Türkiye’nin ilk uzay yolcusu
İlk uzay yolcumuz Alper Gezeravcı’nın uzaya gitmesi dahi ülkeyi ikiye böldü. Gezeravcı’nın uzaya gidişinin tarihi bir başarı olduğunu belirtip bunun için hükümeti tebrik edenler bir tarafta, böyle bir yolculuğun ülkeye maliyetinin 55 milyon dolar civarında olduğunun altını çizip bunun ülkeye hiçbir katkısı olmadığını belirterek, buradan siyasi bir rant elde edilmeye çalışıldığını söyleyenler diğer tarafta. Böyle önemli bir konuyu kendi perspektifimden analiz edeceğim.
Kendimi bildim bileli uzaya karşı bir hayranlığım vardı. Hatta size şöyle söyleyeyim, hani çocuklarla konuşurken büyüklerin klasik bir sorusu vardır ya. Meşhur “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” sorusundan söz ediyorum. Ben de çok net hatırlıyorum, bu soruyu ilk olarak “Astronot olmak istiyorum” diye yanıtladım. Uzaya ve uzay teknolojilerine olan hayranlığım çocukluktan gelme bir olay.
Daha sonra bu cevap çeşitli evrelerden geçti ve başka mesleklere de ilgimi belirttiğim oldu ama kalbimin bir tarafımda hep astronot olmak gibi bir düşünce yer aldı. Yaşadığımız dünyanın dışına çıkıp uzayın sonsuz karanlığında süzülerek başka gezegenler, yıldızlar, galaksiler keşfetme, insanlığın sınırlarını sonsuzluğa taşıma düşüncesi beni hep çok motive etti ve heyecanlandırdı.
O yüzden “Türkiye Cumhuriyeti olarak uzaya ilk astronotumuzu göndereceğiz” söylemi başından beri dikkatimi çekti ve süreci yakından takip ettim. Şimdi gelelim Türkiye’nin ilk uzay yolcusu Alper Gezeravcı konusuna.
Ülkelerinin desteğiyle uzaya çıkan astronotlar
Gezeravcı’nın uzay istasyonuna götürülmesi için Türkiye Cumhuriyeti Devleti Axiom Space şirketine 55 milyon dolar bir ücret ödedi. (Bkz: Türkiye uzaya astronot göndermek için 55 milyon dolar ödeyecek: https://turk-internet.com/turkiye-uzaya-astronot-gondermek-icin-55-milyon-dolar-odeyecek/)
Gezeravcı’yla birlikte toplam dört astronot Uluslararası Uzay İstasyonu’na 19 Ocak 2024 tarihinde (TSİ) 00.49'da ABD'nin Florida eyaletinde bulunan NASA'ya ait Kennedy Uzay Merkezi'nde başarıyla fırlatıldı.
Ax-3 Misyonu Ekibi
Daha önceki bu tür uçuşların aksine, yolcuların hiçbiri kendi ücretini karşılayan varlıklı uzay turistleri değildi. Bunun yerine, mürettebattan üç kişi kendi ülkeleri olan İtalya, İsveç ve Türkiye tarafından destekleniyordu.
Axiom Space’in üçüncü görevi
Houston'daki Axiom Space tarafından gerçekleştirilen uçuş, ulusların artık insanlı bir uzay uçuşu programı yürütmek için kendi roketlerini ve uzay araçlarını inşa etmek zorunda olmadıkları yeni bir dönemin habercisi. Artık neredeyse uçak bileti alıyormuş gibi ticari bir şirketten uzay yolculuğu satın alabiliyorlar.
Astronotlar, NASA'nın Florida'daki Kennedy Uzay Merkezi'nden fırlatılan Falcon 9 roketinin üzerindeki SpaceX Crew Dragon kapsülünde seyahat ediyorlardı. Aracın ek kontrolleri için bir günlük gecikmenin ardından geri sayım sorunsuz bir şekilde ilerledi ve roketin motorları saat 16.49'da (ABD Doğu Saati) çalışmaya başladı.
