Üç yaraya bir merhem: Destek Projesi (1)

Kurucusu olduğum Temel İhtiyaç Derneği’nin yürüttüğü Destek Projesi, 3 büyük toplumsal sorunu birbiriyle yapıcı şekilde ilişkilendirerek çözüm üretmeye odaklanıyor: İsraf, yoksulluk ve işsizlik. Boş yere israf edilen tonlarca ürünü ihtiyaç sahipleriyle, bu insanları ise iş olanaklarıyla buluşturan Destek Projesini ülke çapında yaygınlaştırma sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Bu haftaki yazımda öncelikle israf ve onunla mücadele konusunu ele alıyorum. 

Hiç lafımı saklamayacağım. Belki de en son söylemem gereken cümleyi en başta söyleyeceğim ki bu yazının önemi anlaşılsın. Destek Projesi memleket meselesidir. Türkiye’nin en önemli bazı sosyal sorunlarına çözüm yoludur. Neden mi? Çünkü;

  1. İsrafın önlenmesinde yapılan en ciddi ve sistematik çalışmadır.
  2. İhtiyaç sahiplerinin gıda, temizlik ürünleri ve kıyafet gibi temel ihtiyaçlarını standartları yüksek bir süpermarkette alışveriş olanağı sunarak, yani insan onuruna yakışır şekilde karşılar.
  3. En önemlisi, derneğin ana misyonu insanların kendi ayaklarının üzerinde durmalarını sağlamaktır. Bunu da şehirlerde Destek İnsan Kaynakları’nın (Destek İK) yaptığı meslek edindirme çalışmaları sayesinde gerçekleştirir (Tider, gerçekleştirmiş ve devretmiş olduğu Yırca projesinden sonra ileride şehir dışındaki başka yerlerde kırsal kalkınma projelerini sürdürecektir).

Bu kadar büyük bir önemi olan Destek Market ve Destek İK’dan oluşan Destek Projesini Türkiye’nin her yerine konumlandırmak istiyoruz. Türkiye ve dünyanın böyle entegre bir sosyal sisteme acilen ihtiyacı var.

Bu yazımda Destek Projesinin israf ile ilgili nasıl bir çözüm yolu sunduğunu ve Türkiye’de ve Dünya’da israfın ne boyutta olduğunu kaleme alacağım. Bunun için de geçtiğimiz ay “World Food” fuarında Tider (Temel İhtiyaç Derneği) olarak organize ettiğimiz, önemli bağışçılarımız Barilla ve CHEP ile ortaklaşa çalışma yaptığımız Avrupa Gıda Bankaları Birliği (the European Foodbanking Association; FEBA) yöneticilerinin katıldığı, benim de modere ettiğim “Gıda İsrafının Önlenmesinde Etkili Bir İşbirliği Modeli: Gıda Bankacılığı” konulu paneldeki konuşmaları özetleyeceğim. Bu panelde yapılan konuşmalar israfın ne boyutta olduğunu çok açıkça ortaya koyuyor.   

 


Panelde konuşma yaparken 


Panel benim yaptığım bir sunumla başladı. Tider’i ve Destek projesini anlattıktan sonra ilk sözü Barilla’nın Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörü Dr. A. Hakan Göker’e verdim.

“Sizin için iyi, gezegen için iyi”

Hakan Bey israf konusunu gerçekten içselleştirmiş ve sahiplenmiş bir şekilde güzel bir sunum yaptı. Sunumu özetlemek gerekirse; konuşmasına Barilla’nın mottosunu paylaşarak başladı: Sizin için iyi, gezegen için iyi. Hemen sonrasında şirket olarak en önemli ilkelerini paylaştı: ‘Çocuklarına yediremeyecekleri hiçbir şeyi üretmemek’.

Harika değil mi? Ne yalan söyleyeyim, Barilla ile çalışmaya başladığımızdan bu yana market alışverişi yaparken tarafsız davranamıyorum. Arkasında böyle önemli felsefe taşıyan bir firmanın ürünleri bana çok cazip geliyor. Makarna alırken Barilla’yı tercih ediyorum.  

