Akaryakıt fiyatlarının can yakmasının önüne nasıl geçebiliriz?
Önceden ayda yılda bir olan akaryakıt fiyatlarındaki artışlar son haftalarda neredeyse her gün yaşanıyor. Her bir artış da cebine giren çıkan konusunda aşırı hassas olan milletimizde ciddi panik yaratıyor. Peki toplumda travma haline gelen bu sorunun kökten bir çözümü var mı? Kesinlikle var.
Şimdi son günlerde neler olduğunu hatırlayalım. Geçen hafta akaryakıt fiyatlarına üst üste yedinci gün gelen zam, Brent petrol fiyatının yüzde 10’dan fazla düşmesiyle iptal edildi. Normalde sürekli artışa alışık olduğumuz bir ortamda fiyatın düşmesi herkeste bir şaşkınlık yarattı. Tabii sonrasında artışlar devam etti.
Motorindeki artışın daha yüksek olmasının nedeni olarak, küresel piyasalarda talebin yüksek olması ve en fazla üretimin yapıldığı rafinerilerin Rusya’da bulunması gösteriliyor. Nakliye ve sigorta maliyetlerinin artmasının yanı sıra rafinerilerin kâr marjlarını yükseltmesi, benzindeki fiyat artışında etkili oluyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye’nin Rusya’dan petrol satın almaya devam edeceğini açıkladı. Bakan yardımcısı Alparslan Bayraktar, İran’a uygulanan yaptırımların kaldırılmasını umduğunu söyledi.
Ülkemizdeki mevcut durum
Türkiye’nin ABD’nin 2018’de İran’a karşı yaptırımları yeniden devreye almasından önce ülkeden günde 200 bin varil ham petrol ithal ettiğini hatırlatan Bayraktar, “Bir anda sıfıra indik. Bu sefer de Rusya’yla tedarik sorunu yaşayamayız” dedi. Bayraktar’a göre, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı petrolü başka bir yerden tedarik etmesi pek mümkün değil. Türkiye, doğalgaz talebinin yüzde 45’ini, petrolün yüzde 17’sini ve benzinin yüzde 40’nı Rusya’dan karşılıyor. Bir başka deyişle komşumuz Ukrayna’ya hiçbir tehdit unsuru olmamasına rağmen resmen bahane yaratarak savaş açan ve binlerce insanın ölümüne sebebiyet veren bir ülkeden artan bir oranda benzin, motorin ve doğal gaz gibi fosil yakıtları almayı sürdürüyoruz. Bir anlamda savaşı finanse etmeye artan bir oranda devam ediyoruz.
Diğer ülkeler ne yapıyor? ABD son olarak Rusya'dan petrol, kömür ve doğalgaz ithalatını yasakladığını duyurmuştu. İngiltere de, 2022 sonuna kadar Rusya’dan petrol ve petrol ürünleri alımını aşamalı olarak sona erdirecek. Karara AB’nin dâhil olup olmayacağı henüz bilinmiyor. AB, doğalgazın yaklaşık yüzde 40’ını, petrolün yüzde 30’unu Rusya’dan alıyor.
ABD’de galon (3,785 L) başına benzin fiyatı 4,173 dolarla 2000’den beri en yüksek seviyede. En pahalı bölge olan California’da sürücüler galon başına ortalama 5,444 dolar ödüyor. Bu miktar bir yıl önce 3,26 dolardı. Bazı istasyonlarda benzinin galon fiyatının 7 doları geçtiği Los Angeles’ta, bisikletlilerin sayısı her geçen gün artıyor.
Çözüm, fosil yakıt tüketimini sonlandırmak
Peki ülkemizde ve dünyada petrol, motorin, doğalgaz ve kömür gibi fosil yakıt tüketimini nasıl bitirebiliriz? Cevabı son derece basit. Gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi %100 yenilenebilir enerjiye geçerek. Bu mümkün mü? Devlet iradesini gösterse son derece mümkün. En fazla 3 sene içinde fosil yakıtları bırakıp tüm enerji ihtiyacımızı yenilenebilir enerjiden karşılayabiliriz. Bununla ilgili geçmişte kaleme aldığım 2 makaleyi paylaşmak isterim:
Birincisi Turkish Policy Quarterly’de “Türkiye neden %100 yenilenebilir enerjiyi hedeflemeli?” başlıklı yazım: http://turkishpolicy.com/article/632/why-turkey-should-aim-for-100-renewable-energy-summer-2013
İkincisi Dünyadaki enerji devriminin Türkiye’ye yansımaları başlıklı blog yazım: https://www.serhansuzer.com/tr/dunyadaki-enerji-devriminin-turkiyeye-yansimalari
Enerji devriminin adımları
Bu yazıda tüm dünyadaki enerji devrimini ana başlıklarıyla anlatmıştım. Buna göre, enerji devrimi aşağıdaki adımlar atılarak yaşanıyor:
1) Enerji ihtiyacının %100 yenilenebilir enerjiden karşılanması
2) Fosil yakıtların hammadde olarak kullanılması
3) Enerji verimliliğiyle enerji tüketiminin asgariye düşürülmesi
4) Elektriğin ana enerji kaynağı olarak her ihtiyacı karşılaması
5) Dağıtık sistemlerle herkesin kendi enerjisini üretip kendi ihtiyacını karşılaması.
