Şampiyon sporcu yetiştiren örnek Modafen modeli
Çok yönlü bir eğitim kurumu olan ve aynı zamanda futbol kulübü de bulunan Modafen’le ilgili ilk yazımı Nisan ayında kaleme almıştım. Modafen’in başarıları sadece futbolla sınırlı değil. Sporun birçok farklı alanında iyi karakterli ve eğitimli sporcular yetiştirerek ulusal ve uluslararası arenada başarıdan başarıya koşuyor. Okul-spor ilişkisini ideal bir şekilde yeniden tanımlayan Türkiye’nin örnek eğitim kurumu Modafen’i bu yazımda sizlere derinlemesine anlatmak isterim.
Modafen’in Bölgesel Amatör Lig’de grup şampiyonluğu elde ederek TFF 3. Lig’in kapısına dayandığını ve yükselme maçını kazanırsa da üçüncü lige yükseleceğini Nisan ayındaki “Mahallemizin gururu şampiyon Modafen” başlıklı yazımda kaleme almıştım: https://www.serhansuzer.com/tr/mahallemizin-gururu-sampiyon-modafen
Bu yazıdaki temennilerim gerçekleşti ve Modafen kurada çıkan Çekmeköy ilçesinin bir başka güçlü takımı 1877 Alemdağspor’u yenip 3. Lig’e yükseldi. Hiç de kolay olmayan bu serüvenin öyküsünü ve Modafen’in bir futbol kulübünün çok ötesinde olduğunu sizlerle paylaşmak isterim.
Alemdağ’ın Çekmeköy’ün önemli mahallelerinden biri olduğunu ve 1877 Alemdağspor’un da bu mahallenin köklü bir futbol kulübü olduğunu ayrıca belirtmemde yarar var. Aynı ilçeden iki takımın karşılaşması ilginç bir rastlantı oldu. Maç mayıs ayının ilk cumartesi günü Yalova’da oynandı.
Heyecanlı maçın arka planı
Hikâyeyi daha da geriye sararsak Bölgesel Amatör Lig’de (BAL) mücadele eden ve son 3 maça girerken 5 puan geride 2. sırada yer alan Modafen Futbol Kulübü, 3 maçta 3 galibiyet alarak play-off’lara katılmaya hak kazanmıştı. Şampiyonluğa son anda tutunan Modafen, bulduğu tek golle galip gelerek 3. Lig’e yükselmeyi başardı.
Ama ne stres! Modafen’in kurucusu, teknik direktörü dostum Fatih’in önce evine gittim. Oradan birlikte takımın konakladığı Yalova’daki otele gittik. Orada biraz zaman geçirip Fatih ve eşi Ceyda’nın bal gibi tatlı oğulları Anka’yı sevdikten sonra maça hareket ettik ve stadyuma vardık.
Fatih motive bir şekilde soyunma odasına girip son konuşmaları yaptı. Bizler de tribüne çıktık. Eşi Ceyda maçın ikinci yarısında stada geldi.
Maç sırasında...
Maçta olup bitenler anlatılmaz yaşanır. Size kısaca şöyle söyleyeyim: O statta iki farklı Türkiye’nin maçına tanık olduk. Bir tarafta toplu halde gürültülü tezahürat yapan ve çok sık küfür eden Alemdağ taraftarları, diğer tarafta eğitim düzeyi yüksek canlı müzikli şarkılar ve marşlar söyleyen, aileleriyle maça gelmiş ve eğlenen Modafen taraftarları…
İnanılmaz bir görüntüydü. Alemdağ taraftarları özellikle maç istedikleri gibi gitmeyince hakeme, federasyona, nereden tanıyorlarsa kulübün başkanı ve teknik direktörü Fatih’e, Modafen okuluna küfür ettiler. Allah’tan iki taraftarın ortasında oturan Alemdağ yöneticileri ve ilgili diğer federasyon yetkilileri olaya müdahale ettiler ve her küfür edildiğinde susturmaya çaba gösterdiler. Maçta her iki tarafta yapılan tezahüratların görüntülerini de gözünüzde canlanması için paylaşmak isterim:
Bir de maça ikinci yarı gelen Fatih’in eşi Ceyda, oğlu Anka ve çalışanları için yer tutmuştuk. O yeri tutabilmek için bayağı mücadele verdik. En az 6-7 kişiye neden bütün bir sırayı kapattığımızı anlattık. Sonunda Ceydalar gelince rahatladık. Hem millete laf anlatma durumu bitti hem de oğlu Anka’nın uğuruna inandığımız için ‘tamamdır, artık gönül rahatlığıyla maçı izleyebiliriz’ dedim kendi kendime.
