Yerini bulan sanat fuarı

İstanbullulara her organizasyonda farklı bir keyif veren Contemporary İstanbul’u bu sefer alışılmamış bir mekanda harika sanat eserleriyle karşıladık. Dün gezebildiğim sanat fuarındaki izlenimlerimi ve temennilerimi sizlerle paylaşmak isterim.

Bu yıl 16. Contemporary Istanbul (https://www.contemporaryistanbul.com/tr/ ) Akbank ana sponsorluğunda, ilk defa Lütfi Kırdar Kongre Merkezi yerine Tersane Istanbul’da gerçekleşti.

Fuarın yeni yeri ulaşımı nispeten zahmetli ve alışık olmadığımız bir semtte olsa da, içimiz açan bu etkinliğin Istanbul’da hakikaten yakıştığı yeri bulduğunu söyleyebiliriz. Istanbul sanatseverleri tarihte Altın Boynuz olarak bilinen Haliç'te bu yıl baştan sona restore edilen, geçmişle modernin buluştuğu Tersane İstanbul’da pandemi başladığından beri hasret kaldığı kültürel aktivitelere kavuşmuş oldu.

Ayrıca 31. yaş gününü kutlayan Akbank Sanat Caz Festivali (https://www.akbanksanat.com/caz/31-akbank-caz-festivali/program) kapsamında Tersane İstanbul'daki fuar alanında caz konserleri de olması ayrıca farklı sanat dallarını son derece uyumlu bir çatıda birleştirmiş. Her mekanın ışıklandırması büyüsüne katkı sağlar bu sene CI’da da dış mekan aydınlatmasını başarıyla gerçekleştirmişler ve jazz/blues yansıması mavi ışıklar tuğlalara çok yakışmış. Her sanat fuarında olduğu gibi bildiğimiz restoranların güzel yemeklerinin gerek Borsa Lokantası gibi oturmalı, gerekse Lucca veya Fuudy gibi portatif yemek araçları ile yemek servisi yapmaları konsepti tamamlamış.

Pandeminin fuara etkisi

Tabii ki içinde olduğumuz dönemin etkisi sanat fuarına da yansımış. Nasıl derseniz, basılı bröşür olmayışından başlayabiliriz ama bence en önemli fark açılışta alışageldiğimiz kalabalığın daha az oluşuydu. Sanat fuarları malum sanatçılarla sanat severleri, sanatı iş olarak yapan profesyonelleri ve meraklılarını bir araya getiren bir ortam. Sanat eserleri insanın çoğu zaman ufkunu açıp toplumsal ya da küresel konularda yeni perspektifler kazanmasını sağlar. Aynı zamanda eserlerin arkasındaki sanatçılar da son derece renkli kişiler olabiliyor. Dolayısıyla fuarlar çoğu zaman bu renkli insanlarla sohbet ortamı da sağlıyor. Bu seneki Contemporary’yi gezerken hem birçok sanatçının orada olmasının avantajını yaşadık hem de herkesle olduğu gibi sanatçılarla da maskeler ardında sohbet edebildik. Bir yandan da sanatçıların kendilerine yakışır farkları ile değişik maske seçimlerini de gözlemledik.

Bu sene Tersane Istanbul’da fuarı 9 bin 500 metrekare kapalı ve 10 bin metrekare açık alanda,  deniz kenarında, bol havadar ve hatta püfür püfür eserken 57 galeri gezmek mümkün. Geçen senelerdeki katılımcı galeri adedi 70 küsurlere göre biraz daha düşük de olsa, bu beraberinde bir ferahlık hissi getirmiş.

