Geçen yılın bilançosu, gelecek yılın temennileri
21 Aralık 2021 tarihinde yılın en “karanlık” gününde bu seneki son yazıyı kaleme almaya koyulduğumda, uzun bir süre sonra problemleri teker teker çözmeye başlayıp kendimi daha iyi hissettiğimi fark ettim. Tabii daha yapacak çok iş var, ama geleceğe artan bir umutla baktığımı söyleyebilirim.
2021 özetle benim için iyi bir sene oldu. Gelişim ve değişimin tetiklendiği ve sıkıntılardan yavaş yavaş sıyrıldığım bir seneydi.
Öncelikle Ocak ayında Moka’nın satışını gerçekleştirdik. %65 hissedarı olduğum Moka’yı İş Bankası’na ortamın tüm olumsuzluklarına rağmen sattık. Ekonomik koşulların olumsuzluğu, politikadaki istikrarsızlık ve Covid-19 pandemisinin kendini sürekli tekrar eden dalgalarla iliklerimize kadar hissettirdiği bir ortamda böyle bir yatırımdan çıkış (exit), “başarı” sayılır. Üstelik üzerimdeki büyük yüklerden birisi olan Moka’daki ortaklarımın benden sürekli bir şeyler koparmaya yönelik davranışlarının bu satışı çok zorlamasına rağmen sonuca ulaşmayı başardık. Haksız yere “Bize bu rakamı ver, yoksa sana bu satışı yaptırmayız” diyerek benden ciddi rakamlar kopardılar. Özellikle böyle bir dönemde yaptıkları bu haksızlıkların yanlarına hak kalmayacağını biliyorum. Şu anda detaylarını aktarmayacağım, bir sürü rezilliğe imza attılar, ben de içinde bulunduğum konjonktürden dolayı sineye çektim, ne olursa olsun bu satışın hayata geçmesine odaklandım. Sonunda da bu gerçekleşti ve iyi oldu.
Bir başka iyi haber de rüzgar santralimizden geldi. Bu rüzgar santralinin yapımı adeta epik bir trajediye dönüşmüşken, son anda yaptığımız müdahalelerle hayata döndü. Geçenlerde uluslararası rüzgar türbini firmasıyla konuşurken bizim projeyi şöyle tanımladım: Bu projeyi hasta metaforuyla tanımlarsak, hasta hayatını kaybetti, kalp masajı ve elektroşokla hayata döndürdük. Bu projeyle ilgili yaşadıklarımızın özeti bu, kaleme aldığım yazıları da aşağıda bulabilirsiniz:
https://www.serhansuzer.com/tr/ders-niteliginde-bir-res-projesinin-kurtarilmasi-1-
https://www.serhansuzer.com/tr/ders-niteliginde-bir-res-projesinin-kurtarilmasi-2-kanat-kazasi
https://www.serhansuzer.com/tr/ders-niteliginde-bir-res-projesinin-kurtarilmasi-3-t1i-devreye-alma
Rüzgar türbinlerimizde gelişmeler olumlu
Bu yazı dizisinin dördüncüsü ve muhtemelen sonuncusu da yolda. 2022’de sizlerle paylaşacağım. Sonuç olarak 2021 senesine bu projede bulunan türbinlerden biri arızalı, bir diğeri de devreye alınmamış şekilde girdik. Ocak ayında T2 türbinini, arızalı ekipmanını yurt dışından getirerek tekrar devreye aldık, tabii bu arada yaklaşık bir ay kaybetmiş olduk. T1 türbinini de şubat ayında devreye alabildik. Ancak o türbinde de kurulumdaki hatadan dolayı yaklaşık bir ay sonra busbar yandı ve nisan ayını neredeyse boş geçirdik. Busbarı yeniledik ve türbini devreye aldık. Arada mart ayı da fena geçmedi ama türbinlerde zaman zaman yaşanan bu arızalar ve durmalar bu sene boyunca azalarak da olsa devam etti. Azalarak diyorum çünkü ilk sene türbinlerde her şeyin oturma senesidir derlerdi, bunu bire bir yaşamış olduk. Türbinin tüm aksaklıklarını bütün sene boyunca düzelterek devam ettik. Uzun bir süre atıl duran türbinlerde bu aksaklıkların olması normal. Bu aksaklıkların sene sonu itibariyle asgariye indiğini söyleyebilirim. Tabii rüzgar santrali işletirken her konunun sürekli üzerinde olmanız ve proaktif bir şekilde hareket etmeniz gerekir ki gelecek sorunların önüne daha başlamadan geçebilesiniz.
Yaralar sarıldı, safralar atıldı
Bu sene geçen yıllarda yaşadığım ekonomik krizin yaralarını sardığım bir sene oldu. Borçlar ciddi anlamda azaltıldı. Elimizdeki kaynaklar en verimli şekilde kullanılmaya çalışıldı.
