Enerji bağımsızlığı için %100 yerli güneş paneli
Temiz bir gelecek için Türkiye’de yenilenebilir enerjiyi yaygınlaÅŸtıracak öncü giriÅŸimler yapma hayalim, pek çoÄŸunuzun bildiÄŸi gibi uzun yıllar öncesine dayanıyordu. Uygun koÅŸulların oluÅŸmasıyla 2012 yılında kurduÄŸumuz EkoRE, %100 yerli güneÅŸ paneli ve enerji bağımsızlığı vizyonuyla geçtiÄŸimiz hafta toplam deÄŸeri 2,2 milyar TL’lik “Proje Bazlı TeÅŸvik”e hak kazandı.
Üniversite yıllarımda yenilenebilir enerji alanında elime geçen makaleleri dikkatle okuduÄŸumu hatırlıyorum. GüneÅŸ enerjisi sektörüne girmenin hayalini aile ÅŸirketinde 2001-2011 seneleri arasında çalışırken kuruyordum. Tabii pek çok badireler atlattığımız bir dönemde bunu aile ÅŸirketinde yapamayacağımızı anlamıştım. 10 senenin sonunda babamdan aldığım borcu ilk olarak güneÅŸ enerjisi sektörüne yatırdım. Bu konunun detaylarını daha önce bir blog yazımda kaleme almıştım: www.serhansuzer.com/tr/15-yillik-is-hayatim-ve-gelecege-notlar
DoÄŸru sektördeydim ancak yanlış ayakla baÅŸladım. Ä°lk olarak 2011 senesinde CSP (Concentrating Solar Power) Parabolic Trough (YoÄŸunlaÅŸtırılmış GüneÅŸ Enerjisi – Parabolik Oluk) teknolojisiyle giriÅŸ yaptım. Yani basit anlatımıyla, ayna ve özel alaşımlı borularla yüksek basınçta ve sıcaklıkta ısı üretip, bunu suyla birleÅŸtirerek buhar elde etmekten bahsediyoruz. Bu buhar da buhar türbinine verilerek elektrik üretiliyor. O dönemde sektöre girdiÄŸim ilk 6 ayda yaptığım analiz sonucunda CSP teknolojisinin PV (Photovoltaic) ile rekabet edemeyeceÄŸini anlamıştım. Çünkü CSP sektöründe bulunanlar ısrarla elektrik üretmeye çalışıyorlardı. GüneÅŸ ışımasından direkt elektrik üreten teknoloji olan PV’nin ise sürekli fiyatları düÅŸüyordu. Son 3-4 senede fiyatı %70 oranında düÅŸmüÅŸtü. Zaten oldukça pahalı kalan CSP’den de bu nedenle sektörün önemli oyuncuları birer birer çıkıyorlardı.
Kafanızda canlandırabilmeniz için parabolik oluk teknolojisinden bir kesit. Burada CSP kollektörlerini net bir ÅŸekilde görebilirsiniz.
Esasında CSP iyi bir teknoloji ve kullanım alanı var. Bu konuda o dönemde teknik ortağıma da aynı brief’i vermiÅŸtim. Ancak bir türlü kabul ettiremedim. Åžunu vurguluyordum: CSP’de doÄŸru iÅŸ modeli CSP’nin ana ürünü olan ısıya odaklanmaktı. Yani fabrikaların ısı ihtiyacını karşılayabiliyor veya emmeli soÄŸutucu (absorbtion chiller) denilen bir donanımı sisteme entegre ederek binanın ısıtma ve soÄŸutmasını yapabiliyordunuz. Ancak CSP kolektörlerini daha ufaltıp maliyetleri azaltma yönüne gidilmesi gerekiyordu. Bu önerim kabul görmedi. Sonunda da hisselerimi 2013’te sattım ve çıktım. Hitit Solar ile ilgili hikâyemi daha sonra bir baÅŸka yazımda kaleme alacağım.
CSP’den PV’ye geçiÅŸ
CSP’den çıkarken aklımda hep PV’ye girmek vardı. CSP ÅŸirketini satacağımı varsayarak 2012’de PV için ÅŸirketi kurdum ve satış gerçekleÅŸtikten sonra 2013 yılının Mart ayında aktif hale getirdim. Ä°lk olarak sektörde bulunan bütün oyuncular gibi lisanssız projelerden baÅŸladık. Lisanssız projeler bütün sektör açısından iyi oldu. Hepimiz sektöre bu sayede adımımızı atmış olduk. Biz de EkoRE olarak yaklaşık 30 MW’lık bir portföy geliÅŸtirdik, devreye aldık ve sattık.