Hakan Göker, konuşmasına bazı önemli bilgileri paylaşarak devam etti:
 

  1. Dünyada yaklaşık 800 milyon insan aç. 2 milyarın üzerinde insan ise fazla gıda, dengesiz beslenmeyle ilgili sorunlarla uğraşıyor.
     
  2. Yılda 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor. Bu, tüm dünyadaki aç insanları 4 kere doyurabilecek bir miktar. Bu tüketim israfı nedeniyle, aç insanların ihtiyaçlarını karşılaması mümkün olmuyor.
     
  3. 2050’ye geldiğimizde bu tüketim modeliyle devam edersek toplam nüfusun ihtiyaçlarını 3 yerküre bile karşılayamayacak.
     
  4. Barilla’nın imzalamış olduğu Milano Protokolü’nde bu sorunlara çözüm üretme anlamında önemli adımlar atılıyor. Buna göre;
  • Aç insan kalmamasını hedefliyorlar.
  • Sürdürülebilir bir tarım modeli ortaya konmasını amaçlıyorlar.
  • İsrafı önleme yolunda önemli adımlar atıyorlar. (2020 yılında israfı %50 azaltmak gibi bir hedefleri var)


Göker son olarak, Barilla Türkiye olarak 30 tona yakın yenilebilir ürünü insan yaşamının bir parçası yaptıklarını ve yeniden kazandırdıklarını açıkladı.

Hakan Bey’den sonra sözü FEBA (Avrupa Gıda Bankaları Federasyonu) Proje Yöneticisi Yeşim Pekdüz Broet aldı. Türk kökenli Fransız Yeşim Hanım güzel Fransız aksanlı akıcı Türkçesi’yle Avrupa’dan örnekler vererek söze başladı. Buna göre;


Açlık ve israf çelişkisi

Avrupa’da da fakirlik önemli bir sorun. AB’de yaklaşık 123 milyon vatandaş (nüfusun 1/4'ü) fakirlik sınırının altında. Bunun 48 milyonu günde 1 öğün yemek yiyebiliyor. Avrupa’da sosyal yardım olmazsa bu insanların geçinmeleri imkansız. Buna karşılık her sene 55 milyon ton gıda israfı var.

Sonrasında AB’de israfı önlemek için neler yaptıklarını anlattı. Farklı alanlarda çalışma yürütüyorlar. Bunlardan bazıları:

1) 30 yıldır faaliyet gösteren FEBA’nın modeli parayla gıda almamak (yani birbirimizden haberdar olmadan aynı modeli uyguluyoruz).

2) Gönüllü bulmak bazı ülkelerde zor oluyor (Türkiye’de gönüllü bulmak çok zor, maalesef toplumun önemli bir çoğunluğunda gönüllülük misyonu edinme gibi bir anlayış yok). Toplanan gıdalar gıda bankalarına dağıtılıyor.

3) FEBA üyelerinin topladıkları 1 Euro’luk mal 8-9 Euro’luk bir mala tekabül ediyor (aynı çarpan etkisi bizim için de geçerli). Ürünleri maliyetine, hatta çoğu zaman maliyetinin altında etiketledikleri için bu çarpan etkisi yaratılıyor.

Son olarak Yeşim Hanım, FEBA olarak uzun süreli bağışçılarla yaptıkları çalışmaların kendileri için ne kadar önemli olduğunu belirtti. Aynı şey bizim için de geçerli. Onlar olmadan bu işler yürümez.