Solar elektrikli ve hidrojen araçlar
Bir de akaryakıt ve benzin fiyatlarının Rusya krizinden dolayı sürekli yükselmesinden bahsediyoruz. Araçlarda fosil yakıtları nasıl bırakacağız diye sorarsanız bunun da cevabı son derece net:
1) Solar Elektrikli Araçlar: Araçların solar elektrikli hale getirilmesi gerekiyor. Yani bütün araçların elektrikli araç haline getirildiğini ve dış cephelerinin güneş hücresiyle kaplandığını düşünün. Böylelikle araçların da ana enerji kaynağı elektrik olacak ve bu araçlar gündüz vakti yolda giderken kaportalarının üzerindeki güneş hücresinden kendi elektriklerini üretecekler.
2) Hidrojen Araçlar: Hemen hemen bütün araçlar solar elektrikli hale getirilebilir. Tabii burada depolama sistemi elzem olacak. Elektrik depolama başlı başına önemli bir konu. Bazı tır, kamyon, gemi, uçak gibi büyük araçlar da elektriği depolayan batarya sisteminin ötesinde hidrojenle hibrit hale getirilebilir veya sadece hidrojen aracı olarak piyasaya sürülebilirler.
Elektrikli ve hidrojenli araçların piyasasını oluşturmak için de şu adımların atılması gerekiyor:
1) Fosil yakıtla çalışan araçların yasaklanması
2) Sıfır araçların hepsinin solar elektrikli, solar elektrik/hidrojen hibridi veya hidrojen aracı olarak piyasaya sürülmesinin sağlanması
3) Batarya üretim tesislerinin açılması ve desteklenmesi
4) Piyasadaki tüm araçların elektrikli araçlara dönüştürülmesi için iş kolu başlatılması ve desteklenmesi
5) Piyasadaki büyük araçların hibrit veya hidrojenli araca dönüştürülmesi için iş kolu başlatılması ve desteklenmesi
6) Şarj istasyonlarının tüm ülkeye yayılmasının sağlanması (evler, ofisler, alışveriş merkezleri, benzin istasyonları vb.)
7) Otobanlarda bir şeridin kablosuz elektrik şarj eden şerit haline dönüştürülmesi
Fosil yakıtları bırakmanın yararları
Eğer solar elektrikli ve hidrojen araçlarının kullanımını tüm ülkeye yayabilirsek ve fosil yakıtla çalışan araçları tedavülden kaldırabilirsek -ki bu devlet iradesiyle son derece mümkün, o zaman fosil yakıtlara bağımlılığımızı sona erdiririz. Fosil yakıtları enerji kaynağı olarak kullanmayı bırakmanın faydalarını da tekrar vurgulamak isterim:
1) Karbon salınımımızı ülke olarak sıfıra indirirsek iklim değişikliğiyle olan mücadeleye insanlık adına büyük katkıda bulunmuş oluruz.
2) Enerji ithalatı ekonomik düzenimize büyük zarar veriyor. Kendi güneşimiz, rüzgarımız, jeotermalimiz gibi doğal kaynaklarımızı kullanarak enerji ithalatını sıfırlarsak cari açığımızı bir anda cari fazlaya döndürmüş oluruz, bu da memleketteki herkesin cebine çok olumlu yansır, ülkenin refahı yükselir.
Bunu söylemişken size en son açıklanan cari açık rakamlarını da vereyim. Cari açık ocakta, 2021’in aynı ayına göre 5.34 milyar dolar artarak 7.11 milyar dolar olarak tespit edildi. 2017’nin aralık ayından bu yana en yüksek cari açık verilirken 12 aylık cari işlemler açığı ise 20.22 milyar dolar oldu. İlgili haberi https://www.bloomberght.com/cari-acik-4-yilin-zirvesine-cikti-2301250?utm_source=newsletter&utm_medium=email&utm_campaign=%F0%9F%92%8A+T%C3%BCkeniyoruz link’inde okuyabilirsiniz.
3) Arabası, motosikleti, kamyonu, traktörü, tırı, teknesi, kısacası fosil yakıt kullanan aracı olan herkeste büyük bir rahatlama olacak. Herkesin cebini yakan akaryakıt gibi fosil yakıtların sürekli yükselen ve büyük bir baskı haline gelen ödemelerinden kurtulacağız. Sadece bireysel düzeyde değil, bu aynı zamanda bütün sektörlere olumlu yansıyacak. Tarım yapan çiftçimizin “mazota para yetiştiremiyorum” klasik söyleminden çıkarak “bu elektrikli traktörler süper oldu, üretim maliyetlerimiz ciddi düştü” dediğini düşünsenize... Önemli bir sorunu çözmüş oluruz.
4) Ülke olarak enerji bağımsızlığını elde ederiz. Bu da bence milli güvenlik meselesi. Enerji gibi temel bir ihtiyaç ürününde hiçbir ülkeye bağımlı olmamamız, ülkemizin egemenliğinin de teminatı olur.
5) Rusya gibi fosil yakıtlardan kazandığı parayı ordusunu güçlendirmek ve sonunda da başka ülkeleri işgal etmek gibi geri kalmış ve insanlık suçu niteliğindeki eylemlerde kullanan ülkeleri beslemeyi bırakacağız.
Sonuç olarak buradan ilgili yetkililere seslenmek istiyorum: Nereden bakarsanız bakın, fosil yakıtları bırakıp %100 yenilenebilir enerjiye dayalı bir sistem kurmak ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayati bir mesele ve bu geçişi de en kısa zamanda gerçekleştirmemiz gerekiyor.
Not: Bu yazıyı kaleme alırken belli başlı haberler için Kapsül Günlük Bülteni'nden faydalandım. Emeği geçenlere teşekkür ederim.
Etiket: yaşam, enerji, ekoloji
Keşke herkes bu gerçeği görebilse...