Birleşmiş Milletler’de tarihe tanıklık etmek (4)

Sonunda 22 Nisan tarihinde New York’ta BirleÅŸmiÅŸ Milletler merkezinde gerçekleÅŸmiÅŸ olan tarihi törenle ilgili izlenimlerime ve bazı önemli bilgilere bu hafta yer verebiliyorum. Gündemin kalabalık olmasından dolayı bu final yazısında gecikmeler oldu. “BirleÅŸmiÅŸ Milletler’de tarihe tanıklık etmek” baÅŸlıklı yazı serisinin ilk üçünün linklerini hatırlatma amaçlı olarak sizlerle paylaÅŸarak baÅŸlıyorum.
- Bu tarihi törene davet edilmemin öyküsünü ve tören öncesinde yaÅŸadıklarımı anlatan yazımın linki: http://www.serhansuzer.com/tr/birlesmis-milletlerde-tarihe-taniklik-etmek-1
- Paris AnlaÅŸması imza seremonisi baÅŸlamadan önce aklımdan geçen düÅŸüncelere ve sürdürülebilirlikle ilgili bazı önemli bilgilere yer verdiÄŸim yazının linki: http://www.serhansuzer.com/tr/birlesmis-milletlerde-tarihe-taniklik-etmek-2
- 22 Nisan’daki tarihi törende ilk kez gitmiÅŸ olduÄŸum BirleÅŸmiÅŸ Milletler’e bu kez geçtiÄŸimiz Haziran ayında konuÅŸma yapmak için davet edildim. “Sürdürülebilir Enerji ile Dünya’yı kimseyi geride bırakmadan dönüÅŸtürmek” konulu ve ilk defa düzenlenen “Agora” etkinliÄŸi öncesinde yaÅŸadıklarımı, sürdürülebilirliÄŸi farklı boyutlarıyla ele aldığım sunumumu ve sonrasındaki gözlemlerimi içeren yazımın linki: http://www.serhansuzer.com/tr/birlesmis-milletlerde-tarihe-taniklik-etmek-3
İlk yazıda sabah erkenden BirleÅŸmiÅŸ Milletler binasına girdikten sonra balkonda yerimi aldığımı belirtmiÅŸtim. Etrafımdaki herkes ‘sürdürülebilirlik’ konusunda kendini ispat etmiÅŸ, bu alanda önemli iÅŸler yapan kurum ve kuruluÅŸların temsilcileriydi. Güvenlik önlemleri ise çok fazlaydı. Amerikan güvenliÄŸi her zamanki gibi durumu abartmıştı bana göre. Önlerine gelen herkesi sürekli uyarıyorlardı ve hatta yanımdaki Global Catholic Climate Movement’ın temsilcisi hispanik bir arkadaşı güvenlik kendi kurumunun yazısının resmini çekti diye en önden en arkaya attı. Yüzlerce ülkenin devlet baÅŸkanı, baÅŸbakanı, bakanları ve en üst düzey bürokratlarının olduÄŸu bir ortamda yüksek güvenliÄŸi anlıyorum, ancak böyle önemli bir etkinliÄŸe zaten ciddi bir süzgeçten geçerek gelmiÅŸ, önemli kariyerlere sahip katılımcılara güvenliÄŸin bu ÅŸekilde davranmasını yadırgadığımı söylemeliyim.
Gelecek Åžimdidir!
Açılışı BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon yaptı, onu 13 yaşında Tanzanyalı bir çocuk olan Getrude Clement’in konuÅŸması takip etti; genç kız sözlerini “The Future is Now / Gelecek Åžimdidir” diye bitirdi. Sonra Ban Ki-moon tekrar kürsüye çıkıp Fransızca bir konuÅŸma yaptı, konuÅŸmasına İngilizce devam etti. Özetle bugünün tarihi önemde olduÄŸunu, geleceÄŸimiz için bütün devletlerin harekete geçmeleri gerektiÄŸini, bu anlaÅŸmanın sadece söz verme anlamına gelmediÄŸini, artık bütün devletler ve hükümetler için aksiyon alma zamanı olduÄŸunu belirtti. Son olarak da bütün ülkelere bu konuda liderlik gösterdikleri için teÅŸekkür etti.
