Alpler kanatlarımın altında!

Geçen yazımda İsviçre’deki Zermatt’a yaptığımız seyahati kaleme almıştım. Bu yazıda ise Zermatt seyahatinde yaptığımız bir çılgınlığı aktaracağım. Yükseklik korkusu olmayanların bile tereddüt edeceği yamaç paraşütünü Zermatt’ta deneyimlemiş olduk. Şimdi yaşadıklarımızı ve hislerimizi paylaşıyorum.
Zermatt zaten başlı başına büyüleyici bir yer. Karla kaplı zirveleri, masal gibi ahşap evleri, sessiz ve zarif sokaklarıyla adeta zamanın yavaş aktığı bir dağ kasabası. Ama Zermatt’ta geçirdiğim kayak tatiline bambaşka bir deneyim daha eklendi: Yamaç paraşütü.
Böyle bir dağ kasabasında yamaç paraşütü yapabileceğimizi ilk olarak yolda yürürken asılmış bir tabeladan gördük. İlk akşam yemek yiyeceğimiz restorana giderken loş bir sokakta kar üzerinde yürümenin keyfini çıkarıyorduk. Restorana 500 metre kala yolun sol tarafında asılı bir tabelada “Zermatt’ta yamaç paraşütü” yazdığını gördük. Ben de bir anda yanımdaki arkadaşıma dönüp “Bu tatilde böyle bir aktivite yapabilirsek harika olur” deyiverdim. Arkadaşım “Ben de böyle çılgın şeyleri severim, birlikte yapalım” diye bana destek verince ‘ver gazı’ misali hemen tabelanın resmini çektim ve arkadaşıma “Yarın burayı arayalım” dedim.
Karşımıza çıkan ikinci tabela
Ertesi gün arkadaşımla sabahın erken saatlerinde Zermatt’ın en yüksek ve ikonik tepesi Matterhorn’un zirvesi civarında kayarken, bu kez bir kulübenin üzerinde yine “Zermatt Paragliding” (Zermatt Yamaç Paraşütü) tabelası gördüm ve onun da resmini çektim. Amacım gün içerisinde bu numarayı arayıp ertesi gün uçuşu organize etmekti.
Bilmeyen okuyucularım için Matterhorn’un, hem Toblerone çikolatalarının üzerindeki dağ figürü hem de İsviçre’nin ikonik sembollerinden biri olduğunu hatırlatmak isterim.
En erken saatte uçuş organizasyonu
Sabah bol bol kaydıktan sonra saat 13.00 sularında pistlerin ortasında konumlanmış Fluhalp adlı restorana gittik. Restoranın önünde ciddi bir sıra vardı (yaklaşık 40 kişi) ama Allah’tan arkadaşım bütün restoranlara rezervasyon yaptığı için Fluhalp’te de hiç bekletmeden bizi hemen dış terastaki masamıza aldılar. Hava muhteşemdi. Bu günlük güneşlik havada tüm eldiven, bere, mont vs. gibi üzerimizdeki aksesuarları çıkarıp yemek siparişini verdikten sonra ben bu yamaç paraşütü telefon numarasını aradım. Bize ertesi gün için 3 seçenek sundular. “Bunları düşünüp size Whatsapp üzerinden dönelim” dedim. Sonra en erken saatte çıkmaya karar verdik ve yamaç paraşütü organizasyonuyla bu şekilde teyitleştik. Havada başımızın dönme ihtimaline karşı ertesi sabah erken bir saatte kahvaltımızı yapıp elektrikli araçla Zermatt’taki iki ana teleferikten birinin başlangıç noktasına gittik. Kayak liftleri, teleferikler ve pistler sabah 8’de açıldığı için biz yamaç paraşütü eğitmenleriyle sabah 7.30’da buluştuk. Kısa bir konuşma faslından sonra iki eğitmen, yanımdaki arkadaşım ve ben teleferiğe bindik. Bir gün önceki kulübenin olduğu yere, Zermatt’ın en tepe noktalarından birine ulaşabilmek için iki teleferik değiştirdik. Eğitmenlerin aksesuarları oldukça pratikti. Tüm mekanizmayı (yamaç paraşütü ve ihtiyaç duyulan diğer ürünler) büyük bir sırt çantasına sığdırabiliyorlardı.
Sabah saatlerinde, kasabanın üstüne düşen ışık hâlâ yumuşakken, profesyonel eğitmenlerle birlikte Zermatt’ın en tepe noktalarından birindeki kalkış alanına vardık. Kulübenin hemen alt tarafında, düzlük bir alanda eğitmenlerin hazırlıkları başladı.