Tüm bunları gerçekleÅŸtirirken, yine yaptığım analizle 2014 senesinden itibaren bütün üretim süreçlerinin Türkiye’de olmasının stratejik açıdan ne kadar önemli olduÄŸunu herkese anlatmaya baÅŸladım. Bu konuÅŸma ve fikir alışveriÅŸlerinin ardından, 2015 yılı itibarıyla kolları sıvadım ve araÅŸtırmaya baÅŸladım. AraÅŸtırmalarımız sonucunda hangi teknolojiyle bunu yapmamız gerektiÄŸine karar verdim. Kristal teknoloji doÄŸru teknolojiydi. Çünkü ince film teknolojisine göre verimlilik ve fiyatı kombine ettiÄŸinizde her anlamda daha üste çıkıyordu. Ä°zleyen yıllardaki geliÅŸmelere baktığınızda da bu iki önemli kriterde (fiyat ve verimlilik) ince film teknolojisi kristal teknolojiyi bir türlü yakalayamadı hatta aradaki fark açıldı. Tabii teknoloji de sürekli geliÅŸiyordu. Sırasıyla polycrystalline, monocrystalline, PERC’lü monocrystalline ve son olarak da heterojunction teknolojileri piyasada üretilmeye ve kullanılmaya baÅŸladı. Üretim deÄŸerleri ve verimlilikler, geliÅŸen teknolojiyle sürekli arttı. Biz de yatırım yapacağımız teknoloji ve iÅŸ modelini belirledik, çalışmalarımızı buna göre yaptık. Bu çalışmaların detaylarını ileride açıklayacağız. Åžimdilik bu detaylar iÅŸin saÄŸlıklı yürüyebilmesi için bizde kalsın.
Yatırım için NiÄŸde’yi seçme nedenlerimiz
Bir de stratejik olarak üretim tesisinin konumu çok önemliydi. Yaptığımız araÅŸtırmalar sonucunda NiÄŸde’de karar kıldık. NiÄŸde bence Türkiye’nin hak ettiÄŸi yerde olmayan illerinden. Büyük potansiyeli var. O potansiyeli gördükten sonra oraya yatırım yapmaya karar verdik. Yatırıma karar vermemizin etkenlerini sizinle daha detaylı paylaÅŸmak isterim:
- NiÄŸde’nin Türkiye’nin güneÅŸ kemerinin ortasında olması,
- Mersin limanına 2 saatlik uzaklıkta olması (ihracat için),
- NiÄŸde Bor OSB’ye tren istasyonu planlanması (içinden ray geçecek),
- Yatırımı yapacağımız NiÄŸde Bor OSB’nin yanından geçen yolun diÄŸer tarafına havalimanı planlanması (NiÄŸde-Aksaray Havalimanı),
- Havalimanının yanında da 1000 MW’lık devasa güneÅŸ tarlası planlanması (2. YEKA’nın olacağı arazi),
- Oradaki idari yetkililerin NiÄŸde Valisi, Bor Belediye BaÅŸkanı vb. bize her konuda çok yardımcı olması,
- Eski adı NiÄŸde Üniversitesi yeni adı Ömer Halisdemir Üniversitesi’nde güneÅŸ hücre laboratuvarının kurulmuÅŸ olması (ODTÜ’lü hocalar tarafından kurulmuÅŸ),
- NiÄŸde’nin güvenli ve rahat bir yer olması,
- Halkın böyle büyük bir yatırıma çok istekli olması.
Bence NiÄŸde bizim yatırımımızı izleyen süreçte Türkiye’de güneÅŸ enerjisinin merkezi konumuna gelecek. Bu arada yatırım yapacağımız yer NiÄŸde’nin Bor ilçesi. Hatta meÅŸhur “Geçti Bor’un pazarı, sür eÅŸeÄŸi NiÄŸde’ye” deyiminin çıktığı yer. Bor Pazarı salı, NiÄŸde (Merkez) Pazarı perÅŸembe günü. O dönemde yaya giden yüklü bir insan Bor’dan NiÄŸde’ye 1,5 günde gidermiÅŸ. Bor oldukça büyük bir ilçe ve merkez ilçeyle aralarında tatlı bir rekabet var. NiÄŸde OSB nispeten doluydu ve Bor OSB’nin potansiyelini daha yüksek gördüÄŸümüz için orada karar kıldık. Bir de Bor’un ÅŸimdiki belediye baÅŸkanının yaklaşımı da Bor’u seçmemizde etken oldu diyebilirim.
Bizim 2016 yılında resmi olarak baÅŸladığımız çalışmalar sürecinde ne yazık ki sektörde ve ülkemizde yaÅŸanan sıkıntılı gündemden dolayı bir türlü finansal kapamayı yapamadık. Burada 15 Temmuz, Referandum, OHAL durumu ve yaÅŸanan terör olayları etken oldu. Hatta niyet mektubunu imzalayıp ertesi gün vazgeçen yatırımcı bile oldu. Tabii biz projemizden hiç vazgeçmedik. Elimizden geleni yapmaya devam ettik.
