Orman yangınlarına karşı neler yapabiliriz?

Faydalı içerikler bana ulaştığı zaman bloğumda okuyucularımla paylaşmak istiyorum. 7’ler konseyinde görev yaptığım Good4Trust’ın zaman zaman içeriği zengin güzel yazılarına kendi bloğumda yer veriyorum. İşte bu hafta da onlardan birini, benim de çok hassas olduğum orman yangınlarıyla ilgili bir yazılarını alıntılıyor ve ardından kendi tavsiyelerimi ekliyorum.

Bundan birkaç sene evvel Köyceğiz'deki yangının söndürülmesiyle ilgili çalıştıktan hemen sonra bölgemizde bulunan Orman Genel Müdürlüğü'ni (OGM) ziyaret edip konuştuğumu hatırlıyorum. Amacım Kocaeli'nin Kandıra İlçesi'nde bulunan rüzgar enerji santralimizdeki (RES) personelimizi İlk Müdahale Ekibi olarak eğitip RES'imizin bulunduğu ormanda yangın çıkarsa İtfaiye veya OGM ekipleri sahaya ulaşmadan önce ilk biz müdahale edip oluşacak büyük bir yangını önlemek veya yangını tamamen söndürmekti. OGM'nin bölge şefliğiyle "bizi eğitin ve hangi ekipmanları satın almamız gerektiği konusunda yönlendirin" dediğimi hatırlıyorum. O proje henüz gerçekleşmedi ama Ormanlarımızı korumak ve hatta çoğalması sağlama konusundaki tutkum aynen devam ediyor. 

Öncelikle https://blog.good4trust.org/2023/11/15/orman-yanginlarina-karsi-neler-yapabiliriz/ linkinde okuyabileceğiniz Good4Trust yazısını noktasına virgülüne dokunmadan aynen paylaşıyorum. Sonrasında kendi yorumlarımı ekleyeceğim:

Orman yangınları doğal afetler arasında görüldüğü için kimi zaman önlemenin bir yolu olmadığı düşünülüyor. Oysa orman yangınlarının çoğu insan kaynaklı sebeplerden dolayı çıkıyor. Doğal olarak gelişen orman yangınlarını dahi alacağımız önlemlerle engelleyebiliriz en azından yayılma hızını yavaşlatabiliriz.

Günümüzde orman yangınlarıyla mücadele yapılan hataların başında önleme değil yangın söndürmeye yatırım yapmak geliyor. Oysa yangın söndürmek için alınan / kiralanan helikopterlerden çok daha düşük maliyetle yangının yayılmasını engelleyecek önlemler alabiliriz. Alabileceğimiz önlemlerin en başında tabii ki hem köyde yaşayanları hem de ormanlara yakın üretim yapanları bilinçlendirmek geliyor.

Orman yangınlarına karşı hangi önlemler alınabilir?

Ülkemizde tarım alanlarının konumlandırılması ve orman yangınları arasında önemli bir ilişki bulunuyor. Bu nedenle ormana yakın yerlerde tarım yapan kişilerin orman yangınları ve yangına karşı alınabilecek önlemler konusunda eğitilmesi çok önemli bir hâle geliyor. Ancak ülkemizde Orman Bakanlığının çiftçilere yangın konusunda pek bir eğitim verdiğini söyleyemeyiz. Ama bir çiftçi yangına sebep olursa ondan bu yangının hesabı sorulabiliyor.

Ormana yakın alanlarda tarım arazisi olanların bilmesi gereken en önemli bilgilerden biri tarım alanı ve orman arasında mesafe bırakmak. Bunun için tarım ile orman arazilerinin arasında en az 2 metrelik bir boşluk yer almalı ve tarla sürülürken iki pulluk genişliğinde sürülmeli.

Hasat yaptıktan sonra anızlar çok kolay yanabiliyor. Anız yangınlarının ormana yayılmasını engellemek için hasat yaptıktan sonra bir sürgü daha yapılması çözüm sağlayabiliyor. Eğer tarla ve orman arasındaki mesafe korunursa zaten düşük enerjili olarak bilinen anız yangınları ormana ulaşmadan kolaylıkla söndürülebiliyor.

Orman içinde olan veya ormana bitişik konumlanan konutların tasarımı da orman yangınları söz konusu olduğunda dikkat edilmesi gereken konular arasında yer alıyor. Bu tarz konutların yakacak odunlarını nerede konumlandırdıkları, çatılarında kullandıkları malzemeler, etraflarındaki evlerle olan mesafeleri, yangın durumunda söndürme planları olup olmadığı gibi durumlar dikkatle planlanmalı. Gereken önlemler alınmazsa çıkan küçük bir yangın hızla ormana yayılabiliyor.

