Ä°yi bir baba olabilmek

2012 senesinin Babalar Günü’nü de kutladık. Babalar Günü de diÄŸer benzer günler gibi sonradan icat edilmiÅŸ, ticareti pozitif yönde etkileyen bir “özel gün”.

Ancak, babalık müessesesini hatırlatması açısından faydalı bir gün aynı zamanda… Ben de bu vesileyle gözlemlediÄŸim çok farklı baba tiplerini ve iyi bir baba olabilmekten ne anladığımı paylaÅŸmak istiyorum sizlerle.

Yöresel farklılıklar, eÄŸitim durumu, sosyoekonomik statü ve çevresel faktörlere baÄŸlı olarak çok farklı baba tipleri mevcut memleketimizde. Ä°nanın, ben de onlarca baba tipiyle karşılaÅŸtım. Åžöyle bir tesbitim var diyebilirim. ÇocuÄŸun karakterinin oturmasında iki önemli unsur var. Birincisi çocuÄŸun genetik özelliÄŸi. ÇocuÄŸun karakter yapısı güçlü mü, zayıf mı? Problemsiz mi, problemli mi? Bu konuda kimsenin yapabileceÄŸi bir ÅŸey yok. Ä°lahi takdir demekten baÅŸka bir seçeneÄŸimiz de yok. Ancak, ikinci önemli faktör de ailesel ve çevresel faktörler. Mayası çok saÄŸlam olup da kötü bir aile ortamında yetiÅŸip heder olan çocuklara tanık olduÄŸum gibi ciddi problemli bebeklik ve çocukluk dönemleri geçirip çok dengeli, iyi bir aile ve çevrede büyüyüp sonra iyi yerlere gelmiÅŸ problemsiz bir ÅŸekilde kiÅŸiliÄŸi oturmuÅŸ çocuklara da tanık oldum. Dolayısıyla ilahi takdir deyip geçmemek lazım… Çocuk için iyi bir aile ortamı ve çevre yaratmak da önemli.

Baba tiplerine dönersek örneÄŸin, memleketimizde binlerce baba arasında kendini aÅŸiret aÄŸası gibi görenlere de rastladığımı söyleyebilirim. Bu kiÅŸiler, kendilerini yarı tanrı statüsünde görüp ailenin tek, deÄŸiÅŸmez ve vazgeçilmez lideri olarak addederler. Herkes onlara muhtaç olmak zorundadır. GerektiÄŸinde gücünü, parasını kullanarak bütün aile bireyleri üzerinde saltanatını devam ettirmek için her ÅŸeyi yapabilirler. Onlar için prensip diye bir ÅŸey yoktur. Tek derdi, kudretini hayatının sonuna kadar devam ettirmektir. Bu arada çocuklarının harcanıyor olması umurlarında deÄŸildir. Çocuklarını da bir emtia olarak görürler ve adeta tapusu ellerinde olan bir evi dekore eder gibi çocuklarını hep kendi istedikleri ÅŸekilde yönlendirmeye çalışırlar.

Bazı babalar ise çocuklarını her ÅŸeyin üstünde tutarlar. Çocuk belli bir yaÅŸa gelince ‘bundan sonra ailenin reisi sensin, ben tatile çıkıyorum’ deyip bütün sorumluluklarını çocuklarına teslim ederler. ‘Ä°htiyacın olursa beni ara, her zaman yanındayım’ diye telkinde bulunurlar.

Kimi babalar ise çocuklarını tüm imkânsızlıklarına raÄŸmen iyi okutmayı baÅŸarırlar ve iyi yerlere gelmelerindeki en büyük destekçileridir. Çocuklarının baÅŸarılı olmaları onlar için büyük bir gurur kaynağı olur.

Bazı babalar ise aile kurumuna hiç sahip çıkmaz ve çocuÄŸun iyi bir aile ortamında yetiÅŸmesinin önemini kavrayamaz. DiÄŸerleri ise ailesi yıkılmasın diye elinden geleni yapar.

Memleketimizde mesafeli baba tipi de yaygındır. ÇocuÄŸunun başını okÅŸamasını bile zayıflık olarak görür ya da öyle algılanmasını istemez. Ä°çten içe çocuÄŸunu sevse de hiç belli etmez. Hata yaptığında asla özür dilemez. Hatta bu tip babalar çocuklarının kendilerine “siz” diye hitap etmesini isterler. Tabii, bunun tam tersi de vardır. Çocuklarıyla aşırı laubali olmayı geliÅŸmiÅŸlik olarak görenler de vardır. Bu tip babalarının bazıları çocukların babalarına ‘baba’ demek yerine ilk ismiyle hitap etmeyi yeÄŸlerler.

Zengin ailelerde sıkça rastladığımız diÄŸer bir baba tipi ise çocuÄŸunun bütün maddi ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayanlardır. Hatta abartıp küçük yaÅŸta lüks araba, mücevher gibi aşırılığa kaçarlar. ‘Ben çok eziyet çektim, hiç deÄŸilse benim çocuÄŸum yaÅŸasın’ derler ve kendilerince çocuklarını bir eli yaÄŸda bir eli balda yaÅŸatırlar, bir dediÄŸini iki etmezler. Çocuk hata yaptığında hemen korumaya alırlar. ÇocuÄŸa kötülük ettiklerinin farkında deÄŸildirler. Böyle bir ortamda yaÅŸayan çocuklar hayatlarının sonuna kadar hata üzerine hata yapar, bir dikiÅŸ tutturamayarak sürekli hazır para yerler.
Bunun tam tersi aileler de vardır. Varlıklı olmalarına raÄŸmen, çocuklarının iyi yetiÅŸmeleri için bir an evvel hayata atılmasını saÄŸlarlar. Hatta hata yapacaklarını bile bile çocukları sırf bu deneyimden geçsin diye bazı ÅŸeylere göz yumarlar. Ancak, nasihat etmeyi de unutmazlar. Çocuklarını desteklemeye devam ederler.

