YGA Zirvesi ve muhteşem girişimler
Bir önceki makaleme konu olan Young Guru Academy (YGA) adlı değerli sivil toplum kuruluşu hakkında bu hafta bir yazı daha kaleme aldım. Topluma faydaya odaklanan bu çok yönlü genç girişimciler topluluğunun düzenlediği zirvede mentor olarak yer almak hem onur verici hem de her açıdan öğreticiydi.
YGA ile beni ilk tanıştıran Barış, geçen sene aralık ayında bana “Her sene düzenlediğimiz YGA zirvemize katılabilir misiniz?” diye bir mesaj attı. Ben de kendisine vaktim el verirse ve İstanbul’daysam memnuniyetle geleceğimi söyledim. Ocak ayında tekrar teyitleşmek üzere sözleştik. Daha sonra YGA’dan Sezin, Barış’ı da ekleyerek bana e-posta attı ve özetle benden 6 potansiyel YGA’lıya mentorluk yapmamı istediler. Bir de benimle ilgilenmesi için Suriye kökenli Sami Alhelali’yi yönlendirdiler.
YGA Zirvesi’yle ilgili bilgilendirme yazılarında bana diğer mentorlar gibi “Hayal Ortağımız” diye seslendiler. 30.000 başvuru içinden seçilen 2000 lise ve üniversite öğrencisi ile 18 Ocak’ta YGA Zirvesi’nde bir araya geleceklerini belirttiler. YGA Başkanı Melike Aydın’dan dinlemem için https://vimeo.com/383041330/781f17c89e paylaştılar ve YGA Zirvesi programının saatli akışına https://www.yga.org.tr/zirve2020akis.jpg linkinden ulaşabileceğimi belirttiler.
Ayrıca zamanında (09.00’da ilk seans başlıyordu) YGA Zirvesi’nde olmamı, girişte verecekleri kırmızı atkıyı takmamızı, aralarda katılımcılarla sohbet etmemizi ve öğle yemeğinde mentorluk vereceğim 6 lise öğrencisiyle bir araya gelmemi talep ettiler. Ben de kendilerine “Hayhay” diyerek 18 Ocak sabahı için sözleştim. YGA adayı gençlerin mülakat notlarını benimle paylaştılar. Ben de her ne kadar Ankara’dan bir gün önce geç saatte yorgun bir şekilde İstanbul’a varmış olsam da ertesi sabah erken kalkıp bu notların üzerinden geçtim, kendi notlarımı aldım.
Bana eşlik edecek Sami Alhelali beni kapıda karşıladı. Sempatik tavırlı, Türkçeyi ana dili gibi konuşan Sami’yle direkt salona geçtik. Bana ayrılan yere oturdum.
“Bana ne” demeyen gençler
Zirve, muhteşem bir müzik performansıyla açıldı. U1Min grubunun teknolojiyle müziği harmanlayan tarzı tam da YGA’yı yansıtıyordu ve zirvenin nasıl geçeceğine dair ipucu veriyordu. Sonrasında genç arkadaşlarımız Mina ve Yiğit, zirvenin sunumu için sahneye çıktılar ve yaptıklarını gayet güzel ve samimi bir üslupla anlattılar. Burada tabii YGA’yla ilgili en önemli vurguyu giriş konuşmasının sonunda yaptılar: “YGA Zirvesi’nin afişlerinde gördüğünüz gibi ‘Bana ne’ demeyen ve dünyayı birlikte değiştirebileceğine inanan gençler bu zirvede buluşuyor.”
Resmi teşekkürlerin ardından, 57 farklı şehirdeki 99 üniversiteden ve 2.500 lise ve üniversite öğrencisinden ibaret olmadıklarını; YouTube üzerinden on binlerce kişi tarafından takip edildiklerini belirttiler. Sonrasında prosedürleri ve YGA’yı anlattılar, eğlenceli bir YGA bilgi yarışması yaptılar. Yarışma sonrasında zirvenin konseptinin ‘veya’ değil ‘ve’ olduğunu; seçim yapmak zorunda olmadığımız, illa ‘veya’ alternatifi karşımıza çıkarsa bunu ‘ve’ yapmamız gerektiğini anlatan Hakan Muhafız dizisinden bir bölüm gösterdiler. Bu “veya” konsepti bana çok tanıdık geliyor. Esasında benim hayatım da hep “veya” diyerek geçti. Aynı anda hem girişimci hem de sosyal girişimci olmamı bu şekilde açıklayabilirim.