 

Yeni mekanın en güzel özelliği

Ayrıca insan fuarı gezerken kendisini adeta Venedik’te bienal gezer gibi hissedildiği söyleniyor. Venedik Bienali’nin iki senede bir yeraldığı iki ana mekandan biri Venedik Tersanesi yani Arsenale’dir. Ayrıca Venedik tersanesindeki Sale d'Armi binası, 2014 yılından beri Venedik Bienali kapsamındaki Türkiye Pavyonu sanat ve mimarlık sergilerine de ev sahipliği yapmaktadır. https://www.iksv.org/tr/venedik-bienali-turkiye-pavyonu/hakkinda

Venedik- Arsenale

 

Venedik aynı Istanbul gibi suyun ön planda olduğu tarihi bir şehir olduğu gibi Venedik Tersanesi de bir zamanlar savaş gemilerine ait toplanma yeri olup, aynı Haliç’in Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu için olduğu gibi, Venedik İmparatorluğu'nun en önemli alanlarından biridir. Şehrin dokusuna ve tarihine son derece uygun bir mekan seçimi olmuş. Kapalı bir kongre salonundan da çok daha özel olduğu kesin. Istanbul gibi ruhu zengin ve karakterli bir şehirde adeta Dubai gibi sonradan inşa edilmiş bir şehirdeymişçesine fuar alanı yerine çok yerinde bir tercih.

 

Eserlerden iz bırakanlar

Fuardan söz edip akılda yer eden eserlere değinmeden olmaz. Açılış telaşıyla ilk izlenimde aklımda kalan eserler şöyle:

Sema Topaloğlu https://sematopaloglu.com/ - Reflective Garden

 

Leyla Emadi (http://www.leylaemadi.com/ Gel ne olursan ol yine gel

 

Seçkin Pirim (https://www.seckinpirim.com/  Ruh- mermer işleme

 

Fatoş İrwen - Zırh serisi- çelik tel ve saç tellerinden

 

Eşref Yıldırım (https://www.zilbermangallery.com/esref-yildirim-a154-tr.htm)  - Emek -Tuval Üzerine Karışık teknik ve örgü

 

Hans Op De Beeck (https://hansopdebeeck.com/) -Sinekkuşu, polyster, kaplama, metal ve MDF

 

Daniel Firman (http://danielfirman.com/ -Tavır Hande

 

Ali Elmacı (https://www.alielmaci.com/ - Dudaklarımı Öp Kalbimi Hançerle

 

Ali Elmacı- Sürprizlere bayılırım

 

Halil Altındere (http://www.pilotgaleri.com/en/artists/detail/30 - Görünmez Kurşun -bronz döküm el yapımı silah

 

Halil Altındere - Music is My Weapon- El yapımı silah şeklinde elektro gitar

 

Elif Uras (https://www.elifuras.com/ – various ceramics

 

Armen Gevorkian (https://www.galeri77.com/sanatci_detay.asp?sanid=3  – Göç

Armen Gevorkian - Kavga

 

Sedat Girgin (https://sedatgirgin.com/ - Kozmik Ruh Dansı

Sedat Girgin - Sen&Ben

 

David Martirosyan - Öğle Vakti

 

Ansen  (https://www.artxist.com/Sanatci-Cv/Ansen-/5 - Water Under the Bridge

 

Eda Sütunç (https://www.edasutunc.com/about - No thoughts in My Mind No Feelings in My Heart

 

Cheraine Colette (https://villadelarte.com/artists/cheraine-collette/  - Treasures, The Guardians

 

Christiaan Lieverse (https://villadelarte.com/artists/christiaan-lieverse/ - Agua Verde: Akrilik ve yağlı boya İran halısı üzerine

 

Nemo Jantzen (https://villadelarte.com/artists/nemo-jantzen/ - NYFW - resin domes

 

Fırat Neziroğlu (https://www.firatneziroglu.co.uk/ (https://annalaudel.gallery/artists/ - Futuristic Prince- el dokuması arka plan video ve yazılım

 

Ramazan Can (https://annalaudel.gallery/artists/ramazan-can/ -I’m Neither on the Ground Nor in the Sky 2 -beton kumaş ve çelik

 

