Hayata Dair 2 - Gençliğime sevgilerimle…

Her insanın iyi kötü bir hikâyesi var. Nasıl bir hikâye yazacağınız da erken yaÅŸlardan itibaren ÅŸekilleniyor. Daha evvel insan yaÅŸamıyla ilgili düÅŸüncelerimi aktardığım “Hayata Dair” baÅŸlıklı yazıma devam niteliÄŸinde olan bu yazıda benimle aynı lisede okuyan Nil Karaibrahimgil’in hayat dersi verdiÄŸi “GençliÄŸime Sevgilerimle” ÅŸarkısının sözlerini paylaşıyor olacağım...
 

Dün annemi yemeÄŸe çıkardığım restoranda ÅŸans eseri daha önce TÄ°DER vasıtasıyla tanıştığım, bir Ä°sveç firmasında çalışan bir tanıdığa rastladım. En yakın arkadaÅŸlarından biriyle çocuklarını da yanlarına alıp Etiler’deki bu vejetaryen restoranına gelmiÅŸlerdi. Herkese tavsiye edebileceÄŸim “Bi Nevi Deli” adlı bu mekânda sohbet ederken her ikisinin de oÄŸlu restoranın içinde oynuyorlardı.

Tanıdığımın oÄŸlu Kemal elindeki ev yapımı çubuklu dondurmayı bırakıp annesine arkadaşıyla oynamak istediÄŸini söyleyince, annesi ona “Ä°sraf etmeyelim yazık, eÄŸer bırakacaksan bu dondurmayı buzluÄŸa kaldırtalım, daha sonra yeriz” dedi. Bu çocuÄŸun kiÅŸisel geliÅŸimine çok önemli bir katkıdır. ÇocuÄŸun beyni 10 yaşına kadar sünger gibidir. Ne verirsen alır ve tüm o verdiklerin çocuÄŸun bütün hayatı boyunca etkili olur. Bu yaÅŸta bir annenin çocuÄŸuna “israf etmeyelim” diye öÄŸütlemesi çok deÄŸerli. Bunun gibi memlekette ebeveyn eÄŸitimi ve eÄŸitmenlerin eÄŸitimini önceki yazılarımda da belirttiÄŸim gibi çok önemsiyorum. SaÄŸlıklı gelecek nesiller yetiÅŸtirmek için önce ebeveynler ve eÄŸitmenlerden baÅŸlamamız gerekiyor. Ä°leride bu konuda detaylı yazılar yazmaya devam edeceÄŸim.

Konumuza dönersek, Kemal, arkadaşı Ali’yle oynamaya gidince önceden tanıdığım Kemal’in annesi ve onun yakın arkadaşı Ali’nin annesiyle sohbete devam ettik. Ben de ÅŸunu söyledim kendisine; “Åžimdi oÄŸlunuza yemek yedirmeye çalışıyorsunuz, bundan 30-40 sene sonra ÅŸu anda bizim masada gördüÄŸünüz gibi inÅŸallah oÄŸlunuz sizi yemeÄŸe çıkaracak” dedim.

Her iki yakın arkadaÅŸ da gülümseyerek “inÅŸallah” dediler.

 

Geçen hafta Serhan’ı Serhan yapan 3 kadın yeni taşındığımız ofisime ziyarete geldi. Soldan saÄŸa halam, ben, babaannem ve annemi görebilirsiniz. 2011’de aile ÅŸirketinden ayrıldıktan sonra çok ciddi efor sarfederek vizyonumuza yakışır bir ÅŸekilde yaptığımız ÅŸirket merkezimize 4 giriÅŸimimi (EkoRE, Moka, EkoCCS ve Bonbon) bir araya topladık. Bu resim ziyaretimize gelenlerin üniversite kampüsü gibi olmuÅŸ diye nitelediÄŸi yeni ÅŸirket merkezinin kütüphanesinde çekildi.



Nasıl bir hikâye olacaksınız?

Dün yaÅŸadığım bu anı sizlerle paylaÅŸmak istedim çünkü bana göre bu hayatta en önemli ÅŸey saÄŸlıklı ve mutlu bir yaÅŸam sahibi olmaktır. Ailenizin her zaman yanınızda olması ve sizin ailenizin yanında olmanız da bunu saÄŸlayacak temel taÅŸlardan biridir.

Esasında hayat çok çabuk geçiyor, hepimizin sınırlı bir süresi var. Her insanın iyi kötü bir hikâyesi var. Nasıl bir hikâye yazacağınız da erken yaÅŸlardan itibaren ÅŸekilleniyor. Daha evvel duygulandığım bir dönemde kaleme aldığım “Hayata Dair” baÅŸlıklı yazıyı (http://www.serhansuzer.com/tr/hayata-dair) bir seri haline getirip deneyimlerimi tüm dostlarla ve henüz yolun başında olan gençlerle uzun süredir paylaÅŸmak istiyordum. Bu yazıyı da “Hayata Dair” baÅŸlıklı yazımın devamı olarak algılayabilirsiniz.

