İstismara dair yasa teklifinin düşündürdükleri

Ülke çapında tepkiye yol açan ve kısaca ‘cinsel istismar yasası’ olarak anılan yasa teklifi, birçoÄŸumuza kendimizin veya yakın çevremizdeki kiÅŸilerin maruz kaldığı travmatik olayları hatırlatmış olmalı. Teklifin komisyona geri çekildiÄŸi haberi elbette yüreÄŸimize bir nebze su serpti. Yine de bu çok hassas konuya iliÅŸkin bazı anı ve düÅŸüncelerimi paylaÅŸmakta yarar görüyorum.
Hiç size karşı zor kullanıldığı ve gücünüz yetmediÄŸi için karşı koyamadığınız oldu mu? Bana oldu. Anlatayım.
Bir yaz babam Tuzla’da yazlık kiralamıştı. Yanlış hatırlamıyorsam 8-9 yaÅŸlarındaydım. İkiz kardeÅŸimle birlikte yazlıktaki diÄŸer çocuklarla çabuk kaynaÅŸmıştık. Bir de ÅŸu an hayal meyal hatırladığım bir spor kulübü vardı. Arada sırada birlikte oraya giderdik.
Garip bir yaz tatiliydi bizim için. Mahalledeki çocuklar sevimliydi, iyi arkadaÅŸlıklar kurmuÅŸtuk, ancak ev ve yazlığın konumu çok hoÅŸumuza gitmiyordu. Ben hayatımda ilk defa o evde yarasa gördüm. Evden yarasa çıkar mı demeyin. O lüks villa tarzı evden çıktı. Hem de onlarcası.
Bir gün yine bizim evden çıktım, yazlığın yakınındaki kulübe gidiyordum. Bu kez kardeÅŸim Baran yanımda yoktu. Tek başıma yürürken, yanıma bir motosikletli geldi. 20’lerinin sonunda veya 30’larının başında olan motosikletli adam bana “nereye gidiyorsun?” diye sordu. Ben de “kulübe” diye cevapladım. “Atla istersen, seni götüreyim” dedi.
Hemen “çocuktur, ne anlar” demeyin. Ben küçük yaÅŸlardan itibaren pek çok ÅŸeyin farkında olan bir çocuktum. Bazı olayları adeta bir yetiÅŸkin gibi hemen kavramam ilginçti.
Bu soru üzerine bir an düÅŸündüm. Hızlıca durumu analiz ettikten sonra kulübe yürümeyle 10 dakika yolumun kaldığını, oysa motorla 2 dakikada oraya varacağımı, bizim mahallede olduÄŸum için bir sıkıntı çıkmayacağını düÅŸündüm ve arkasına bindim.
Motor önce düz gitti ve yol ayrımına geldiÄŸinde yanlış sapaÄŸa girdi. Bunu hemen fark edip arkadan bağırdım: “Yanlış yoldan gidiyorsun.” Tepki almayınca arka arkaya üç kez daha bağırdım, hatta en sonuncusunda “bırak beni ineceÄŸim” diye haykırdım. Baktım adam kaptırmış gidiyor, nereye gittiÄŸi belli deÄŸil, motordan attım kendimi. Tabii o hızda giderken atlayınca yerde yuvarlandım ve ardından hemen ayaÄŸa kalktım. Motorcu önce durdu, sonra bana doÄŸru gelmeye baÅŸladı. Elimi havaya kaldırıp “niye yanlış yoldan gidiyorsun?” dememle birlikte beni ensemden yakaladı. Motora doÄŸru çekti. Vurmaya çalıştım ama bu pek mümkün olmuyordu; adamın beline geliyordum, gücüm yetmiyordu. Sonunda kafamı motorun arkasına dayadı ve baba yadigârı altın kolyeyi tek bir hamleyle boynumdan koparıp aldı. Sonra beni tekrar yere savurdu ve motoruna atlayıp hızla uzaklaÅŸtı.
Takı alerjisi ve ‘Hulk etkisi’
Ben hemen eve geri koÅŸtum. Annem beni kapıda karşıladı. Ona sarıldığımı, aÄŸlamaklı bir ÅŸekilde “babamın kolyesini benden aldılar” dediÄŸimi ve olayı anlattığımı hatırlıyorum. Annem de doÄŸal olarak “boÅŸ ver kolyeyi oÄŸlum, yenisini alırız, sana bir ÅŸey oldu mu?” diye sordu. İki kere yere düÅŸtüÄŸümü ama bir sorun olmadığını söyleyince rahatladı.
Esasında bu olayın bende ruhsal anlamda halen etkisini sürdüren iki iz bıraktığını söyleyebilirim. Birincisi takı takamıyorum. Gerçi takı genel olarak hoÅŸuma da gitmiyor ama saat bile taktığımda içim sıkılıyor.
