Nasihat dinlemeyen Arda’nın önlenemeyen çöküşü

Eşini sözle taciz ettiği iddia edilen şarkıcı Berkay’ın burnunu kıran futbolcu Arda Turan geçtiğimiz hafta yeniden gündem oldu. Hem de bu kez daha önce sergilediği olumsuz davranışların çıtasını daha da yükselterek... Arda’nın uçakta gazeteci Bilal Meşe’ye fiziksel saldırıda bulunduğu olayın ardından, kendisine hitaben kaleme aldığım yazıdaki abi nasihatlerini göz ardı etmesinin doğal sonucuydu bu.  

Geçen senenin ortalarında Makedonya ile milli maçın dönüşünde, uçakta o dönemde Barcelona futbol takımında top koşturan Arda Turan gazeteci Bilal Meşe’ye fiziksel saldırıda bulunmuş, ardından milli takımdan istifa etmek zorunda kalmıştı. Gazeteciye saldırmasının sebebi de; futbolcuların milli maçlar için daha fazla prim istediklerine yönelik grup maçları oynandığı dönemde ortaya çıkan polemikler ve bu konuda Arda’nın başrol oynadığının yazılması, gazeteci Bilal Meşe’nin de bu konuda bir yazı kaleme almasıydı. Hemen ardından ben de bloğumda Arda’yla ilgili bir yazıya yer vermiştim. Onun gibi Türk gençliğine örnek olabilecek birinin, kariyeri düşüşe geçmişken böylesi bir fiyaskoya imza atmış olmasına gönlüm el vermedi ve ona hitaben, iyiliği için samimiyetle böyle bir yazı kaleme aldım: http://www.serhansuzer.com/tr/arda-turana-abi-nasihatlari

Sonrasında bu yazıyı kendisine ulaştırdım. O da ilk tepki olarak çok ilgilenmedi. Sonrasında geri dönüş yaparak benimle tanışmak istediğini söyleyip geçen sene ağustos ayında Barcelona’ya davet etti. Her şeyi organize ettik ancak Barcelona’ya gitmeden 2 gün önce görüşmeyi iptal etti (bu arada iyi ki gitmemişiz, bizim gideceğimiz hafta sonu Barcelona’nın merkezinde bomba patladı, ne olur ne olmaz). Bu sürecin ardından apar topar İstanbul’a gelip Başakşehir’e transfer oldu. Arda’nın baş aşağı düşüşü Başakşehir’e transferiyle hız kazandı.
 

Ve patlak veren Berkay olayı...

Geçen haftaya ise Arda Turan’la şarkıcı Berkay’ın kavgası damga vurdu. Olayı hiç duymayanlar için (özellikle yabancı okuyucularım anlasınlar diye) anlatılanları özetleyeceğim: Söylenenlere göre Arda Turan şarkıcı Berkay’ın eşi Özlem Ada Şahin’e gidip “Evli olmasaydın seni kaçırmazdım” gibi bir söylemde bulunuyor. Bunu kocasına söyleyen Özlem Şahin de kavganın fitilini ateşliyor. Berkay, Arda’ya gidip “Şimdi eşimi bırakıyorum, dönüşte seninle adam adama konuşacağız” deyince, Arda da Berkay’a kafa atıp burnunu kırıyor. Berkay’la dışarı çıkıp itişmelerinin ardından mekânda bulunanlar kavgayı ayırıp Berkay’ı hastaneye götürüyorlar. Berkay’ın yanına tekrar hastaneye, bu sefer ruhsatsız silahla giden Arda, silahı gösterip “Bu söylenenlere inanıyorsan, beni şimdi vur” diyor ve sonrasında silahı eline alıp yere ateş ediyor. Yani nereden bakarsanız bakın her yönüyle alaturka, vıcık vıcık bir hikâye.

 

Hastane kamerasına yansıyanlar


 

Şarkıcı Berkay da sütten çıkmış ak kaşık değil. Bunu da belirtmem lazım. Onun da Beşiktaş’ta futbol oynayan Caner’in eşiyle evliyken birlikte olduklarına dair dedikodusu çıktı. Hatta bu yüzden Caner eşinden boşandı. Ancak yine de bu yaşananlar Arda’nın yaptıklarını meşrulaştırmıyor. Sıkıntılı birini görünce en iyisi hiç bulaşmamaktır.

Barcelona’da futbol oynamak gibi erişebileceği en yüksek bir mevkiye ulaşmış bir sporcu için bu son olay artık düşüş değil, çakılma olarak değerlendirilebilir. Tüm bunları yazmışken, Arda’ya hitaben kaleme aldığım makaledeki nasihatlerin başlıklarını ve bunların her biri hakkında sonrasında onun neler yaptığını da kısaca paylaşmak isterim:

 

1. Bir daha asla kendinden büyüklere el kaldırma:

Bunu yine yaptı ve el kaldırdı. Berkay’ın 1981’li, Arda’nın da 1987’li olduğu göz önünde bulundurulursa bu tavsiyeme uymadığını söyleyebilirim. Burada el kaldırmanın ötesinde Berkay’ın burnunu kırdı. Bir de tabii, benim asıl tavsiyem meşru müdafaa bir durum haricinde herhangi birine şiddet uygulamaktan kaçınmaya dairdi. Yani büyük küçük fark etmez. Herhangi bir canlıya şiddetin her türü çok yanlıştır.