Bu konuda yazabileceÄŸim çok ÅŸey var. Geçenlerde radyoda ÅŸans eseri denk geldiÄŸim Türkiye’de kendi kulvarında en baÅŸarılı sanatçılarından biri olan Nil Karaibrahimgil’in “GençliÄŸime Sevgilerimle” adlı ÅŸarkısını paylaÅŸarak baÅŸlamak istiyorum.

Nil’le yolumuz kesiÅŸmedi ama en azından gençliÄŸimizde belli bir süre aynı paralelde geçti. Biz Nil Karaibrahimgil’le aynı lisede okuduk. Benden bir yaÅŸ büyüktü. Onun bazı yakın arkadaÅŸları benim de arkadaşımdı ancak bizim nedense kendisiyle pek iletiÅŸimimiz olmadı. Yine de aynı liseden mezun olmuÅŸ bir arkadaşı olarak tarzı ve yaptıklarıyla gurur duyduÄŸumu belirtmek isterim.

Türkiye’mizin böyle aydınlık yüzlere her zaman ihtiyacı var. Gelelim “GençliÄŸime Sevgilerimle” baÅŸlıklı ÅŸarkısına. Bu ÅŸarkıyı https://youtu.be/-yYCL5S2QI0 linkinde dinleyebilirsiniz. Åžarkının kulaÄŸa hoÅŸ gelmesinden öte esas deÄŸerli olan sözleri. Tüm gençlere ve dostlara, bu ÅŸarkıyı dinlerken aÅŸağıdaki sözlerin de tekrar üzerinden geçmelerini tavsiye ederim:

 

Yabancı okuyucularım için Nil Karaibrahimgil’in durumu tasvir eden güzel bir resmini paylaÅŸmak isterim.



GençliÄŸime Sevgilerimle

Zaman makinası olsaydı ve kendi gençliÄŸime, mesela 17 yaşıma dönseydim kendime ÅŸunları söylerdim; 

En önemli ÅŸey aÅŸk, onu doya doya yaÅŸa, bu bir.

Ne yapmayı sevdiÄŸini bul ve sonra o sevdiÄŸin ÅŸeyi yapabiliyor musun ona bak. Yapamıyorsan boÅŸuna enerjini tüketme, yapabilenler yapsın.

Yapıyorsan, dünyanın en ÅŸanslı insanlarından birisin, dilini ısır, kimseye söyleme.

SevdiÄŸin insanlar bul, iÅŸlerini onlarla yapmanın yollarına bak. Hayat ‘yap, et, çalış, baÅŸar’la geçiyor. Ve bu maraton çok sevdiklerinle geçerse iÅŸ yapmamış sürekli aÅŸk yapmış olursun.

Birkaç kiÅŸinin elini sıkı sıkı tut. Onların dertleriyle dertlen, mutluluklarıyla uç, dediklerine kulak ver. Onları kaybetme. Her ÅŸey deÄŸiÅŸtiÄŸinde senin en orijinal halini bilip sevenlere ihtiyacın olacak. 

Kendini onunla bununla karşılaÅŸtırma. BaÅŸkalarının kriterlerine göre seçim yapma! O zaman baÅŸkalarının gideceÄŸi yerlere gidersin. Oralarda ne iÅŸin var, senin yolun baÅŸka yokuÅŸların baÅŸka!

Konu komÅŸu ne der diye dinleme. KomÅŸu senin hayatın hakkında topu topu 15 dakika konuÅŸacak, sense ölene dek onu yaÅŸayacaksın.

Hareket et, her gün hareket etmeyi alışkanlık haline getir. Bir spora kafayı tak, dansa kafayı tak, satranca kafayı tak. Kafaya taktıkların ileride yaldız olup üzerine yaÄŸacak, yaldız olup üzerine yaÄŸacak. 

Her gün oku, her ÅŸeyi oku. AÄŸaç olmak nasıldır, Van Gogh olmak nasıldır, Ä°kinci Dünya Savaşı’na katılmış olmak nasıldır, öÄŸren! Bir gün hepsi yapboz gibi yapışıp sana inanılmaz gerçekleri gösterecek.

Kızlar; zekâdan, çalışıp baÅŸarandan ve espriden hoÅŸlanır. Erkekler; güzellikten, edadan ve huzurdan hoÅŸlanır.

Hayat alışkanlıklarla yürüyor. Bir ÅŸeyi iyi yapmak istiyorsan hemen alışkanlık haline getir. Alışkanlıksa tekrarla oluyor. Beyin böyle programlanıyor. Bir ÅŸeyi sürekli yaparsan baÅŸka ÅŸeyi düÅŸünmüyor, onu hep öyle yapıyor. O yüzden alışkanlıklarına çok dikkat et! Neyi alışkanlık yaparsan hayatın ondan oluÅŸacak unutma.

Erken kalkmak kulaÄŸa berbat geliyor,  biliyorum ama ‘erken kalkan yol alır’ hayatımda duyduÄŸum en doÄŸru ÅŸey. Bazen saat 8.30 da üç ÅŸey bitirmiÅŸ oluyorsun ve inanamıyorsun zamanın göreceliÄŸine.

