılı!

Bu sene şampiyonluklar açısından benim için harika bir yıl oldu. Mahallemizin gururu Modafen’in 3. lige yükselişi, takımım Galatasaray’ın futbolda 22. kez ipi göğüslemesi ve İngiltere’de tuttuğum takım Liverpool’un Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmasının ardından milli takımımızın da dünya şampiyonu Fransa’yı mağlup etmesi işin tuzu biberi oldu.

2019’da futbolda tuttuğum neredeyse bütün takımlar farklı liglerde şampiyonluklarını ilan ettiler. Bunların ilki olan mahallemizin takımı Modafen’in hem BAL Ligi’nde kendi grubunda lider olmasını hem de yükselme maçını kazanıp 3. lige çıkarak profesyonel olmasını daha önce kaleme almıştım. Bu yazıları https://www.serhansuzer.com/tr/mahallemizin-gururu-sampiyon-modafen ve https://www.serhansuzer.com/tr/okullu-sporcu-yetistiren-sampiyon-modafen-modeli linklerinde bulabilirsiniz.

Cimbom’un önlenemez yükselişi

Türkiye’deki takımım Galatasaray’ın da bu sene Türkiye Ligi şampiyonu olmasına çok sevindim. İlk yarıdan sonra şampiyon olmasına çok düşük ihtimalle bakılan Galatasaray 11 puan geriye düştüğü şampiyonluk yarışında kimilerine göre mucizevi bir şekilde ipi göğüslemeyi başardı. Kimilerine göre diyorum çünkü benim şahsen şampiyon olacağımızdan hiçbir şüphem yoktu. En başından beri kendi yakın çevreme “Göreceksiniz, yine Galatasaray şampiyon olacak” diyordum. Nitekim öyle oldu.


Galatasaray’ın 22. Şampiyonluğunu bu sene tam zamanında geldi. 19 şampiyonluğu ve 3 yıldızı olan en yakın rakibi Fenerbahçe’ye 4 yıldız* ve 22 şampiyonlukla fark attı. Gerçi Galatasaray’ın Türkiye’de kazandığı şampiyonluklarda ve kupalarda açık ara üstünlüğü bulunuyor. Türkiye’de kazanılan toplam kupa sayısında hemen ilk 5’i sıralayayım: Birinci sırada 74 kupayla Galatasaray, ikinci sırada 56 kupayla Fenerbahçe, üçüncü sırada 51 kupayla Beşiktaş, dördüncü sırada 27 kupayla Trabzonspor ve beşinci sırada 5 kupayla Ankaragücü. Yani Galatasarayımız en yakın rakibine neredeyse 20 kupa kadar fark atmış durumda. Detaylı tabloyu paylaşmam gerekirse;

 

Sezon başında forvetsiz ve defansta ciddi eksikleriyle idare etmeye çalışan takım 29 gibi düşük bir puanla lider Başakşehir’in 6 puan gerisinde ilk yarıyı 5. sırada tamamladı. Sonrasında devre arasındaki isabetli transferler, takımın odaklanması ve şampiyonluk için kenetlenmesi şampiyonluğu getirdi. Özellikle defansa yapılan Marcao ve Luyindama transferleri ilk yarıda 21 gol yiyen takımın çok daha az gol yemesini sağladı ve ortaya çok daha dirençli bir takım çıktı. Forvete yapılan Mitroglou ve Diagne transferlerinin katkıları ise bana göre beklentilerin altında kaldı ancak kritik dakikalarda attıkları gollerle takımı sırtladılar. Özellikle Feghouli ve Onyekuru’nun artan performansları ikinci yarıda takıma çok olumlu yansıdı.

Bazı yanlışlara rağmen gurur duyulan bir yıl


Takım olarak zaman zaman zorlandığımız ancak sonuca ulaştığımız bir seneyi geride bıraktık. Olumlu yapılan tüm bu işlerin yanı sıra hoşuma gitmeyen şeyler de oldu tabii. Takımda ilk 11’in genelde hep yabancılardan oluşması, Galatasaray’ın kongresinde kulübe yakışmayan Bizans oyunlarının dönmüş olması, tüm yapılan iyi işlere rağmen Fatih Terim’in ve teknik kadronun iki kere olay çıkarıp ciddi cezalar almaları, hakemin etkisiyle de olsa Fenerbahçe’yi bu yıl kendi sahasında mağlup edememiş olmamız, Emre Akbaba gibi karakter sahibi değerli bir futbolcumuzun şanssızlıklarla iki kere çok ciddi sakatlık geçirmesi ve Avrupa kupalarında gösterdiğimiz zayıf performans bu senenin olumsuzluklarıydı.