Ban Ki-moon konuÅŸmasını tamamladıktan sonra kürsüye Fransa CumhurbaÅŸkanı François Hollande’ı davet etti. Hollande da bütün devletlere, Ségolène Royal’a, bir milat kabul edilen 12 Aralık 2015’te Paris’te gösterilen çaba için ve Fas Kralı VI. Muhammed’e bir sonraki BM Forum’unu Fas’ta ağırlayacağı ve sürdürülebilirlik konularında liderlik üstlendiÄŸi için teÅŸekkür etti.
Tarihi Paris AnlaÅŸması’nın baÅŸlangıcı kabul edilen 12 Aralık 2015’te küresel ısınma konusunda en önemli adımların atıldığını belirtti. Fransa CumhurbaÅŸkanı sözlerine ÅŸu ÅŸekilde devam etti: “Paris AnlaÅŸmasından sonra hükümetler, özel sektör herkes üzerine düÅŸenleri yerine getirmeye baÅŸladı. Kelimelerin aksiyona dökülmesini takip etmemiz gerekiyor. Küresel ısınma birçok ülkede ağır tahribatlara sebep oluyor. Fiji adaları gibi ada ülkeleri, yok olan göller, fırtınalar ve her yıl yanan, yitip giden 12 hektarlık ormanlık alanlar... Bütün bunlardan dolayı adım atmamız gerekiyor, 175 ülke bir araya geliyor ve bu anlaÅŸmayı imzalayarak çok önemli bir adım atıyor. Bu imzadan sonra uluslararası kanunla herkes yükümlülüklerini gerçekleÅŸtirmek zorunda kalacak. Bugünden böyle amaç, karbon salınımının %55’ini üreten 55 ülkenin Paris AnlaÅŸması’nın gereklerini yerine getirmeleri olacak. Bu anlaÅŸmanın kısa vadedeki amacı. Zamanla yarışıyoruz, aksiyonlarımızı hızlandırmak zorundayız. 100 Milyar dolardan daha fazla finansman bulup bu aksiyonları gerçekleÅŸtirmemiz gerekiyor. Sadece devletler deÄŸil, bütün herkes (halklar) aksiyon alıyor. Herkes her ÅŸeyi yapmak zorunda deÄŸil, herkes yalnızca kendine düÅŸen görevi gerçekleÅŸtirirse bu sorunları çözeriz. İnsanoÄŸlunun kendi kaderi konusunda telaÅŸa düÅŸmeyeceÄŸi güvenli bir gelecekte var olmasını saÄŸlamalıyız.”
Son deÄŸil, baÅŸlangıç
Bu sözleri sarf ettikten sonra Genel Kurul’un (General Assembly) BaÅŸkanı Mogens Lykketoft’u kürsüye davet etti. Lykketoft sözlerine bütün devletleri ve Paris AnlaÅŸması’na emeÄŸi geçen herkesi tebrik ederek baÅŸladı. Bu tarihi anlaÅŸma sonucunda ortaya çıkan tabloda bütün ülkelerin üzerlerine düÅŸen görevleri yerine getireceklerini umduÄŸunu belirtti.
Sonrasında Peru Devlet BaÅŸkanı Ollanta Humala Tasso’yu çağırdı. Kendisi Peru’nun Paris AnlaÅŸması’nın imzalanmasında önemli bir rol oynamasından memnun olduÄŸunu, ülkelerinde organize edilen COP 20’nin Paris AnlaÅŸması’nın mimarlarından olduÄŸunu belirtti. Bunun günümüze dek gezegenimiz için yapılmış en önemli anlaÅŸma olduÄŸunu ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle baÅŸ edebilmenin öncüsü olacağını belirtti. Tasso ayrıca ÅŸu ifadelere yer verdi: “Lima, Paris aksiyon ajandasında Peru 2021 itibariyle ‘İklim Sorumlu Ülkesi’ haline gelmek üzere çalışmaları baÅŸlatmak istiyor. 2021 itibariyle karbon salınımı sıfırlamak istiyor. Bu anlaÅŸmayla bir zaferi kutluyoruz ve bu bir son deÄŸil, bir baÅŸlangıç. Bu, hepimizin ortak düÅŸmanı olan iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle savaÅŸmanın en önemli hareketi olacak ve ilerlememizi saÄŸlayacak.”