Ticari astronotlarla yapılan Ax-3 yolculuğu, aynı zamanda kendi uzay istasyonunu geliştiren ve NASA için yeni uzay kıyafetleri yapan Axiom'un üçüncü görevi. Bu roket uçuşunu SpaceX'ten kiraladı ve 2022'den bu yana iki haftalık konaklamalar için ödeme yapan müşterileri Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderiyor. 2019'da NASA, daha önceki politikalarını değiştirerek uzay istasyonunun kendi bölümünü ziyaretçilere açtı. (Rusya ise 2001'den bu yana Uluslararası Uzay İstasyonu'nda bir dizi uzay turistine ev sahipliği yapıyordu.)
Uzay İstasyonu'nda Ax-3 Ekibi'ne karşılama
Uzay İstasyonu 2030’da emekli edilecek
Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve onun 22 ülkesi için, Axiom'unki gibi ticari uçuşlar, daha fazla Avrupalının uzaya gitmesini sağlamanın bir yolunu sunarken; geleneksel ve ticari uzay programlarının da artık iç içe geçtiğini ortaya koyuyor.
ESA şu anda uzay istasyonunun maliyetinin yüzde 8,3'ünü karşılıyor ve dolayısıyla Avrupalı astronotlar oradaki görevlerden bu oranda yararlanıyor. Bu da, uzay istasyonunun emekli edileceği 2030 yılına dek sadece dört uçuşa karşılık geliyor.
ESA'nın astronot ofisi başkanı Frank De Winne, "Çok fazla uçuşumuz olmadığından her üye ülkeye bir astronot vermemiz mümkün değil" diyor.
“Yedek astronot” uygulaması
Ax-3 uçuşunun İsveçli astronotu olan savaş ve test pilotu Marcus Wandt, birkaç yıl önce ESA'ya astronot olmak için başvurdu. 22.500 aday arasından son seçim turuna çıkmayı başardı ancak ESA'nın yeni tam zamanlı astronot olarak seçtiği beş kişiden biri olamadı. Ama kendisine “yedek” astronot sıfatı verildi. Bunlar ücretsiz pozisyonlardır, ancak yedek astronotlar, ticari bir fırsatın ortaya çıkması ve ülkelerinin bilet için ödeme yapmaya istekli olması durumunda eğitim ve uzay görevine katılma hakkına sahiptir.
De Winne, "Yedek birliklerini bu yüzden oluşturduk" dedi.
Gezeravcı’nın da içinde bulunduğu Ax-3 mürettebatı, bu şekilde yörüngeye çıkmak için para ödeyen ilk hükümet astronotları değil.
Birleşik Arap Emirlikleri, astronotlarından biri olan Hazzaa Al-Mansoori için 2019 yılında Uluslararası Uzay İstasyonunda sekiz günlük bir konaklama için Rus Soyuz roketiyle bir uçuş satın aldı. Axiom Space, 2023 yılında ikinci bir Emirlik astronotu Sultan Alneyadi için uzay istasyonunda altı aylık bir konaklama ayarladı. Suudi Arabistan ayrıca geçen yılki son Axiom uçuşunda iki astronotu Uluslararası Uzay İstasyonuna uçurdu.
Mürettebatın bilimsel deneyleri
Mart ayında İsveçli yetkililer, Axiom'un bu ticari astronot görevinde boş bir koltuğunun olduğunu öğrendiler. Bunun üzerine devreye giren İsveç, uzay ajansının, İsveç silahlı kuvvetlerinin ve Saab gibi şirketlerin mali katkılarıyla, Wandt'ın uzaya gitmesi için 450 milyon İsveç kronu veya yaklaşık 43 milyon dolar para ödedi. Bu, Axiom'un 2018'de koltuk için ücret alacağını söylediği 55 milyon dolardan daha azdı. (Axiom şimdi maliyeti açıklamayı reddediyor.)
Anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle Wandt, bir yıllık ücretli görevi için yedek astronotluktan proje astronotluğuna terfi etti. Uzay istasyonunda yürüteceği çalışma, ağırlıksızlığın kök hücreler üzerindeki etkilerini ve uzaydaki mimari ortamların astronotların fiziksel ve zihinsel sağlıklarını nasıl etkilediğini araştıran bir deneyi içeriyor.
