Türkiye'de mantar sezonu
Kocaeli’nin Kandıra ilçesindeki rüzgar santralimizde özellikle sonbahar aylarında ormanın içinden insanlar sahamıza izinsiz giriş yapıyorlar. Güvenlik gerekçesiyle hemen müdahale ettiğimiz bu kişilerin mantar toplamak için ormana girdiklerini ve bizim santralden çıkış yapmaya çalıştıklarını anlayınca mantar konusuna merakım arttı.
Ormanın içinden gruplar halinde insanların çıkması ve bizim santrale izinsiz giriş yapmaları gündemimize ilk defa geçen sene girdi.
Rüzgar santralimizde bizim ekiple çektiğimiz bir kare. Burada geçen 10 Kasım'da hepimiz 9:05 öncesi Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk için saygı duruşuna hazırlanıyoruz.
Ben ekibe şu soruları yönelttiğimi ve karşılığında teknik ekibimizin eskilerinden, aynı zamanda santralin yer aldığı mahallede oturan Özgür Bey’in verdiği cevapları hatırlıyorum:
S: Özellikle bu dönemde bir sürü insanın sahaya izinsiz girmelerinin sebebi nedir?
Ö: Bunlar mantarcılar, Serhan Bey. Her yıl sonbaharda mantar toplamaya gelirler. En fazla ekim ayında toplarlar.
S: Güvenlik açısından bir sorun olur mu?
Ö: Biz mantar toplayanları tanıyoruz, çoğunluğu bizim köylü. Güvenlik açısından sorun olmaz. Yine de santralin alanından uzaklaşmaları konusunda ikaz ediyoruz. Bizim köylüden sorun çıkmaz da dışarıdan gelen biri olursa hemen müdahale etmek gerekir.
Rüzgar enerjisi sahamızın girişinde resimlediğimiz mantarcılardan bir kare
Bu konuşma yapıldıktan kısa bir süre sonra Kandıra Kaymakamı’nı ziyaret ettiğimde konuştuğumuz birçok konudan biri de elektrik üretim arzının güvenliğiydi. Konulara vakıf ve oldukça tecrübeli bir bürokrat olan Kandıra Kaymakamı Mehmet Ünal Bey’le aramızda şöyle bir diyalog geçti:
S: Sahaya ormandan özellikle sonbahar aylarında izinsiz girenler var. Önlem için ne yapmamızı öneriyorsunuz?
K: Onlar mantarcılardır, Serhan Bey. Onlardan bir sıkıntı çıkmaz. Sizin bulunduğunuz ormandan mantarlarını alıp giderler.
S: Mahalleliden bir sıkıntı çıkmaz zaten çoğunu bizim ekip tanıyor. Ara sıra dışarıdan gelenler olabiliyor. Bizim güvenlik müdahale ediyor ama bir sıkıntı çıkarsa nasıl destek olabilirsiniz?
K: Jandarma sizin yakınınızda. Gerekirse biz de hemen müdahalemizi yaparız ancak bir sorun çıkacağını sanmıyorum.
Mantarlar âlemine giriş
Kaymakam Bey’e desteği için teşekkür ettikten sonra toplantıdan çıktım. O binadan çıkarken merakım beni mantar konusunu incelemeye itti. Kendi kendime ‘neymiş bu mantar?’ dediğimi hatırlıyorum.
Santralimizin ilçesi Kandıra'da çekilmiş bu karede bir mantarcı gururla topladığı mantarları gösteriyor.
Çoğumuzun ‘zehirli ve zehirli değil’ ikilemiyle toprak üzerinde genelde şapkalı mantarlara ne olur ne olmaz diye dokunmadığımızı ve bazı kişilerin takıntılı derecede mantar toplama alışkanlığı olduğunu bilmenin dışında başka özel bir bilgim yoktu.
Bu yazımda hedefim siz okuyucularıma da başlangıç derecesinde mantar dünyasının kapısını açmak olacak. Gerisini sizin merakınıza ve uzmanlara bırakıyorum.
Öncelikle mantarın tanımını yapalım. Mantarlar (Latince: fungi, tekil hâli: fungus), çok sayıda çok hücreli ve tek hücreli ökaryotik canlıyı kapsayan bir biyolojik âlemin adıdır. Maya gibi mikroorganizmalardan, küf ve şapkalı mantarlara kadar pek çok üyesi olan bu canlılar grubu, halk arasında genellikle sadece şapkalı mantarları tanımlamak için kullanılır. Biyoloji alanında mantarları inceleyen bilim dalına mikoloji denir.
Mantarlar âlemindeki tüm canlılar belirli ortak özellikler gösterirler ve bu özelliklerinden ötürü ne hayvanlar ne de bitkiler âlemi içerisinde sınıflandırılabilirler (burası çok ilginç, yani mantarların ne hayvan ne de bitki olduğunu, kendilerine ait bir sınıflarının bulunduğunu bilmek bile mantar âlemine olan merakımı artırıyor). Mantarlar grubuna giren tüm canlılar hayvanlar gibi heterotrofturlar, yani besinlerini dışarıdan almak zorundadırlar. Bu yönleriyle fotosentez yaparak kendi besinlerini üreten bitkilerden ayrılırlar. Fakat tıpkı bitki hücrelerinde olduğu gibi mantar hücrelerinde de hücre zarına ek olarak bir de hücre duvarı bulunur. Hücre duvarlarında bitkilerdeki hücre duvarı yapı maddesi olan selüloz yerine, kitin maddesi bulunur. Kitin hayvanlara özgü bir karbonhidrat olup böceklerin ve kabukluların dış iskeletlerinde yapı maddesi olarak kullanılır.