Havada akrobasi seçeneği
Önümüzde göz alabildiğince uzanan dağlar, buzullar ve gökyüzü vardı. Daha önce delta kanatla (hang gliding) uçtuğum için bende herhangi bir heyecan veya gerginlik yoktu, gayet sakindim. Yanımdaki arkadaşım ilk defa böyle uçacağı için heyecanlı olmasına karşın o da sakindi. Çünkü ortam öyle bir huzur yayıyordu ki; oradan yükselip uçmak çok doğal geliyordu. Uçmadan kısa bir süre önce bize hızlı bir eğitim verdiler. Yapılan tüm hazırlıkları, nasıl uçuşa geçeceğimizi, uçarken ne yapmamız ve ne yapmamız gerektiğini, nasıl ineceğimizi ve uçuş sırasında biraz ‘çılgınlık’ isteyip istemediğimizi sordular. Yanımdaki arkadaşım havada akrobasi istemedi, ben benim eğitmene yapalım dedim.
Bu kısa eğitimden sonra ilk ben ve eğitmenim paraşütü belli bir pozisyona getirdikten sonra düzlük olan yerden koşmaya başladık ve birkaç saniye sonra durduk. Hemen ardından tekrar koşmaya başlamamızla 1-2 saniye içinde kendimizi havada bulmamız bir oldu.
Kuş gibi uçmanın tarifsiz keyfi
Ve o an... İlk kez kuş gibi hissettim. Matterhorn’un heybetli zirvesine tepeden bakmak, Zermatt kasabasını kuş bakışı izlemek, uçsuz bucaksız Alplerin içinde bir nokta gibi süzülmek… Bu hissi tarif etmek gerçekten zor. Sadece fiziksel bir uçuş değil, ruhsal bir hafifleme gibiydi. Eğitmenim oldukça deneyimliydi ve güven veren bir şekilde her detayı kontrol etti. Rüzgârla birlikte dans ederek süzüldüğümüz bu uçuş yaklaşık 20-25 dakika sürdü ama bana zaman tamamen durmuş gibi geldi. Aşağıda insanlar ve binalar küçücüktü. Böyle havada süzülürken kuşların dünyayı gerçekte nasıl gördüğünü ve kuş gibi uçmanın keyfini iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Güneş ışığının yavaş yavaş dağları boyadığı o saatlerde gökyüzünde olmak, bu deneyimi daha da özel kıldı. Eğitmenim sürekli video ve fotoğraf çekerken bol bol sohbet ettik.
Bulunduğumuz yamaçtan süzüle süzüle Zermatt’ın üzerinden geçtik ve karşı dağların zirvelerine doğru devam ettik. Hoca benim değişik deneyimlere açık olduğumu anladığı için karşı dağın yamacına oldukça yaklaştı ve ters bir açıyla adeta yamacı süpürür gibi gitmeye başladık. Dağın her iki tarafında da bu şekilde uçtuktan sonra tekrar havalandık ve havada eğitmen bana sordu: Akrobasiye hazır mısın? Yapalım mı?
Taklacı güvercinler gibi…
Benim teyidimi almak istiyordu. Ben de uçuştan acayip keyif aldığım bir anda ona “Hadi yapalım” dedim. Sonra “Başlıyorum” deyip bir anda bizim yamaç paraşütünü önce sağa ve sola yatırmaya başladı. Sonra kendi etrafımızda dönmeye başladı, en sonunda da ters takla atma hareketi gibi bir şeyler yaptırdı.
Hem inanılmaz bir keyif alıyor hem de bunları nasıl yapabildiğini anlamaya çalışıyordum. O ana kadar uçuşta hiçbir sıkıntı hissetmemiştim ama on son dönme ve ters takla hareketinden sonra biraz midem bulandı diyebilirim. Adeta ‘roller coaster’daydık, ancak çok daha yüksekte ve sınırsız bir açıyla hareket ediyorduk.
Bana nasıl olduğumu sordu, ben de kendisine dürüst bir şekilde “Biraz midem bulandı ama iyiyim, acayip keyif aldım” dedim. Hoca da bana “Midenin bulanması çok normal. Sen çok iyi dayandın, düz uçan insanların bile birçoğu havadayken kusuyor, oysa sen akrobasi hareketlerine bile dayandın. Biz profesyonel olduğumuz için artık hiçbir şey hissetmiyoruz ama ilk başlarda profesyoneller bile zorlanabiliyor” dedi.
Uçuştan inişe doğru
Bu söylemlerimden ileride yamaç paraşütü veya paraşüt kariyerine sahip olabilecek bir altyapımın olduğunu anlamış oldum. Tabii böyle bir işe girişmeyeceğim ama yamaç paraşütünden sonra hayatımda yapmak istediğim şeylerden biri de uçaktan paraşütle atlamak.
Bu arada havada uçarken benden hemen sonra uçuşa geçen arkadaşımı da gördüm, birbirimize el salladık, seslendik, onun da ağzı kulaklarındaydı. Karşılıklı dairesel olarak hareket ettik, ardından onlar yamacın diğer tarafına süzülürken, biz de dönüş yoluna geçmiş olduk.
Bu sürecin sonunda çok değişik hislerdeydim. Kuşlara özgü o özgürlük duygusu, manzaranın keyfi ve o kadar yukarılardayken sorun olabilecek tüm meselelerin aslında önemli olmadığı hissiyatı beni çok etkiledi.