Bizim Türk Astronot Gezeravcı da MİYELOİD deneyiyle galaktik kozmik radyasyonun, yer çekimi değişikliklerinin ve uzayda kalış süresi boyunca maruz kalınan diğer zorlu faktörlerin, astronotların bağışıklık sistemi ve kan yapımı sürecini nasıl etkilediğini araştırdı.
Gezeravcı’dan güzel bilgiler
Deneylerin bizlere ne gibi katkıları olacak sorusuna Alper Gezeravcı şu yanıtı verdi: “Dünya yüzeyinden ortalama 400 kilometre yükseklikte, saniyede yaklaşık 8 kilometre hızla hareket eden bu uzay üssü, düşük yer çekimi ortamında bilimsel deneyler yapılmasına imkân veren bir laboratuvar görevi görüyor. Bunun yanında, eşzamanlı olarak, dünyayı gözleyebildiğimiz insanlı yapay bir uydu niteliği de taşıyor. Saatte yaklaşık 28 bin kilometre hızla, dünyanın etrafında ortalama 90 dakikada bir tam tur atıyoruz. Boyutlarına gelecek olursak, yaklaşık bir futbol sahası büyüklüğünde. 74 metreye 110 metrelik ölçüleriyle bu istasyon, insanoğlu tarafından bugüne kadar uzayda inşa edilmiş en büyük yapı olma özelliği taşıyor; ağırlığı ise yaklaşık 420 ton. İstasyonu oluşturan ilk modüller, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri'ne ait roketler ve uzay mekikleri ile taşındı. Bu istasyonda, o zamandan bu yana, pek çok devlet tarafından, birçok bilimsel alanda çalışmalar ve incelemeler gerçekleştirilmiş ve halen de gerçekleştirilmeye devam ediyor. Bu açıdan bakıldığında, insanlığın barışçıl biçimde ve iş birliği içinde, geleceğini şekillendirdiği bir anıt niteliğinde diyebiliriz” yanıtını verdi.
(Bkz: https://www.milliyet.com.tr/gundem/deneylerin-bizlere-ne-gibi-katkilari-olacak-sorusuna-alper-gezeravcidan-yanit-7070731)
“Bu sadece başlangıç”
Gezeravcı, mürettebatın basın toplantısında da "Bu uzay uçuşu, yolculuğumuzun bir varış noktası değil" dedi. "Bu sadece yolculuğumuzun başlangıcı."
Bu uçuşta Gezeravcı ve Wandt’ın yanında bir de İtalyan Hava Kuvvetleri'nde albay olan Walter Villadei yer aldı. Misyonun komutanı olarak görev yapan kişi ise, eski bir NASA astronotu ve şu anda Axiom'un baş astronotu olan Michael López-Alegría’ydı.
ESA'nın diğer üyeleri de gelecekteki Axiom uçuşlarına kaydoldu. İsveç'in Wandt için yaptığı düzenlemeye benzer şekilde, Polonya da ESA'nın yedek astronotlarından biri olan Slawosz Uznanski'yi gelecekteki bir Axiom uçuşu için sıraya koydu. Birleşik Krallık Uzay Ajansı da astronotlarını yörüngeye uçurmak için Axiom ile bir anlaşma imzaladı.
Misyonun pilotu İtalyan Villadei daha önce uzaya gitmişti, ama yalnızca birkaç dakikalığına. Geçen yıl haziran ayında Virgin Galactic yörünge altı uçuşunda biyotıp, akışkanlar dinamiği ve malzeme bilimleri alanlarında çeşitli deneyler yürüten üç İtalyan Hava Kuvvetleri üyesinden biriydi.
Komutan ve pilotun ortak deneyi
İtalya ESA üyesi olmasına rağmen, Villadei için uçuş ülkenin uzay ajansı tarafından değil, İtalyan Hava Kuvvetleri tarafından ayarlandı.