İkincisini ise ‘Hulk etkisi’ olarak adlandırıyorum. Hulk’un ne olduÄŸunu bilmeyenler için hemen açıklayayım. Hulk, Marvel Comics tarafından yayımlanan ünlü çizgi roman serilerinden birinin hayali kahramanıdır. Sıradan bir insan olan Doktor Bruce Banner hayatının tehlikede olduÄŸunu hissettiÄŸinde veya aşırı derecede sinirlendiÄŸinde Hulk'a yani yeÅŸil bir deve dönüÅŸmektedir (aÅŸağıda resmini görebilirsiniz).
Tabii benim Hulk’a dönüÅŸtüÄŸüm falan yok, ancak fiziksel kavgadan nefret eden ve elinden geldiÄŸince kaçınan ben, canım gerçekten yandığında veya köÅŸeye sıkışıp baÅŸka çaremin kalmadığını hissettiÄŸimde farklı bir boyuta geçiyorum. Gözüm aniden kararıveriyor. Sonrası karşı taraf için pek hayırlı olmuyor. Her ÅŸey bittiÄŸinde bana saldıran kiÅŸi veya kiÅŸiler fiziksel olarak ciddi hasar almış ve çoÄŸu zaman yerlerde oluyorlar.
Kimse yanlış anlamasın. Bu kavgaların hiçbirini ben baÅŸlatmadım. ÖrneÄŸin birinde okulun dışında yürürken arkadaşıma Tarabyalı gençler laf sataÅŸması sonrasında bıçak çektiler. Lise çağında gerçekleÅŸen bir diÄŸerinde, ben henüz 60 kiloyken, 120 kiloluk (abartmıyorum) benden en az 20 cm uzun “Ayı” lakaplı bir arkadaşımız futbol maçı sırasında bana arkadan çift daldı. “Ne biçim giriyorsun, bacağımı kıracaksın” diye tepki gösterdiÄŸimde “…r git lan iÅŸine” diyerek beni sert bir ÅŸekilde itmesi sonucu kafamı yere çarpınca, olan oldu. O arkadaşın ciddi aÄŸzı burnu dağılmıştı. Sonrasında beden eÄŸitimi hocamız bizi çağırdı. Aradaki sıklet farkından dolayı kavgaya inanmadığını hatırlıyorum. Bana revirden aÄŸzında-burnunda yara bandı ve tamponla dönen çocuÄŸu gösterip “bunu sen mi yaptın?” diye sormuÅŸ, kafamı salladığımda gülmeye baÅŸlayıp “hadi barışın” demiÅŸti bize (Açıkçası ben de hocamızdan bu tepkiyi beklemiyordum. Ama okuldaki her zamanki efendi duruÅŸumun kredisini kullandım herhalde diye düÅŸünmüÅŸtüm). Başımıza gelen bir baÅŸka olayı ikiz kardeÅŸim Baran ile göÄŸüslemiÅŸtik: http://serhansuzer.com/tr/ikizim-baranla-haksizliga-karsi-sirt-sirta-kavgamiz
Savunmasızlar ne yapsın?
Bunları ÅŸu yüzden yazıyorum. Birincisi kendi çocuklarının başına bir ÅŸey gelen veya bu yönde tehlike hisseden birçok anne-babada da aynı Hulk etkisinin olabileceÄŸine eminim. İkincisi, kavgaya giriÅŸtiÄŸim sırada gerçekten baÅŸka bir boyuta geçiyorum. Bunda bilinçaltında o küçüklükte yaÅŸadığım çaresizliÄŸin ve fiziÄŸimin yetmemesinin etkili olduÄŸunu düÅŸünüyorum.
Allah’a ÅŸükür, bir yetiÅŸkin olarak fiziÄŸimle her ÅŸeye yetebilir ve kendimi, etrafımdakileri koruyabilir hale geldim. Peki ülkemizde yaÅŸayan milyonlarca çocuk, kadın, yaÅŸlı ve engelliye ne demeli?
Bu kiÅŸilerin fiziksel yetersizlikleri yüzünden sapık, hırsız ve vandal ruhlu insanlar tarafından saldırıya uÄŸramaları, dayak yemeleri veya istismar edilmeleri korkunç bir durum. Otobüste tekme yiyen kız veya engelli kıza yapılan istismar gibi saldırı haberlerine medyada her gün rastladıkça ÅŸahsen çıldırıyorum. Elimizden bir ÅŸey gelmiyor ve bu çaresizlik durumu beni daha da üzüyor.
Hayat adil deÄŸil. Bazen sadece fiziksel deÄŸil, sözlü saldırıya da uÄŸrayabiliyorsun. Bu benim açımdan sık yaÅŸanan bir durum: önyargılar, yanlış anlamalar veya dezenfermasyon kaynaklı olarak insanlar haksız yere eleÅŸtirebiliyorlar veya hakkımda olumsuz yargıda bulunabiliyorlar. Beni gerçekten tanıdıktan sonra bu kiÅŸilerin davranışı hep olumluya dönmüÅŸtür. ÖrneÄŸin verdiÄŸim konferanslarda ender de olsa bazen sorularla resmen saldıranlar oluyor. Ben de elimden geldiÄŸince sabırlı, doÄŸru ve net cevap vermeye çalışıyorum. Bu davranışlardan sonra gelip benden özür dileyenler de oluyor.