Daniele Sigalot (https://www.danielesigalot.com/ -126 paper planes simultaneously hitting the Wall- alüminyum üzerine akrilik vernik

 

Ardan Özmenoğlu  (https://www.artsy.net/artist/ardan-ozmenoglu -She likes Yellow- Pleksi ve ahşap üzerine ojeli 8 can panel

 

Ayla Turan (https://www.pgartgallery.com/ayla-turan  -Kral Çıplak- polyster üzerine akrilik

 

Engin Beyaz  - Virtual Library

 

Anke Eilergerhard (https://annalaudel.gallery/artists/anke-eilergerhard/ - Crown, Crown of Georgia and Deep Blue

 

Bir sanat eserini nasıl yok edersiniz video Gözde Mimiko Türkkan (https://mimiko.net/)

Bu videonun konsepti 2018 yılında Banksy’nin, Sotheby's müzayede evinde açık artırmada 860 bin sterline satıldıktan sonra kendini parçalayan eserini hatırlattı. 

Orijinal adı Girl with Baloon (Balonlu Kız) olan ve öğütüldükten sonra Love is in the Bin (Aşk Çöpte) adını alan eser, açık artırma sonlanır sonlanmaz kendini öğütmeye başlamış, tuvalin üçte ikisi çerçeve içine gizlenen düzenek tarafından öğütülmüştü.

 

Gelecek sene için önerilerim

Dış mekanlardaki insan enteraksiyonu da barındıran mimari enstelasyonlar insanın hafızasına kazınabiliyor. Bu sene sanatseverleri Tersane İstanbul’da büyük ölçekli iş ve heykellerinin yer aldığı The Yard isimli açık alan yerleştirmesinde birkaç eser karşıladı. Bunlardan Bahadır Baruter’ın Arogan isimli gergedan eseri ise fazlasıyla dikkat çekti.

Bahadır Baruter (https://www.artxist.com/Sanatci-Cv/Bahadir-Baruter/2) - Arogan

 

Kansas City Missouri doğumlu Amerikalı sanatçı Rachel Hayes’ın mekana özgü enstalasyonu ise sanatseverleri karşılayan bir eserdi. Ölçekli işler üretmek için kumaşı tercih eden Rachel Hayes'in enstalasyonunu, sanatın sürdürülebilirliğine dikkat çekmeyi amaçlıyor ve ismi de "Gelecek için Bayraklar". Her ne kadar sanat için sürdürülebilirlik temasını özellikle hissedememiş olsam da, büyük ölçekli kumaş kullanılan enstalasyonun mekana yakıştığını söyleyebilirim.

 

Bu arada Kansas City Missouri’de yaşamış ve orada merkezi bulunan İtalyan Sigorta Şirket Generali’nin fon yönetiminde çalışmış biri olarak bu monoton Amerikan şehrinden böyle derinliği olan sanat eserlerini yapan bir sanatçının çıkmış olması beni biraz şaşırttı diyebilirim. Sonuçta sanat her yerde. Sanatçıların da neden ilham aldıkları hiç belli olmuyor.

Rachel Hayes (http://www.rachelbhayes.com/)   – Gelecek için bayraklar

Bu kumaş enstalasyonu bugünlerde Paris'te şehrin simgelerinden Arc de Triomphe’un kumaşla kaplandığı diğer bir enstelasyonu çağrıştırdı (https://www.nytimes.com/2021/09/17/arts/design/christo-wrap-arc-de-triomphe-paris.html).

2020’de vefat eden ünlü sanatçı Christo dünyanın çeşitli kültürel ve doğal abidelerini plastik kumaşlarla giydiriyordu. Paris’teki şu anki son sergisini ise yeğeni gerçekleştirdi. 

Rachel Hayes’in Contemporary Istanbul’daki enstelasyonu ise beni Christo’u keşfetmemi sağlayan Şubat 2005’te New York Central Park’ta gerçekleştirilen Kapılar (The Gates) sergisine götürdü.