Diğer yandan Ax-3 Komutanı Michael López-Alegría, Pilot Walter Villadei'nin deneyine katıldı ve mikro yerçekiminin, Dünya'da ve uzayda sağlığı geliştirmek için Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların biyokimyasını nasıl etkilediğini inceledi. İkili daha sonra uzaydaki mürettebatı ve Dünya'daki insanları korumak için kanser hastalıklarını önlemeyi ve tahmin etmeyi amaçlayan bir çalışma için örnekleri bir floresan mikroskobuna yerleştirdi.
Ax-3 Misyonu Ekibi Uzay İstasyonu'nda
“İstikbal Göklerdedir”
Alper Gezeravcı uzaya ilk vardığında şu sözleri sarfetti:
Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonu için ilk Türk’ün uzaya adım attığı şu anda Yüce Ata’mızın sözüyle bu anı başlatmak istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün dahiyane sözü: “İstikbal Göklerdedir.”
(Bkz: https://www.instagram.com/reel/C2RmruFokNR/?igsh=bjU3djhyeTV3MGhu)
Uzaya daha önce giden Türkler
Bu arada Gezeravcı’nın uzaya giden ilk Türk olmadığının altını çizmek isterim. Uzaya giden ilk Türkiye Türk’ü veya Türkiyeli deseydi daha doğru olurdu. Sanırım kendisi bu konuda yanlış bilgilendirildi. Uzaya giden ilk Türk bir Çuvaş Türk’ü olan Andriyan Nikolayev’dir. 11-15 Ağustos 1962 yılında uzaya gitmiş Türk asıllı kozmonot, aynı zamanda uzaya giden 3. insan ünvanını taşıyor.
Nikolayev’den sonra uzaya gitmiş ikinci Türk asıllı kozmonot ise Azerbaycan Türkü Musa Manarov’dur. 21 Aralık 1987 yılında uzaya giden Manarov, uzayda bir sene kalıp geri döndü.
Uzaya giden üçüncü Türk de Kazakistan Türkü Toktar Ebubekirov. Ekim 1991 yılında SSCB, Almanya ve Avusturya’nın işbirliğiyle Baykonur Uzay üssünden kalkıp Soyuz TM-13 uzay aracıyla uzaya çıkmıştır.
Uzaya gitmiş dördüncü Türk ise Özbek Türk’ü Vladimir Canibekov’du. Canibekov’un 5 uzay seferi ve sayısız madalyası var. Bunlara ek olarak da serbest düşüşle ilgili “Canibekov Etkisi” adlı teoremi de mevcut.
Uzaya çıkmış beşinci Türk, Salican Sharipov (yani Özbek Türkçesi’yle Salijon Shakirovich) esasında bir Kırgız Türk’ü ve son olarak 6. sırada Türkiye Türk’ü bizim Alper Gezeravcı yer alıyor.
Dönüş yolu ve Dragon’un okyanusa inişi
Alper Gezeravcı’nın içinde bulunduğu Ax-3 misyonunda, 7 Şubat Çarşamba günü Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan (ISS) ayrılan mürettebatı taşıyan Dragon kapsülünün yolculuğu yaklaşık 48 saat sürdü. Dragon uzay aracı ve Axiom-3 görev ekibi 9 Şubat’ta Florida'da açıklarında okyanusa iniş yaptı. İniş anı Axiom Space'in sosyal medya platformu X hesabından canlı yayınlandı. Dragon kapsülü, kendilerini bekleyen gemiye alındıktan sonra astronotlar kapsülden dışarı çıkarıldı (Bkz: https://www.t24.com.tr/haber/turkiye-nin-ilk-astronotu-alper-gezeravci-turkiye-ye-dondu,1151473)
Okyanusa iniş anı: https://www.instagram.com/reel/C3IVkpVIhcm/?igsh=MXgwMzV5aXh1eDd4Zw==
Misyonla ilgili eleştiriler
Ve şimdi gelelim bu uzay misyonuyla ilgili gelen eleştirilere...
1) Ekonomik krizin bu kadar derinleştiği ve enflasyonun tavana vurduğu bir ortamda uzaya birini göndermek için 55 milyon dolar ödemek ciddi bir müsrifliktir.