Bu hafta sonu 39 yaşını dolduracağım. Bu yaÅŸlarda bile insan iÅŸ ve özel hayatında travmatik olaylar yaÅŸayabiliyor. AkÅŸamları gözüne günlerce uyku girmeyebiliyor, çok üzülebiliyor. Sonunda “her ÅŸeyin hayırlısı neyse o olsun” deyip geçiyorsun. Hayat bir ÅŸekilde devam ediyor. Akışına bırakıyorsun kendini.
Ancak bu yazıyı kaleme almamın asıl nedeni olan travmalar, bu tür dönemsel sorunlar gibi kolay atlatılamıyor ne yazık ki. Küçüklükte yaÅŸadığım bir saldırının bendeki izlerini size tarif ettim. YaÅŸadığım bu travma bile hafif kalıyor onların yanında.
Evet, çok daha kötü ÅŸeylere maruz kalan çocuklardan ve kadınlardan söz ediyorum. Onların ruh hallerini düÅŸünebiliyor musunuz? Bu travmayı nasıl atlatabilirler? Çok zor. Hayatları boyunca ciddi terapi de görseler maalesef o yükü hep kafalarının bir yerinde taşıyor olacaklar. BirçoÄŸu zaten normal hayata adapte olamıyor ve kayıp ruhlar ÅŸeklinde yaşıyorlar.
Yasa teklifi ve tepkiler
Bu konuda maalesef gerekli önlemler alınmadığı gibi, tam tersine bu saldırı kültürünün artmasına ve yaygınlaÅŸmasına sebep olacak aksiyonlar gündeme getiriliyor. Geçen Cuma günü çıkarılmaya çalışılan, kamuoyunda kullanılan tabiriyle cinsel istismar yasasından bahsediyorum (İlgili haberleri http://www.hurriyet.com.tr/index/cinsel-istismar linkinden okuyabilirsiniz).
En usturuplu ÅŸekilde söylemek gerekirse; bu yasa teklifi kimsenin içine sinmedi. Her açıdan çok yanlış ve bize yakışmayan bir öneriydi. Neyse ki bu satırları kaleme alırken teklifin komisyona geri çekildiÄŸi haberi geldi. Bu elbette olumlu bir geliÅŸme, ancak bu tür düzenlemelerin bir daha gündeme getirilmemesi gerek. Çünkü eÄŸer yasa bu haliyle çıkmış olsaydı reÅŸit olmayan birçok kiÅŸiye saldırılar artacak, sonra da saldırıya uÄŸrayan kiÅŸi ve ailesine evlenmesi için baskı yapılacaktı.
Saldırıyı yapanla evlendirilme yasa teklifiyle ilgili yapılan binlerce negatif yorum oldu. Burada detaylara girip seviyeyi düÅŸürmek istemiyorum. Sadece bir T.C. vatandaşı olarak bu tip yasalara kesinlikle karşı olduÄŸumuzu, Türkiye’de maalesef suç oranının hızla artış gösterdiÄŸini ve esas bunun için bir ÅŸeyler yapmak gerektiÄŸini belirtmek istiyorum. Aksi takdirde, orman kanunları iÅŸlemeye devam edecek ve herkes kendi başının çaresine bakacak. Aynı ÅŸu haberde olanlar gibi: http://www.hurriyet.com.tr/kizini-istismar-eden-genci-oldurdu-40284581#yorumlar
Son olarak yine sade bir vatandaÅŸ olarak change.org’un ilgili kampanyasına katıldığımı ve bizim gibi kampanyaya imza verenlerin 1 milyona yaklaÅŸtığını hatırlatmak isterim: https://www.change.org/p/cinsel-istismar-ma%C4%9Fduru-tecav%C3%BCzc%C3%BCs%C3%BCyle-evlendirilemez-tecav%C3%BCzme%C5%9Frula%C5%9Ft%C4%B1r%C4%B1lamaz?recruiter=52393118&utm_source=share_petition&utm_medium=facebook&utm_campaign=autopublish&utm_term=mob-xs-petition_update-no_msg Bu ve benzeri yoÄŸun kamuoyu tepkileri, komisyona geri çekilen teklifin ülke genelinde yarattığı hassasiyet konusunda yeterince fikir veriyor. Bu gerçek göz önünde bulundurularak, zorbalara deÄŸil gerçek maÄŸdurlara sahip çıkan, suçluların deÄŸil savunmasız insanların güvenliÄŸini gözeten önlemlerin artırılması tüm ülkenin hayrına olacaktır.
Sağlıcakla kalın.
SÜPER....