Emre Akbaba’yı takım arkadaşları ve bütün stat teselli ederken…



Her şeye rağmen takımımla ve kulübümle gurur duyuyor, yakalanan bu olumlu ivmenin yeni sezonda da devam etmesini diliyorum. 23. Şampiyonluk için takımıma yeni sezonda başarılar diliyorum. Bu sene Şampiyonlar Ligi’nde de en azından gruptan çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Haydi Cimbom, bu sene Türkiye’nin Avrupa’daki gururu olduğunu bir kez daha herkese göster.

Bu sene Galatasaray ligin özellikle ikinci yarısında takımdaki kenetlenmeyi başarıp şampiyonluğu elde etti.



İnanılmaz geri dönüşler ve Liverpool

Bu sene beni çok sevindiren üçüncü şampiyonluk da İngiltere’de tuttuğum takım olan Liverpool’un Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmasıydı. Özellikle çeyrek final ve yarı finalde oynanan karşılaşmalar akıllara durgunluk veren cinstendi.

Önce sürekli alt yapısından hem mental hem de oyun olarak iyi futbolcular yetiştirmesiyle ünlü Hollandalı Ajax’la başlayalım. Ajax Şampiyonlar Ligi son 16 mücadelesinde İspanyol devi Real Madrid ile eşleşmiş ve ilk maçı kendi sahasında 2-1 kaybetmişti. Hollanda temsilcisi İspanya'da karşılaştığı rakibine karşı hiç beklenmedik bir performans sergiledi ve maçı 4-1 kazanarak çeyrek finale çıktı. Ajax çeyrek finalde Juventus ile eşleşmişti. İlk maç 1-1 berabere biterken herkes Juventus'un turu geçeceğini düşünüyordu. Ronaldo'nun kafa golüyle 1-0 geriye düşen Ajax, Van de Beek ve Matthijs de Ligt ile 2 gol bularak yarı finale yükselen taraf oldu.

Çekirge iki kere mucizevi bir sıçrama yapıp yarı finale gelmişti. Ancak üçüncüde bu kez karma tam ters işledi. Ajax bu sefer kendine karşı mucizevi bir geri dönüşe tanık olup elendi.

Yarı final rövanşında oynanan Ajax – Tottenham Hotspur maçında, İngiliz ekibi deplasmanda 2-0 geriye düştüğü maçı Moura'nın biri son dakika golü olmak üzere yaptığı hat-trick’le 3-2 kazanarak tarihinde ilk defa Devler Ligi'nde finale yükseldi.

Avrupa finallerine İngiliz ambargosu

Şimdi Liverpool’un mucizevi karşılaşmalarına bakalım. Liverpool bu sene son 16 turunda en zor kuralardan birini çekti ve Alman devi Bayern Münih ile eşleşti. İlk maçı kendi evinde 0-0 ile geçen Liverpool turu zora sokmuştu. Buna rağmen güçlü rakibine deplasmanda 3 gol atan kırmızı beyazlı ekip çeyrek finalde Porto'nun rakibi oldu. Ancak asıl bomba Barcelona’da 3-0 kaybettiği karşılaşmanın rövanşında birçok otoriteye göre dünyanın en iyi futbol takımı olan Barcelona’yı kendi sahasında 4-0 mağlup etmesiydi.

Bu sene ender görülecek bir şekilde her iki ligde de İngiliz finaline tanık olduk. UEFA Avrupa Ligi’nde Chelsea-Arsenal karşılaşmasında gülen taraf Chelsea oldu ve kupayı müzesine taşıdı. Şampiyonlar Ligi’nde ise Liverpool bir başka İngiliz takımı olan Totthenham Hotspur’ü 2-0 mağlup ederek kupanın sahibi oldu.

