Bir yılın ardından Cunda Triatlonu
Pandemiyi yaşadığımız şu günlerde insanların geçmişe göre daha karamsar olmaları doğal. Böyle zor günlerde ben dahil birçok kişi ister istemez geçmişteki güzellikleri düşünerek motivasyonlarını yüksek tutmaya çalışıyor. Geçen yıl yine Temmuz ayında, kurucusu olduğum TİDER olarak israfı önleme vizyonumuzu hayata geçirdiğimiz bu harika organizasyonu anmadan geçemiyorum.
Yukarıda videosunu izlediğiniz Cunda Triatlonu’nu zamanında kaleme alamamıştım, aradan tam bir sene geçmiş olsa da bu güzelliklerle dolu etkinliği sizlerle paylaşmak isterim. Bundan iki sene önce Bozcaada’da TİDER’in israfı önleme vizyonunu sergilediğimizi ve bunun büyük etki yarattığını bloğumda paylaşmıştım. Bozcaada’yla ilgili yazdığım iki yazının linkini de hatırlatmak amacıyla tekrar paylaşmak isterim. Bunlardan birini Cunda’ya gitmeden önce yazmışım, diğerini de organizasyonu gerçekleştirdikten sonra:
https://www.serhansuzer.com/tr/bozcaadada-israfi-onleme-vizyonumuzu-gerceklestiriyoruz
https://www.serhansuzer.com/tr/tider-bozcaadada-hem-israfi-onledi-hem-de-115-aile-icin-kampanya-baslatti
Geçen sene de aynı güzellikleri Mayıs ayında Bozcaada’da tekrar sergilemeyi planlarken Adım Adım’dan beklemediğimiz bir karar çıktı. Bozcaada yerine Cunda’ya katılma kararı alındı.
İsrafı önleme vizyonumuz yine sahada
Adım Adım organizasyonuyla aramızdaki kardeş bağından dolayı biz de israfı önleme vizyonumuzu Cunda’da sergilemeye karar verdik. Cunda’nın konum olarak Bozcaada’dan geri kalır bir yanı yoktu. Sadece koşu içeren Bozcaada’da tek bir organizasyon varken, Cunda’daki triatlon; bisiklet, yüzme ve koşudan oluşan ve gün boyu süren 3 organizasyonu kapsıyordu. Bunu nasıl kaldırabileceğimizi aramızda konuştuk. Tabii büyük yürekli STK ruhuyla “Biz bir şekilde yaparız” dedik, hazırlıklara başladık.
İlk duyurulan tarih olan 22 Haziran seçim sebebiyle 6 Temmuz’a ertelendi. Her T.C. vatandaşının oy kullanması gerektiğine inanan kişiler olarak organizasyonu bu kararından dolayı tebrik ettik.
Yoğunluğum nedeniyle ben de TİDER’in yaptığı hazırlıklara organizasyondan yaklaşık 10 gün önce katılabildim. Birçok konuyu detaylı konuştuk, hazırlıklarımızı tamamladık ve Temmuz ayının ilk hafta sonu gerçekleşecek organizasyonun tarihi geldi çattı.
Ben de Perşembe akşamüstü 18.30 gibi çok eskiden beri benimle ilgili her türlü çekimleri yapan eski dostum Serkan Koç ve ailesiyle birlikte yola çıktım. Serkan zaten keyifli sohbet ettiğim ve her konuyu konuşabildiğim bir dostum. Ancak ailesine ayrı bir parantez açmak istiyorum. Eşi Gizem, çocukları Mercan ve Göknar’la harika bir kare as oluşturuyorlar. Hangi birini öveyim, Serkan Koç’un ailesi en küçüğünden en büyüğüne her biri birbirinden kıymetli bireylerden oluşuyor.
Hele o Göknar’ın tatlılığı (o yanakları ve konuşmasını yerim), Mercan’ın da şimdiden kendini belli eden asaleti yok mu? Arabada onlarla böyle cümbüşlü bir ortamda gelmek benim için gerçek anlamda keyifti. Beni çok güldürdüler. Eğlenerek geldik.