Sadece nakit olarak değil, vakit olarak da üzerimde yük olan ve motivasyonumu aşağıya çeken işleri bıraktım. Afet Platformu bunlardan biri. Çok güzel başlayan, Elazığ ve İzmir depremlerinde büyük iş başaran bir dayanışma ve koordinasyon hikâyesi benim açımdan kâbusa dönüştü. Fikir ve isim babası olduğum, ilk dönem sözcülüğünü yaptığım, dolayısıyla ciddi mesai harcadığım bu alanda inanılmaz olaylara ve manipülasyonlara tanıklık ettim, haksızlıklara uğradım. Detaylara girmeyeceğim çünkü geçmişi geride bırakmak istiyorum. Ancak özellikle TİDER’de vefa sözü alıp bayrağı devrettiğim kişi, bir başka kurumun kurucusu çok eski dostum diye her yerde yücelttiğim, her zaman koruduğum kolladığım bir başka kişi ve onların yönlendirdiği her türlü yalan dolanı çekinmeden söyleyebilen, bana iftira atan 5-6 STK'nın yöneticisi ve onların sempetizanlarının yaptıkları organize itibarsızlaştırma hareketlerini ve ihanetlerini unutmayacağım. Onların kişilik zaafları olabilir, bunları önceden tespit etmemiş olmak ve Afet Platformu'na bu kadar emek vermek benim hatam, ancak bundan sonra insan seçimlerimde çok daha dikkatli olacağım. Benim emeklerimi gerçek anlamda hakeden kişi, kurum ve kuruluşlarla çalışacağım.
Karanlıktan, hep yükselen aydınlığa
21 Aralık’ta bu yazıyı kaleme almaya başladığımda bugünün aynı zamanda en karanlık gece olduğunu hatırlıyorum. Kış gündönümü olarak adlandırdığımız bu günde, Kuzey Yarımküre’de kış mevsimi resmen başlıyor. Ekvator'un kuzeyinde yaşayanlar kış gündönümü ile 24 saat boyunca yılın en kısa gününü yaşayacak. Bu nedenle o gün “en kısa gün”, “en uzun gece” ya da “en karanlık gün” adlarıyla anılıyor. Neden böyle olduğuna bilimsel açıdan bakarsak, 21 Aralık'ta Kuzey Kutbu Güneş'ten en uzak noktada olduğu için Kuzey Yarımküre'de kış başlar. Ancak bugünden sonra Kuzey Kutbu Güneş’e yaklaştığı için artık en kısa formatında olan günler yeniden uzamaya ve güneşi daha fazla görmeye başlıyoruz. Detaylar için BBC’de bu konuyla ilgili çıkmış bir yazıyı okuyabilirsiniz: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-50843074
Mutluluk hepimizle olsun
Türkler için de Şaman kültüründen kalma 21 Aralık özel bir gündür. Adeta Türklerin yılbaşı sayılır. En uzun gecenin her gün daha aydınlığa evrilmesi de umarım 2022 senesinin hikâyesi haline gelir benim için. Bu hikâyenin gerçekleşmesi için de her zamankinden daha fazla çalışmam ve vizyonumu ortaya çıkaracak aksiyonları hiç vakit kaybetmeden almam gerektiği aşikâr. Özetle;
- Yük olan her şeyi bırakmaya başladım, bu süreci tamamlayacağım.
- Bana yapılan bazı haksızlıklarla ilgili hukuki haklarımı kullanacağım. Geçmişi geride bırakıyorum ama göz göre göre yapılan haksızlıkların peşini bırakmayacağım, burada bir hesaplaşma olacak.
- Finansal problemleri asgariye indireceğim. Eş zamanlı çıkış dönemim başlayacak.
- Hayatımın her alanında tutarlılık ve devamlılık oluşturacağım. Aynı saatte yataktan kalkmak da bunlardan biri.
- Özel hayatımda bazı gelişmeler olabilir.
- Uzun yıllardır hayalini kurduğum işleri gerçekleştirmeye başlayacağım.
Bu yazı vesilesiyle Türklerin kış gündönümünü ve Hıristiyan arkadaşlarımın Noellerini kutluyorum. 2022’nin tüm okuyucularım için sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini diliyorum.
Not: Bu yazımda bana ilham verdiği için Banksy'nin eserlerini ve mesajını kullandım. Banner resmi için de Stik'in "Little Friend" adlı minimalist eserinin önünde çektiğim resmi kullandım. Bütün resimler Hollanda'nın Amsterdam şehrinde bulunan Moco Müzesi'nde çekildi.
Etiket: özel günler
Keşke herkes bu gerçeği görebilse...