2019 Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Liverpool



Liverpool’un Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu beni çok sevindirdi. Bu Liverpool’un 6. Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu oldu. Tebrikler Liverpool! You will never walk alone (Hiçbir zaman yalnız yürümeyeceksin). Bu arada Liverpool, İngiltere liginde astronomik bir şekilde 97 puan kazanmış olmasına rağmen Premier League şampiyonluğunu 1 puanla Manchester City’e kaptırdı. Yine de Liverpool’da teknik direktör Klopp’un harika bir iş çıkardığını da belirtmek isterim. Diğer tarafta da tabii Guardiola faktörü var. İngiltere Ligi bu sene “Liverpool ve Manchester City” ile “diğerleri” şeklinde geçti. Önümüzdeki sene ligi Liverpool’un domine etmesini diliyorum.

Liverpool’dan onur veren EkoRE mesajı

Bu arada tuttuğum takımım Liverpool’un benimle temasa geçip daha üretime başlamadan EkoRE’nin takımın çevreci hedeflerine yardımcı olmasını talep edip bu anlamda sponsorluk istemesi benim için ayrı bir gurur meselesi oldu. Bana yollanan mesajda kısaca şu söyleniyor:

EkoRE’nin Türkiye Genel Merkezi’ne kısa süre önce sizin adınıza iletilen Liverpool FC belgesinin elinize ulaştığını tahmin ediyoruz. Kulübümüz hakkında bir bakış açısı sunmayı amaçlayan bu kitapçığın yanı sıra, dünyanın dört bir yanından yüz milyonlarca takipçimizi hangi benzersiz yollarla buluşturduğumuza dair daha ayrıntılı bilgi paylaşabilmek için sizinle uygun ilk fırsatta iletişime geçmek isterim.

EkoRE’nin çalışmalarını daha iyi tanıyabilmekten ve sunduğunuz yenilenebilir enerji hizmet ve çözümleriyle ilgili toplumda daha fazla farkındalık yaratmanız konusunda Liverpool FC’nin verebileceği katkıları paylaşmaktan heyecan duyacağım. Dünyanın temiz enerji ekonomisine geçişine liderlik eden kuruluşlardan biri olarak gösterdiğiniz gayreti, bizler de EkoRE’nin geliştirdiği ve sunduğu en yeni çözümleri tanıtmaya yönelik eşsiz bir platform aracılığıyla destekleyebileceğimize inanıyoruz.

EkoRE’de daha üretime başlamadan böyle bir mesajı Liverpool gibi bir takımdan almış olmak benim için gurur verici. Bu sene değil ama ileride tuttuğum takımların sürdürülebilirliği teşvik etmelerine yardımcı olmak isterim. Futbol önemli bir sahne ve bu sahnede insanlığın gelişimi için sürdürülebilirliği teşvik edecek bu mesajların mutlaka verilmesi gerekir. Bu vesileyle kafanızda canlandırmanız için Liverpool’un bana yollamış olduğu dosyadan bazı görselleri paylaşmak isterim:

 


…Ve millilerden Fransa zaferi!

Geçen hafta sonu Çin’deyken son Dünya Kupası şampiyonu Fransa’yı yenmiş olduğumuzu öğrenmek de beni iyi anlamda çok şaşırttı. Gurbet ellerde böyle güzel bir haberi almış olmak iyi giden bir sezonun devamı şeklindeydi. Burada da Şenol Güneş faktörünü yadsımamak gerekir. Helal olsun. Gelir gelmez harika bir iş çıkardı. Onunla birlikte önümüzdeki Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası’na katılabileceğimizi umuyorum.

Bu yazıyı kaleme alırken farkettim. Bu 4 takımın ortak noktası nedir? Cevabını vereyim: Kırmızı renk. Hayatım boyunca ülkemin bayrağının rengi, okuduğum ülkenin bayrağının rengi, okuduğum okulun rengi, tuttuğum takımların rengi. Benim için önemli olan herşeyde kırmızı renk var.

Öyleyse kırmızının uğuruyla, haydi Milli Takım, Galatasaray, Modafen ve Liverpool! Daha nice başarılara…

 

 

* Yıldız kuralını bilmeyen yabancı okuyucularıma açıklama yapıyorum: Her 5 şampiyonluğa 1 yıldız veriliyor. Bu yıldızlar formada armanın üzerine ekleniyor. 

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için