Bursa’nın Karacabey ilçesinde bulunan Tavacı Refik’te mola verdik. Daha önce de geldiğim bu restoranın saçta kavurması ve köfteleri çok lezzetli. Tabii öncesinde getirdikleri salata, yoğurt, ezme gibi leziz başlangıçlar da aç olan karnınıza ciddi anlamda şifa oluyor. Bir göletin kenarında olan bu restoranda özellikle kaplumbağalar ve ördekler çocukların çok dikkatini çekti. Onları bol bol besledik.
Hayat ne güzel!
Karacabey’e kadar Serkan sürdü, sonrasında aracı ben aldım. Gece yarısı otele vardık. Yorucu bir yolculuktan sonra ertesi gün çok keyifli bir kahvaltıya kalktık. Ayvalık Belediyesi’yle saat 09.30’da randevumuz olduğu için saat 9 gibi kahvaltımızı ve sohbetimizi sonlandırıp yola koyulduk. Cunda Adası’ndan Ayvalık Belediyesi’ne 15 dakikada gittik.
Belediye’nin ilgili yetkilisi ile görüştük. Derneğimizi tanıttık ve ertesi gün Triatlon etkinliğinde neler yapacağımız anlattık.
Otelde mola verdik, benim işlerim vardı. Odaya çıkıp şortumu giydim. Deniz kenarında yüzüme püfür püfür rüzgar vururken çocukların keyifli bağırış çağırışları arasında “Oh be hayat ne güzel” diyerek 3 saat çalıştığımı hatırlıyorum. Ardından Serkan, Mercan ve Göknar’la denize girdim. Sonrasında duşumu aldım ve artık triatlona hazırdım.
Hep beraber organizasyon alanına gittik. Biz geldiğimizde etkinlik çadırları henüz yeni kurulmuştu ve bir sürü eksikler tamamlanıyordu. Biz de kendi çadırımızı nasıl kurarız diye bakındık. Önce kendimize yer seçtik ve çok sert bir güneşin altında bizi koruyabilecek, yanları açık çadırı kurduk. Sonrasında sıfır atık vizyonumuz için hazırlıklarımızı tamamladık. Bunlar arasında masamızın hazırlanması, kompost varilinin kurulması, tüm konteyner ve varillerin etiketlenmesi ve yapacaklarımızın konuşulması vardı.
Aşevi ve hayvan bakımevi
Hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra aşevini ve hayvan bakımevini görmek istedik. Sağolsunlar, belediyedekiler yardımcı oldu. Aşevinde güzel bir sohbetten sonra hayvan bakımevine gittik. Orada da yöneticilerle görüşüp içeriye göz attıktan sonra çıktık ve tekrar organizasyon alanına geldik, son hazırlıklarımızı yapıp otelimize geri döndük.
Akşam yemeğini de Cunda meydanında bir restoranda yedik. Mezeler güzeldi, sohbet şahaneydi.
Ertesi gün için herkes motive olmuştu. Bisiklet yarışı sabah 9’da başlayacağı için bizlerin de 08.30’da organizasyon alanında olması gerekiyordu. Biraz gecikmeli de olsa tüm ekip meydanda buluştuk. Tüm ekip derken, TİDER’in profesyonelleri, bazı yönetim kurulu üyeleri, gönüllülerimiz ve ben organizasyonun daha ilk saatlerinden itibaren oradaydık.