Aslında Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile YGA’nın başkanı Melike’nin bir söyleşi yapmasının planlandığını, ancak programındaki ani bir değişiklik nedeniyle kendisinin zirveye katılamadığını belirttiler ve bakanın mesajını okudular.
Açıkçası, Milli Eğitim Bakanı’nın Türkiye’nin parlak gençlerinin bir arada olduğu topluluğa konuşma yapma fırsatını es geçmesini yadırgadım fakat bu durum benim için sürpriz olmadı. Oysa o parıldayan gençlerin önünde Bilim Seferberliği projesini konuşması çok iyi olurdu.
İlk konuşmacı olarak YGA’nın kurucusu Sinan Yaman söz aldı. Moderatörlüğü Mina yaptı. Esasında zirvenin tonunu da bu ilk panel oluşturdu. Sinan Yaman yine çok önemli mesajlar verdi.
Yaman’ın fark yaratan mesajları
Örneğin “Bir seminer, bir kitapla hayatınız değişmiyor; doğru insan hayatınıza girerse hayatınız değişiyor” sözünü 2000’li yılların başında söylediğini hatırlattı ve bazı insanların fark yarattığını, gerek hayat arkadaşı gerekse bir girişimde ortak seçimi açısından insan faktörünün çok önemli olduğunu belirtti. Bu söze yüzde yüz katılıyorum. Allah, iyi kalpli ve iyi niyetli insanların karşısına kendilerini hep yükseltecek ve mutlu edecek iyi insanlar çıkarsın.
Sinan Yaman ayrıca kırk ülkeden insanlara anketle “Bir liderde hangi özelliğin ön plana çıktığını” sorduklarında “Güven, Vizyon, Cesaret” özelliklerinin ön plana çıktığını, bunların arasında da en önemlisinin güven olduğunu anlattı. Sonrasında şu tanımı yaptı: “Doğru insan kimdir? Bize güven veren insandır. Bize güven veren insan kimdir? Özü sözü bir insandır.”
Daha sonra gençlerle ilgili bir tespitini paylaştı. Bugünün dünyasında gençlerin önlerini ve kattıkları değeri göremediklerini söyledi. ‘Önümü göremiyorum’ diyenlerin kendilerini güvende hissetmediğini, değer kattığını göremediğini söyleyenlerin ise kendilerini değersiz ve yetersiz algıladığını ekledi.
Yunus Emre’nin en özgüvenli ve en sevgi dolu insan olarak rol model almamız gereken bir kişi olduğunu anlattı. “Ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için. Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim” sözü üzerinden kendisini anlattı. Zirve’de YGA 3.0 ”Yunus’un gönül âşıkları” olarak tanımlandı.
Atatürk aydınlığı
Ayrıca, Atatürk’ün “Hayatımın hiçbir döneminde karamsarlık nedir tanımadım” sözünü de İstanbul’un işgali sırasında en zor dönemlerde söylediğini hatırlattı.
Daha sonra YGA’nın lider tanımını değiştirdiğini anlattı ve YGA’nın ikinci başkanı Gökhan’ı örnek gösterdi. Yeni dönemdeki liderleri “Egosu küçük, kalbi büyük” diye tanımladı.