Sonunda eğitmen, “inişe geçiyoruz” dedi ve büyük daireler çizerek ineceğimiz yere yaklaştık. Tren raylarına yakın bir tepe düzlüğünde ayaklarımız yere değer değmez koşmaya başlayarak indik ve paraşütün de yere inmesiyle uçuşumuz tamamlandı. Yere indiğimizde, içimde büyük bir keyif ve şükran duygusu vardı; bu deneyimi yaşadığım, Zermatt’ta bu şansı yakaladığım için…
Asla unutulmayacak harika bir anı
Hemen ardından tüm emniyet kemerlerini çıkardık, üzerimizdeki aksesuarları da çıkarıp hafifledikten sonra ben eğitmenin toparlanmasına yardımcı olmaya çalıştım. Adam o kadar profesyoneldi ki, “Hiç gerek yok, ben hallediyorum” dedi ve adeta bir makine disipliniyle her şeyi düzenledi, paraşütü katladı ve tekrar sırt çantasının içine koydu.
Bunu yaptıktan hemen sonra arkadaşımın eğitmenle birlikte inişe geçtiğini gördük ve o alanı birlikte koştuk. Eğitmenim elinde kamera ile onların inişlerini kayda aldı. Biz sessiz sakin inmiştik ama arkadaşımın inişi pek öyle olmadı. Eğlencenin doruklarında çığlık ata ata indiler. İndikten sonra da bir rahatlama hissiyle bir süre yerde kalan arkadaşımı gidip yerden kaldırdım.
Harika bir anı olmuştu bizim için. Bu sürecin sonunda eğitmenim “Bizimle ilgili sosyal medya mecralarında pozitif yorum yaparsanız memnun oluruz” dedi. Ben de “Hay hay” dedim.
Şimdi ona verdiğim söz gereği Zermatt’a gitmeyi planlayanlar için bu harika etkinliği (eğer yüksekten korkmuyorsanız) öneriyorum ve aşağıda iletişim bilgilerini paylaşıyorum:
Zermatt Paragliding:
Web sitesi: https://www.zermattparagliding.com/
Tel: +41 79 743 43 05
Yamaç paraşütü hakkında ipuçları
Yamaç paraşütü yapmak isteyen okuyucularım için pratik bazı bilgileri paylaşmak isterim:
• Uçuş süresi: Ortalama 20-30 dakika sürüyor. Kalkış saati günün farklı saatlerinde olabiliyor. Tavsiyem olabildiğince erken yapmanız. Çünkü her şeyin daha sakin olduğu, güneşin yeni doğduğu ve renklerin harika olduğu bir zaman dilimine denk geliyorsunuz.
• Kalkış noktası: Eğitmenler sizi buluşma noktasından teleferikle yukarı çıkarıyor. İki farklı teleferikle yukarıya çıkıyorsunuz. Uçuş noktası genellikle Rothorn veya Gornergrat çevresi oluyor.
• Ekipman & güvenlik: Tüm ekipman profesyonel şekilde sağlanıyor ve tandem (ikili) uçuş yapılıyor. Hiçbir deneyim gerekmiyor. Tabii uçuştan önce ve uçuş sırasında eğitmeninizin size aktardıklarını iyi dinlemeniz ve kurallara tavizsiz uymanız gerekiyor.
• Kıyafet: Sıcak tutacak ama çok kalın olmayan katmanlı kıyafetler, eldiven ve düşmeyecek güneş veya kayak gözlüğü iyi olur. Hava yukarıda daha da soğuk olduğundan eğitmenler ek giysi veriyor. Biz havanın iyi olduğu bir güne denk geldik, o yüzden kayak kıyafetlerimiz yeterli oldu. Ancak havanın soğuk olduğu veya rüzgarlı bir güne denk gelirseniz ekstra bir şeyler giymeniz gerekebilir. Bu arada tavizsiz bir şekilde kask da takıyorsunuz. Eğitmenler size özel kask veriyorlar.
• Kamera: Eğitmenler GoPro ile uçuşunuzu fotoğraf ve video olarak kaydediyor. Sonrasında muhteşem görüntülerle anınızı ölümsüzleştirebiliyorsunuz. Uçuştan sonra bellek kartındaki görüntüleri özel bir donanım aracılığıyla telefonunuza aktarıyorsunuz.
İmkân bulanlar mutlaka denemeli
Zermatt’ta yamaç paraşütü, kayak tatiline bambaşka bir boyut kazandırıyor. O zirveden havalanmak sadece fiziksel değil, duygusal bir yolculuk aynı zamanda. Eğer bir gün yolunuz Zermatt’a düşerse, sadece dağlarda kaymayın; bir de gökyüzüne kanatlanmayı deneyimleyin. Çünkü Alpler’in üstünde uçmak, doğanın muhteşemliğine tanık olmak insanın hafızasından silinmeyecek bir anıya dönüşüyor.
Mutlu bir yaşamın sırrının da güzel anılar biriktirmekten geçtiğini bilen biri olarak, eğer imkânınız varsa ve yükseklik fobiniz yoksa yamaç paraşütünü mutlaka deneyimlemenizi tavsiye ederim.
Keşke herkes bu gerçeği görebilse...