 

2. Bu yaz İspanya’ya geri dönmeden Bilal Meşe’den özür dile:

Bunu yapmadı. Burnundan kıl aldırmayan tavrına devam etti.

 

 

Bilal Meşe ve Arda Turan


 

3. Basınla didişmeyi bırak:

Basınla didişmeyi nispeten bıraktı. Ancak basında büyük bir çoğunluk Bilal Meşe’ye sergilediği davranışı affetmedi. Arda’nın özür dilememesi ve burnundan kıl aldırmayan tavırları bu tepkiyi artırdı.

 

4. Etrafını sadeleştir:

Bunu da yapmıyor. Etrafı sürekli kalabalık. Sürekli yanında birilerini dolaştırıyor. Berkay’ı hastanede ziyaret ettiğinde dahi yanında 6-7 kişiyle gittiği yazıldı. Yani anlayacağınız “Acun Style” tam gaz devam.


5. Türkiye’yi bırak, İspanya’ya odaklan:

İspanya’da tutunamadı. Bırakın İspanya’yı, Avrupa’da herhangi bir başka bir kulübe dahi transfer olamadı. Türkiye’ye döndü. Türkiye’de de Galatasaray gibi bir kulüp yerine Başakşehir’i seçti. Barcelona’dan Başakşehir’e transfer olması kendi kariyerinde ciddi bir düşüş sayılabilir. Sonrasında da Başakşehir’de zayıf performansıyla bir varlık gösteremedi. Agresif tavırlarıyla herkeste ‘ne olmuş bu çocuğa?’ hissiyatı uyandırdı. Hatta bir maçta hakemlere yaptığı hareketlerden dolayı 16 maç ceza aldı.

 



 

6. Futboluna odaklan (herkese futbolunla cevap ver):

Maalesef Barcelona’dan sonra hep futbol dışı yaptığı hareketlerle gündeme geldi. Bu sahaya da yansıdı, performansı ciddi düştü. Yeteneklerini sahaya yansıtamadı.

 

7. Mütevazı ol:

Mütevazı olma anlamında hiçbir işareti olmadı. Dik başlılığı ve şaşaalı yaşamı devam etti.

 

8. Kurallara uy:

Kurallara uymamanın ötesinde adli olaylara sebebiyet verdi. Berkay olayının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Arda Turan'a 12,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı. Tabii sahada yansıttığı şiddetin sonucunda da 16 maç ceza aldı.

 

9. Özel hayatını yoluna koy:

Bir tek burada bir ilerleme kaydetti. Kız arkadaşı Aslıhan Doğan’la evlendi. Gerçi evlendikten sonra yaptığı hareketler evlilik kurumuna ne kadar hazırlıksız olduğunu gösterdi. Berkay’la kavga ettiği gece 8 aylık hamile eşini evde bırakıp hafta içi İstanbul’un popüler eğlence mekânı Gizli Kalsın’a erkek erkeğe eğlenmeye gitti.

 

10. Galatasaraylı efsane Tugay Kerimoğlu’nu örnek al:

Onu örnek alan hiçbir hareketi olmadı. Gerçi Tugay da 20 yılın üzerinde evli kaldığı eşiyle yakın bir zaman önce boşandı. Ancak Tugay’ın boşanması bile ona yakışır şekilde oldu. Sessiz sakin, aile içinde sorunlarını çözdüler.

 

11. Genç futbolculara örnek olacak davranışlar sergile (futbol bir sahne):

Örnek davranışları sergileyemediği gibi tam tersine örnek olmayacak ne kadar davranış varsa sergiledi: Küfür, hakeme saldırma, öfkeli tavırlar, gece kulübünde kavga çıkarma, hamile eşini gecenin bir saatinde bırakıp gece kulübüne gitme, ruhsatsız silah kullanımı, hastanede olay çıkarma vb.

 

12. Siyasetten uzak dur:

Bir ara siyasetle çok haşır neşir olmuştu. Sonrasında pek bir olayını duymadık. Bu konuda da yakın geçmişe göre daha iyi durumda.

 

13. Milli takıma saygını sözde değil, özde göster:

Milli takım kariyeri kalmadığı için bunu yapamadı.

 

14. Bir sivil toplum çalışmasında aktif olarak yer al:

Böyle hayırlı bir işe tenezzül dahi etmedi. Ya da biz duymadık.