Daha önce Aziz Sancar’ın Nobel Ödülü alacağı öngörüsünde bulunduğunu ve bunun gerçekleştiğini belirterek yeni bazı öngörülerde bulundu. “Bu salondan Nobel alan bir kişi çıkacak ama daha önemlisi 2020 yılında YGA mezunlarının kurduğu çift kanatlı girişimler İstanbul’dan dünyaya uzanacak. WeWALK zaten yurtdışına açıldı. Ancak, bu salondaki sizler de bugün belki 10 tane olan teknoloji tabanlı çift kanatlı girişimin ileride yüzlercesine tanık olacaksınız” dedi ve ekledi: “Yani, 2023 yılında dünyanın dört bir yanından gelen çift kanatlı girişimciler olacak. İstanbul çift kanatlı girişimcilerin buluştuğu bir yer olsa bu salona yakışmaz mı? İstanbul çift kanatlı girişimlerin merkezi olacak.” Bu söyleminden sonra salonda alkış koptu.
Elimizi kalbimize götürüp bu öngörü için koca bir “İnşallah!” diyoruz.
Çift kanatlı girişimlere örnekler
Bu arada YGA’lıların tabiriyle ‘Sinan Abi’nin bahsettiği hâlihazırda kurulmuş çift kanatlı girişimlere de değinmek istiyorum. Bir de bana anlatıldığı kadarıyla ana YGA felsefesine göre bütün girişimler “birlikte başarma” ikliminde kuruluyor. Bu nedenle “kim kurdu?” diye sorulduğunda kimse adını vermeye gönüllü olmuyor. Ancak ben yine de kafanızda canlandırabilmeniz için şu anki kurucu ortak ve CEO’ların isimlerini de aşağıda paylaşmak isterim. Tabii şunu da belirtmek isterim ki arkalarında son derece iyi niyetle büyük çaba sarfeden yüreği büyük bir ekip var:
WeWALK (Sadık Ünlü): https://wewalk.io/en/
Twin (Asude Güray): https://www.twinscience.com/tr/
TYT (Barış Arıcı): https://www.tyt.com.tr/
PoiLabs (Ersin Güray): https://www.poilabs.com/
Piri (Tülin Yücel): https://www.piriguide.com/
İlk olarak uluslararası olma yolunda doludizgin giden WeWALK’tan bahsedelim.
WeWALK
WeWALK dünyanın en gelişmiş akıllı bastonudur. Ana özellikleri engelleri algılaması, cep telefonunuzla eşleştirebilmeniz ve Google Maps, Amazon, Alexa gibi navigasyon ve sesli asistan yazılımlarıyla entegre edilebilmesidir.
Teknik özellikleri de şu şekilde:
1) Akıllı telefonlara Bluetooth 4.2 aracılığıyla bağlanır. (Android 4.4, iOS 10 ve üzeri)
2) Ses duyarlıdır. Bir başka deyişle ses kontrolü vardır.
3) 252 gramlık ağırlıyla oldukça hafiftir. (Beyaz değneklik kısmı hariç)
4) Engelleri 160 cm’ye kadar algılar.
5) 20 saate kadar batarya süresi var (Kullanıma göre değişir)
6) İngilizce, Türkçe, Portekizce ve Arapçayı destekler.
7) Dokunmalı tabletle kontrol edilir.
8) Tutma yeri 30 cm uzunluğundadır.
WeWALK kutusunda neler olduğunu https://www.youtube.com/watch?v=g_kjVNp6hCk&feature=emb_logo linkindeki videosundan izleyebilirsiniz.
Özetle, WeWALK, görme engelli kullanıcısının göğüs ve baş hizasında önüne çıkabilecek engelleri algılayarak kullanıcıyı uyarıyor, Bluetooth ile WeWALK mobil uygulamasına bağlanıyor, görme engelli kullanıcının cep telefonuna hiç dokunmadan, bastonu üzerinden navigasyon almasını, toplu taşıma entegrasyonu ile çevresindeki durakları ve duraklardan geçen otobüslerin saatlerini öğrenmesini ve Alexa sesli asistana komutlar vermesini sağlıyor. WeWALK Akıllı Baston şu ana kadar 25’in üzerinde ülkede görme engellilere ulaştı.
WeWALK’la ilgili detayları https://wewalk.io/en/ linkinde bulabilirsiniz.