Tümüyle yerli güneÅŸ paneli hedefimiz
Bu arada güneÅŸ panelinin tüm süreçlerinin Türkiye’de üretilmesi gerektiÄŸi konusunu bütün ilgili makamlarda dillendirmeye devam ettik. Hatta bu anlamda organize edilen YEKA’ya katkımızın olduÄŸunu düÅŸünüyorum. YEKA ihalesi oluÅŸturulurken Enerji Bakanlığı’na biz de birçok teknik bilgi aktardık. Biz birinci YEKA ihalesine girmedik ama katkı verebildiysek ne mutlu bize. DiÄŸer taraftan yaptığımız çalışmalar Ekonomi Bakanlığı’nın dikkatini çekti. Bundan yaklaşık 1,5 sene önce görüÅŸmeler baÅŸladı. Bizden istenen çalışmaları tamamladık. Bize aktarıldığı kadarıyla “Proje Bazlı TeÅŸvik Sistemine” ilk baÅŸvuran ve buna hak kazananlardan olduk.
Bize bu teÅŸvikin lansmanının Mart ayının son haftası yapılacağı duyuruldu. Mezun olduktan 18 sene sonra beni fark eden Kanada’daki üniversitem McGill University’den giriÅŸimcilik etkinliÄŸi olan Dobson Cup’ta jüri ve mentorlük yapma teklifi almıştım. Kanada’nın en iyi üniversitelerinden birinden böyle bir teklif almak benim için onurdu. Ancak lansmanın tarihleriyle çakışma olunca mecburen Kanada’daki programımı iptal ettim (uçak, otel rezervasyonu vs.). Bu duruma ÅŸahsen üzüldüm ama yapacak bir ÅŸey yok. Bu arada Kanada’daki üniversitemden bahsetmiÅŸken Kanada eÄŸitim kurumlarının yayını olan Edu Life Canada’da (Kanada EÄŸitim Dergisi) yeni çıkan bir röportajımı paylaÅŸmak isterim.
Mart ayının son haftası lansmana katılmak için bütün hazırlıklarımı yapmıştım. Ancak lansmandan iki gün önce Ekonomi Bakanlığı’ndan bizi aradılar ve CumhurbaÅŸkanının programındaki önemli bir deÄŸiÅŸiklikten dolayı programı Nisan ayına ertelediklerini bildirdiler. 6 Nisan Cuma günü bizi tekrar arayarak programın 9 Nisan Pazartesi yapılacağını teyit ettiler.
Biz de lansmana ekip olarak katıldık. AÅŸağıda CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi’nin dışında çektiÄŸimiz resmi görebilirsiniz.
Pazartesi saat 14.00’te baÅŸlayan program, konuÅŸmalardan sonra teÅŸviklerin verilmesiyle devam etti. Tüm programın video kaydını aÅŸağıda bulabilirsiniz.
Ayrıca ilgili resmi yazıyı da https://www.tccb.gov.tr/anasayfa-haberleri/393/92094/icerik.html linkinde bulabilirsiniz.
Benim teÅŸvik belgesini aldığım bölümün videosunu da sizlerle paylaÅŸmak isterim:
Proje Bazlı TeÅŸvik Sistemi’nde teÅŸvik belgelerinin takdim törenin ilgili diÄŸer resimleri de aÅŸağıdadır.
Enerji bağımsızlığına doğru emin adımlarla...
Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti CumhurbaÅŸkanlığı, BaÅŸbakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı’nın önderliÄŸinde EkoRE toplam deÄŸeri 2,2 milyar TL’lik “Proje Bazlı TeÅŸvik” kazandı. Yaklaşık 2 sene önce PV panel üretim sürecinin komple Türkiye’de yapılmasının fikir babası olarak çalışmaları resmi olarak baÅŸlatmıştım. “Enerji Bağımsızlığı için %100 Yerli GüneÅŸ Paneli” diye adlandırdığım ve NiÄŸde Bor’da gerçekleÅŸtirmeyi planladığımız bu proje ilk meyvesini verdi. Bize destek olan ve emeÄŸi geçen herkese can-ı gönülden teÅŸekkür ederim.
Bundan sonra da bize düÅŸen, projede finansal kapamayı bir an evvel gerçekleÅŸtirip inÅŸaata bu sene baÅŸlamaktır. Tüm bu süreçler sonucunda önümüzdeki sene fabrikayı devreye alıp üretime baÅŸlamayı hedeflediÄŸimizi söyleyebilirim.
Vatana millete hayırlı olsun.
Not: Henüz yolun başında olduÄŸumuz için bu yazıda resmi bir teÅŸekkür yayınlamadım. Fabrikayı açacağımız zaman kaleme alacağım yazımda “isim isim” teÅŸekkürlerimi ileteceÄŸim. Bilginize.
http://antalyakorfez.com/turkiyeyi-%100-yerli-gunese-kavusturacagiz/
Etiket: ekoloji
Keşke herkes bu gerçeği görebilse...