Milyonun üstünde türden öne çıkanlar
Mantarlar dünyanın hemen her yerinde bulunurlar. Nemli yerlerde daha çokturlar. Yeryüzünde 1,5 milyon kadar mantar türü olduğu düşünülmekte ise de günümüzde sadece 69.000 kadar türü tanımlanmıştır. Mantarlar, doğada besin döngüsünü sağlayan önemli ayrıştırıcılar oldukları için ekolojik olarak önemli canlılardır. Ayrıca mayaların ekmek, bira ve şarap gibi ürünlerin fermentasyonundaki rolleri ve şapkalı mantarların besin maddesi olarak tüketilmesi bu canlıları ekonomik olarak da önemli bir yere koyar. (Kaynak: Vikipedi)
Mantarların bana göre en önemli işlevi dünyamızın adeta organik atık yönetimi gerçekleştirip doğadaki doğal döngüyü tamamlıyorlar. Yani hayvan cesetleri dahil herhangi bir organik atığı alıyor toprak ve ormanın zenginleşmesi için birçok işlevi gerçekleştiriyor. O yüzden mantarsız bir orman düşünemiyorum.
Gelelim Türkiye’de yetişen mantar türlerine. Unilever’in web sitesinde bu konuda güzel bir özet çalışma var. Bu yazıyı https://www.unileverfoodsolutions.com.tr/konsept-uygulamalarimiz/karsi-konulamaz-malzemeler/mantar-cesitleri-yenilebilir-mantar-turleri.html linkinde okuyabilirsiniz. Kafanızda canlandırmanız için bu çalışmada ortaya çıkan sınıflandırmayı paylaşıyorum (tabii Türkiye’de çok daha fazla çeşit mantar var, sonuçta binlerce mantar türünden bahsediyoruz, bunu bir ön bilgi olarak algılayın lütfen):
1) Kültür Mantarı
2) İstiridye Mantarı
3) Kanlıca Mantarı
4) Yumurta Mantarı
5) Ayı Mantarı
6) Kuzu Göbeği
7) Keme Mantarı (baba tarafı bir Antepli olarak Mayıs ayındaki keme sezonunu Keme Kebabı yiyerek geçirir Antepliler. Ben de şahsen tadı patatese benzeyen kemenin kebabını severim)
8) İmparator Mantarı
9) Trüf Mantarı (Türkiye’deki adıyla Domalan)
10) Sığır Dili Mantarı
11) Tirmit Mantarı
Türkiye’deki mantar çeşitleriyle ilgili memleketin önemli mikologu Jilber Barutçiyan’ı takip etmenizi öneririm. Hatta merakınız varsa “Türkiye’nin Mantarları” adlı kitap serisini okumanızı tavsiye ederim.
Bu da onun mantar eğitimleriyle ilgili yaptığı çekimlerden biri:
Fantastik ve dramatik mantar öyküleri
Türkiye’de inanılmaz mantar çeşitleri var. Türleri ve ebatları her yörede farklılaşan mantarlarımızdan bahsederken zaman zaman devasa mantarlara da rastlayabiliyoruz. İşte geçenlerde medyada yer alan dev mantar haberi: https://www.hurriyet.com.tr/gundem/mersinde-dev-mantar-bulundu-ilk-defa-bu-kadar-buyuguyle-karsilastim-41910326
Haberden söz etmişken, yine mantar sezonunda Hürriyet Gazetesi’nde Belgrad Ormanı'nda görülen ve sonrasında toplanan zehirli köygöçüren mantarlarıyla ilgili bir haber yapıldı: https://www.hurriyet.com.tr/gundem/goruntusu-istah-acici-ama-yiyeni-olduruyor-ayirt-etmek-mumkun-degil-41930435
Zehirli mantarlarla ilgili bilgilendiren bu haberi takiben bir başka haber daha yapıldı. Meğer Belgrad Ormanı’nda toplanan zehirli Köygöçüren mantarının ardında acı bir hikâye varmış: https://www.hurriyet.com.tr/gundem/onlari-ben-topladim-kaybolan-zehirli-mantarlarin-ardindan-25-yillik-aci-bir-hikaye-cikti-41932620
Bu haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla Köygöçüren mantarının toksini karaciğer yetmezliğine yol açarmış. Tedavide son çare ise karaciğer nakliymiş. Aman dikkat.
Belgeselde mantarların seslenişi
Son olarak mantarlarla ilgili internette binlerce kaynağı araştırmanın ötesinde bu konuda çekilmiş belgeselleri de izleyebilirsiniz. Netflix’te geçenlerde mantarlarla ilgili eğlenceli bir belgesele denk geldim: “Fantastic Fungi: The Magic Beneath Us” orijinal adıyla çekilen bu belgeselin giriş metnini yazımın sonucu olarak paylaşıyorum (belgeselin Türkçe adını “Mantarların Gizemli Dünyası” olarak çevirmişler):
“Bir his var. Sonsuz bilginin nabzı. O birliği hissettiğinizde bizimlesiniz demektir. Dünya’ya yaşamı getirdik. Bizi göremezsiniz ama dört bir yanınızda gelişiriz. Her yerde. Her şeyin içinde. Hatta içinizde bile. Bize inansanız da inanmasanız da. İlk nefesinizden son nefesinize kadar. Karanlıkta ve aydınlıkta. En yaşlı ve en genciz biz. En büyük ve en küçük biziz. Bir milyar yılın bilgeliğiyiz. Yaratılışız. Dirilişiz, istimlakiz ve yenilenmeyiz. Biz mantarlarız.”
Mantarlarla ilgilenen ve benim gibi bu konuya yeni giriş yapan okuyucularıma da mantar dünyasına hoş geldiniz diyorum.
Keşke herkes bu gerçeği görebilse...