Çalınan konteynerler
Geldiğimizde ne görelim? Akşamdan büyük bir özenle hazırladığımız yedi konteynerin altısı yok. Böyle konularda benim hep aklıma gelen başıma gelir; hemen “Şu bisiklet yarışı başlasın, kamp alanına bakalım, muhtemelen oraya götürmüşlerdir” dedim. Bisiklet yarışına start verildikten sonra ilk olarak yöneticilerimizden Özgül Hanım ile kamp alanına geçtik. İlk konteynerimizi kampta bulunan bungalov evlerden birinin köşesinde ben gördüm. “Bingo!” diyerek konteyneri gerisin geriye ait olduğu yere, TİDER’in standının olduğu alana götürdüm. Tabii üzerinde koskoca “Plastik” yazan ve TİDER’in standında bulunan bu konteyneri çalıp, çöp kutusu niyetine içine her şeyi atan kişi veya kişilere Allah akıl fikir versin diyorum. Birinin standından konteyner çalmak nedir Allah aşkına? Bir de eğitimli kesimin bu etkinliğe katıldığı düşünülürse, ülkedeki seviye düşüklüğü korkutucu halde diyebiliriz.
“İlim hakikati bilmektir”
Aslında triatlon etkinliğine katılanların hepsi eğitimli kesimden olmasına karşın çok duyarlı davrananlar çıktığı gibi, geri dönüşümün ısrarla zıddına hareket edenlere de rastladık. Tüm bunları yaşarken Atatürk’ün harika bir sözü aklıma geldi:
Konteynerlerimizin önemli bir kısmını kurtardıktan sonra meydanda bizimle birlikte stant açan tüm STK’ların, firmaların ve kuruluşların yetkilileriyle tek tek görüştük. Meydandaki Cunda Triatlonu’na katılan tüm sporculara anlattık ve bu bütün gün devam etti. İsrafı önleme vizyonumuzu onlara açıkladık. Hatırlatmak amaçlı, bu vizyonumuzun tablosunu bir kez daha paylaşmak isterim:
Yarış, sabah 15 km dağ bisikleti, öğlen 2 km yüzme ve akşamüstü 10 km patika koşusu şeklinde düzenlenmişti. Sabah bisikletçilerin, öğlen yüzücülerin ve akşamüstü koşucuların etkinliklerinin her birinde ayrı ayrı renkli organizasyonlara tanık olduk. Yarışın ana teması da zaten klasik triatlon yarışından çok bütün gün süren bir spor eğlencesiydi. Detaylar için organizasyonun web sitesine bakabilirsiniz: https://teamkronos.com/ultimate-cunda/
Öğlen organize edilen yüzme yarışının parkuru
Tüm süreç boyunca ritmini artıran müzik, spor etkinlikleri öncesinde ve sonrasında dans eden insanlar, alkışlar, şarkılar, mikrofondan sürekli anons yapan ve esprili üslubuyla organizasyonu yönlendiren spiker ve atmosfere hakim olan STK ruhu tüm güne yayılan organizasyonu özetliyor. Burada TİDER olarak bizim katkımız, sabahtan akşam organizasyon bitene kadar tüm gönüllülerimizin desteğiyle birlikte Bozcaada koşusunda olduğu gibi atıkları toplamak oldu. Cam, plastik, metal gibi geri dönüştürülebilir ürünleri ilgili konteynerlere attık, organik atıkları da başka bir yerde topladık ve ayrıştırmayı tüm gün boyunca başarıyla sürdürdük.
Teşekkür ve eleştiri
Burada bizlere çok destek olan tüm TİDER gönüllülerine, büyük bir organizasyon yaparak 30’dan fazla çalışanıyla israfı önleme vizyonumuzu hayata geçirmemizi sağlayan DHL profesyonellerine ve başta yönetim kurulu başkanımız Hande Tibuk olmak üzere, genel müdürümüz Nil Tibukoğlu’na ve tüm TİDER profesyonellerimize can-ı gönülden teşekkür etmek isterim. Herkesin katkısı sayesinde bu etkinliği en başarılı şekilde tamamladık.