Dedikodu yapma! Dedikodu nasıl bir ÅŸey biliyor musun? Böyle evinin içine çöp boÅŸaltmışsın gibi, aÄŸzını, içini, evini kokutuyor. Rahatlatır sanıyorsun ama pisletiyor insanı. Gül geç. Hem dedikodu yapanların başına mutlaka ayıpladıkları, beÄŸenmedikleri, çekiÅŸtirip durdukları ÅŸey gelir unutma. Hayatın mizah anlayışı böyle.

Kızlar güzel mi güzel bir kadın olduÄŸunuzda, kendi atınız olsun. Kendi paranızı kendiniz kazanın, onu ÅŸakır ÅŸakır harcayın. Böylece ayrılıklarla, boÅŸanmalarla attan inip eÅŸeÄŸe binmezsiniz. Atınızı kimse altınızdan alamaz. Dörtnala baÅŸka yere gidebilirsiniz. 


Erkekler; yakışıklı mı yakışıklı bir erkek olduÄŸunuzda, kadınlara çocuklara ve hatta birbirinize asla el kaldırmayın. O güç, güç deÄŸil! Kaba kuvvet o. Korkudan kaynaklanır. Kaybetme korkusundan. Ve kimseyi avucunuzda sıkarak elinizde tutamazsınız. Tam tersi avucu apaçık bırakacaksınız. Kimseyi suçlama. Suçlamak; nasıl diyeyim, zehirli bir duygu. Ä°nsanı frenler, insanı kurban psikolojisine sokar. Atıl bırakır. Hatta ÅŸimdiden duvara "kendimi suçlu hissetmiyorum" yaz. 

"Kendimi suçlu hissetmiyorum. Kendimi suçlu hissetmiyorum. Kendimi suçlu hissetmiyorum" yaz. Çok faydasını göreceksin.

Ceplerden, bilgisayarlardan televizyonlardan uzak bir saat ayır kendine. Kendinle sosyalleÅŸ yoksa unutursun nasıl biri olduÄŸunu. Hayatın,  sana baÅŸkaları tarafından yansıtılmayan bir aslı var. Onu dinle deniz kabuÄŸu dinler gibi. Yalnızlığını kimseye verme. Yalnızlığın hariç her ÅŸeyi paylaÅŸ. Çünkü hayat paylaşınca güzel. 

Her gün ÅŸükret! TeÅŸekkürü dualarından asla eksik etme. TeÅŸekkür kadar insana iyi gelen bir ÅŸey yoktur. Bir ÅŸeyi istemekten dilemekten bile iyidir. Sıcacık yapar ruhunu. ‘Bendeki bana yeter, hatta artar bile’ dünyanın en güzel felsefesidir. Birinden bir ÅŸey isteme, onun yerine birine bir ÅŸey ver, bak neler olacak seyret sonra.

Karanlık günler olacak. DüÅŸeceksin de. Yaralar da açılacak. O zamanlarda ÅŸunu unutma; tünel bitecek. Kalkacaksın da, kabuk da baÄŸlayacaksın. Sevdiklerine bakıp usanmadan "Seni seviyorum. Seni çok seviyorum" de. Hatta "sen ne yaparsan yap, kim olursan ol seveceÄŸim" de. 

Korkmaktan korkma. Ödün bile kopsun. Sonra kapa gözünü bas karanlığına. Belki biri taÅŸ döÅŸemiÅŸtir, kim bilir?

Böbürlenme, kibirlenme, köpürme. Abart, çoÄŸalt, parlat. Böbürlenme, kibirlenme, köpürme. Abart, çoÄŸalt, parlat.

Her gün bir yazar tarafından hayatının hikâyelendirildiÄŸini düÅŸün ve dinle. Böyle bir kahraman olmak ister miydin? Ä°stiyorsan baÅŸarıyorsun. Ne mutlu sana. 


“Pura Vida” ile güzel yaÅŸamak

Bu ÅŸarkı sözlerinin her bir kelimesinin altına imzamı atarım. Aklına saÄŸlık Nil, çok güzel öÄŸütler vermiÅŸsin.

Burada elbette “Hayata Dair” öÄŸütlere pek çok ekleyeceklerim var. Bunları da serinin diÄŸer yazılarına saklıyorum. Bir sonraki yazımda hayatı güzel yaÅŸamayı amaç edinmiÅŸ “Pura Vida” felsefesi ve Kosta Rikalılık üzerine bir yazı kaleme alacağım.

Åžimdilik saÄŸlıcakla kalın…

 

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 2 )
  1. Hande
    2018-07-11 20:55:44

    Elinize sağlık Serhan bey.. Çok güzel farkındalıklar kazandırdığınız bir yazı.. Devamını en kısa zamanda yazmanız dileğiyle..

  2. Nuray Mestci
    2018-08-09 20:12:30

    Bir sonraki yazıyı heyecanla bekliyorum.

Yorumlarınız için