 

15. Gelir gider dengeni iyi yönet (masraflarını kıs):

Kendisiyle ilgili makalemi okuyan Arda’nın bir tek bu maddeye tepkisini duydum. Yazıyı okuduktan sonra “ben ayda 80.000 TL değil çok daha fazla harcıyorum” dedi. Bunu bir marifet olarak mı söyledi tam olarak anlamadım. Her halükarda bir tek bu maddeye odaklanmış olması ve yorum yapması, yazımı yüzeysel okuduğunu gösteriyor. Yine de şunun altını çizmek isterim: İstersen dünyanın en çok kazanan futbolcusu ol, yüklü harcamalar kişisel iflasa kadar gider. Bu kadar basit.

 

16. Futbolu bıraktıktan sonrasını düşün:

Arda şu an 31 yaşında. Şurada profesyonel futbol oynayabilecek 5-6 senesi daha var. Sonrasında futbol dışı işler de yapmaya kalkabilir. Futbolcuların büyük çoğunluğu futbol sonrasında yaptıkları işleri batırıyorlar. Hayatları boyunca sadece futbol oynadıkları için, sonrasındaki iş hayatları hep sıkıntılı geçiyor. Futbol camiasının içinde kalan eski futbolcuların ise yapacakları sınırlı:  Futbol yorumcusu, yazarı, teknik direktörü veya menajeri olarak kariyerine devam etmek isteyebilir. Eğer futbol camiasının içinde yer edinmek istiyorsa davranışlarını düzeltmesi şart. Aksi takdirde o didiştiği basın onu kendi içine kabul etmez. Futbol camiası da onu sıcak karşılamayı bırakır. Güvenilirliği ve inandırıcılığı kalmaz.

Sonuç olarak Arda’nın, yakın arkadaşı “Emre Belözoğlu Sendromu”na yakalandığını söyleyebiliriz. Emre de kendisi gibi tüm Türkiye’nin çok sevdiği, takdir ettiği, hatta yurt dışındaki performansıyla gururlandığı bir kariyere sahipken Türkiye’ye döndükten sonra bazı fanatik Fenerbahçeliler haricinde tüm Türkiye’nin nefret ettiği bir kişiye dönüştü. Tabii burada kimse bana “esasında saha dışında çok efendi biri, hırsı ve kazanma arzusundan sahada bu hareketleri sergiliyor” hikâyesini anlatmasın.

 

Emre Belözoğlu

 

Efendi insan, yanında kimse yokken dahi aynı efendi davranışları sergileyen kişidir.

Arda’yla ilgili geçen haftaki olay itibarıyla çok şey yazıldı, çizildi. Burada sular kolay kolay durulmayacak ve daha da çok şey yazılacak. Savcının başlattığı dava, kulübünün verdiği ceza gibi nedenlerle başı daha çok ağrıyacak.

Eğer bu sorun sarmalından gerçekten çıkıp hayatının bir düzene sokmak istiyorsa ona verilecek son tavsiyelerim şunlar:
 

  1. Sergilediği davranışlardan dolayı kamuoyundan özür dilesin.
     
  2. Aynı şekilde Bilal Meşe’den özür dilesin.
     
  3. Evinde eşine, çocuğuna ve Başakşehir’de futboluna odaklansın. Başka hiçbir şeyle muhatap olmasın, ilgilenmesin.
     
  4. Değiştiğini açık açık herkese göstersin. Örneğin bunu simgelemesi için sakalını kesebilir.
     
  5. Polemiklerden kaçınsın.
     
  6.  “Acun Style”ı bıraksın. Hayatını sadeleştirsin.
     
  7. Başakşehir’den sonra tekrar bir Avrupa takımına transfer olmayı hedeflesin.
     
  8. Burası Türkiye. Hiç belli olmaz. Avrupa’da başarılı bir performans gösterirse, iyi yönde değişime uğradığını kamuoyu idrak ederse milli takım kapıları emekliliğinden önce tekrar açılabilir. Sonuçta bizim milletin balık hafızası vardır.
     
  9. Psikolojik terapi alsın. Bu ayıp bir şey değil, gelişmiş ülkelerde herkes düzenli bir şekilde bunu yapıyor. Arda’nın da şiddet eğiliminin önüne geçmesi gerekiyor.
     
  10. Futbol hayatından sonra ne yapacağını kafasında belirlesin ve ona göre plan yapmaya başlasın. Ancak tabii bunu yaparken konsantrasyonunu bozmasın ve futbolunda da en yüksek performansı sergilemeyi çalışsın.


Bunları söylemek zorundayım, gerçek dost acı söyler: Arda’nın artık Türk toplumunda bir kredisi kalmadı (maalesef herkesin ona bolca tanıdığı krediyi bir sene içinde hızla tüketti). Durumu kendi lehine çevirmek istiyorsa tavsiyelerimi tavizsiz uygulaması gerekir.

Samimi olarak bu çöküşü durdurmak ve tersine çevirmek istiyorsa detayları konuşmak için beni arayabilir. Bana nasıl ulaşabileceğini biliyor.

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için