Fatih'in oğlu Anka'yla maçta çektiğimiz resim
Maçta Modafen’in attığı gol Ceydalar stada girmeden 5 dakika öncesinde penaltıdan geldi. Takımın golcüsü 10 numaralı formayı terleten Enes’in attığı penaltının oluşmasının ve ceza vuruşuyla ağlara giden golün videolarını da sizlerle paylaşmak isterim:
Maçın son dakikaları gerçekten zor geçti. Hatta son dakika Alemdağ’ın bir şutu direkte patladı. Nedense ben çok rahattım. Maçı kazanacağımızı biliyordum. Düşüncem gerçekleşti ve maç sonu büyük sevinç yaşandı. İşte bitiş düdüğünden sonra yaşananlar:
Yükselme maçındaki tek golü atan Enes ile zafer pozumuz
Maç sonunda üç Karadenizli dostun keyifle gülümsediği kare: Salim, Fatih ve ben
Tabii tüm bunların çok ve sistematik bir çalışma sonucunda gerçekleştiğini söylememe gerek yok. Esasında Fatih’in iyi eğitimciliğinin yanında, spor ve müzikle eğitimi entegre eden vizyonunun etkisi çok büyük. Öncelikle takımın 5 oyuncusu okulda beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapıyor ve 2 oyuncu da okulda öğrencilik hayatını sürdürüyor.
İşte maçtan sonra yapılan soyunma odası konuşması:
Fatih Kanberoğlu: Bir başarı öyküsü
Hikâyeyi daha da derinlemesine anlatmak gerekirse; Fatih henüz bir lise öğrencisiyken sınav öncesi çalışma grupları düzenleyerek sınıf arkadaşları ile kendisinden daha genç öğrenciler arasında ün kazanmış, okulda ve çevresinde isim yapmıştı. Lise son sınıfta üniversite sınavlarına hazırlanırken bile arkadaşlarına destek olmuş, sınavda matematik ve fen bilimleri bölümlerinden hiç yanlış yapmamış ve sayısal puan dalında Türkiye 93.’sü olmayı başarmıştı. Dereceyle girdiği Boğaziçi Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği Bölümü 2. sınıf öğrencisiyken Kadıköy Bahariye Caddesi üzerinde bulunan eğitime müsait bir apartman katını kiralayarak bir etüt merkezi hâline getirdi. Öğrencilerine sınava hazırlık grupları ve test takviyeleri ile sekiz yıl boyunca eğitim vermiş, öğrenci portföyünü geliştirmiş ve eğitim sektöründe hatırı sayılır bir yer edinmiştir. Fatih Kanberoğlu’nun yaptığı görüşmeler genç yaşına rağmen güven ve heyecan uyandırmış, böylece gelen veli sayısı günbegün artmıştır ve bugün de artmaya devam etmektedir.
2002 yılında Moda Caddesi, Kağnı Sokak’ta bir binaya geçerek etüt merkezini bir dershaneye çeviren ve faaliyet hacmini büyüten Fatih, 2006 yılının eylül ayında yine Moda Caddesi, Cem Sokak’taki bir binayı kiralayarak Modafen İlköğretim Okulunu kurmuştur. İlk açıldığında 6 öğrenci ve 20 çalışan olmak üzere 26 kişilik bir okul olarak eğitim veren Modafen, üçüncü yılının sonunda 100, altıncı yılının sonunda ise 600′den fazla öğrenciye ulaşıp bünyesine anaokulu ve liseyi de katmış, ayrıca 200′ü aşkın çalışanı ile kocaman bir aile olmayı başarmıştır.