2) Biz 55 milyon dolar ödüyoruz, İsveç 43 milyon dolar ödüyor. Biz neden daha fazla ödüyoruz ve İsveç nasıl bunu kamu kaynaklarından karşılamak yerine SAAB gibi özel sektörün sponsorluğunu devreye sokmayı başarıyor?
3) Biz 55 milyon doları birinin uzay sınırını geçmesi, uzay istasyonuna varması, orada 2 hafta kalması ve Dünya’nın etrafında tur atıp geri dönmesi için harcarken, örneğin Hindistan 73 milyon dolar maliyetle aya göndermek için kendi roketini yapabiliyor. Bizimse uzay programı, teknolojisi veya ARGE çalışması namına yaptığımız hiçbir şey yok (Bkz: https://www.t24.com.tr/yazarlar/fusun-sarp-nebil/55-milyon-dolara-uzay-bileti-mi-73-milyon-dolara-ay-roketi-mi-hindistan-ornegi,43117, ayrıca bakınız Tufan Çömez’in yorumu: https://www.facebook.com/reel/322374426797054)
4) Alper Gezeravcı hangi kriterlere göre seçildi? Bu arada yanlış anlaşılmasın, Gezeravcı’yı hem efendiliğinden hem de Atatürk’ü onore etmesinden dolayı sevdik. Gözlemlediğim kadarıyla iyi bir insan olması sevindirici. Ancak uzaya gidecek ilk Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını seçerken her zamanki gibi yine şeffaf olunmadı. Bugün seçim yapılsa Türk Hava Kuvvetlerinden yüzlerce aday çıkar ve bu adayların da hepsi bu görevi layıkıyla yerine getirir. Ben şu eleştirileri de duydum: Ulusların uzaya giden ilk astronot/kozmonotları sembolik bir önem taşıdığından dolayı özellikle fiziksel özelliklerine de bakıyorlar. İlklere imza atmış aşağıdaki bazı astronot ve kozmonotların resimlerine baktığınızda hepsinin ciddi bir karizma taşıdığını göreceksiniz. Efendi ve pozitif karakterli olması güzel ama Gezeravcı’da böyle bir karizmanın olduğu konusu tartışılır. Aşağıdaki resimleri paylaşıyorum. Kararı siz verin.
Uzaya ilk çıkan insan Yuri Gagarin
Aya ilk adım atan insan Neil Armstrong
Uzaya üçüncü çıkan insan ve aynı zamanda ilk çıkan Türk kökenli kozmonot Andriyan Nikolayev
Türkiye'nin ilk uzay yolcusu Alper Gezeravcı
5) Gezeravcı’nın bu uzay yolculuğu yerel seçimlerinden bir-iki ay önceye ayarlandı ki, “Türkiye uzay çağına giriyor” havasında göz boyansın, siyaset yapılsın. Yani bu kadar masraf yapılmasının sebebi Türkiye’ye çok ilerici bir uzay vizyonu kazandırmak değil, esasında halkın gözünü boyayarak bu tarihi olayı siyaseten kullanabilmektir.
Konu hakkındaki kendi görüşlerim
Yukarıdaki tüm eleştirileri duydum. Şimdi gelelim kendi düşüncelerime. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının kısa bir süreliğine de olsa ilk defa uzay sınırını geçmesi ve yaşadığı bu uzay yolculuğu tecrübesiyle ilgili şunları düşünüyorum:
1) Fiyatı pahalı ve kamu kaynaklarından karşılanmış olsa da bu ilk tecrübeyi önemsiyorum. Keşke daha farklı bir modelle bu iş organize edilebilse ve kamu kaynaklarına dokunulmamış olsaydı. Ancak yine de Türkiye’nin bu işe bir şekilde girmiş olmasını çok olumlu buluyorum. Bu yapılan iş ülkemizde gelecek nesilleri de ilham verebilir, başkalarının önü açılabilir.