Zeytin yetiştirilen arazilerde tarlanın bir kısmını bağa çevirmek ya da incir ağaçları ekmek de olası yangın ihtimalinde kontrolün kolayca sağlanabilmesine katkı sunuyor. Sıklıkla yangın çıkarmakla suçlanan keçiboynuzu ağaçları da doğru yönetildiğinde herhangi bir tehlikeye neden olmuyor. Keçiboynuzu ağaçları yaşlandıkça kuruyarak kolay yanan bir hâl alıyor. Ancak ağaçlar beş yılda bir kesilerek yeni sürgünler alınırsa, yaş ağaçların yanması daha zor olduğundan yangın ihtimali düşürülebiliyor.

Yangınla mücadele planı yapılırken bölge özelliklerinin incelenmesi ve o bölgeye özgü bir plan çıkarılması gerekiyor. Bitki örtüsü, dağların yerleşimi, rakım, rüzgârın yönü gibi çeşitli değişkenler olduğundan tüm Türkiye için tek bir formül çıkararak uygulamaya çalışmak maalesef ki istenen etkiyi yaratmaya yetmiyor. Bölgenin özelliğine uygun yerli bitkiler kullanmak da yangınla mücadelede önem kazanan noktalardan biri. Bu süreçte bölgenin özelliğine uygun güç yanabilecek bitkiler listesinden faydalanılabilir.

Orman yangınlarıyla ilgili yanlış bilinenler

Orman yangınları söz konusu olduğunda sıklıkla orman köylülerinin ve çiftçilerin sorumlu tutulduğunu görebiliyoruz. Oysa orman köylüsü atasından ormanı nasıl koruması gerektiğini öğreniyor çünkü temel geçim kaynağı ormandır. Aynı şekilde günümüzde sayıları çok azalan göçerler de yangının çıkmasını engelleyen faaliyetlerde bulunuyor. Keçilerin yangına sebep olduğu söyleniyor. Oysa keçiler doğal beslenme şekilleri ile ormandaki yanıcı madde oranını azaltıyor. Tabii ki bu durum planlı otlatma sırasında gerçekleşiyor.

Ancak ülkemizde orman köylüsü ve göçer sayısı çoğunluğun şehre göç etmesi ve modernleşmeyle hızla azaldı. İnsanlar atalarından gelen ormanı koruma bilgilerini unuttu. Ekonomik olarak sıkıntı çekmeye başlayınca ısınabilmek için kozalak yaktı. Pek çok kişiye de bu kişilere imkân sağlayarak bu durumu engellemek yerine onları suçlamak kolay geldi.

Son yıllarda belli dönemlerde ormana girmenin yasaklandığını görüyoruz. Orman yangını riskine karşı ormana girmeyi yasaklamak bir çözüm değil. Bunun yerine insanların ormanlardan yararlanmasını, ormanlarla vakit geçirmesini teşvik etmek kelebek etkisi oluşturabilecek yapıcı bir yaklaşım.

Yangın riskine karşı biz birey olarak ne yapabiliriz?

Bizim bir birey olarak yapabileceğimiz en önemli adımlardan biri doğru bilgiye ulaşmak konusunda çaba göstermek ve kim söylüyor olursa olsun her bilgiyi sorgulamak. Ardından da doğruluğunu bildiğimiz basit eylemleri yapabiliriz.

Üç kişi, beş kişi de olsa toplanarak Orman Bölge Müdürlüğüne, İşletme Müdürlüğüne giderek basit eylemler için izin isteyebiliriz. İlk seferinde reddedilmemiz büyük ihtimal de olsa çaba göstermeden sonuca ulaşmamız mümkün değil. Örneğin yol kenarındaki yanıcıları toplayıp sistem dışına çıkarmak için izin isteyebiliriz. Bu da bir hareket başlatabilir ve bu sayede bütün bölge yanıcılardan temizlenebilir.

Yangın potansiyeli yüksek bölgelerde gruplar halinde sloganlı tişörtlerle veya pankartlarla bilinçlendirme çalışmaları yürütebiliriz.

Sigara içiyorsak attığımız yere dikkat edebiliriz.

Orman yangınlarını önlemek için bireysel veya topluluk düzeyinde alabileceğimiz birçok önlem bulunuyor. Orman bölgesinde yaşıyorsak, üretim yapıyorsak bölgenin koşullarını ve orman yangını çıkma risklerini bilerek hareket etmeli ve gerekli önlemleri almalıyız. Aynı depremde olduğu gibi yangında da önlemleri önden almak yangın başladıktan sonra söndürmeye çalışmaktan çok da faydalı.