WeWALK, büyük emeklerle uluslararası arenaya çıkmayı başarabilmiş bir akıllı bastonun başarı öyküsünü ortaya koyuyor aslında. Thomas Edison’a adanan Edison Ödülleri’nde Sağlık & İyi Yaşam kategorisinde ‘altın ödül’e de layık görüldü. WeWALK son olarak dünyanın en çok okunan dergisi TIME tarafından 2019 yılının en iyi icatlarından biri seçildi. Can-ı gönülden tebrik ederim.
İşte WeWALK’un ekip fotoğrafı
Twin
Twin, özetle çocuklara bilimi sevdiren, hayal gücünü geliştiren, eğlenceli ve öğretici bir robotik ve kodlama setidir. Web sitelerinde yazdığı kadarıyla özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Mıknatısla birleşen elektronik modüllerden oluşur. Bu sayede çocuklar robot, otonom araba gibi son teknolojileri Twin modülleri ile kolayca üretebilir. Bu modüller birbirlerine mıknatıs yardımıyla bağlanarak farklı projeler oluşturmanıza yardımcı olur.
Bilgisayar programlamanın temellerini kavramak ve kodlama becerilerini geliştirmek için ihtiyaç duyulan tüm özellikleri ve günlük hayatta kullanılan teknolojilerin temellerini çocuklara sunan çok amaçlı STEM eğitim setleridir. Bu eğitim setleri, çocukların hayal gücünü ve sanat kabiliyetlerini geliştirmek, sanatı bilimin temelleriyle buluşturmaları için tasarlanmıştır. STEM’le çocuklar el sanatları malzemeleri ve robotik modülleriyle kendi sanat eserlerini tasarlamaya ve robotik projelerini inşa etmeye başlayabilirler.
Twin, çocukların bilimsel içerikleri, oyunlarla ve deneylerle keşfetmeleri için tasarlanmış ücretsiz bir mobil uygulamadır. Çocuklar birbirinden eğlenceli ve öğretici oyunların yapılış adımlarını öğrenir ve kendi projelerini önce tasarlar sonra paylaşırlar. Bilgisayar programlamanın temellerini kavramak ve kodlama becerilerini geliştirmek için ihtiyaç duyulan tüm temel özellikleri Twin Robotik Kodlama setinde bulabilirsiniz.
Kendilerini bilimin en eğlenceli hali şeklinde tanımlayan Twin’in isminin nereden geldiğini kurucularından Asude’ye sorduğumda, ‘bir alana biri bedava’ şeklinde tanıttıkları için Twin ismini koyduklarını söyleyince ben de kendisine “Benim de ikizim var, o yüzden bu koyduğunuz isim şahsen hoşuma gidiyor” dedim.
Twin’in Çocuklara Katkıları
1) 21. yüzyılın gereklilikleri olan robotik kodlama ve STEM eğitimine yardımcı olur.
2) Erken yaşta geleceğin mesleklerine hazırlar. Kendi hayallerini hayata geçirmelerine yardımcı olur.
3) Yaratıcı düşünme kabiliyetlerini ve el becerilerini geliştirir.
Twin’le ilgili daha fazla bilgi için https://www.twinscience.com/tr/ linkinden web sitelerine ulaşabilirsiniz.
Çocukların bilimsel içerikleri, oyunlarla ve deneylerle keşfetmeleri için tasarladıkları ücretsiz mobil uygulama Twing’i yayına aldılar. Twing uygulaması çocuklara bilimsel deneylerini paylaşabilecekleri ve birlikte öğrenebilecekleri bir dijital sınıf ortamı ve topluluk sunuyor. Çocuklar projelerin yapılış aşamalarını öğreniyor, arkadaşlarının yaptıkları projelerden ve deneylerden ilham alarak kendi icatlarını da paylaşabiliyor.
Londra’da yapılan dünyanın en önemli eğitim teknolojileri fuarlarından olan Bett Show’da yoğun ilgi gören Twin, Görme engelli çocuklar için tasarladıkları robotik setleriyle Eğitimin Oscar’ı olarak adlandırılan Bett Awards’ta “Eğitim için Özel Çözümler” alanında birinciliğe de layık görüldü.