“Sıfır açlık” hedefi

Panelin son konuşmacısı olarak derneğimize (Tider) önemli katkıları olan CHEP Türkiye’nin Genel Müdürü Şafak Aktekin sözü aldı. CHEP Türkiye, palet havuzlama hizmeti sunuyor. Şirketin amacı tedarik zinciri verimliliğini arttırmak ve palet yönetimindeki yüksek maliyetleri düşürmek için sürdürülebilir çözümler sunmak. Palet havuzlama hizmetleriyle önemli dünya şirketlerinin tercihi olan CHEP, tedarik zinciri verimliliğini arttırmak ve palet yönetimindeki yüksek maliyetleri düşürmek için sürdürülebilir çözümler sunmaktadır

Şafak Bey, konuşmasında şu hususlara değindi:

Birleşmiş Milletler‘in manifestosunda 18 maddeden birinin “sıfır açlık” hedefi olduğunu bunun da israfı önleyerek mümkün olabileceğini belirtti. Palet işinde oldukları için yapılan israflara üzülerek tanık olduklarını ve bu yönde bir şeyler yapmak için de Avrupa’da FEBA ile Türkiye‘de ise Tider ile çalıştıklarını belirtti. Sebze ve meyvede israfının %50’lere vardığını belirttikten sonra Tider’e verdikleri ve verecekleri desteklerden söz etti:

  1. Gönüllülük yaptıklarını,
  2. Bağış yapan gıda firmalarından kiralama ücreti almayacaklarını,
  3. Kaçak kullanılan paletlerin adedi kadar da Tider’e bağış yapacaklarını,
  4. Gıda firmalarını dolaşırken Tider’in elçiliğini yaparak onları teşvik ettiklerini,
  5. Destek İK’da da mülakat ve diğer süreçlere destek olduklarını belirtti.

Bu panel basında da büyük yankı uyandırdı. Yerel ve ulusal medyada kendine geniş yer buldu. İşte düzenlediğimiz panelle ilgili çıkan haberler:

 

 

 

 

Sağolsunlar, hem CHEP hem Barilla hem de diğer önemli bağışçılarımız sayesinde Destek Marketimizden binlerce kişi faydalanıyor. Bunu yaparak israfın da sistematik bir şekilde önüne geçmiş oluyoruz. FEBA ve GFN (merkezi Amerika’da bulunan Global Food Banking Network) gibi kuruluşlarla da yakın temas halinde çalışıyor ve sürekli bilgi paylaşıyoruz.


Destek Marketleri yaygınlaştırmaya koşuyoruz

Destek Marketlere gıda ve temizlik ürünü üreten firmalar son kullanma tarihi yaklaşan, üretim fazlası veya bağışlamak istedikleri ürünleri bağışlıyorlar ve biz de bu ürünleri son kullanma tarihinden önce tükettiriyoruz. Bu ürünler arasında süpermarketlerden alabileceğiniz paketlenmiş ürünler, paketi deforme olmuş ancak içi sağlam olduğu için tekrar paketleme yaptığımız pirinç, un gibi gıdalar veya deterjan gibi temizlik ürünleri, meyve, sebze ve ekmek gibi temel ihtiyaç ürünleri mevcut. (Paketleme çalışmalarımızın gıda ve deterjan için iki ayrı odada yapıldığını da belirtelim.)

İlk pilot marketimiz Maltepe’de önemli başarılara imza attı. Şimdi kabuğumuzu kırma zamanı ve bir sonraki seviyeye geçip Avrupa yakasında İstanbul’un belki de en problemli bölgesine Bağcılar-Esenler hattına Destek Market kurmak istiyoruz.

Bu yazıda Türkiye’de ve dünyadaki israfın boyutlarını ve Destek Market’in israfı nasıl önüne geçebildiğini yazdım. Bize İstanbul Maratonu’nda destek verin ki ikinci büyük Destek Marketimizi açabilelim ve israfı önleme konusunda gereken adımları atabilelim.

Bir sonraki yazımda Destek Projesi’nin üç faydasından ikincisi hakkında yazacağım: Temel İhtiyaçları Karşılama.

Bu arada İstanbul Maratonu Kayıtları 15 Ekim'e uzatıldı. Bize destek olmak isteyenler; http://www.istanbulmarathon.org/ link’inden İstanbul Maraton’una kaydolduktan sonra İyilik Peşinde Koş (İPK) Platformuna giriş yapın ve İPK’da Tider’i seçin. Bize destek verenlere şimdiden teşekkür ederim.

 

Sağlıcakla kalın.

 

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için