Bu konuÅŸmanın ardından Demokratik Kongo Cumhuriyeti Devlet BaÅŸkanı Joseph Kabila söz aldı ve özetle ÅŸu konulara deÄŸindi: “İklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle ilgili en önemli adımları en az geliÅŸmiÅŸ ülkeler atmıştır. 47 en az geliÅŸmiÅŸ ülke ihtiyaçları olmadığı halde kendi taahhütlerini deklare etti. Birlikte geri dönülemez bir yolda saÄŸlam adımlar atma konusunda kararlıyız. Isı artışını bu yüzyılın sonuna kadar 1,5 derecenin altında tutmak için elimizden geleni yapacağız. Gerekli finansmanı oluÅŸturup aksiyonları gerçekleÅŸtirmemiz gerekiyor. 2020-2030 arası karbon salınımı %17 azaltmayı amaçlıyoruz. Tüm bunları gerçekleÅŸtirmek için, teknoloji yatırımı, finansman kolaylığı ve doÄŸal kaynakların en verimli ÅŸekilde kullanılması temel amaçlarımız olmalıdır. Gıda güvenliÄŸi ve su kaynaklarının korunması da bizim önemli görevlerimiz arasındadır. İnsanoÄŸlunun geleceÄŸi tehlike altındadır.”
Kabila’nın sözlerini tamamlamasından sonra Ban Ki-moon ÅŸakayla karışık “Hiçbir devlet baÅŸkanı ve üst düzey devlet erkânını utandırmak istemem ancak Genel Kurul BaÅŸkanı Lykketoft dışında kimse kendi zaman dilimine uymadı, lütfen size ayrılan zaman dilimine uyunuz” diye kibarca bir uyarıda bulundu.
Toprak Ana ya da Ölüm!
Bolivya Devlet BaÅŸkanı Evo Morales bugünün aynı zamanda Dünya Günü (yeryüzü ve toprak anlamlarını da kapsayan ‘Earth Day’) olduÄŸunu, atalarından toprağı ‘ana’ olarak algılamayı öÄŸrendiklerini ve çevremizi korumak için her ÅŸeyi yapmamız gerektiÄŸini dile getirdi. Isının yalnızca 1 derece artması durumunda bile nasıl kuraklıklar ve felaketler yaÅŸadığımıza hepimizin tanık olduÄŸunu belirtti ve “Toprak Ananın hakkı bizim kiÅŸisel haklarımızdan daha önemlidir. O yüzden Toprak Ana’nın hakkını korumak için Evrensel kurallar ve yaptırımlar oluÅŸturmamız gerekiyor” dedi. Sözlerini kendi dilinde “¡Pachamama o muerte! ¡Venceremos!” sloganıyla bitirdi. (Pachamama, tarihte bugünkü Bolivya, Ekvator, Åžili ve Peru topraklarına yayılmış olan İnka İmparatorluÄŸu’nda yerli halkın inançlarına göre ‘Toprak Ana’ya verilen isim. Son sözlerinin çevirisi ise ÅŸöyle: “Toprak Ana ya da ölüm! Üstesinden geleceÄŸiz!”).
Daha sonra Brezilya Devlet BaÅŸkanı Dilma Roussef kürsüye çıktı. Roussef Portekizce yaptığı konuÅŸmada bu anlaÅŸmanın bir baÅŸarı olduÄŸunu belirtti ve Ban Ki-moon ile François Hollande’a çabalarından dolayı teÅŸekkür etti. Brezilya’nın bu anlaÅŸmaya yaptığı katkıdan dolayı gurur duyduÄŸunu, Çevre Bakanına ve ekibine bu süreçleri yönettikleri ve sonuçlandırdıkları için teÅŸekkür etti. Brezilya olarak bu anlaÅŸmanın gereklerini zamanında yerine getireceklerini belirtti. Fosil yakıtlara bel baÄŸlamaksızın oluÅŸturulacak bir yaÅŸamın önemliliÄŸini vurguladı. İklim deÄŸiÅŸikliÄŸi yaÅŸanan bir dünyada, geliÅŸmiÅŸ ülkelerin hırslarını sınırlamaları ve tüm dünya için katkılarını esirgememeleri gerektiÄŸini belirtti. Bunu gerçekleÅŸtirmek için dünya çapında oluÅŸturulacak 100 milyar dolarlık finansmanın önemli olduÄŸunu ve özel sektörün de bu konuda somut adımlar atması gerektiÄŸini belirtti. Bu anlaÅŸmayı imzalamanın ilk ve en kolay adım olduÄŸuna dikkat çeken Dilma Roussef, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “2025 itibarıyla karbon salınımı %37 oranında azaltmayı taahhüt ediyoruz. Amazonlarda aÄŸaçların azalması sürecini tersine çevireceÄŸiz, tarım alanlarını 5 milyar hektara çıkarmayı ve 2030 itibarıyla yenilenebilir enerjiyi toplam üretimde %45’e ulaÅŸtırmayı hedefliyoruz. Gerekli adımları atmayacak olanların bunu açıkça belirtmesi gerekir. EÅŸitlik ve fakirliÄŸin azaltılması sürdürülebilirlik için önemlidir. Brezilyalılar özgürlükleri için büyük mücadeleler vermiÅŸ çalışkan insanlardır. GeçmiÅŸte otokrasiye karşı çok savaÅŸtık. Bu deÄŸerlerimizin sürekliliÄŸi için elimizden geleni yapacağız.”