Ve futbol kulübünün yükselişi…
Modafen Futbol Kulübü’nde de hikâyesi 2011-2012 sezonunda İstanbul 2. Amatör Lig’de yer alarak başladı. Ligdeki ilk yılında, grubunu birinci tamamlayarak şampiyonluğunu ilan eden Modafen Futbol Kulübü, 2012-2013 sezonunda 1. Amatör Lig’de yer almaya hak kazandı. 2012-2013 sezonunda da İstanbul 1. Amatör Lig 17. Grubu lider bitirerek şampiyon oldu ve bir sonraki yıl İstanbul Süper Amatör Liginde mücadele etmeye hak kazandı. Modafen Futbol Kulübü, kuruluşunun ikinci yılında hiç yenilgi yaşamayarak, ikinci şampiyonluğuna imza atmıştı. İki senede, iki kademe birden yükselerek büyük bir başarı tablosu ortaya koydu. 2013-2014 sezonunda da İstanbul Süper Amatör Ligi’nde grubunu ikinci sırada tamamlayarak klasmana kalmaya hak kazandı ve klasman grubunda beşincilik elde ederek direkt olarak Bölgesel Amatör Lig’e yükselme başarısı gösterdi.
Son olarak benim de Modafen’in maçlarını takibe aldığım 2018-2019 sezonunda Bölgesel Amatör Lig’de şampiyon olarak yükselme maçına kaldı ve galibiyete ulaşarak 3. Lig’e yükselmeye hak kazandı. Daha fazla detay için Modafen’in ilgili linklerine göz atabilirsiniz:
Okul: http://www.modafen.com.tr/
Futbol Kulübü: www.modafenfutbolkulubu.com
Yüzme hocasıyla sohbetimiz
Dahası var. Yükselme maçının öncesinde Modafen’in yüzme hocasıyla tanıştım ve aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- Hocam neden bizden olimpiyatlarda madalya getirecek yüzücüler çıkmıyor? Hepsi bir yere kadar geliyor, ancak belli bir yaştan sonra uluslararası müsabakalarda elemeleri dahi geçemiyorlar.
- Daha çok işimiz var. Aramızda büyük fark var. Nereden başlayayım?
- İstediğin yerden başla hocam. Biz neden yüzmede olimpiyat madalyası almayı hayal dahi edemiyoruz?
- Türkiye’de yeterli sayıda tesis yok. Dolayısıyla yeterli sporcu yok. Bir de uluslararası organizasyonlara hazırlanmak bir plan işi. Başarılı ülkelerde çocuklar çok küçük yaştan itibaren bu müsabakalara hazırlanıyorlar. Bizde gerçekten yetenekli olanlar geç fark ediliyor veya ailesi belli bir yaştan sonra destekleyemiyor. Çocuklar sönüp gidiyor.
- Peki bu planlamayı yapamayacak kadar kabiliyetsiz bir millet miyiz biz? Neden diğer ülkeler bunu başarıyor da biz başaramıyoruz?
- Bunun için ciddi kaynak oluşturulması ve bu kaynakların uzun vadeli planlamayla harcanması gerekiyor. Biz de Modafen’de işte bunu yapıyoruz.
- Umarım başarılı olursunuz. Yolunuz açık olsun. Sizden ileride madalya bekliyoruz.
- Teşekkür ederim. Umarım ileride biz de önemli uluslararası başarılara imza atarız.
Konuşmayı izleyen büyük başarı
Tam bu yazıyı yazmaya hazırlanırken inanılmaz bir haber geldi. 18-23 Mayıs tarihleri arasında Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen 13. ISF Dünya Okullar Yüzme Şampiyonası’na Modafen Yüzme Takımı, Türk yüzme tarihinde bir ilke imza atarak ABD, Almanya, Çin, Brezilya, Fransa gibi güçlü ülkeleri geride bıraktı ve erkeklerde Dünya Liseler Yüzme Şampiyonu oldu. Helal olsun sizlere! Emeği geçen herkesi kutluyorum.
İşte budur. Sporda uluslararası başarılara hasret ülkemizde Modafen modelinin iyi incelenip ülke geneline yayılması gerekir. Bu şekilde çok daha güçlü alt yapısı olan sporcular yetişir. Sporcuların böylesi bir terbiyeden geçmesiyle birlikte, onlara yakışan bir seyirci kitlesinin de tribünlere çekilmesi en büyük temennimdir.
Not: Modafen’in sporda öne çıkan başarılarını bu yazıya ek yapmak istedim ve karşıma bu yazıdan daha uzun bir liste çıktı. Tabii yüzmede Dünya Lise Şampiyonu olmaları bu başarılarının en uç noktası, ancak okul kaynaklarından derlediğim aşağıdaki listeyi de ne büyük gayretlerle nasıl başarılara ulaştıklarını anlatabilmek için sizlerle paylaşıyorum. Bu başarıların artarak devamını dilerim…
Etiket: özel günler
Keşke herkes bu gerçeği görebilse...