Bir de bilinçsiz babalar vardır. Bu kiÅŸiler, bilinçsizliklerinden (ve korunmanın ne olduÄŸunu bilmediklerinden) çocuk üstüne çocuk yaparlar. Çocuklarının, yeme içme gibi minimum ihtiyaçlarını karşılayıp çocuk denecek yaÅŸta bile olsalar, bir an evvel iÅŸgücüne katılmasını teÅŸvik ederler. Zaten, o kadar çocuÄŸu büyütmek için maddi imkânsızlıkları vardır. Birinin yanına çırak olarak verirler, çocuÄŸa daha çocukluÄŸunu yaÅŸamadan hayatın bütün yükünü bindirirler. Ya da kızını olabilecek en erken zamanda (çoÄŸu zaman çocuk denebilecek bir yaÅŸta) evlendirmeye kalkarlar.

Bazı babalar ise sevgisizdirler. Korkutarak ya da aile bireylerinin kendisinden çekinmesini saÄŸlayarak herkesi yönetir, yönlendirmeye çalışırlar. Bazıları da tam tersine, bütün aile bireylerinin sevgi ve saygısını kazanarak bir dediÄŸinin iki edilmemesini saÄŸlarlar.

 

 

 

Burada esas soru ÅŸudur: Ä°yi bir baba olabilmenin tanımı nedir? Çünkü bu kadar çok farklılığın olduÄŸu yurdumuzda, iyi baba olmanın bir ortak paydasının veya tanımının olması gerekir mutlaka. Bana göre iyi bir baba olmanın reçetesini ÅŸu ÅŸekilde sıralayabiliriz:


1. Aile kurumuna inanmak ve çocuÄŸun sevgi dolu bir aile içinde yetiÅŸmesini saÄŸlamak.
2. Çocukla birebir ilgilenmek ve çocuÄŸa vakit ayırabilmek.
3. ÇocuÄŸun ayrı bir birey olduÄŸunu kabul etmek ve onu kendi istekleri ve arzuları doÄŸrultusunda yönlendirmeye çalışmaktan vazgeçip çocuÄŸun arzusuna, kabiliyetine ve becerisine göre yönlendirmek ve destek olmaya çalışmak.
4. ÇocuÄŸu gerçek hayatla tanıştırmaktan çekinmemek, hatta bazı hataları yapmasına göz yummak, ancak bu arada bütün uyarıları yapmak.
5. ÇocuÄŸun doyumsuz olmaması için herÅŸeyi bir anda vermeye çalışmamak ve bazı istekleri için çalışıp emek sarf edip elde etmesini saÄŸlamak.
6. ÇocuÄŸa saÄŸlığıyla ilgili temel prensipleri öÄŸretmek (örneÄŸin her gün en az iki kere diÅŸini fırçalamak, her gün duÅŸ almak gibi).
7. Hayatın temel prensiplerini öÄŸretmek (bununla ilgili daha sonra bir yazı yazacağım).
8. Birlikte keyifli vakit geçirmek ve beraber eÄŸlenebilmek.
9. ÇocuÄŸun her ÅŸeyden önce” iyi bir insan” olmasını saÄŸlamak. Ä°nanın, iyi bir insan olmak zengin olmaktan çok daha deÄŸerlidir.
10. Son olarak, sevgi ve saygı çok önemlidir. Bu hayatta neyi ekerseniz, onu biçersiniz. Çocuklarınıza sevgi aşılarsanız ve onlara gerekli ÅŸefkati gösterirseniz, bunun karşılığını alırsınız. Aynı zamanda, belli bir saygı çerçevesinin de hiç bozulmaması gerekir. Sevgi ve saygı bitince baba-çocuk iliÅŸkisi de temelden bitmiÅŸ demektir.

Yukarıda yazabileceÄŸim daha çok madde var. Ancak, lafı fazla uzatmak istemiyorum. Son olarak, ÅŸunu belirtmek istiyorum: Annelik ve babalık çok ciddiye alınması gereken konulardır. Hatta, bana göre bir aile çocuk sahibi olmadan önce mutlaka bir eÄŸitimden geçmesi gerekir. Çocuk psikolojsinden anlamayan, egosu ÅŸiÅŸkin, ÅŸiddet uygulamaktan çekinmeyen, cahil anne ve babaların yetiÅŸtirdikleri çocukların ne tür toplumsal sorunlara sebep oldukları aÅŸikâr. Anne ve baba eÄŸitimine güzel bir örnek olarak AÇEV’i (Anne Çocuk EÄŸitim Vakfı) gösterebiliriz (teÅŸekkürler ÖzyeÄŸin Ailesi).

Åžimdi, haklı olarak bana ÅŸunu sorabilirsiniz: Ey Serhan, sen baba olmayı yaÅŸadın da mı, böyle ahkâm kesiyorsun?

Ben de net bir ÅŸekilde size ÅŸunu söyleyebilirim: “Evet, henüz babalığı tatmadım. Ancak, ÅŸuna emin olabilirsiniz ki, hazır olduÄŸumda baba olunca iyi bir baba olmak için elimden geleni yapacağım.”

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için