Justin Trudeau’nun alkış rekoru
Sonrasında atmosfere en fazla sera gazı salınımı üreten Çin Halk Cumhuriyeti’nin BaÅŸkan Yardımcısı Zhang Gaoli söz alarak, Paris AnlaÅŸması’nın bir dönüm noktası olduÄŸunu, bu anlaÅŸmayı imzalayarak yeni adımlar atmak istediklerini belirtti. Çin Paris AnlaÅŸmasının sonuçlanması için üzerinde düÅŸeni yaptığını ve pazarlıklarda önemli bir rol oynadığını vurgulayarak ÅŸu görüÅŸlere yer verdi: “Paris AnlaÅŸması’nın gereklerini yerine getirmek için elimizden geleni yapacağız. 13. BeÅŸ yıllık plana göre karbon salınımı önümüzdeki 5 yıl içerisinde %18 düÅŸürmeyi planlıyoruz. Çin, Paris AnlaÅŸması’nı takip eden süreçlerde liderlik yapmaya devam edecek. İklim deÄŸiÅŸikliÄŸi konusunda bir ÅŸeyler yapmak isteyen geliÅŸmekte olan ülkelere de finansman saÄŸlayacağız. Gerek kendi neslimiz gerekse gelecek nesiller için elimizden geleni yapmaya devam edeceÄŸiz.”
Sonrasında kürsüye alkışlar arasında Justin Trudeau geldi. Kanadalıların yaptığı gibi konuÅŸmasını İngilizce ve Fransızca karışık olarak yaptı. Åžahsen çok alışık olduÄŸum bu konuÅŸma formatında, kiÅŸisel olarak ne kadar popüler olduÄŸunu bütün salona bir kez daha göstererek en çok alkışı alan lider oldu. KonuÅŸmasında karbon salınımı azaltmak için milyar dolarlık finansman ayırdıklarını, teknolojiye yatırım yapacaklarını ve özel sektör liderliÄŸini teÅŸvik ettiklerini belirtti. “Bunları iyi gözükmek için yapmıyoruz, Kanada böyle algılansa da iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi için somut ÅŸeyler yapıyoruz, örneÄŸin yenilenebilir enerji için 300 milyar doların üzerinde yatırım yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.” Ardından “GeliÅŸen ülkeleri korumak Kanada ve diÄŸer geliÅŸmiÅŸ ülkelerin sorumluÄŸudur” deyip milyar dolarlık finansman yardımı yapacaklarını belirtince salonda alkış koptu. Trudeau konuÅŸmasını ÅŸu sözlerle sonlandırdı: “Ban Ki-moon’un dile getirdiÄŸi gibi bir zamanlar düÅŸünülemeyen ÅŸeyler durdurulamaz hale geldi. Herkes üzerine düÅŸeni yapmalı, biz yapacağız, biz hepimiz adına bunun içindeyiz ve bunu hep birlikte baÅŸaracağız.”
Daha sonra İtalya BaÅŸbakanı Matteo Renzi söz aldı ve ÅŸu ifadelere yer verdi: “Bir saniye için gözümüzü kapatalım ve hayal edelim. Kendi çocuklarımızı ve torunlarımızı bu salonda hayal edebiliriz. Sonunda bölünme olmaksızın ortak bir vizyon oluÅŸturabildik. Sonunda onlara umut verdik. Biz İtalyanlar bu sonuçlardan dolayı çok mutluyuz. Sonunda politikalar gelecek nesillere umut veriyor. Bu anlaÅŸmanın gereklerini yakından takip edeceÄŸiz.”