İnsanlığın geleceği olan çocuklara bilimi öğretmeyi amaçlayan ve şu ana kadar 150.000 çocuğa ulaştırılan bu setleri tasarlayanları, bu girişimi başlatanları ve birebir okullarda uygulamaları yapanları tebrik ediyor, helal olsun diyorum. Ulvi bir amaca hizmet ettikleri için emeği geçen herkese de can-ı gönülden teşekkür ediyorum.
İşte Twin’in ekip fotoğrafı
TYT (Temiz Yaratıcı Teknolojiler)
Güneş enerji santralleri (GES), yüzer GES ve CSP (Concentrating Solar Power) alanında çalışmaları bulunan TYT’yi benim profesyonel alanıma girdiği için iyi tanıyorum.
TYT de piyasadaki klasik ‘tüm teknik hizmetler bir arada’ mantığıyla kurulan şirketler gibi proje geliştirme, EPC (mühendislik, tedarik ve inşaat) ve işletme/bakım hizmetleri veriyor, finansal ve teknik alanda da danışmanlık sunuyor. Tüm bu hizmetleri anahtar teslim çözümler şeklinde de verebiliyor.
Tabii TYT’yi diğer firmalardan ayıran iki özellik var. Birincisi inovatif ve kimsenin pek de ilgilenmediği niş alanlarda işler yapabiliyor. Örneğin jeotermal santraline hibrit bir CSP parabolic trough (yüksek ısı ve basınçlı buhar üreten yoğunlaştırılmış güneş enerjisinin parabolik oluk tipi) kurulumu yapmışlar. Ya da PV (fotovoltaik) sistemlerde niş bir alan keşfedip Türkiye’nin ilk yüzer santralini Büyükçekmece Gölü’nün üzerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi için kurmuşlar. Sonrasında bu işi çok geliştirip kendi duba ve bağlantı sistemlerini yapmaya başlamışlar. Bir de son dönemlerde dalga enerjisi üzerine çalışmaları var. Hatta yeni tasarladıkları hibrit Yüzer GES ve Dalga enerji sistemleriyle “Technology Innovation Pioneers” ödülüne seçildiler ve BAE'de patent desteği kazandılar.
Bu gençleri üstesinden geldikleri tüm bu işler için tebrik ediyor ve başarılar diliyorum. Yenilenebilir enerji sektörüne hizmetleri için de kendilerine ayrıca teşekkür ediyorum. Yolunuz açık olsun.
TYT’yle ilgili detayları https://www.tyt.com.tr/ linkindeki web sitelerinde bulabilirsiniz.
İşte TYT’nin ekip fotoğrafı
PoiLabs
Bir başka YGA girişimi olan PoiLabs, iBeacon işi yapıyor. Konuya hakim olmayanlar için hemen belirteyim, Bluetooth’dan veri çıkarıp iç mekan analizi, yakınlık pazarlaması ve iç mekan navigasyonu hizmetleri veriyor. Dünyada bunu yapan yaklaşık 400 firma arasında ilk 15’te yar alıyor. Hopi, Beymen ve Boyner gibi markalar hizmetlerinden faydalanıyor. İş Bankası 5000 küsur ATM’de müşteri deneyimini iyileştirmek için bu hizmeti kullanıyor.
Ayrıca Türkiye’de görme engelliler için yaklaşık 30 AVM’de iç mekân navigasyon hizmeti veriyorlar. Wayfinder’ın bir ortağı gibi çalışıyor (www.wayfindr.net). 4 farklı çözümleri mevcut: AVM ve perakende, müze, endüstri ve lojistik. Detayları https://www.poilabs.com linkindeki web sitelerinden okuyabilirsiniz.
Verdikleri hizmetlerde bir YGA girişimi olmalarının ötesinde, kapalı alan ve toplu taşımada görme engellilerin hayatını kolaylaştıran bir teknoloji sunmaları onların gerçek anlamda bir sosyal girişim olduğunu ortaya koyuyor. Emeği geçenleri tebrik ederim.
