Türkiye’nin bilgi küpü, asırlık çınarı Muazzez İlmiye Çığ
Geçtiğimiz ay 110 yaşını devirmiş, Cumhuriyet’imizin sembol şahsiyetlerinden Sümerolog ve Hititolog Muazzez İlmiye Çığ’ı kaybettik. Kendisiyle bundan yaklaşık 15 sene önce, başarılı belgeselci Serkan Koç’un yapımını üstlendiği belgeseline sponsorluk verdikten sonra tanışmıştım. Bu dostluk 2011 senesinde kurduğum ilk güneş enerjisi firmamız Hitit Solar’ın kuruluşundan hemen sonra nezaket ziyaretimizle devam etti.
Muazzez İlmiye Çığ’la ilk tanışmam, belgeseline sponsorluk vermemizle başladı. O dönemler aile şirketi Süzer Holding’in genel müdürü olarak icranın başındaydım. Tam olarak nasıl olduğunu hatırlamıyorum ama belgeselin yapımcısı Serkan Koç beni bir şekilde buldu. Projeyi anlattı.
Muazzez İlmiye Çığ’ı daha önce gazetelerden okuduğum kadarıyla tanıyordum. Atatürk çağının yetiştirdiği bilim insanlarından olmasından dolayı kendisine sempati duyuyordum. Sonunda desteklenmesi gerektiğini düşündüğüm için o dönemde yetkimi kullanarak Süzer Holding’in bu belgesele sponsorluk vermesine ön ayak oldum.
Muazzez Hanım’la ilk karşılıklı görüşmemiz
Daha sonra Serkan Koç’la dostluğumuz gelişti ve sağ olsun, benimle ilgili birçok çekim için de yanımda oldu. O dönemde ilk girişimim olan güneş enerjisi şirketi (CSP – Concentrating Solar Power) Hitit Solar’ı kurduktan sonra Serkan Koç’u tekrar aradım ve Muazzez İlmiye Çığ’la görüşme talep ettim. Şirketimizin logosu Hititlerin meşhur güneş kursuydu. Bilmeyenler için hatırlatayım, Hitit Uygarlığı ve sanatının sembolü olan güneş kursu, merkezinde güneş ve onun etrafındaki ögelerden oluşur.
Bizi Ataköy’deki evinde ağırlayan Muazzez Hanım ve kızıyla Hitit tarihi üzerine güzel bir sohbet ettik. Neredeyse yüz yaşına gelmiş etkileyici kadının inanılmaz bir zekâsı vardı. Aklını gençlere taş çıkaracak şekilde kullanabilen Muazzez İlmiye Çığ’ın bilgi birikiminin ne çapta olduğunu söylememe gerek yok. Her konuda bir fikri vardı ve en ince detaylara kadar bu konuların üzerinden geçebiliyorduk.
Onu tanımış olmaktan dolayı gurur duydum.
Sonrasında Muazzez İlmiye Çığ ile cumhuriyetçi kadınlarla ilgili düzenlenen bir etkinlikte tekrar bir araya geldik ve aşağıdaki kareyi çektik.
Bu fotoğraf, belgeselin galasının yapıldığı Levent’deki “Deniz Kültür”de çekildi
Hatta sonraları dertli olduğum bir konuda akıllı ve eğitimli Türk kadınına örnek teşkil etsin diye yukarıdaki resmi kullandım. O yazıyı tekrar paylaşıyorum: “Bayandan kadına; eşitlik mücadelesinde laftan ötesi” başlıklı blog yazım:
https://www.serhansuzer.com/tr/bayandan-kadina-esitlik-mucadelesinde-laftan-otesi-
Sinan Meydan’ın yazısı
Geçenlerde tarihçi, yazar Sinan Meydan’ın yazısına denk geldim. Muazzez İlmiye Çığ’la ilgili duygu ve düşüncelerimi yansıtan yazısını aşağıda paylaşıyorum. Bu yazının ben de altına imzamı atarım:
Muazzez İlmiye Çığ, Atatürk'ün kurduğu laik Cumhuriyet'in sembollerinden biriydi. Muazzez İlmiye Çığ, Atatürk'ün vizyonunun, uygarlık algısının sembolü gibiydi. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğunda kavrayıcı, kapsayıcı bir uygarlık algısı ile Anadolu ve civarındaki uygarlık birikimine sahip çıkmış, bu amaçla Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ni kurmuş, Üniversite Reformu yapıp İstanbul Darülfünunu'nu İstanbul Üniversitesi'ne dönüştürmüştü. Buralarda Sümeroloji, Hititoloji, Antropoloji, Arkeoloji gibi bilimlerin gelişmesini istemiş, bu amaçla dünyaca ünlü Sümerolog Landsberger ile Hititolog Güterbock'u Türkiye'ye davet etmiş, Sümeroloji ve Hititoloji bölümlerini kurdurmuş, arkeoloji müzeleri açtırmış, Hitit kazılarını yeniden başlatmış, Türk Tarih ve Dil Tezlerinin geliştirilmesine önayak olmuş, Türkiye'de tarih ve dil kurultayları düzenletmiş, dahası Sümer ve Hitit uygarlıklarına Türk ulusunun da sahip çıkması, Sümer ve Hitit-Eti adlarının görünürlüğünü artırmak için kurduğu bankalardan birine SÜMERBANK, diğerine ETİBANK adını vermişti.