2) İki haftalığına uzaya gidip geri dönmenin ötesinde bu çalışmaların mutlaka devamının getirilmesi gerekiyor. Kendimizi gereksiz yere şişirmeden mütevazi bir şekilde bu çalışmaların içinde olmamız ve hatta bazı teknolojilerin gelişimine liderlik etmemiz gerekiyor. Mütevazi olmak için çok sebebimiz var. Bir kere yer küremizin uzayda bir kum tanesi bile olmadığımını düşünelim. Bir de bugüne kadar uzaya 600'den fazla astronotun gittiğini, 12 insanın da aya ayak bastığını her zaman hatırlayalım (bknz: https://www.ntv.com.tr/galeri/teknoloji/ayda-yuruyen-12-astronot,rnxmYBT4qU6bCUfugx02-w/GxpisnWQ70aXQo3q2s0QRg).
Aya ayak basmış tüm astronotların ABD kökenli olduğunun ve 1972'den beri de aya gidilmediğinin de altını çizelim. Geçmişte uzay çalışmalarına ülke olarak hiçbir katkımız olmamış, bundan sonra bu durumu değiştirmek elimizde.
3) Keşke bunun gibi tarihi etkinliklere siyaset bulaşmasa ve uzaya gidecek ilk astronot şeffaf bir süreçle seçilseydi. Geçmişi değiştiremeyeceğimize göre geleceğe odaklanmamız gerekiyor. Bundan sonra kamu veya özel sektör; uzay çalışmalarını odak noktasına alıp ilk etapta aya, sonra da Mars’a gitmeyi hedeflemelidir. İşte o zaman doğru yoldayız diyebiliriz.
4) NASA ve European Space Agency (ESA) ile işbirliği süreçleri ilerletilebilir. Bu uzay yolculuğu ABD ve AB ülkeleriyle iş birliği fırsatı olarak kullanılabilir, bu ortak çalışmalarla uzay çalışmalarında idiğer gelişmiş ülkelerle birlikte aşama kaydedebiliriz.
Gezeravcı’nın tekrar hatırlattığı Atamızın dâhiyane sözü “İstikbal göklerdedir” ifadesini de bu aşamada “Gelecek uzaydadır” diye günümüze uyarlamak ve geleceğimizin esasında gökyüzünün de ötesinde, uzayda olduğunun altını çizmek isterim.
NOTLAR:
1) Bu yazıyı kaleme alırken aşağıdaki linkten alıntılar yaptım:
NY Times: https://www.nytimes.com/2024/01/18/science/axiom-launch-astronauts-spacex.html?unlocked_article_code=1.O00.APij.TcobGl0szaen&smid=nytcore-ios-share&referringSource=articleShare
2) Gezeravcı Dünya’nın üzerinde turlarken, İstanbul üzerinden çektiği fotoğrafı “Gözlerimi dolduran bir andı” mesajıyla paylaştı: https://www.sozcu.com.tr/alper-gezeravci-paylasti-gozlerimi-dolduran-bir-andi-p23273
3) Alper Gezeravcı, Türkiye’ye döndükten sonra herkesin beklediği gibi kamuda bir göreve atandı. İşte Gezeravcı’nın memlekete döndükten sonra TUA’ya atanma haberi: https://www.msn.com/tr-tr/haber/gundem/son-dakika-alper-gezeravc%C4%B1-tua-y%C3%B6netim-kurulu-%C3%BCyeli%C4%9Fine-atand%C4%B1/ar-BB1ib566?ocid=winp1taskbar&cvid=8b75d05152eb418b9d3f04534556de43&ei=9
4) Bu yazıyla birlikte aşağıdaki linkte bulunan yazıları da okumanızı tavsiye ederim:
a) Ülkeler uzaya neden gidiyor? https://www.t24.com.tr/yazarlar/fusun-sarp-nebil/ulkeler-uzaya-neden-gidiyor-biz-gurur-duymali-miyiz,43216
b) Gezeravcı neden uzayda, ötekiler neden koyu bir karanlıkta?.. https://www.t24.com.tr/yazarlar/yalcin-dogan/gezeravci-neden-uzayda-otekiler-neden-koyu-bir-karanlikta,43189
Keşke herkes bu gerçeği görebilse...