Not: Bu yazı Prof. Dr. Tunca Neyişçi’nin Yangına Dirençli Üretim Modelleri Projesi kapsamında 25 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirdiği webinar baz alınarak hazırlanmıştır. Webinar ile ilgili ilk blog yazımızı buradan okuyabilir ve Webinar’ın tamamını aşağıdan izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=qTQfMzTrnjQ

Prof. Dr. Tuncay Neyişçi Hakkında: Üniversite öncesi eğitimini İzmir’de tamamladıktan sonra girdiği İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden 1972 yılında mezun oldu. Yangın Ekolojisi alanında doktora çalışması hazırladı. Ardından Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğünde ve Akdeniz Üniversitesinde çeşitli dersler verdi. 1998-2008 yılları arasında UNESCO’nun SEMEP’te (Güneydoğu Akdeniz Çevre Projesi) ulusal koordinatörlük yaptı. Şu anda da bu dernekte yönetim kurulu üyesi görevini devam ettiriyor. Orman yangınlarına karşı alınabilecek önlemler konusunda çeşitli yayınları ve konuşmaları bulunuyor.

Kendi eklemelerim

Prof. Dr. Tuncay Neyişçi’nin bu güzel yorumlarına ve ilgili blog yazısına ekleyeceklerim var. Bundan 3 sene önce Köyceğiz’deki yangını söndürmek için gittiğimizde orman yangınlarının ana sebebi o zaman da tartışılıyordu. İnsan kaynaklı olduğunu söyleyenler de vardı, iklim değişikliği yüzünden çıktığının altını çizenler de. Sonuçta ikisi de etken. Ancak özellikle insan kaynaklı yangınları önleyebileceğimizi düşünüyorum. Bu konuda daha radikal görüşlerim var. Sonuçta iklim değişikliği de bir sebep ama büyük çoğunlukla orman yangınına sebebiyet veren o ilk kıvılcım insanlardan çıkıyor. Bana göre bunu önlemenin yolu eğitimden, ama o kültür ve bilinç gelişene kadar aşağıdaki yaptırımları uygulamaktan geçiyor (ki bugün sıkı eğitime başlasak bunun değişmesi için 1-2 nesil gerekir):

1) İnsanların ormanda sigara içmelerini yasaklamak gerekiyor.

2) Mangal yapılmasını yasaklamak gerekiyor.

3) Çöp atmayı yasaklamak gerekiyor. Özellikle cam atıkları ciddi risk teşkil ediyor.

4) Rant için yangın çıkaranları yakalayıp ömür boyu hapis cezası vermek gerekiyor.

5) Teknolojiden sonuna kadar faydalanmak gerekiyor. Drone, gece görüşlü kızılötesi kameralar, belli aralıklarla yangın söndürme cihazlarının yerleştirilmesi (otomatik sistem), gözlem kulelerinin dışında uydudan gözetleme vb. ne gerekiyorsa hiçbir şeyden kaçınmamak gerekiyor.

6) İnsanları cezalandırmanın ötesinde orman köylülerini eğitip, güçlendirip, ormana iyi baktıkları takdirde iyi gelir elde etmelerinin sağlanması gerekiyor.

7) Bir yangın çıktığı takdirde her orman bölgesine anında müdahale edecek uçak ve helikopterleri satın alıp bölgelerde alarm modunda bekletmek gerekiyor.

Önceki yangın yazılarım

Yangın konusuna uzun süredir kafa yoruyorum. Hem memlekette hem de yurtdışındaki yangınlar için birçok yazı kaleme aldım. Bunları hatırlatmak amaçlı aşağıda paylaşıyorum:

Yeniden ve erken başlayan yangın kâbusu: https://www.serhansuzer.com/tr/yeniden-ve-erken-baslayan-yangin-kbusu

Orman yangınlarıyla mücadele platformunun doğuşu: https://www.serhansuzer.com/tr/orman-yanginlariyla-mucadele-platformunun-dogusu-

Orman yangını felaketlerinin düşündürdükleri: https://www.serhansuzer.com/tr/orman-yangini-felaketlerinin-dusundurdukleri

Avustralya’daki yangın dünyayı göreve çağırıyor: https://www.serhansuzer.com/tr/avustralyadaki-yangin-dunyayi-goreve-cagiriyor

Komşudaki felaketin ardında yatan açgözlülük: https://www.serhansuzer.com/tr/komsudaki-felaketin-ardinda-yatan-acgozluluk

Umarım bu yazıdaki önerilerimizin birçoğu hayata geçirilir, hiç değilse bundan sonra yaşanacak büyük yangınları proaktif bir şekilde önlemiş oluruz. Ormanda yaşayan tüm vatandaşlarımızın, orman mühendislerinin, uzmanlık alanı orman olanların ve profesyonel olarak ormanla ilgili hayatını sürdürenlerin ve devletimizin Allah her zaman yanında olsun. Kendi yaşam süremizde ve bizden sonra gelecek nesillerde ciddi orman zayiatı vermeyelim.

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için