İtalya’dan sonra Tuvalu BaÅŸbakanı Enele Sosene Sopoaga kürsüye çıktı (Büyük Okyanus'ta, dokuz adet mercan adasından oluÅŸan Polinezya ülkesi Tuvalu, Avustralya ile Hawaii arasındaki bölgede konumlanır) ve ÅŸu mesajlara yer verdi: “Paris AnlaÅŸması bizim hayatlarımız deÄŸiÅŸtirecek. Bu anlaÅŸmayı imzalamak yalnızca bir ilk adımdır ve izleyen süreçte gerekenlerin yapılması çok önemlidir. Küçük bir ada olarak bu anlaÅŸmayı imzalamaktan gurur duyuyoruz ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine karşı çok geç olmadan önlemler alınması gerektiÄŸine inanıyoruz. Küçük bir ada olarak yalnızca biz büyük tehlike içerisinde deÄŸiliz, tüm dünya bu tehditle yüz yüze. İklim deÄŸiÅŸikliÄŸinden dolayı her gün 62.000 insanın yer deÄŸiÅŸtirdiÄŸinin, farklı yerlere göç ettiklerinin altını çizmek istiyorum. Biz kendi adamızda kalmak istiyoruz, ancak iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinden dolayı tehlike altındayız. İklim deÄŸiÅŸikliÄŸi için gerekli finansman eriÅŸimi kolaylaÅŸtırılmalıdır. Fonlama desteÄŸi alabilmeyi umuyoruz. Paris AnlaÅŸması’nı eksiksiz uygulamamız gerekiyor ki Tuvalu’yu ve dünyayı kurtaralım.”
Rusya ve ABD’nin görüÅŸleri
Ardından söz alan Rusya BaÅŸbakan Yardımcısı Alexander Khloponin, karbon salınımı 2030 itibariyle 1990’lı yılların %70 gerisine düÅŸürmeyi amaçladıklarını belirtti. Ormanların korunmasının ve çoÄŸaltılmasının önemini vurguladı. 2050’ye kadar düÅŸük karbon için planların titizlikle takip edilmesi gerektiÄŸini söyleyerek, teknolojik geliÅŸimin önemine dikkat çekti. Bu konuda ilerlemek için Putin’in teknolojik geliÅŸim konulu bilimsel bir kongre düzenlemeyi planladığını duyurdu ve Rusya’nın imzalanacak Paris AnlaÅŸması ve izleyecek süreçler konusundaki istekliliÄŸini belirtti.
Rusya’dan sonra ise ABD DışiÅŸleri Bakanı John Kerry söz aldı. Daha önce Kyoto Protokolü’nü imzalamamış olan ABD’nin temsilcisi Kerry, 46 yıllık kariyerinde pek çok tarihi an yaÅŸadığını, ancak Paris AnlaÅŸması’yla sonunda bütün ülkelerin ortak bir kararlılık göstermesinin onun için çok özel bir an olduÄŸunu vurguladı. Kerry konuÅŸmasının devamında özetle ÅŸu görüÅŸlere yer verdi: “Paris dönüm noktasıydı, bugün de bunun kutlaması ve devamı için taahhüt verme günüdür. DoÄŸa geri dönülemez bir ÅŸekilde deÄŸiÅŸiyor. Bu anlaÅŸmanın gücüyle tüm taraflara doÄŸru mesajlar veriyoruz. Bu anlaÅŸmanın gücü sayesinde özel sektörün potansiyelini artıracağız. 330 milyar dolar yenilenebilir enerjiye yatırım yaptık. Petrol fiyatlarının çok düÅŸmesine raÄŸmen yenilenebilir enerjiye yatırımlar hızla artıyor ve gelecekte de çok büyük yatırımlar yapmaya devam edeceÄŸiz. GeçmiÅŸten bugüne ısının hep arttığını kutuplardaki buzulların çok azaldığını gözlemliyoruz. Bu yıl itibarıyla herkesin aksiyon alma zamanı geldi. Amerikalılar ilk ‘Dünya Günü’nden itibaren çevreci mesajlar vermeye devam ediyorlar. Bazı ÅŸeyler gerçekten baÅŸarılana dek imkansızmış gibi görünür. Ancak çocuklarımız ve torunlarımız için bu önlemleri mutlaka hayata geçirmemiz gerekiyor.”