Atatürk, kadın-erkek Türk bilim insanlarının; Türk tarihçilerin, Türk arkeologların yetişmesini istiyordu. Manevi kızlarından Afet İnan'ı da bu doğrultuda yetiştirmişti.
İşte Muazzez İlmiye Çığ da Atatürk'ün kavrayıcı, kapsayıcı, tarihsel sürekliliği esas alan tarih bilincinin ve onun kadına verdiği değerin bir eseridir.
Muazzez İlmiye Çığ, gelecek kuşaklara Sümerleri, tarih bilincini, kadın devrimini, Atatürk'ün vizyonunu, laik Cumhuriyet'in idealizmini hatırlatmaya devam edecek.
Serkan Koç’un belgesel serisi
Tüm bunları söylemişken kendisiyle ilgili güzel bir belgesele imza atmış olan Serkan Koç’un kendi Youtube sayfasında, Muazzez Hanım’ın kendi ağzından bölüm bölüm tarih bilgisi aktardığı seriyi paylaşmak isterim:
1. Bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=YRw229-5aOA
2. Bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=k42Rh5Hv0uA
3. Bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=Ql9xvCmrXss
4. Bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=Jse3dDwGgvI
5. Bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=yTl4er0EIVU
6. Bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=or4KbIulhNQ
7. Bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=ts68DBShypM
8. Bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=LqGadJHd3CQ
Bu serinin yanı sıra, Serkan Koç’un imza attığı ve Muazzez Hanım’ın yaşamına odaklanan harika belgeseli de izlemenizi tavsiye ederim. “Sümer Kraliçesi Muazzez İlmiye Çığ” belgeselini aşağıda izleyebilirsiniz:
Son olarak geçen sene yani 109 yaşındayken verdiği son röportajını paylaşayım:
Örnek bir Türk kadını
Tüm bunları izledikten sonra Muazzez İlmiye Çığ’ın Atatürk’ün vizyonunu yansıtan örnek bir Türk kadını olduğunu rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz.
Bence Muazzez İlmiye Çığ gibi kendini sürekli geliştiren, okuyan ve okutan, konusunda uzman ve iyi bir aile yetiştirmiş anaç karaktere sahip birini rol modelleri arasına alabilirler.
Hep söylüyorum, bir ülkede çocukları yetiştirenler kadınlardır. Kadınlar iyi yetişirse o ülke kalkınır. Bir ülke, bir ulus ne kadar Muazzez’i varsa o denli güçlüdür ve sarsılmaz. Benim de bu belgesele destek verme nedenim bu fikirdi. Aksi takdirde bugün Suriye gibi altı boş, temeli olmayan bir ülke olarak çökmeye mahkûmdur. Allah’tan Atatürk ve onunla bu yola baş koymuş Cumhuriyetimizin kahramanları Cumhuriyet’i kurarken sağlam bir temel verdiler. Yaşanan tüm yozlaşmalara rağmen verilen bu temel yüzünden Cumhuriyet’imiz dimdik ayakta duruyor.
Bunun farkında olan Atatürk’ün amacı da, bağımsız Türkiye Cumhuriyetini kendisinden sonra da ayakta tutacak ve geliştirecek nesiller bırakmaktı. Muazzez İlmiye Çığ böyle bir dönemde ortaya çıktı. Günümüzde de Muazzez’ler yetişiyor. Uluslararası başarı kazanmış bir çok kadın sporcumuz, bilim insanımız var. Bunları çoğaltmak, destek vermek hepimizi bir yurttaş olarak sorumluluğu.
Ancak bundan sonrasının aydınlık bir gelecekten karanlığa dönüşmemesi için yapacak çok şey var. Burada ülkenin geleceği belirlenirken kadınlar yine başrolde olacaklar.
Etiket: anı
Keşke herkes bu gerçeği görebilse...