Bu sergi karla kaplı Central Park’ın patika yollarında 3-4 metre aralıklarla her biri yaklaşık 5 metre yükseliğinde 7,500 safran rengi kumaştan kapıdan oluşuyordu. Insan bu patika yollarda yürürken kış güneşinin yansımasıyla ve rüzgarın dalgalandırdığı, çarpıcı renkteki kumaş kapıların altında yürürken eşsiz bir tecrübe yaşıyordu.

https://en.wikipedia.org/wiki/The_Gates

Gelecek senelerde bu tarz dikkat çekebilecek dış mekan heykellerine ve enstelasyonlara daha fazla yer verilebilir ve hatta ve hatta Haliç gibi eşsiz bir yerde kurulmuş olmaktan daha fazla faydanılabilir. Arka fondaki suyu ve yelkenlileri bile işin içine katmak mümkün olur çok da büyülü bir ortam sağlar.

Ayrıca bir bienal olmasa da biraz daha içinde bulunduğumuz günün gerçekliğini yansıtan eserlere yer verilebilir. Pandemiden dolayı insanların hissettiği yalnızlık, korku, Suriye ve Afganistan’tan gelen mültecilerin yaşadıkları, göç, ev ve güven kavramı işlenen eserlere biraz daha ağırlık verilebilir. Ayrıca aynı Mustafa Taviloğlu’nun seçkisinin sunum biçiminde olduğu gibi ve dokuma işleriyle tanıdığımız Fırat Neziroğlu’nun dijitalleşen işleri gibi fuar genelinde de teknolojiye daha fazla yer verilebilir.

Mustafa Taviloğlu’nu da Başkasının Gözünden Bak ismini taşıyan, koleksiyonundan 15 eserlik bir seçkiyi, metaverse https://tr.wikipedia.org/wiki/Metaverse olarak sunmasından dolayı da tebrik etmek lazım. Antik Yunanca kökenli “meta” (öte) ile Batı dillerindeki “universe” (evren) sözcüğünden oluşan metaverse, üç boyutlu sanal bir dünyayı insanların sahip olduğu avatarlarla tecrübe etmesini sağlıyor. Dünyada Nike, Disney, Spotify, Facebook, Microsoft gibi birçok kurumda uygulamasını gördüğümüz metaverse bu fuarda da Mustafa Bey sayesinde bir sergi olarak karşımıza çıkıyor.

Bir de yetenekli sanatçı Ardan Özmenoğlu’na talihsiz bir kaza sonucu kırılan heykelinden dolayı geçmiş olsun diler ve gelecek senelerde hepimiz itina ile gezerken bu tarz kazaların tekrar etmemesini temenni ederim.

Bu arada bundan tam 20 sene önce bugün (06 Ekim 2001) zor bir dönemde kapılarını açan Ritz-Carlton Oteli’nin Contemporary İstanbul’un ağırlama sponsorlarından biri olmasıyla gurur duydum (Bknz: Contemporary Istanbul | CI’21 16th SPONSORS/).  Aile şirketinde çalışırken proje direktörlüğünü yaptığım ve açılıştan 3 ay önce göreve başlayıp açılıştan sonraki 5 sene bizzat yönettiğim Ritz-Carlton projesini bir sonraki yazımda kaleme alacağım. Bunu da yeri gelmişken söylemiş olayım.

Son olarak Contemporary İstanbul gibi etkinliklerin ruhumuzu beslemesi ve bizlere farklı perspektiflerin açılması için önümüzdeki senelerde de devam etmesini, daha fazla yerli ve yabancı sanatçılara yer açılmasını ve varyasyonları arttırılmasını temenni ederim.

Covid-19 hak getire, inadına sanat, inadına renkli yaşam diyoruz!

 

Not: Bu yazının hazırlanmasında bana destek olan Reyhan Baylan’a can-ı gönülden teşekkür ederim.

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için