ABD’den sonra Fas Prensesi Lalla Salma sözlerine ülke olarak Paris AnlaÅŸması’nı gereklerini bir an önce yerine getirmek için ellerinden geleni yapacaklarını belirterek baÅŸladı. COP 22’yi Fas’ta (MarakeÅŸ’te) ağırlamaktan dolayı onur duyacaklarını ifade etti. Fas’ın azimli ve entegre bir plan oluÅŸturduÄŸunu, 2030 itibarıyla ihtiyaçlarının %50’den fazlasını yenilenebilir enerjiyle karşılamayı planladıklarını, bu konudaki bilgi birikimlerini paylaÅŸabileceklerini bildirdi. Bütün ülkeler arasında ÅŸeffaflığın, ‘know-how’ transferinin, enerji üretimindeki geçiÅŸ için proje finansmanının, teÅŸviklerin, sigorta ve diÄŸer finansman araçlarının artırılmasının önemine vurgu yaptı. “18 Kasım 2016’da Fas’ta sizleri ağırlamaktan onur duyacağız” diyerek sözlerini bitirdi.
“Gün gelecek, uygulayacak insan bulamayacaksınız”
Sonrasında Hindistan ve Çad adına katılan iÅŸ dünyası ve sivil toplum temsilcileri söz alarak zirveyi deÄŸerlendirdiler. Çad adına yerel halkları ve kadınları temsilen konuÅŸan Hindou Oumarou Ibrahim, 30 yıl önce su ve gıdanın anneler için eriÅŸilebilir olduÄŸunu, ancak artık bu kaynakların tükenmesinden dolayı göçmen durumuna düÅŸtüklerini belirtti ve ÅŸu ifadelere yer verdi: “İklim deÄŸiÅŸikliÄŸi fakirliÄŸe her gün fakirlik ekliyor. Benim mesajım geliÅŸmiÅŸ ülkelere. Biz geri kalmış ülkeler kendi kaderleriyle baÅŸ baÅŸa bırakılmış durumdayız. Ben ülkemi bıraktığımda 48 derecelik bir sıcaklık vardı. Bizim insanlarımız bununla baÅŸ etmek zorunda kalıyorlar. Biz elektrik kullanmıyoruz, sizin endüstrilerinizin yaydığı karbonunun etkilerini bizim gibi ülkeler yaşıyor. Yenilenebilir enerjiyi her yerde uygulanabilir kılmazsanız, gün gelecek uygulayacak insan bulamayacaksınız. Ülkem Çad için gerekeni yapmanın zamanı geldi.” Zirvedeki en duygusal ve anlamlı konuÅŸmalardan biriydi bu. Ardından ünlü aktör Leonardo Di Caprio imza seremonisinden önceki son konuÅŸmayı yaptı. BM’nin Barış Elçisi de olan Di Caprio, anlaÅŸmanın dünyanın geleceÄŸini kurtarmayacağını, fosil yakıt kullanımına artık bir son verilmesi gerektiÄŸini vurguladı.
Bütün bu konuÅŸmalardan sonra imza törenine geçildi. 175 ülke tek tek isimleri okunarak sahneye geldiler ve imzalarını attılar. Törende en dikkat çeken hareketlerden biri, Çin’den sonra en fazla sera gazı salınım yapan ABD’nin DışiÅŸleri Bakanı Kerry’nin imzayı kucağında torunuyla birlikte atması oldu. Böylelikle 2015’in Aralık ayında Paris'te uzlaşıya varılan İklim DeÄŸiÅŸikliÄŸi AnlaÅŸması, 46.’sı kutlanan 'Dünya Günü'nde 175 ülke tarafından New York’taki BirleÅŸmiÅŸ Milletler merkezinde imzalanmış oldu.
ÖÄŸleden sonra konferans ve etkinlikler devam etti. Yapılan konuÅŸmalar ve tartışmalara elimden geldiÄŸince katılmaya çalıştım. Bütün günüm dolu dolu geçti.
Sera gazı salınımmlarının kısıtlanmasını hedefleyen Paris AnlaÅŸması, ÅŸu ana kadar iklim konusunda imzalanmış en kapsayıcı anlaÅŸma ve aynı zamanda bir gün içinde en fazla imza toplayan uluslararası anlaÅŸma unvanına sahip oldu.