Organizasyonla ilgili de bir çift lafım var. Doğru bildiklerimi her zaman söylerim: Senelerdir bu işlere imza atan bir organizasyonda bu kadar eksik olması bizleri şaşırttı. Özellikle su verme parkurunda bizim gönüllülerimizi kullanmak istemeleri hiç hoşumuza gitmedi. Bizi zan altında bıraktılar, onlara böyle bir sözümüz yoktu. Ancak sorun çıkmasın diye katılımcılarımızın büyük fedakârlıklarıyla bu parkurda su verme işini TİDER’in gönüllüleri üstlendi. Tasarruf etmek istemenizi anlıyorum ancak bir STK’nın gönüllülerini kendi tasarrufunuz için kullanmaya kalkmak nasıl bir kafa yapısıdır, sormak isterim. Bu spor ruhuna yakışıyor mu? O sıcağın altında helak olan gönüllülerimiz yine iyi idare ettiler. Ancak bir de parkurlarda su şişesi yeterli olmayınca (ki bu tamamen organizasyon şirketinin hatası, her parkura yeteri kadar su koymak zorundalar) koşucular tarafından TİDER’in gönüllülerinin laf yemesi de hiç hoşumuza gitmedi. Yine de tüm TİDER gönüllüleri fedakârca ellerinden geleni yaptılar.
Etkinliğin sonuna doğru Ayvalık Belediye Başkanı etkinlik alanına geldi ve yaptığımız çalışmalarla ilgili bilgi aldı. Bir gün öncesinde belediyesini ziyaret etmiştik ve bütün bağlantıları yapmıştık. Belediye de, sağolsun, bize ellerinden geldiğince ayrıştırma yapacağımız ek konteyner ve lojistik desteğini sağladı.
Triatlon sonrasında verdikleri madalyanın tasarımını gerçekten beğendim, akıllıca tasarlanmış.
Etkinlik bittiğinde bizlerin işi bitmemişti. Söz verdiğimiz gibi plastik, cam ve metal gibi ayrıştırdığımız ürünleri belediye araçlarıyla geri dönüşüme yolladık ve organik atık olabilecek ürünleri de nasıl kompost yapabileceklerini anlatarak belediyeye teslim ettik. Ertesi gün (Pazar günü) ise insanların tüketebileceği ürünleri Ayvalık Belediyesi’ne ait aşevine ulaştırdık ve hayvanların tüketebileceği ürünleri yine belediyeye ait Geçici Hayvan Bakımevi’ne getirdik (tabii marketten hayvan maması da ekleyerek… TİDER olarak böyle de bir katkımız olsun istedik).
Değişimi birlikte başlatacağız
Pazar günü ise söz verdiğimiz gibi aşevine ve hayvan bakımevine topladığımız ürünleri teslim ettikten sonra saat 14.00 gibi İstanbul’a geri dönüş yoluna geçtik.
Biz görevimizi sonuna kadar gece gündüz çalışarak ve tüm gönüllülerimizin katılımıyla gerçekleştirdik. Toplamda yaklaşık 70 civarında gönüllümüz destek oldu ve meydandan gelen desteği de sayarsak 100’ün üzerinde gönüllü etkinliğimize destek oldu. Bunların hepsi memlekette örnek gösterilmesi gereken çalışmalardır. Çevre bilinci, sorumlu vatandaşlık, etrafı pisletmeden ve doğal döngüye saygı duyarak eğlence anlayışı, bizlerin başından beri hep vurguladığımız değerler.
Bundan sonra da bu değerleri savunmaya ve insanları teşvik etmeye devam edeceğiz. Nitekim Cunda Triatlonu’ndan sonra geçen sene “Eğlen İz Bırakma” mottosuyla Festtogether düzenlendi.
Hâlihazırda ve gelecek nesillere yönelik daha yaşanabilir bir dünya için ufak adımlar gibi gözükse de değişimi başlatmamız gerekiyor. En önemli değişim de kafa yapısında. Belli başlı alışkanlıkları, anlayışları, inançları değiştirip çevre bilincini ve çevremizdeki tüm canlılara destek olma hissiyatını bir nebze de olsa paylaşabilirsek ne mutlu bizlere…
Not: En baştaki yaptığımız işin ruhunu tam olaran yansıtan harika Cunda Triatlonu videosunu çeken ve hazırlayan Serkan Koç'a can-ı gönülden teşekkür ederim.
Etiket: ekoloji
Keşke herkes bu gerçeği görebilse...