İşte PoiLabs’in ekip fotoğrafı
Piri
Dünyayı en iyi rehberlerin sesiyle keşfetmenizi sağlayan bir seyahat uygulamasıdır. Piri’nin dijital turlarıyla 20 ülkede, 30 şehirde, 150’den fazla rotayı deneyimleyebilirsiniz.
Piri, şehrin bilinmeyen hikâyelerini en iyi rehberlerin sesli anlatımları ve önerileriyle dilediğiniz zaman keşfetmenizi sağlıyor.
Eğlenceli ve işe yarar bu sistemi kuranları tebrik ederim. Ayrıca isimlerini gayet başarılı bulduğumu söylemek isterim. Hem söylenişi kolay, hem de tarihimizdeki en önemli denizcilerden biri olan Piri Reis’e atıfta bulunuyor. Gayet şık olmuş. Biliyorsunuz Piri Reis, Osmanlı Türk'ü bir denizci ve kartograftır. İnsanlık tarihinde Amerika'yı ilk gösteren Dünya haritaları ve Kitab-ı Bahriye adlı denizcilik kitabıyla tanınmıştır.
Piri’dekilerin de yolları açık olsun. Umarım dünyada turizm potansiyeli olan tüm şehirlere penetre ederler.
İşte Piri’nin ekip fotoğrafı
Zirveye dönersek, zirvede geri kalan tüm program dolu dolu geçti. Aklıma takılanları kısa kısa aktarıyorum, zirvenin tümünü https://www.youtube.com/watch?v=0CetwoDQ_8k linkinden izleyebilirsiniz.
Üstatlar ve liseli gençler
İmamoğlu’nun, Barış Manço’nun ‘Dönence’ şarkısıyla sabahları kendini motive etmesi, inovasyona ve gençlere verdiği önemi anlatması, Agah Uğur’un samimi üslubuyla “Hangi işi yaparsanız yapın kendinizi adamak zorundasınız” demesi, Ümit Boyner’in “Hayatı dolu dolu yaşayan insanların topluma daha fazla sosyal fayda üreten insanlar olduğunu görüyoruz” demesi, onunla aynı panelde moderatör olarak yer alan Murat Özyeğin’in “YGA bize üç nesil dokunmuş bir yer. Beni hep besledi ve benden aldığından fazlasını bana verdi” demesi, yabancı katılımcıların deneyimlerini gençlere aktararak yol göstermeye çalışmaları ve muhteşem tekno müzik şovu… Hepsi harikaydı!
Zirvenin benim açımdan en ilgi çekici olayı ise YGA potansiyeli taşıyan liselilerle öğle yemeğinde bir araya gelmemizdi. Onlara aldığım notlarla birlikte deneyimlerimi aktardım. Yol göstermeye çalıştım. Umarım faydalı olmuştur.
Bir de tam çıkmak üzereyken daha önce geçtiğimiz eylül ayında konuşma yaptığım bir YGA etkinliğinde tanıştığım ve kendisini cesaretlendirdiğim için bana teşekkür eden görme engelli Zülal’le karşılaştım. Zeki ve müthiş bir pozitif enerjisi olan Zülal, sesimden beni hemen tanıdı. Helal olsun. Yolu açık olsun, gönlüne göre olan tüm isteklerini yerine getirsin.
Son olarak, geçtiğimiz aralık ayında TTGV’nin (Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı) yılın girişimleri ödüllerini verdikleri senelik etkinliklerine açılış konuşmacısı olarak davet edildim. Bu etkinlikte Türkiye’nin teknoloji alanındaki önde gelen girişimcilerine, akademisyenlerine ve yöneticilerine hem donanımlı hem de vicdanlı çift kanatlı olmanın önemini vurguladığım TTGV konuşmamı bu vesileyle sizlerle paylaşmak isterim:
Daha güzel bir dünya için çift kanatlı gençlerin sayılarının artmasını sağlayıp onları elimden geldiğince destekleyeceğim. Yaşasın çift kanatlı insanlar!
Keşke herkes bu gerçeği görebilse...