AnlaÅŸma ile küresel ortalama sıcaklık artış limitinin yüzyılın sonuna kadar 1,5 ila 2 derece arasında sınırlandırılması hedefleniyor.
Paris AnlaÅŸması'nın imzalandığı ülkelerde yürürlüÄŸe girmesi için, o ülkelerin parlamentoları tarafından da onaylanması gerekiyor.
Küresel ısınmanın özellikle tehdit ettiÄŸi ve su altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya olan yaklaşık 15 ada ülkesi anlaÅŸmayı onaylayarak yürürlüÄŸe soktu.
Türkiye: Taahhütler ve gerçek ihtiyaçlar
Paris AnlaÅŸması, sera gazı emisyonlarının azaltılması anlamında çok radikal bir hedef koymasa da, ÅŸu ana kadar en fazla ülkenin uzlaÅŸtığı anlaÅŸma olması nedeniyle diplomatik bir baÅŸarı olarak görülüyor.
Kendi ülkemize dönersek, Türkiye 22 Nisan'daki imza töreninde Paris AnlaÅŸması'nı imzalayarak küresel harekete destek verdiÄŸimizi gösterdi. DiÄŸer ülkeler gibi bizim de bu anlaÅŸmayı meclisten geçirip onaylamamız, sonrasında ise bu anlaÅŸmanın gereklerini yerine getirmemiz gerekiyor.
Türkiye, 2030 yılında emisyonlarını referans senaryoya göre yüzde 21 oranında daha az artıracağını belirtmiÅŸti. Enerji analisti ve gazeteci Özgür Gürbüz ise Türkiye'nin gerçekleÅŸtirilmesi oldukça kolay hedeflerin altına imza attığını vurgulamış ve asıl zor olanın Türkiye'nin taahhütlerini yerine getirmemesi olduÄŸunu vurgulamıştı.
Türkiye, 2030'daki sera gazı salınımı 1,175 milyon ton CO2 eÅŸdeÄŸeri yerine %21 azaltarak 929 milyon ton CO2 eÅŸdeÄŸerine indireceÄŸini taahhüt etti. Özgür Gürbüz, Türkiye'nin hiçbir ÅŸey yapmasa bile bu deÄŸerlere hali hazırdaki politikalarıyla varabileceÄŸini belirtiyor.
Bana göre de bu resmi taahhüdü bir kenara bırakıp, konuya daha büyük ve gerçekçi bir sorumlulukla yaklaÅŸmamız gerekiyor. Yani bir baÅŸka deyiÅŸle, Paris anlaÅŸmasında gerçekleÅŸmesi kolay olan taahhütlerin ötesine geçip çok daha fazlasını yapmak gerekiyor.
%100 Yenilenebilir Enerji hedefi
Ötesi nedir diye soranlara özetle ÅŸunu söyleyebilirim: Her zaman belirttiÄŸimiz gibi (örneÄŸin Turkish Policy Quarterly’de yazmış olduÄŸum “Türkiye neden %100 yenilenebilir enerjiyi hedeflemeli?” baÅŸlıklı yazım: http://turkishpolicy.com/article/632/why-turkey-should-aim-for-100-renewable-energy-summer-2013) yenilenebilir enerji kullanımını artırmamız, enerji verimliliÄŸine ağırlık vermemiz, ulaşım, turizm ve gayrimenkul gibi karbon salınımı yüksek sektörlerde önemli reformlar gerçekleÅŸtirerek bu oranı asgariye indirmemiz gerekiyor.
Ayrıca Devletlerin ve özel sektörün tüm bu uygulamaları gerçekleÅŸtirecek vatandaÅŸlarımızın eÄŸitimine hassasiyetle yaklaÅŸarak, teknolojik geliÅŸimi saÄŸlayacak AR-GE çalışmalarına da destek vermesi gerekiyor.
Tüm bunları söyledikten sonra ben de üzerime düÅŸen görevi EkoRE firmamızla gerçekleÅŸtirdiÄŸimi belirtmek isterim. İleride, yaptığımız iÅŸlerle ilgili bazı detayları, Türkiye’de GüneÅŸ Enerjisi sektörü ve AR-GE ile ilgili görüÅŸlerimi de paylaÅŸacağım.
Gelecek nesiller için, Toprak Ana saÄŸ olsun!
Etiket: ekoloji
SÜPER....